Ürdünlü Bahailer.. Azınlık mı yoksa üçüncü bir din mi?

Ürdün'deki Bahai dini cemaatlerden biri (Tahani Helmy)
Ürdün'deki Bahai dini cemaatlerden biri (Tahani Helmy)
TT

Ürdünlü Bahailer.. Azınlık mı yoksa üçüncü bir din mi?

Ürdün'deki Bahai dini cemaatlerden biri (Tahani Helmy)
Ürdün'deki Bahai dini cemaatlerden biri (Tahani Helmy)

Tarık Dilovani
Bahailer, sayıları bugün oldukça azalmasına rağmen bir asrı aşkın bir süredir Ürdün'deki varlıklarını sürdürüyorlar.  Varlıkları, Ürdün toplumundaki barış içinde bir arada yaşama ve diğer vatandaşlarla tamamen kaynaşma olgularının bir ispatı. Bahailer, Ürdün’de sivil haklarla ilgili karşılaştıkları sıkıntılara rağmen toplumun önemli bileşenlerinden biri.
Sayılarının 5 milyon olduğu düşünülen Bahailer, dünyanın dört bir yanındaki 183 ülkeye dağılmış durumdalar. Ürdün’deki Bahailer ise şuan bu topraklardaki dördüncü neslin temsilcileri.
Bir arada yaşama
Ürdün’deki Bahailerin sözcüsü olarak Independent Arabia’ya konuşan gazeteci Tahani Helmy Bahailerin, ülkenin tüm illerinde olduğunu, fakat resmi bir kayıt olmadığından tam sayılarının bilinmediğini söyledi.
Helmy’nin söylediğine göre Bahailer, toplumlarında hakim olan olumlu ve yapıcı diyalogları destekliyorlar. Ürdün'deki Bahailer, sadece başkalarının dini hoşgörülü olmaları ve diğerlerini kabul etmeleriyle değil, aynı zamanda medya aracılığı ve başkalarının inanç ve misyonlarını tanıyarak bir topluluk kültürünün oluşturulmasıyla bir arada yaşamaya çalışıyorlar.
Bahailerin devletle olan ilişkilerini olumlu, sadık ve samimi olarak niteleyen Helmy, “Devlet yetkilileri, Bahai inancının kaidelerini anlayışla karşılıyor. Bu nedenle, Bahailer olarak dini toplantılarımızı yapmakta, dinimizi ve inançlarımızı savunmakta özgürüz. Ancak Bahai dini resmi olarak tanınmıyor. Bu da Ürdün vatandaşları olarak bir takım sivil haklarla ilgili sorunlarla karşılaşmamıza neden oluyor” ifadelerini kullandı.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre, eğitim müfredatında bir takım düzenlemeler yapılması çağrısında bulunan Helmy, müfredatın din, dil, ırk ya da cinsiyet açısından Ürdün toplumunun çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtması, kadın-erkek eşitliğine saygı gibi toplumsal çıktılara hizmet etmesi, kadınları güçlendirmesi ve hoşgörüsüzlüğü reddetmesi gerektiğini vurguladı.
Ürdün’deki üçüncü din
Öte yandan araştırmacı yazar İbrahim Gharaibeh, Bahailiği, İslam ve Hıristiyanlıktan sonra Ürdün'deki üçüncü din olarak görüyor. Gharaibeh’e göre 19. yüzyılın sonlarından itibaren Ürdün’de yaşamaya başlayan Bahailer, buraya İran’daki Kaçar Hanedanlığı’nın zulmünden kaçmış ya da 19. yüzyılın ortalarında Bahailiğin kurucusu ‘Baha’nın Akka’daki makamını ziyaret etmek için gelmiş olabilirler.
Bahailerin bazı inançlarından bahseden Gharaibeh, onların önce Bağdat, sonra İstanbul ve ardından Akka’ya sürgün edilen ve 1892 yılında vefat eden ‘Baha’nın peygamberliğine inandıklarını, Akka’yı kıble edindiklerini ve Hayfa’nın dünyadaki tüm Bahailer için liderlik merkezi olduğunu söyledi. Bahailiğin sanıldığı gibi bir mezhep olmadığını ve yaklaşık 10 milyon takipçisiyle bağımsız bir din olduğunu belirten Gharaibeh’e göre Bahailer, resmi veya toplumsal sorunlar yaşamaktan şikayet etmiyorlar. Bununla birlikte siyasi partilere katılmayan Bahailer, barışa, sosyal ve ahlaki eylemlerde bulunmaya bağlı kalmakta kararlılar.
Bahailer, 120 yıl önce Ürdün’de ilk olarak Ürdün Vadisi'nin kuzeyindeki Adessiye köyüne yerleştiler, ancak bugün ülkenin tüm şehirlerine dağılmış durumdalar.
Sivil haklarla ilgili sorunlar
Ürdün vatandaşı olan bir Bahai, İsviçreli Bahai bir kadınla evlendi. Yıllardır eşinin de Ürdün vatandaşlığına alınması için uğraşsa da sonuçsuz kaldı. Çünkü Bahailiğe göre kıyılan nikah devlet kurumlarınca kabul görmüyor. Oysa Ürdün yasalarına göre Ürdün vatandaşıyla evlenen yabancı uyruklu bir kişi, 5 yıl sonra doğrudan Ürdün vatandaşlığı alabiliyor.
Bahailer sıradan işlemlerinden bazılarını yapabilmek için evlilik cüzdanı yerine kısıtlı imkanlar sunan aile defteri alabiliyorlar. Ancak bu durum, miras ve mülk tapusu sorunları gibi birçok engel oluşturuyor.
İbadet edecekleri bir yer yok
Bahailerin ibadetlerini aynı inançtan olan dostları ve komşularını davet ederek evlerinde eda ettiklerini söyleyen Tahani Helmy, bunun Bahailik öğretilerinin toplumdan izole edilmesine neden olduğunu söyledi.
Bahailer haftada bir kez ibadet için bir araya geliyorlar. Bir aile ortamında yapılan bu ayinlerde amaç zihin ve ruhu temizlemektir.
Bahailiğin kitabına göre Bahailer, Allah’ın birliğine, sadece onun emirlerine itaat edilmesine, eşi ve benzeri olmadığına ve tek olduğuna inanıyorlar. Aynı şekilde dinin de tek olduğuna, tüm peygamberlere ve semavi kitaplara inanıyorlar.
Bahailer her yıl ‘ala’ dedikleri ayda oruç tutuyorlar. 2 - 20 Mart tarihleri arasına denk gelen bu ayda 19 gün boyunca oruç tutan Bahailer, günlerini dua ve ibadetle geçiriyorlar.
Cemaatle yapılan ibadetleri olmayan Bahailer ibadetlerini tek başlarına yapıyorlar. Kul ile Rabbi arasında aracı kabul etmeyen Bahailikte din adamı da bulunmuyor.



