Güney Sudan yönetimi ve muhalefeti arasında imzalanması beklenen 'barış anlaşması' ertelendi

Machar, Salva Kiir, Museveni ve Burhan, dün Entebbe’deki toplantılarının ardından  (AFP)
Machar, Salva Kiir, Museveni ve Burhan, dün Entebbe’deki toplantılarının ardından (AFP)
TT

Güney Sudan yönetimi ve muhalefeti arasında imzalanması beklenen 'barış anlaşması' ertelendi

Machar, Salva Kiir, Museveni ve Burhan, dün Entebbe’deki toplantılarının ardından  (AFP)
Machar, Salva Kiir, Museveni ve Burhan, dün Entebbe’deki toplantılarının ardından (AFP)

Güney Sudan hükümeti ve Riek Machar liderliğindeki silahlı muhalefet, Uganda Devlet Başkanı Yoweri Museveni’nin daveti üzerine Entebbe’de gerçekleştirdikleri zirvede bir yıldan daha uzun bir süre önce imzalanan barış anlaşmasında öne çıkan sorunların çözülememesi nedeniyle geçiş öncesi dönemin ikinci kez üç ay daha uzatılması konusunda anlaşmaya vardı. Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve Kenyalı Özel Elçi Kalonzo Musyoka da zirveye katılan isimler arasında yer aldı. 
Şarku'l Avsat’ın ulaştığı açıklamada hükümet ve muhalefetteki Güney Sudanlı tarafların Entebbe’de gerçekleştirilen zirve sırasında geçiş öncesi dönemi üç ay daha uzatma konusunda anlaşmaya vardıkları belirtildi. İkinci 3 aylık sürecin 12 Kasım’da başlaması ve önümüzdeki 13 Şubat’ta sona ermesi bekleniyor. Taraflar ayrıca başta güvenlik düzenlemeleri olmak üzer bir dizi önemli sorunun çözümünü takip etmek için bir mekanizma oluşturmaya karar verdi. Söz konusu mekanizmaya göre ilk raporun, askıdaki konularda elde edilen ilerlemeleri gözden geçirmek için uygulamaya konulmasından 50 gün sonra anlaşmanın garantörleri kabul edilen Yoweri Museveni, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve Kenyalı Özel Elçi Kalonzo Musyoka’ya sunulması bekleniyor.
Açıklamada ayrıca uluslararası topluma Güney Sudan’daki istikrar ve gelişme için barış anlaşmasına destek vermeleri çağrısında da bulunuldu. Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi’nden (IGAD) Sudan başkenti Hartum'da halen ev hapsinde olan muhalefet lideri Riek Machar'ın durumunun ele alınması talep edildi.
Abyei’de saldırı
Sudan ve Güney Sudan arasındaki tartışmalı Abyei bölgesinde silahlı bir grup tarafından gerçekleştirilen saldırıda aralarında Sivil idarenin liderlerinden bir kişinin de bulunduğu 9 sivil öldü.
Bu, Sudan’ın eski Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’in 8 ay önce devrilmesinden bu yana gerçekleştirilen ilk saldırı oldu.
Abyei İdare Yasama Kurulu Üyesi Deng Gaoj, saldırının Sudanlı Misseriya kabilesine bağlı silahlı unsurlar tarafından Donggob ve Midol bölgelerinde gerçekleştirdiğini belirtti. Abyei idaresinden hükümet yetkililerinin olayın Abyei'deki Birleşmiş Milletler Geçici Güvenlik Misyonu’nu (UNISFA) bildirdi.



İranlı aktivist Nergis Muhammedi: İsrail’in saldırıları demokrasi mücadelesine darbe vurdu

Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)
Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)
TT

İranlı aktivist Nergis Muhammedi: İsrail’in saldırıları demokrasi mücadelesine darbe vurdu

Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)
Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)

İranlı aktivist Nergis Muhammedi, İsrail’le İran arasında 12 gün süren çatışmalar hakkında "Savaş demokrasi mücadelesine büyük darbe vurdu" dedi.

Çatışmalar sırasında Tahran’a yapılan bombardımandan saklanmak için başkente bağlı bir köye sığındığını söyleyen Muhammedi, Wall Street Jorurnal’a (WSJ) konuştu.

2023’te Nobel Barış Ödülü’nü alan aktivist, Tahran’ın muhaliflere baskıyı artıracağını savunarak şunları söyledi:

Sivil toplum aktivistleri, siyasi aktivistler ve özellikle de sosyal faaliyetlere katılan gençlerin durumundan derin endişe duyuyorum. Maalesef önümüzdeki günlerde baskının daha da yoğunlaşacağını düşünüyorum.

"İran halkı için durum şu anda savaş öncesinden daha tehlikeli” diyen Muhammedi, İsrail’in saldırılarının ülkedeki demokrasi mücadelesini gerilettiğini belirtti.

Tahran rejimine karşı yıllardır mücadele vermesine rağmen İran’daki yönetimin yabancı ülkelerin müdahalesiyle belirlenemeyeceğini vurgulayan aktivist, bu konuda söz hakkının sadece halka ait olduğunu söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çatışmalar sırasında İran halkına rejime karşı ayaklanma çağrısı yapmıştı. 53 yaşındaki muhalif, hem Netanyahu hem de Hamaney rejimine direnilmesi gerektiğini ifade etti:

İran'da cennet vaat ederken bizi cehenneme götüren Ali Hamaney liderliğindeki kadın düşmanı ve dinci bir hükümet var. Netanyahu da özgürlük ve demokrasi vaat ederken bizi cehenneme götürüyor.

Aktivist, İsrail’in başlattığı çatışmaların kendisine 1980-1988’deki İran-Irak savaşında geçen çocukluğunu hatırlattığını da sözlerine ekledi. Savaşın istenen dönüşümü kazanmak için bir yol olmadığının altını çizdi:

İran halkının aradığı köklü dönüşüm savaşla elde edilemez.

Guardian’ın 1 Temmuz’daki haberinde, İsrail’in saldırılarının İran’da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği yazılmıştı. İsrail ordusunun 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 mahkum öldürülmüştü. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği belirtilmişti.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edilmişti.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Guardian