Dünya Bankası'ndan Lübnan'a uyarı

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Dünya Bankası Maşrik  Bölge Direktörü’nü ve beraberindeki heyeti kabul etti (Dalati & Nohra)
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Dünya Bankası Maşrik Bölge Direktörü’nü ve beraberindeki heyeti kabul etti (Dalati & Nohra)
TT

Dünya Bankası'ndan Lübnan'a uyarı

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Dünya Bankası Maşrik  Bölge Direktörü’nü ve beraberindeki heyeti kabul etti (Dalati & Nohra)
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Dünya Bankası Maşrik Bölge Direktörü’nü ve beraberindeki heyeti kabul etti (Dalati & Nohra)

Lübnan’ı finansal ve ekonomik istikrarsızlık risklerinin halihazırda düşük olan devlet notunda daha fazla gerilemeye veya sosyal hayat üzerinde olumsuz sonuçlara neden olabileceği konusunda uyaran uluslararası raporlara ve çağrılara her gün bir yenisi daha ekleniyor. Ayrıca yoksulluk ve işsizlik oranlarında ani bir yükseliş olabileceğine dair uyarılar da yapılıyor. 
Uluslararası Para Fonu (IMF) Lübnan’ın bu yılki ekonomik büyüme tahminini yüzde 0,2’ye, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moodys ise ülkenin notunu C’ye düşürmesinin ardından dün Dünya Bankası Maşrik Bölge Direktörü Saroj Kumar tarafından duruma dair önemli bir açıklama geldi. Kumar açıklamasında “Lübnan şu an acil müdahale gerektiren sorunları çözme konusunda zaman kaybetme lüksüne sahip değil” ifadelerini kullandı.
Dünya Bankası heyetinin Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında açıklamalarda bulunan Kumar şu ifadeleri kullandı;
“Lübnan’da ekonomik ve finansal istikrarı sağlayacak hızlı önlemlerin alınması gerektiğini vurgulamak için Cumhurbaşkanı ile bir görüşme yaptım. Siyasi muamele çok dikkat çekiyor. Ancak en büyük riskler ekonomik gerginlikte yatıyor. Durum her geçen gün daha da ciddileşiyor. Bu da iyileşmenin iyice zorlaşmasına neden oluyor.”
Dünya Bankası’nın 2019 yılı için daha önce de küçük bir daralma öngördüğünü söyleyen Kumar açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Şimdilik, ekonomik ve finansal baskıların artmasından dolayı durgunluğun daha da önemli olmasını bekliyoruz. Ödeme bütçelerindeki kısıtlamalar, şirketler ve işçilerin zorlu şartlarla yüzleşmelerine neden oluyor. Ekonomiye duyulan güvendeki düşüş, bankaların ve merkez bankasının bilançolarına çok büyük yük getiren dolar cinsinden mevduat hesaplarının sayısında artışa yol açtı.”
Lübnan’daki yoksulluk oranının, ekonomik durumun kötüye gitmesi durumunda yüzde 50 artabileceği uyarısında bulunan Kumar, aynı şekilde başta gençler arasında olmak üzere işsizlik oranında da büyük bir artış beklendiğine dikkat çekti. Kumar ayrıca Dünya Bankası’nın 2012 yılında Lübnan’ın yüzde 27,4 olan yoksulluk oranının 2018'de nüfusun 3’te birine (yaklaşık yüzde 33) ulaşabileceği tahmininde bulunduğunu ve bu durumun acilen düzeltilmemesi halinde daha da kötüleşebileceğini kaydetti.
Dünya Bankası yetkilisi, uluslararası tecrübelerin ülkedeki düşük gelirli ve orta sınıfların bu tür ekonomik krizlerden en çok etkilenen kesimler olduğunu gösterdiğini belirt. Kumar, “Yeni hükümet, bu insanları reformların olumsuz etkilerinden koruyacak müdahalelerde bulunmalı. Bir an önce ortaya çıkan ekonomik krizi durdurma ve ekonomiye olan güveni geri kazanma ihtiyacı var” dedi.
Kumar, atılacak en acil adımın tüm Lübnanlıların istekleri doğrultusunda bir an önce yeni bir hükümetin kurulması olduğuna dikkat çekti;
“Her türlü dış dengesizliği gidermek, yatırımlar yapma ve iş imkanları yaratma yoluyla büyüme fırsatlarını iyileştirmek, sosyal eşitsizlikleri ele almak, yolsuzlukla mücadele etmek, şeffaf ve hesap verebilir bir hükümet kurmak için zamana bağlı önlemlerle istikrar ve büyümeye odaklanılmalı.”
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan ekonomi uzmanı ve bankacı Dr. Nesib Gebril, Kumar’ın açıklamalarının, Dünya Bankası’nın bir yandan Lübnan’ın yanında durmaya diğer yandan ida ülkedeki finansal projeleri sürdürmeye yönelik pozitif konumuna işaret ettiğini söyledi. Gebril, özellikle üç hafta önce başlayan protestoların nedeni olan ekonomik durumla başa çıkmak için yeni bir hükümet kurulması gerektiğinin de altını çizdi.
 Lübnanlı yetkilileri yeni hükümeti kurma çalışmalarını hızlandırmaya ve halkın protestolarda dile getirdiği meşru taleplere cevap vermeye çağıran Gebril, öncelikle acilen ekonomik, finansal ve hayat pahalığıyla ilgili sorunların ele alınması gerektiğini vurguladı. Gebril ayrıca kamusal alanda ve hükümet içinde şeffaflığın artırılması, vergi ve gümrük kaçakçılığıyla ve yolsuzlukla mücadele edilmesi taleplerinin de bir an önce gerçekleştirilmesi çağrısı yaptı.
Bir diğer bankacı Fevzi Farah da yaptığı değerlendirmede, “Uluslararası kurumların kaygıları ve mali zorlukların daha da artmasına yönelik uyarıları meşrudur. Nesnel gerçeklere dayanır” dedi. Yeni hükümetin bir an önce kurulmasına dair uyarıların ciddiye alınmasının önemini vurgulayan Farah, geniş kapsamlı bir siyasi destekle halka ve uluslararası topluluğa, ekonomik krizin ele alınacağı, önceki hükümet tarafından kabul edilen reformların uygulanacağı ve protestolardaki meşru taleplerin yerine getirileceğine dair teminatların verilmesi gerektiğine dikkat çekti.



