İsrail 2018’den bu yana yüzlerce Gazzeli protestocuyu öldürdü, sadece bir asker mahkum edildi

Filistinliler, 11 yıldır süren ablukayı protesto etmek için Mart 2018'den bu yana İsrail sınırında yürüyüş düzenliyor (AP)
Filistinliler, 11 yıldır süren ablukayı protesto etmek için Mart 2018'den bu yana İsrail sınırında yürüyüş düzenliyor (AP)
TT

İsrail 2018’den bu yana yüzlerce Gazzeli protestocuyu öldürdü, sadece bir asker mahkum edildi

Filistinliler, 11 yıldır süren ablukayı protesto etmek için Mart 2018'den bu yana İsrail sınırında yürüyüş düzenliyor (AP)
Filistinliler, 11 yıldır süren ablukayı protesto etmek için Mart 2018'den bu yana İsrail sınırında yürüyüş düzenliyor (AP)

İsrail'in 2018’den bu yana Gazzeli protestoculara yönelik şiddetli müdahalesi ve bunun karşılığında faillerin cezasız kalması tepki çekiyor.
“Büyük Dönüş Yürüyüşü” kapsamında geçen yıl düzenlenen İsrail karşıtı gösterilere katılmak isteyen 14 yaşındaki Osman Hillis göğsüne açılan ateş sonucu öldürülmüş, olaydan bir ay sonra askeri başsavcı Şaron Afek soruşturma açılması emrini vermişti.
Yaşananların üzerinden bir yıldan fazla zaman geçtikten ve İsrailli askerlerin Gazzeli protestocuları öldürmesine dair Afek’in 10 ayrı soruşturma talimatı vermesinden sonra “ceza indirimi pazarlığıyla” bir karar alınmış, Hillis'in ölmesinden sorumlu asker hakkında bir ay kamu hizmeti cezası verilmiş ve bu kişinin rütbesi erbaş seviyesine düşürülmüştü.
İsrailli insan hakları kuruluşu B’Tselem’den Eyal Sagiv, +972 adlı internet sitesi için kaleme aldığı yazıda, Gazzeli eylemcilerin öldürülmesinde yalnızca bir askerin ceza aldığını, bu kararın da itiraf pazarlığıyla verildiğini ve çok daha önemlisi göstericilere ateş açan İsrail askerlerine dair düzenlemelerde kayda değer bir değişiklik yapılmadığını vurguladı.
“Önemli olan bu değil, gerçeklerdir” diyen Sagiv sözlerine şöyle devam etti:
Hillis 13 Temmuz 2018’de öldürüldüğünde yalnızca 14 yaşındaydı. Önemli olan; Gazzelilerin Mart 2018’den itibaren neredeyse her hafta sonu düzenlediği protestolar sırasında tel örgülere tırmanırken vurularak öldürülmesidir. Önemli olan; protestoların başlangıcından bu yana Independent Türkçe'nin haberine göre, İsrailli güvenlik güçlerinin ateş açıp 222 göstericiyi öldürmesi ve yaklaşık 8 bin kişiyi yaralamasıdır. Önemli olan; öldürülenlerden 45’inin küçük yaşta, 28’inin 16 yaş altı olmasıdır. Öldürülenler ya da yaralananların büyük çoğunluğunun silahsız olması ve elektronik tel örgülerin uzağında son derece iyi korunan İsrailli askerler için tehdit teşkil etmemeleridir. Gözetleme yerleri, cipler, kalabalık kontrol önlemleri ve bazen de tankları vardı. İki yüz yirmi iki kişi öldürüldü.
Yaşananları “istisnai durumlar” olarak gören İsrail ordusunun, soruşturma sözü verip göstericilere ateş açma konusunda önemli değişiklikler yapmayı reddettiğini belirten Sagiv, şimdiye dek yalnızca 11 vakanın incelenmiş olduğunu da sorguladı.
Hemşire Rezzan’ın ölümü infial yaratmıştı
Sagiv, olaylardan bazılarının kameralara yansıdığını, İsrail askerlerinin geçen yıl haziran ayında açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren 21 yaşındaki gönüllü hemşire Rezzan Neccar'ın yanı sıra genç Muhammed Eyüp’ün öldürülmesi gibi bazı saldırıların da uluslararası düzeyde dikkat çektiğini hatırlattı. 
“Bu ‘istisnai durumları’ araştırmanın asıl amacı, gerçeği ortaya çıkarmak ya da daha fazla silahsız, tehlikeli olmayan sivillerin öldürülmemesini sağlamak değildi” diyen Sagiv, “Tam tersi: İşleyen bir adalet sisteminin sahte gösterisini ve -hiç de ‘istisna’ olmayan- yüzlerce Filistinliyi öldürmenin ve binlerce kişiyi yaralamanın meşru sayılmasına dair çarpıtılmış gerekçeyi sürdürmektir” diye ekledi.
Saydığı sebeplerden dolayı söz konusu soruşturmaların anlam ifade etmekten yoksun olduğunu belirten Sagiv, “Yine de başarılı bir aklama sistemi bile eleştirileri susturmak için bir kılıf bulma ihtiyacı duyuyor. İşte bu nedenle arada bir soruşturmalar kovuşturma ya da mahkumiyetle sonuçlanıyor. Peki neden özellikle de 14 yaşındaki Hillis’i öldüren asker oldu bu kişi? Sebebi, bu davanın sistematik komedinin bir parçası olmasıdır. Askerin, ‘taksiren’ ya da ‘ihmalen’ adam öldürmekten değil, 'insan yaşamını ve sağlığını tehlikeye sokacak şekilde otoriteyi aşmaktan' mahkum edilmesi de bu yüzden” ifadelerini kullandı.
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin doğusundaki İsrail sınırında 30 Mart 2018'den bu yana her cuma “Büyük Dönüş Yürüyüşü” adı altında gösteriler düzenliyor.
Eylemcilere sert müdahalede bulunan İsrail askerleriyse silahsız göstericilere gerçek mermi ve göz yaşartıcı gazla karşılık veriyor.



‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
TT

‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)

Son iki gündür Gazze Şeridi'ne ilişkin dosyada ‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’ gibi yeni isimler öne çıkmaya başladı. Bu gelişme, ABD’nin arabuluculuğu ile Arap ve uluslararası desteğe rağmen İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin sekteye uğradığı bir dönemde yaşanıyor.

İsrail basınındaki haberlere göre hükümet, ABD’nin kararına boyun eğerek orduya Refah’ın doğusunda ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik saha çalışmalarına başlaması için izin verdi. İlk hazırlıklar kapsamında ağır iş makinelerinin bölgeye sokularak molozların temizlenmesi ve arazinin düzenlenmesi planlanıyor.

İsrail’in geciktirme girişimleri

İsrail medyasında yer alan bilgilere göre Tel Aviv yönetimi, bu çalışmaların henüz geçiş yapılmamış olan anlaşmanın ikinci aşamasına dahil olduğu gerekçesiyle haftalarca süren bir geciktirme çabasına girişti. Ancak Washington’un artan baskıları sonucunda İsrail, planın bir sonraki etabına yönelik hazırlıkları başlatmak zorunda kaldı.

Bu çalışmalar; işgal altındaki topraklarda Refah’ın doğusunda bir insani bölge ve yeni bir kent inşasını içeriyor. Washington yönetimi, söz konusu adımla Filistinlilere ‘umut şehri’ modelini sunmayı ve ‘Hamas’ın kontrolündeki eski, yıkılmış ve karanlık Gazze’nin’ karşısına ‘yeni, modern ve gelişen bir Gazze’ örneği koymayı hedefliyor.

İsrail, planın ikinci aşamasında atılacak bu tür adımların Refah Sınır Kapısı’nın açılmasına yol açacağı, ayrıca Gazze Şeridi’nin başka bölgelerinden çekilmeyi ve yerlerine uluslararası güçlerin konuşlanmasını gerektireceği gerekçesiyle itiraz etti. Söz konusu ülkeler, İsrail’in taleplerini karşılamanın zorluğu ve bölgedeki işgal koşulları nedeniyle kuvvet göndermeyi reddetti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre, İsrail’in bu tutumu üzerine Washington yönetimi Tel Aviv’i süreci oyalamakla suçladı ve çok uluslu güce katılmaktan çekilen ülkelerin sorumluluğunu İsrail’e yükledi. Bu baskının ardından İsrail geri adım atarak yeni kentin inşasına başlanmasını kabul etti.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail’in ‘gelecek hafta bölgede geniş çaplı moloz temizliği başlatmak üzere ağır iş makinelerini Refah’a sokmaya hazırlandığını’ ve bunun ‘Hamas unsurlarından arındırılmış yeni insani bölgenin oluşturulması’ amacıyla yapıldığını bildirdi.

