Arjantin'in yeni devlet başkanı IMF'ye rest çekti: Bu borcu ödemeyiz

Arjantin'in yeni devlet başkanı IMF'ye rest çekti: Bu borcu ödemeyiz
TT

Arjantin'in yeni devlet başkanı IMF'ye rest çekti: Bu borcu ödemeyiz

Arjantin'in yeni devlet başkanı IMF'ye rest çekti: Bu borcu ödemeyiz

Arjantin’in yeni Devlet Başkanı Alberto Fernandez, Uluslararası Para Fonuna (IMF) rest çekti. Görevi devralmaya hazırlandığı selefi Mauricio Macri döneminde alınan 57 milyar dolarlık borcun, Arjantin ekonomisinin şu anki koşulları altında ödemesinin söz konusu olmadığını söyledi.
Arjantin'de kısa süre önce devlet başkanı olarak seçilen Alberto Fernndez, ülkesinin karşı karşıya olduğu ciddi ekonomik krizin sorumlusunun Uluslararası Para Fonu (IMF) olduğunu iddia etti. Ekvator'un eski Devlet Başkanı Rafael Correa'nın yaptığı “Correa ile Sohbet” programında konuşan Fernandez, “Herkes kimin suçlu olduğunu çok biliyor. IMF'nin suçlu olduğunu” ifadelerini kullandı. Başkan Fernandez'in bu açıklamaları dün IMF sözcüsü Gerry Rice'ın, “Fernndez yönetimi ile işbirliği yapacağız” açıklamasından hemen sonra geldi.
Program sırsında Arjantin'in yeni devlet başkanı, "Başımıza asla gelemeyecek sorunlarla karşı karşıyayız” diyerek ciddi bir ekonomik krizin eşiğinde olduklarını kabul etti.
Görevi devralmaya hazırlandığı şu anki Devlet Başkanı Mauricio Macri'nin politikalarının Arjantin'i bu duruma getirdiğini iddia eden Fernandez, 2015'ten bu yana ülke dış borcunun şiştiğini açıkladı. Fernandez, IMF'nin Macri'yi ayakta tutabilmek için 57 milyar dolar borç verdiğini sözlerine ekledi. Fernandez, “İnsanlık tarihindeki en pahalı siyasi kampanya Macri'nin kampanyası; Arjantin'e 57 milyar dolara mal oldu” dedi.
Arjantin'in borçlarını her zaman ödediğini de hatırlatan Fernandez, 1957'de IMF'ye girdiklerini ve 2005'te 9,8 milyar doların yüzde 100'ünü ödediklerini söyledi. Yeni devlet başkanı ayrıca “Dünyanın anlaması gereken, bizim Macri'ye benzemediğimiz. Yalan söylemiyoruz. Arjantin ekonomisinin koşulları altında bu parayı ödeyemeyiz" dedi.
"Arjantin ekonomisinin toparlanması, yeniden üretebilmesi, tekrar ihraç edebilmesi ve bu şekilde yükümlülüklerini yerine getirebilmesi için dolara sahip olması gerekir" diyen Fernandez IMF'ye mesaj gönderdi. Macri döneminde 5 milyon yeni fakir olduğunu, Arjantin nüfusunun yüzde 40'ını yoksulluk sınırının altında bıraktığını iddia etti.
IMF, bugüne kadar Macri hükümeti ile imzalanan anlaşmalar çerçevesinde vermeyi taahhüt ettiği 56.3 milyar doların 44 milyar dolarını Arjantin'e verdi. ABD Başkanı Donald Trump da, geçtiğimiz Cuma günü Fernandez'le yaptığı telefon görüşmesinde IMF'nin mevcut hükümet tarafından üstlenilen kurtarma ile ilgili işbirliği yapacağını söyledi. Macri hükümetinin yasal süresi 10 Kasım günü resmi olarak sona erecek.

 


İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe