Esrarengiz Firavun Tutankamon'un mezarının hikâyesi

Esrarengiz Firavun Tutankamon'un mezarının hikâyesi
TT

Esrarengiz Firavun Tutankamon'un mezarının hikâyesi

Esrarengiz Firavun Tutankamon'un mezarının hikâyesi

İngiliz arkeolog ve Mısır bilimcisi Howard Carter, keşif tutkusuyla yola çıkarak 17 yaşındayken ülkesini terk etti ve Mısır’ın güneyinde yer alan Krallar Vadisi’nin yolunu tuttu. Genç yaşında yollara düşen Howard Carter, 15 yıllık bir araştırmanın ardından adının, eski Mısır medeniyeti simgesinin keşfi ile ilişkilendirileceğini henüz bilmiyordu.
Dünyanın dört bir yanındaki Mısır bilimciler, “Küçük Firavun” lakaplı Kral Tutankamon’un mezarının keşfedilmesinin ihtişamlı olduğu konusunda hemfikir. Tutankamon, Mısır imparatorluğunun genişletilmesine katkı sağlayan savaşçı bir kral ya da birçok tapınak ve tesis kurduğu için büyük bir isim değildi. Onun özelliği, mezarının hırsızlardan uzak tutulması ve hazinelerinin günümüze dek gelmiş olmasıdır. Küçük Firavun’un hazineleri, eski Mısır tarihinin birçok yönünü açığa çıkarmak ve uygarlık tarihinin en önemli bilgi ve detaylarına katkı sağladı.
Mısır’ın en genç Kral’ı Tutankamon’un mezarının bulunmasının üzerinden yaklaşık 100 yıl geçti. Carter’ın ülkesi olan İngiltere’nin başkenti Londra’daki Saatchi Gallery sanat müzesi, son günlerde 6 ay sürmesi planlanan Tutankamon'un hazinelerinin sergilenmesine ev sahipliği yapıyor. Altın Kral Tutankamon’un hazineleri, dünyadaki 10 uluslararası şehirde ziyarete açılıyor. Bunlardan biriside Londra.

Kabir eşyaları
Mezarlığın içerisinde farklı odalarda yer alan 3 bin 500 adet parça bulunması ile Carter, saray yaşamı hakkında bize önemli bilgiler sunmuş oldu. İlk kez 1992 yılında girilen mezarda, Tutankamon’a ait elbiseler, kumaşlar, süs eşyaları, tütsü, gemiler ve çok sayıda farklı türlerden böcek bulundu.
Mezarlıkta bulunan odalarda ayrıca, sandalye, mobilya, oyuncak parçalar, yiyecek ve içecek stokları, altın, seramik kaplar, at arabası ve askeri teçhizatlar bulundu.
Altın Firavun ve tahtı ele geçirmek
Tutankamon Mısır tahtını, MÖ 1336 yılında, babası Akhenaton’un tek tanrı inancına döndüğü ve Mısır’ın geleneksel inancını reddettiği köklü bir değişim döneminde devraldı. Akhenaton,  tek tanrı inancına mensup olup, güneş tanrısı Aton’a taparken, ölümünün ardından Mısırlılar, yeniden eski geleneksel inançlarına döndü.
9 yıl boyunca iktidarda kalan Tutankamon, tahta geçtiği sırada 10 yaşındaydı. 19 yaşında iken hayatını kaybeden Altın Firavun’un cesedi 70 gün içerisinde mumyalanarak, Luksor’daki Krallar Vadisi’nde 69 numaralı mezarlığa alındı. Hırsızların eli, Tutankamon’un mezarına ulaşamazken, 4 Kasım 1922 yılında, İngiliz arkeolog ve Mısır bilimci Howard Carter mezarlığa giden 16 basamağı keşfetti. Ertesi gün merdivenlerin tamamı açığa çıkarken, Kasım ayı sonunda Carter, mezarlık ve yanında bulunan diğer odaları keşfederek, mezarı açmış oldu. İlk bulgular, 1922 yılının Aralık ayında mezarlıktan çıkarılırken, yaklaşık 7 hafta süren çalışmaların ardından ön oda tamamen temizlenmiş oldu.

