İnsanlık tarihinin tanığı: St. Catherine Manastırı Kütüphanesi

St. Catherine Manastırı kütüphanesinde yaklaşık 4 bin 500 el yazması kitap, tarihi kayıtlar, haritalar ve resimler bulunuyor (Independent Arabia)
St. Catherine Manastırı kütüphanesinde yaklaşık 4 bin 500 el yazması kitap, tarihi kayıtlar, haritalar ve resimler bulunuyor (Independent Arabia)
TT

İnsanlık tarihinin tanığı: St. Catherine Manastırı Kütüphanesi

St. Catherine Manastırı kütüphanesinde yaklaşık 4 bin 500 el yazması kitap, tarihi kayıtlar, haritalar ve resimler bulunuyor (Independent Arabia)
St. Catherine Manastırı kütüphanesinde yaklaşık 4 bin 500 el yazması kitap, tarihi kayıtlar, haritalar ve resimler bulunuyor (Independent Arabia)

Mey İbrahim
Mısır'daki St. Catherine Manastırı, dini değerinin ve turistik cazibesinin yanı sıra eşsiz bir kütüphaneye sahip. Dünyanın en eskilerinden biri olan kütüphane, barındırdığı tarihi eserlerle değerine değer katıyor.
Yaklaşık 4 bin 500 el yazması kitaba ev sahipliği yapan kütüphanede ayrıca manastır yöneticileri ile imparatorlar arasındaki yazışma metinleri, tarihi kayıtlar, haritalar ve resimler yer alıyor. Üç salondan oluşan kütüphanede, bazılarının ilk baskısı olan yaklaşık 6 bin kitap bulunuyor.
Dünyanın en eski Ortodoks Hıristiyan manastırlarından biri olan St. Catherine Manastırı, M.S. 6’ıncı yüzyılda kuruldu ve halen kuruluş gayesine uygun olarak hizmet ediyor. Musa Dağı, Horeb Dağı ve Mukaddes Tuva Vadisi isimleriyle de bilinen ve Musa peygambere 10 emrin indirildiğine inanılan Sina Dağı’nın eteklerinde yer alan manastır, tüm ilahi dinler arasında önemli yeri olan bir bölgede bulunuyor.
Nadir el yazmaları ve belgeler
St. Catherine Manastırı Kütüphanesi’nin, dünyanın en değerli kütüphanelerinden biri olduğunu söyleyen Güney Sina Eski Eserler Müdürü Halid Alyan, bunun nedenini içerisinde oldukça nadir olan yazma eserler ve belgeler bulunmasına bağladı.
Independent Arabia’dan Mey İbrahim’e açıklamalarda bulunan Alyan, “Kütüphanede çok sayıda Arapça, Latince, Amharca ve Rusçanın yanı sıra Yunanca kaleme alınmış el yazmaları bulunmaktadır. Manastırda yaşayan keşişlerin çoğu Yunanistan kökenli Ortodokslardır” ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte kütüphanede, uzun süredir St. Catherine Manastırı’nın bulunduğu bölgede yaşayan ve manastırdaki keşişlerin hayatlarını idame etmelerine yardım eden el-Cebaliyye Kabilesi ile keşişlerin arasında geçen alışverişlerle ilgili oldukça eski yazışmaların belgeleri yer alıyor.
Muhammediyye Emannamesi
Kütüphanedeki en önemli el yazmasının Muhammediyye Emannamesi olduğunu söyleyen Alyan, söz konusu belgenin M.S. 2’inci yüzyıldan kalma el yazması bir kopya olduğunu söyledi. Alyan, üzerinde Hz. Muhammed’in parmak izinin olduğu ve cennetle müjdelenen 10 sahabenin (Aşere-i Mübeşşere) şahitlik ettiği emannamenin buradaki keşişlerin hayatları için bir teminat olarak görüldüğünü, belgenin orijinalini 1517’de Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim tarafından manastırdan alınarak İstanbul’a götürüldüğünü ve Türkiye’deki bir müzede sergilendiğini belirtti.
Yunanca Yeni Ahit
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre, kütüphanede ‘Codex Sinatikos’ olarak bilinen Yunanca Yeni Ahit’in de olduğunu belirten Alyan, bunun eksik bir kopya olduğunu ve Caesarea Piskoposu Eusebios’un 331 yılında İmparator Konstantin’in emriyle bunu yazdığını, ardından 560 yılında İmparator I. Justinianus tarafından manastıra verildiğini söyledi. Aynı şekilde M.S. 4’üncü yüzyıl tarihli ve oldukça değerli bir el yazması olan Sina İncili’nin de kütüphanedeki eserler arasında bulunduğunu ifade eden Alyan, M.S. 5’inci yüzyıldan kalma kayıtlı parşömen kâğıdı üzerine Süryanice yazılmış İncil'in eksik bir nüshasının da kütüphanede bulunduğunu kaydetti.
El yazması eserlerin ve belgelerin kopyaları
Bu İncil nüshasının Süryanice yazılmış en eski nüsha olduğunu söyleyen Alyan, kitabın bazı bölümlerinin silindiğini ve daha sonra tekrar yazıldığını, bu işlemin de o dönemde yaygın olarak yapıldığını belirtti. Alyan bu işlemin, el yazması eserler üzerinde kızılötesi ışınlarla yapılan inceleme sonucu ortaya çıktığını da sözlerine ekledi. Yine söz konusu incelemeler sırasında el yazmalarından birinin tıbbın babası olarak anılan Hipokrat’a ait olduğunun anlaşıldığını belirten Alyan, Hipokrat tarafından kaleme alınan tıbbi reçetelerin çok önemli el yazmaları olduğunu ifade etti.
Söz konusu eserlerin korunması ve halkın bu eserleri görmesiyle ilgili olarak ise Alyan, St. Catherine Manastırı'ndaki belgelerin incelenmesi ve korunması işlemlerine İskenderiye Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve Amerikan Kongre Kütüphanesi’nin ortak çalışmasıyla 1950 yılında başlandığını ve eserlerin mikro film yöntemiyle kayıt altına alındığını aktardı. Alyan şuan tüm bu eserlerin elektronik ortama aktarılma işleminin yapıldığını da sözlerine ekledi.
Kütüphanenin şuan mükemmel bir durumda olduğunu ve 2017 yılı sonlarında yapılan restorasyonun ardından yeniden hizmete açıldığını belirten Alyan, el yazması eserlerin korunması için özel nem ve sıcaklık kontrol sistemlerinin kurulduğunu söyledi. Alyan ayrıca herhangi bir tehlike karşısında anında müdahale için kütüphanenin güvenlik kameralarıyla izlendiğini ve el yazmalarının özel çelik kapılar ardında koruma altına alındığını belirtti. Bununla birlikte Alyan kütüphanedeki eserlerin korunmasının insanlık mirasını korumak adına oldukça önemli olduğunun altını çizdi.