İsrail ordusu, Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınına ve Genelkurmay karargahına hava saldırısı düzenledi

TT

İsrail ordusu, Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınına ve Genelkurmay karargahına hava saldırısı düzenledi

İsrail bugün Şam'daki Genelkurmay Başkanlığı karargahına hava saldırısı düzenledi. (Reuters)
İsrail bugün Şam'daki Genelkurmay Başkanlığı karargahına hava saldırısı düzenledi. (Reuters)

Bu sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki Suveyda kentinde Suriye hükümet güçleri ile yerel Dürzi militanlar arasındaki çatışmalar yeniden başlarken, İsrail dünden bu yana Suriye'nin güneyindeki Suveyda ve Dera ile sınırlı tuttuğu saldırılarını bugün Şam'daki Genelkurmay Başkanlığı yerleşkesini de kapsayacak şekilde genişletti. Duruma müdahalesini arttıran İsrail, başkent Şam’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Genelkurmay Başkanlığı karargâhı yakınlarına art arda saldırılar düzenledi.

Saldırılar, Suriye hükümetinin, hükümet güçlerinin kentin kontrolünü ele geçirmesinden bir gün sonra Suveyda'da çatışmaların yeniden başladığını açıkladığı sırada gerçekleşti. Suriye resmi haber ajansı SANA, Savunma Bakanlığı'nın bugün yaptığı açıklamada, ‘yasadışı’ grupların Suveyda'daki ulusal hastaneyi ordu ve iç güvenlik güçlerine karşı operasyonları için bir merkez olarak kullandıklarını ifade ettiğini aktardı.

Savunma Bakanlığı Medya ve İletişim Dairesi, silahlı gruplara mensup çok sayıda keskin nişancının hastanenin çatılarında konuşlandığını ve hükümet güçlerini yoğun bir şekilde hedef aldığını bildirdi. Medya ve İletişim Dairesi tarafından yapılan açıklamada, “Hastane ve çevresinin temizlenmesi ve Sağlık ve Acil Durum bakanlıkları yetkililerinin hastaneye girmesine izin verilmesi için defalarca çağrı yaptık, ancak şu ana kadar herhangi bir yanıt alamadık” denildi.

cd
Suveyda'daki çatışmaların ardından ordu ve güvenlik güçleri kente konuşlandı. (EPA)

İsrail, önceki gün Suriye'nin güneyindeki Suveyda ve Dera ile sınırlı kalan saldırılarını bugün Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Genelkurmay Başkanlığı karargâhı çevresini de kapsayacak şekilde genişletti.