Silahlı milislerden destek

Habere göre İsrail ordusu, ‘İsrail’le koordineli çalışan silahlı milislere’ atılacak adımlar konusunda bilgi verdi. ABD planına göre bir sonraki aşama, ‘İsrail’in kısmen kontrol ettiği bölgelerde yabancı bir askeri gücün faaliyete geçmesini’ öngörüyor.

i24NEWS ise İsrail ordusunun Refah’ın doğusunda Filistinliler için ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik geliştirme çalışmalarına fiilen başladığını bildirdi. Kanal, bölgede gelecek hafta kapsamı genişletilecek hazırlıkların sürdüğünü, bunların ‘moloz ve patlayıcı kalıntılarının temizlenmesini’ içerdiğini aktardı.

sdfrt
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Maariv gazetesinin haberine göre, Refah’ta faaliyet gösteren Yaser Ebu Şebab milisleri, söz konusu yeni kentin bulunduğu bölgede İsrail güçlerinin temsilcileriyle ve ayrıca İsrail’in güneyindeki Kiryat Gat’ta bulunan ABD komuta merkezi adına bölgede bulunan sivil temsilcilerle birlikte görülmeye başladı.

Kabinede itirazlar

Siyasi kaynaklar, İsrail’in bu adımına kabinenin büyük bölümündeki bakanların karşı çıktığını, hatta tepkinin öfkeye dönüştüğünü aktardı. Bakanların, İsrail’in ‘sarı hat üzerinde inşaat yaparak Gazze çevresindeki yerleşimleri tehlikeye atmaması gerektiğini’ savunduğu belirtildi. Bazı sağ görüşlü medya organları haberi ‘utanç’ başlığıyla duyurdu.

Başbakan Netanyahu ise kararını savunarak hazırlık çalışmalarının ‘tünellere büyük miktarda beton dökme ve geniş bölgeleri izole etme’ işlemlerini içerdiğini söyledi. Netanyahu, söz konusu adımların ‘Hamas’ın askeri altyapısını yok etme yönündeki İsrail çıkarlarına hizmet ettiğini’ ifade etti.

gthy
Başbakan Binyamin Netanyahu, Ocak 2025'te İsrail kabine toplantısına başkanlık ediyor. (DPA)

Netanyahu, uluslararası güce katılmaktan vazgeçen Arap ve İslam ülkelerinin tutumunun Katar ve Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Bu nedenle İsrail’in ABD yönetiminin taleplerine yanıt vermesi ve Washington’la çatışmaya girmemesi gerektiğini kaydetti.

Filistin Yönetimi ve Hamas’ın itirazları

Filistin Yönetimi, İsrail’in ‘Gazze’yi yeniden inşa’ başlığı altında yürüttüğü çalışmalara karşı çıkıyor. Yönetim, farklı düzeylerde yaptığı açıklamalarda bu dosyadaki rolünü korumakta kararlı olduğunu ve Arap planına desteğini sürdürdüğünü vurguluyor.

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, perşembe günü bir İtalyan heyetini kabul ederken yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi için bir yeniden imar ve toparlanma planımız var. Bu planın bir icra programı bulunuyor ve Arap ile İslam ülkeleri tarafından benimsendi. Uluslararası toplum da New York Bildirgesi aracılığıyla destek veriyor. Kardeş Mısır’la birlikte Kahire’de bir yeniden imar ve toparlanma konferansı düzenlemek için çalışıyoruz” dedi.

Hamas, söz konusu projeyi ‘İsrail’in ateşkes anlaşmasını açık biçimde ihlal etmesini gerekçelendirmeye yönelik yeni bir aldatmaca’ olarak nitelendirdi. Hareket, yayımladığı açıklamada, “İsrail’in anlaşmayı çiğnediğini ve günlük ihlallerle daha ilk aşamayı ortadan kaldırdığını” belirtti.