James Gunn: Yıldızlar Batman rolü için sıraya girdi

Küresel gişe hasılatı 772 milyon doları aşan 2022 yapımı The Batman üç dalda Oscar'a aday gösterilmişti (Warner Bros)
Küresel gişe hasılatı 772 milyon doları aşan 2022 yapımı The Batman üç dalda Oscar'a aday gösterilmişti (Warner Bros)
TT

James Gunn: Yıldızlar Batman rolü için sıraya girdi

Küresel gişe hasılatı 772 milyon doları aşan 2022 yapımı The Batman üç dalda Oscar'a aday gösterilmişti (Warner Bros)
Küresel gişe hasılatı 772 milyon doları aşan 2022 yapımı The Batman üç dalda Oscar'a aday gösterilmişti (Warner Bros)

James Gunn'a göre, Hollywood'un en büyük yıldızları Batman'i oynamak için sıraya girmiş durumda.

DC Stüdyoları'nın başındaki James Gunn, IGN'e verdiği röportajda, birçok ünlü oyuncunun yeni projesi Batman: The Brave and the Bold'da Kara Şövalye'yi canlandırmak istediğini açıkladı. Gunn, Bruce Wayne'in bilinen köken hikayesinde bazı değişiklikler yaptıklarını ve filmin hikayesinin hâlâ "gelişim aşamasında" olduğunu da söyledi.

"Bazı şeyler değişti" diyen 59 yaşındaki Gunn, sözlerine şöyle devam etti: 

Anne babasıyla ilişkisi ve geçmişine dair pek çok şey hâlâ belirsiz. Dolayısıyla hiçbirini kesin kabul etmeyin. Yani, bana Batman'i oynamak istediğini söyleyen büyük oyuncuların sayısını size anlatamam.

Gunn sözlerini şöyle sürdürdü:

Sanırım Batman'i oynamak istemeyen aktör bulmak daha zor olurdu. O, herkesin canlandırmak istediği tek karakter. Bu, tamamen gerçek.

Batman'i modern çağa taşıyan isim Christian Bale olmuş, Christopher Nolan'ın büyük övgü toplayan üçlemesinde başrol oynamıştı. 