İsrail ordusu bugün yaptığı açıklamada, Şam'daki Genelkurmay Başkanlığı yerleşkesinin girişini hedef aldığını ve Suriye ile sınır bölgesindeki güçlerini takviye edeceğini duyurdu. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee bugün yaptığı açıklamada, ordunun Suriye ordusunun başkent Şam'daki Genelkurmay Karargahı’nın girişine saldırı düzenlediğini bildirdi. Adraee yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun ‘Suriye'deki Dürzi vatandaşlara yönelik gelişmeleri ve eylemleri izlemeye devam ettiğini’ belirterek, siyasi direktifler doğrultusunda bölgede saldırılar düzenlediklerini ve farklı senaryolara karşı tetikte olduklarını söyledi. Genelkurmay Başkanlığı yerleşkesinin girişine yapılan saldırıdan birkaç saat sonra İsrail savaş uçakları, Şam'ın kalbindeki bu askeri bölgeye yeni saldırılar düzenlemek üzere geri döndü. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Suriye'ye yönelik acı verici saldırıların başladığını söyledi. Katz, “Şam'a verilen sinyaller sona erdi ve şimdi acı verici saldırılar gelecek” dedi.

Suriye resmi haber ajansı SANA bugün Şam'da bir patlama sesi duyulduğunu bildirirken, Suriye devlet televizyonu da İsrail insansız hava araçlarının (İHA) başkent üzerinde uçtuğunu duyurdu. Suriye devlet televizyonu, İsrail'in Şam'ın merkezinde düzenlediği saldırıda iki sivilin yaralandığını bildirirken, Reuters iki Suriyeli güvenlik kaynağına dayandırdığı haberinde İsrail hava saldırısının başkentteki Savunma Bakanlığı'nı hedef aldığını duyurdu. Suriye medyası daha sonra Genelkurmay Başkanlığı binasında ciddi hasar meydana geldiğini bildirdi.

Gelişmeler, Suveyda'da ilan edilen ateşkesin birkaç saat sonra çökmesinin ardından geldi. Ateşkes, insanların ölümüne neden olan ve günlerce süren kanlı mezhep çatışmalarına son vermeyi amaçlıyordu.

Suriye'nin güneyinde Dürzilerin çoğunlukta olduğu vilayette patlak veren şiddet olayları, çeşitli mezhepler arasındaki ayrışmaları gün yüzüne çıkardı.

yjuı
Dürzilerin çoğunlukta olduğu Suveyda'ya giren Suriye güvenlik güçleri, 15 Temmuz 2025 (Reuters)

Suriye güvenlik güçleri pazartesi günü Dürzi militanlar ile Bedevi aşiretler arasındaki çatışmaları kontrol altına almak üzere bölgeye sevk edilmiş, ancak Dürzi militanlarla çatışmaya girmişti. İsrail pazartesi ve salı günleri hükümet güçlerine hava saldırılarıyla müdahale etti ve amacın Dürzileri korumak olduğunu söyledi.

Suriye Savunma Bakanlığı tarafından dün gece ilan edilen ateşkes kısa sürdü. Yerel bir haber sitesi olan Suveyda 24'ün haberine göre Suveyda şehri ve civar köyler günün erken saatlerinde ağır topçu ve havan topu saldırısına maruz kaldı. Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre Suriye Savunma Bakanlığı, Suveyda'daki yasadışı grupları ateşkesi ihlal etmekle suçladı. Savunma Bakanlığı kent sakinlerine evlerinde kalmaları çağrısında bulundu.

Çatışmaların başladığı pazar gününden bu yana onlarca sivil, asker ve Dürzi militan öldü. Bir kişi, evinde başından vurulan kardeşinin cesedini bir Reuters muhabirine gösterdi.

fvgthy
Suriye güvenlik güçleri mensupları Suveyda'da bir mahallede, 15 Temmuz 2025 (AFP)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz bugün yaptığı açıklamada, Suriye hükümetini ‘Dürzileri rahat bırakması’ konusunda uyardı ve İsrail ordusunun Suriye hükümet güçleri çekilene kadar onları bombalamaya devam edeceğini vurguladı. ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack dün yaptığı açıklamada, ABD'nin ‘sükûnet ve bütünleşmeye doğru ilerlemek için’ tüm taraflarla temas halinde olduğunu ifade etti.