UNIFIL: İsrail güçlerinin varlığı Lübnan ordusunun güneye konuşlanmasını engelliyor

UNIFIL güçleri, Güney Lübnan'daki Marun el-Ras kasabasındaki arazilerden mayınları temizliyor (AFP)
UNIFIL güçleri, Güney Lübnan'daki Marun el-Ras kasabasındaki arazilerden mayınları temizliyor (AFP)
TT

UNIFIL: İsrail güçlerinin varlığı Lübnan ordusunun güneye konuşlanmasını engelliyor

UNIFIL güçleri, Güney Lübnan'daki Marun el-Ras kasabasındaki arazilerden mayınları temizliyor (AFP)
UNIFIL güçleri, Güney Lübnan'daki Marun el-Ras kasabasındaki arazilerden mayınları temizliyor (AFP)

UNIFIL sözcüsü Candice Ardiel dün yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin Güney Lübnan'daki varlığının, Lübnan ordusunun İsrail ile varılan ateşkes anlaşmasında belirtildiği gibi bölgeye konuşlanmasını engelleyen "ciddi bir ihlal" olduğunu belirtti.

Ardiel bir televizyon röportajında, "İsrail güçlerinin Güney Lübnan'daki varlığı, hareket ve hareket özgürlüğü açısından bizim ve Lübnan ordusu için bir engel teşkil ediyor" ifadesini kullandı.