Geçtiğimiz salı günü konuya ilişkin bilgi veren Mısırlı bir kaynak, Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşasına yönelik Kahire Konferansı’nın kasım ayı sonunda yapılmasının planlandığını ancak toplantının erteleneceğini söyledi. Kaynak, “Konferans ay sonunda düzenlenmeyecek; biraz gecikmesi muhtemel. Özellikle şu anda paralel bir çaba yürütülüyor. Görünen o ki ABD, Refah’la ilgili kendi özel girişimini planlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama, İsrail’in kontrolündeki bölgelerde oluşturulması öngörülen ‘yeşil bölgeye’ işaret olarak yorumlandı.

Gazze İnsan Hakları Merkezi, ateşkesin başlamasından bu yana geçen 47 günde İsrail tarafından işlenen ihlallerde 350 Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı. Ölenler arasında 130 çocuk ve 54 kadın bulunuyor.

Merkez, aynı dönemde günlük ortalama 11’i aşan 535 ihlal kaydettiğini bildirerek ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk andan itibaren ihlallerin sürdüğünü vurguladı.

Açıklamada, İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtladığı, günde yalnızca 211 kamyonun geçişine izin verdiği, oysa 600 kamyona izin verildiği yönünde iddialarda bulunduğu aktarıldı. Ayrıca İsrail’in üzerinde mutabık kalınan çekilme haritasına uymadığı ve sivil bölgelere yönelik ateş kontrolünü sürdürerek zaman zaman bölgeye girdiği belirtildi.


İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye kaynakları, İsrail devriyesinin bölgeye girmesi sonrası çatışma çıktığını; hava saldırılarının ardından yoğun sivil göç yaşandığını bildirdi.

Suriye medyası, Şam’ın güneyindeki Beyt Cin kasabasına düzenlenen İsrail baskının  ve hava saldırısının ayrıntılarını açıkladı. Suriye kaynakları, saldırılarda en az 9 kişinin öldüğünü aktardı.

Suriye’nin “El-İhbariyye” kanalı, kasabanın İsrail savaş uçaklarının yoğun bombardımanına hedef olduğunu, çok sayıda ölü ve yaralı bulunduğunu bildirdi.

Açıklamalara göre olay, İsrail’e ait bir askeri devriyenin bölgeye kara yoluyla girmesi, sakinlerle çatışma yaşanması ve devriyenin geri çekilmesi sonrası hava saldırılarının başlamasıyla tırmandı. Bölge üzerinde İsrail uçaklarının yoğun şekilde uçtuğu belirtildi.

Saldırıların ardından Beyt Cin’de büyük bir sivil göç hareketi yaşandı; çok sayıda kişi çevre kasabalara yöneldi.


Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
TT

Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)

aIrak'ın kuzeyindeki Süleymaniye'de bir doğalgaz sahasının insansız hava aracıyla (İHA) bombalanması öfkeli tepkilere yol açtı ve ABD'nin silahlı gruplara uyarıda bulunması ve hükümetin faillerin yakalanması için harekete geçmesiyle sonuçlandı.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne göre çarşamba akşamı Dana Gas tarafından işletilen Khor Mor gaz sahasını hedef alan bir İHA saldırısı, elektrik santrallerine gaz arzının tamamen kesilmesine neden oldu. ABD'nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya, saldırıyı "düşmanca dış amaçlarla hareket eden yasadışı grupları" gerçekleştirmekle suçladı.

Savaya, Bağdat'ı "bu saldırının sorumlularını tespit etmeye ve adalete teslim etmeye" çağırdı ve "tam egemen bir Irak'ta bu tür silahlı gruplara yer olmadığını" vurguladı.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur ​​Barzani ise Washington'a "sivil altyapıyı korumak için gerekli savunma ekipmanını sağlama" çağrısında bulundu. Barzani, "Bu tür saldırıların faillerinin geçmişte olduğu gibi cezadan kaçmaması gerektiğini" vurguladı.

Saldırıyı henüz üstlenen olmadı ancak Irak yetkilileri dün saldırıyı araştırmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu ve askeri bir sözcü de saldırıda yer alanların "cezalandırılacağına" söz verdi.