Daha yakın dönemdeyse Robert Pattinson, Matt Reeves'in 2022'de vizyona giren filmi The Batman'de Gotham'ın karanlık koruyucusunu canlandırmıştı. Pattinson, 1 Ekim 2027'de gösterime girmesi planlanan The Batman: Part II'da da aynı rolle geri dönecek.

Variety'nin 2023'te yayımlanan özel haberine göre, Batman: The Brave and the Bold'u The Flash'in yönetmeni Andy Muschietti yönetecek. Yapım, Grant Morrison'ın çizgi roman serisine dayanıyor ve Bruce Wayne'in biyolojik oğlu Damian'la güçlerini birleştirerek Robin kimliği altında suçla savaşmasını konu alıyor.

Independent Türkçe, Deadline, Variety


Başrolde bir köpek: Good Boy sinema tarihine geçmeye hazırlanıyor

Bir köpeğin gözünden anlatılan perili ev hikayesi Good Boy, yönetmen Ben Leonberg'ün ilk uzun metrajlı filmi (IFC)
Bir köpeğin gözünden anlatılan perili ev hikayesi Good Boy, yönetmen Ben Leonberg'ün ilk uzun metrajlı filmi (IFC)
TT

Başrolde bir köpek: Good Boy sinema tarihine geçmeye hazırlanıyor

Bir köpeğin gözünden anlatılan perili ev hikayesi Good Boy, yönetmen Ben Leonberg'ün ilk uzun metrajlı filmi (IFC)
Bir köpeğin gözünden anlatılan perili ev hikayesi Good Boy, yönetmen Ben Leonberg'ün ilk uzun metrajlı filmi (IFC)

2025'in en heyecan verici korku filmlerinden biri ne bir serinin parçası ne de ünlü oyuncularla dolu. Hatta başrol oyuncusu insan bile değil. Good Boy, Indy adında eğitimsiz bir retriever'ın başrolde olduğu sıradışı bir yapım.

Indy'nin sahibi yönetmen Ben Leonberg ve yapımcı Kari Fischer, "Köpeğimiz başrolde oynayabilir mi?" sorusuyla yola çıktı. İlk fragmanın yayımlanmasının ardından sosyal medyadaki yorumlar adeta coştu; öyle ki film sınırlı gösterimden geniş vizyona taşındı. Leonberg, bu ilgiyi "harika" diye nitelese de projeye başından beri güvendiklerini söylüyor:

Filmi yapmak uzun bir yolculuktu. Yıllarca sadece ben, eşim ve köpeğimiz, bu filmi çekmek için uğraştık. Ama bunun iyi bir fikir olduğunu hep düşündük. İnsanların heyecanla sahiplenmesini görmek müthiş.

Film, Leonberg ve Fischer'ın gerçek hayattaki evcil hayvanı Indy'nin, sahibinin taşındığı kırsaldaki perili evde doğaüstü güçlerle karşılaşmasını konu alıyor. Mart ayında SXSW Film Festivali'nde prömiyer yapan Good Boy, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yüzde 89'luk etkileyici bir puana ulaştı. Ancak asıl başarı, internette milyonların Indy'ye hayran kalması oldu.

Leonberg, kimin gerçek yıldız olduğunu bildiklerini söylüyor:

Bir keresinde kahve almaya gittik, biri 'Bu o ünlü köpek değil mi?' diye sordu. İnsanlar onu tanıyor ama bizi tanımıyor. Gerçek ünlünün kim olduğu ortada.

Hayvanlar korku filmlerinde yıllardır yan rollerde yer aldı ama ilk kez bir köpek başrol olarak tüm hikayeyi taşıyor. Leonberg, çıkış noktasını şöyle açıklıyor:

Korku filmlerinde hep şu klişe vardır: Köpek bodrum katına gitmek istemez ya da huzursuzlanır. Biz de "Ya tüm hikaye köpeğin bakış açısından anlatılsa?' diye düşündük.

Aslında yönetmen filmi yazmaya başladığında Indy henüz hayatında yoktu. Onu yavruyken sahiplendiğinde test çekimleri yapmaya başladı. Küçük videolar bir ödül adaylığı getirince, Leonberg'in ifadesiyle "film çekmek zorunluluk haline geldi".

Leonberg köpeklerle film çekmenin kolay olmadığını da itiraf ediyor:

Bazen bir sahneyi günlerce bekliyorsunuz çünkü Indy, bir sincabın peşine düşebiliyor. Oyuncular en azından bir filmde olduklarının farkındadır ama Indy'nin böyle bir bilinci yoktu. Biz de her gün yavaş yavaş birer çekim yaparak ilerledik.