Lübnan ordusuyla iş birliğini "her zaman güçlü ve sürekli" olarak nitelendiren Ardiel, gücün tehlikelerin farkında olduğunu ve "görevlerimize ve bizden beklenen görevlere bağlı olduğumuzu" belirtti.

UNIFIL Kuvvet Komutanı Diodato Abagnara cumartesi günü yaptığı açıklamada, Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı Kararı'nın uygulanmasında ilerleme kaydedilebilmesi için Lübnan'ın egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve birliğine tam saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

"X" platformunda, Lübnan ordusuna destek verme kararlılığını vurgulayarak, onları "Güney Lübnan'da istikrarı sağlamada ortağımız" olarak nitelendirdi.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre İsrail, Gazze Şeridi'ndeki çatışmaların ardından Hizbullah ile yaşanan savaşın ardından bir yıl önce varılan ateşkes anlaşmasına rağmen Güney Lübnan'daki mevzilerini kontrol altında tutuyor ve ülkenin doğusu ve güneyine yönelik saldırılarını sürdürüyor.


Binance’e Hamas davası açıldı: Kara para akladılar

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
TT

Binance’e Hamas davası açıldı: Kara para akladılar

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)

Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği Aksa Tufanı operasyonunda yakınlarını kaybedenler, Filistinli örgütün kara para aklamasını sağladığı gerekçesiyle kripto devi Binance'e dava açtı.

306 ABD vatandaşının açtığı ve pazartesi günü kamuoyuyla paylaşılan davada, Hamas'ın saldırısında hayatını kaybeden, yaralanan veya rehin alınan kişilerin yakınları Binance'in yaptırımları deldiğini savunuyor. 

Davacılar, kripto borsasının Hamas, Hizbullah, Filistin İslami Cihad Örgütü ve İran Devrim Muhafızları'nın platform üzerinden 1 milyar dolardan fazla para transferi yapmasına göz yumduğunu iddia ediyor. 

Bu tutarın en az 50 milyon dolarının Gazze savaşını başlatan 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından transfer edildiği belirtiliyor. 

ABD'nin Kuzey Dakota eyaletinde açılan davada, sözkonusu örgütlerin Binance'i kullanarak şüpheli hesaplar üzerinden kara para akladığı ileri sürülüyor. Bu örgütlerin hepsi ABD'nin yaptırım listesinde yer alıyor. 

Şikayette "CZ" diye de anılan Çinli iş insanı Changpeng Zhao'nun kurduğu kripto borsasına dair şu ifadeler yer alıyor: 

Binance yasadışı faaliyetler için kasıtlı olarak bir sığınak şeklinde faaliyet gösteriyor. Bugüne dek Binance'in temel iş modelini anlamlı biçimde değiştirdiğine dair hiçbir gösterge yok.

Şirketin açıklamasında davanın detaylarına ilişkin yorum yapılmazken "uluslararası alanda tanınan yaptırım yasalarına tam olarak uyulduğu" savunuldu. 

Kasım 2023'te ABD Adalet Bakanlığı, kara para aklamayı önleme ve yaptırım yasalarının ihlali nedeniyle Binance'le 4,3 milyar dolarlık bir uzlaşmaya varmıştı. Bu rekor tutar şirket tarafından kurumsal olarak ödendi. CZ ise aynı anlaşma kapsamında CEO'luk görevinden ayrılmış ve şirketten bağımsız olarak 50 milyon dolarlık kişisel para cezasını ödemeyi kabul etmişti.

Amerika'da yürütülen ceza yargılamasının ardından Zhao'ya gerekli kara para aklama kontrollerini uygulamadığı gerekçesiyle 4 ay hapis cezası verildi ve iş insanı bu cezasını tamamen çekerek tahliye edildi. Geçen ay ABD Başkanı Donald Trump tarafından açıklanan af kararıyla da yeniden CEO'luğa dönmesi önündeki engeller kaldırılmış oldu.