62 numaralı mezarlık
16 merdivenin ardından A girişinin bulunduğu mezarlık, bölümlere ayrılmış durumda. 7 metre uzunluğa sahip olan eğik bir girişin ardından 8 metre uzunluk ve 3,67 metre genişliğe sahip olan dikdörtgen bir ön bölme var. Kuzey kısmında ise iki oda bulunuyor. Tabutun bulunduğu ve hazine odasının hemen yanındaki ön odanın batı kısmında küçük bir oda daha mevcut. Mezarın bulunduğu odanın duvarlarında lahitler hariç dekor bulunmazken, Tutankamon’un “diğer dünyaya yapacağı yolculukta kendisine yardımcı olması adına Ölüler Kitabı'ndan yer alan yazıtlar” mevcut.
Ölümü ile ilgili sırlar
Eski Mısır Tarihi Eserler Bakanı ve arkeolog Zahi Havas, 2010 yılında Tutankamon’un ölümünün gizemi dâhil olmak üzere 18. Hanedanlığa dair çeşitli konuların hala kafa karışıklığına sebep olduğunu ifade etti. Yapılan analizler sonucu Altın Firavun’un ölüm sebebinin sıtma olduğu belirtildi. Yapılan mumya araştırmaları analizinde ise, Tutankamon’un babasının Kral Akhenaton olduğu ortaya çıktı.
Ortaya çıkan sonuçlarda ayrıca, Firavun ailesinde bulunan kalıtsal genetik kusurların Tutankamon'un ölümünde rol oynadığı ifade edildi. Mumyalarda zayıflık, hastalık ve kardiyovaskülerle ilgili sorunların olduğu da belirtildi.
Havas, Kahire’de Mısır Müzesi’nin bahçesinde düzenlenen toplantı sırasında yaptığı açıklamada, eski çizimlerde Tutankamon’un ayakta olmadığı ve at arabasına oturduğu esnada kendisine ok atıldığını gösteren bulguların olduğunu belirtirken, mezarında alışılmışın dışında yaklaşık 100 adet baston bulduklarını söyledi. Başlarda bu bastonların Altın Firavun’un gücünü temsil ettiğini düşündüklerini aktaran Havas, kullanılan bastonların eski koltuk değnekleri olduğunu, çünkü Tutankamon’un yürümekte güçlük çektiğini ifade etti.
Arkeolog Zahi Havas, Tutankamon’un öldürüldüğü iddialarını kanıtlamak için 2005 yılında mumyaların röntgen görüntüsünde kafatasında bir delik olduğu ve bu deliğin mumyalama işlemi sırasında yapıldığının ortaya çıktığını belirtirken, genç Firavun’un ölümünde rol oynayabileceğini düşündükleri sol bacak kemiğinde de bir kırığın var olduğunu ifade etti.



Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, yediklerimizin hayatımızın ilerleyen dönemlerinde yakalanacağımız kronik hastalıkların miktarını belirleyebileceği konusunda uyarıyor.

Araştırma sebze-meyve, balık ve doymamış yağlar bakımından zengin Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme düzeninin yaşlılarda demans da dahil olmak üzere kronik hastalıkların gelişimini yavaşlatabileceğini ortaya koydu. İşlenmiş et ve şeker açısından zengin, iltihabı artıran diyetlerse bu süreci hızlandırabilir.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar, 4 diyetin yaşlılardaki kronik hastalıklar üzerindeki etkilerini inceledi.

İncelenen diyetlerden üçü sağlıklı ve sebze, meyve, tam tahıl, kuruyemiş, baklagiller ve doymamış yağların alımına; şekerli yiyecekler, kırmızı et, işlenmiş et ve tereyağı/margarin tüketimininse azaltılmasına odaklanıyor.

Diğer yandan dördüncü diyet iltihaplanmaya yol açıyor ve daha az sebze, çay ve kahve; daha çok kırmızı ve işlenmiş et, rafine tahıllar ve şekerli içecek tüketimini içeriyor.

Araştırmacılar İsveç'teki 60 yaş ve üstü 2400 yetişkinin beslenmelerini 15 yıl boyunca izleyip kronik hastalıklarını takip etti.

Alınan besinleri, gıda sıklığı anketleri ve şu 4 diyet örüntüsüne bağlılıkla ölçtü: Ampirik Diyet İnflamatuar İndeksi (EDII), AHEI, Alternatif Akdeniz Diyeti (AMED) ve MIND (Nörodejeneratif Gecikme için Akdeniz - Dash Müdahalesi).

Multimorbidite, kronik hastalıkların sayısıyla tanımlanıp organ sistemlerine göre (kas-iskelet, kardiyovasküler ve nöropsikiyatrik) gruplandırıldı.

Nature Aging adlı bilimsel dergide yayımlanan sonuçlar, sağlıklı diyetleri benimseyenlerde kronik hastalıkların daha yavaş geliştiğini ortaya koydu.

Örneğin, başta AMED, AHEI ve MIND olmak üzere sağlıklı beslenme örüntülerine uzun süreli bağlılık, yaşlılarda kronik hastalıkların daha yavaş gelişmesiyle bağlantılı çıktı.

Bu, kardiyovasküler hastalıklar ve demans için geçerli olsa da kas ve kemiklerle ilgili hastalıklarda böyle bir bağlantı görülmedi.

Ancak iltihaplanma oluşturan diyeti benimseyenlerde kronik hastalık riski arttı.

Karolinska Enstitüsü'ndeki Yaşlanma Araştırma Merkezi, Nörobiyoloji, Bakım Bilimleri ve Toplum Bölümü'nde doktora sonrası araştırmacı olan ortak birinci yazar Adrián Carballo-Casla, "Sonuçlarımız, yaşlanan popülasyonlarda multimorbiditenin gelişimini diyetin ne kadar önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor" diyor.

Diyetin koruyucu etkileri, yaşlanmaya bağlı hastalıklarda kilit önem taşıyan bir faktör olan iltihaplanmanın azalmasıyla açıklanabilir.

Araştırma makalesinin yazarları, uzun ömür üzerinde en büyük etkiye sahip olabilecek diyet önerilerini ve yaşlarına, cinsiyetlerine, psikososyal geçmişlerine ve kronik hastalıklarına göre bunlardan en fazla yararlanabilecek yaşlı gruplarını belirleyerek araştırmalarını ilerletmek istiyor.

Independent Türkçe