Üç yıla yayılan, 400 günden fazla süren prodüksiyon boyunca Leonberg sahneleri esnek bir yaklaşımla planladı. Çünkü Indy ne belirli bir işareti takip edebiliyor ne de insanlar gibi zamanlamayı tutturabiliyordu. Yönetmen, eşinin sette sürekli yerde sürünerek köpeğe doğru işaret verdiğini, büyük sabır ve inançla filmi birlikte tamamladıklarını söyledi.

Good Boy, ABD'de 3 Ekim'de, Birleşik Krallık'ta ise 10 Ekim'de vizyona girecek. Filmin Türkiye'deki vizyon tarihi ise 26 Aralık. 

Independent Türkçe, GamesRadar, Entertainment Weekly, MovieWeb 


Kasabanın karanlık sırları: Netflix'in yeni dizisi övgü topluyor

52 yaşındaki Avustralyalı aktris Toni Collette, Bir Erkek Hakkında (About a Boy), Ayin (Hereditary) ve Mickey 17 gibi filmlerle de tanınıyor (Netflix)
52 yaşındaki Avustralyalı aktris Toni Collette, Bir Erkek Hakkında (About a Boy), Ayin (Hereditary) ve Mickey 17 gibi filmlerle de tanınıyor (Netflix)
TT

Kasabanın karanlık sırları: Netflix'in yeni dizisi övgü topluyor

52 yaşındaki Avustralyalı aktris Toni Collette, Bir Erkek Hakkında (About a Boy), Ayin (Hereditary) ve Mickey 17 gibi filmlerle de tanınıyor (Netflix)
52 yaşındaki Avustralyalı aktris Toni Collette, Bir Erkek Hakkında (About a Boy), Ayin (Hereditary) ve Mickey 17 gibi filmlerle de tanınıyor (Netflix)

Netflix, ekime girerken kütüphanesine tüyler ürperten yeni bir dizi ekledi.

8 bölümlük gizem ve gerilim dizisi Wayward, son yılların başarılı Britanya yapımlarından Feel Good'un yaratıcısı Mae Martin imzasını taşıyor. Martin'in yeni dizisi gizemlerle dolu küçük bir kasabada geçen karanlık ve sürükleyici bir hikayeyi ekrana taşıyor.

Martin, dizide polis memuru Alex Dempsey'yi canlandırıyor. Dempsey, hamile eşi Laura'yla birlikte Tall Pines adlı huzurlu görünen bir kasabaya taşınıyor. Ancak kısa süre içinde Laura'nın, sorunlu gençler için açılan yerel okulun karizmatik ve ürkütücü kurucusu Evelyn Wade'le gizemli bir bağı olduğu ortaya çıkıyor.

Alex, okuldan kaçmak isteyen iki genç kızla dostluk kurunca, hem kasaba hem de eşine dair bildiği her şeyi sorgulamaya başlıyor.

"Büyüleyici bir gizem"

Wayward 25 Eylül'de platformda yayına girdi ve kısa sürede övgü dolu eleştiriler aldı.

Birleşik Krallık merkezli Guardian, diziyi "büyüleyici bir gizem" diye nitelendirerek özellikle Toni Collette'in "tam anlamıyla muhteşem" performansını öne çıkardı.

HELLO! dergisinden Nicky Morris, diziyi "ürpertici ve karanlık bir gerilim" diye tanımladı ve Collette'in daha önce Ayin (Hereditary) ve Yılbaşı Kabusu (Krampus) gibi korku projelerindeki başarısını hatırlattı.

Mashable, "Mae Martin'in gençlik dramasını tek solukta bitirmek isteyeceksiniz" diyerek diziyi övdü.

Film Focus Online, "Rahatsız etmekten, güldürmekten ve düşündürmekten çekinmeyen bir yapım" yorumunu yaptı.

"Türler arası bir gerilim"

Digital Spy ise diziyi "türler arası bir gerilim" diye niteleyerek ekledi: 

Toni Collette tahmin edildiği gibi çok iyi ama asıl parlayan Mae Martin.

Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yüzde 74 onay puanına ulaşan Wayward, sonbaharın en çok konuşulan dizilerinden biri olmaya aday görünüyor.

Diziyi izleyen hayranlar sosyal medyada "İkinci sezon gelsin, bağımlısı olduk!" yorumlarını paylaştı.

Bir izleyici, "Tall Pines'taki karakterlerden çoğu mutlu bir sonu hak ediyor, umarım ikinci sezon gelir" derken, bir diğeri, "Çarpıcı ve gizemliydi, kesinlikle devamını istiyorum" ifadelerini kullandı.

Independent Türkçe, Mirror, HELLO!, Film Focus Online, Digital Spy, Mashable, Guardian