Independent Türkçe, Times of Israel, Reuter


BM uyardı: Gazze Şeridi beka tehdidiyle karşı karşıya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
TT

BM uyardı: Gazze Şeridi beka tehdidiyle karşı karşıya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından bugün yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşın bölgenin ekonomisini mahvettiğini ve Filistin topraklarının ‘bekasını’ tehdit ettiğini belirterek, uluslararası ‘acil’ müdahale çağrısında bulundu.

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından yayınlanan yeni bir raporda, Gazze'nin yeniden inşasının maliyetinin 70 milyar doları aşacağı ve onlarca yıl sürebileceğini belirtildi. Raporda, savaş ve ablukanın ‘Filistin ekonomisinde eşi benzeri görülmemiş bir çöküşe’ neden olduğu uyarısında bulunuldu.

Askeri operasyonların hayatta kalmanın her temel unsurunu önemli ölçüde zayıflattığı ifade edilen raporda, “Gazze Şeridi, gıdadan barınmaya ve sağlık hizmetlerine kadar insan eliyle yaratılmış bir uçuruma itildi” denildi.

Sistematik bir şekilde devam eden yıkımın, Gazze'nin kendini yaşayabilir bir alan ve toplum olarak yeniden inşa etme yeteneğini zedelediği belirtilen raporda, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas ve diğer Filistinli silahlı grupların İsrail'in güneyine düzenlediği saldırıda çoğu sivil olmak üzere bin 221 kişi ölürken İsrail, Gazze Şeridi’ne  iki yıl süren yıkıcı bir savaş başlattı.

cdvfgthy
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’na geri dönen yerinden edilmiş Filistinlilerin görüldüğü havadan çekilmiş bir fotoğraf (AFP)

BM’nin güvenilir kabul ettiği Gazze Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre İsrail, Hamas'ın saldırısına misilleme olarak Gazze Şeridi’ne düzenlediği hava ve kara saldırılarında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 69 bin 756 Filistinliyi öldürdü.

Savaş, Gazze Şeridi'nde büyük yıkıma ve BM’nin bazı bölgelerde kıtlık ilan etmesine neden olan bir insani krize yol açtı.

UNCTAD raporuna göre Gazze Şeridi'ndeki yıkımın boyutu, ard arda ekonomik, insani, çevresel ve sosyal krizleri tetikleyerek, bölgenin gelişme düzeyindeki düşüşü tam bir yıkıma dönüştürdü.

Raporda, çift haneli büyüme ve önemli dış yardım desteğine rağmen, Gazze'nin 7 Ekim 2023 öncesi refah düzeyine geri dönmesinin onlarca yıl sürebileceği vurgulandı.

UNCTAD, koordineli uluslararası yardım, havale işlemlerinin yeniden başlatılması ve ticaret, hareket ve yatırım kısıtlamalarını hafifletmeye yönelik önlemleri bir araya getiren kapsamlı bir kurtarma planı çağrısında bulundu.

Gazze halkı ‘ciddi ve çok boyutlu bir yoksullukla’ karşı karşıya kalırken, UNCTAD, Gazze'deki her bireye yenilenebilir ve koşulsuz aylık nakit transferi sağlayan kapsamlı bir acil temel gelir programının başlatılmasını istedi.

Raporda, Gazze ekonomisinin 2023-2024 döneminde yüzde 87 oranında küçüldüğü ve kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) 161 dolar gibi cüzi bir rakama gerilediği, bu rakamın da küresel olarak en düşük oranlardan biri olduğu belirtildi.

Öte yandan Batı Şeria'da durum o kadar vahim olmasa da raporda ‘şiddet, Yahudi yerleşim birimlerinin inşasındaki hız ve işçi hareketliliğine getirilen kısıtlamaların’ buranın ekonomisini vurduğu ve UNCTAD'ın verileri kaydetmeye başladığı 1972 yılından bu yana en kötü ekonomik gerilemeye yol açtığı ifade edildi.