Lübnan siyasi elitleri 'Teknokratlar Hükümeti' talebine direniyor

Cumhurbaşkanı Avn ve Hariri arasında 7 Kasım’da yapılan toplantıdan bir görüntü (Dalati ve Nahra)
Cumhurbaşkanı Avn ve Hariri arasında 7 Kasım’da yapılan toplantıdan bir görüntü (Dalati ve Nahra)
TT

Lübnan siyasi elitleri 'Teknokratlar Hükümeti' talebine direniyor

Cumhurbaşkanı Avn ve Hariri arasında 7 Kasım’da yapılan toplantıdan bir görüntü (Dalati ve Nahra)
Cumhurbaşkanı Avn ve Hariri arasında 7 Kasım’da yapılan toplantıdan bir görüntü (Dalati ve Nahra)

Lübnan Cumhurbaşkanlığına yakın kaynaklara göre eski Başbakan Saad Hariri ve Cumhurbaşkanı Mişel Avn arasında yeni hükümeti kurmak için düzenlenen siyasi istişarelerde herhangi bir ilerleme kaydedilmedi.
Hariri, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, “Hükümet hususunda istişarede bulunmak üzere Sayın Cumhurbaşkanını ziyaret ettim” ifadelerini kullanarak, diğer taraflarla da görüşmelerde bulunacaklarını belirtti. Kaynaklar da görüşmeleri “dostça” olarak nitelendirirken, birkaç noktada uzlaşının sağlandığına dikkati çekti. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, ziyaretin Cumhurbaşkanı Avn’ın Lübnan’daki taraflarla gerçekleştirdiği istişareler çerçevesinde geliştiğini belirtirken, toplantı sırasında hükümetin şekli, ekonomik ve finansal duruma ilişkin tüm meselelerin ele alındığını vurguladı. Kaynaklar ayrıca, liderlerin istisnai koşullarda hükümeti kurmak üzere zamana ihtiyaç duyduklarını söyledi.
Avn’ın Başbakanı belirleme hususunda gerekli görüşmelerin tarihini belirlemek için temaslarını sürdürdüğünü belirten kaynaklar, hükümetin temas düzeyinde henüz herhangi bir gelişmenin yaşanmadığını ifade etti.
Şarku'l Avsat'a konuşan kaynaklar, halk hareketinin talep ettiği "Teknokratlar Hükümeti" kurulmasının Temsilciler Meclisi'ndeki siyasi bloklar tarafından reddedildiğini aktardı. Siyasi elitler yeni hükümette yer alacak teknokratların siyasi tercihlerini de belli etmelerini istiyorlar.
Kaynaklar, eğer atanırsa Hariri de dahil tüm tarafları tatmin edecek üçüncü bir formül arayışına girilmesinin istendiğini de söyledi.
Kaynaklar, “Görüş alışverişleri hala devam ediyor. Ancak görüşme, teknokratlar hükümetindeki bakanları kimin seçeceği hususuna yoğunlaştı. Bu çerçevede iki görüş var. İlki siyasi partilerin teknokrat bakanları belirlemesi, ikinci ise bu kapasiteye sahip olanların çağrılması” dedi.
Teknokratlar hükümetine gidilmesi durumunda seçim, politikacılara yönelecek. Seçim gerçekleştiğinde ise her şey netlik kazanacak.
Kaynaklar, Cumhurbaşkanı Avn’ın önceliğinin hükümeti kurma sürecini kolaylaştıracak bir fikir birliği sağlamak olduğunu belirtti.
Öte yandan Hariri’ye yakın kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, durumun tüm seçeneklere açık olduğunu belirtti. Kaynaklar, protesto sonrasında sürecin, öncesi gibi olmayacağını, sonuç olarak yeni hükümetin eski hükümetin kopyası olmaması gerektiğini ifade etti.
Kaynaklar, Hariri’nin yeni hükümeti kurmakla görevlendirilmesi halinde bunu, kendi belirlediği kural ve vizyonlara yapacağını söylerken, bunda anlaşma sağlanamaması halinde de yeni bir başbakan üzerinde uzlaşı sağlanabileceğini belirtti.
Avn’ın görüşmelerine değinen kaynaklar, toplantılar sırasında hükümetin kurulması ve şekli de dahil tüm meselelerin ele alındığını, ancak görüşmelerin odağında kritik bir döneme tanık olan ekonomik ve finansal durumun olduğunu vurguladı.
Öte yandan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, “Saad Hariri’nin başbakan olarak aday gösterilmesi hususunda ısrarcıyım. Hariri’ye dair ısrarım, Lübnan’ın çıkarına. Ben de Lübnan’ın çıkarının yanındayım” ifadelerini kullandı.
Diğer taraftan kaynaklar, Cumhurbaşkanının en başından beri halkın taleplerinin uygunluğu açısından meseleyle yakından ilgilendiğini, meydanlarındaki durumun olumlu olduğunu ve Avn’ın eylemcilere 3 defa diyalog çağrısı yaptığını belirtti.
Son iki gündür devam eden halk hareketine de değinen kaynaklar, öğrenciler tarafından üzerinde çalışılması gereken talepler ortaya koyulduğunu, ancak öğrenci olmayan vatandaşların başka alanlarda yürüyüş düzenlemesinden endişe duyulduğunu vurguladı.



Ceramana sakin... Güvenlik güçleri, Dürzi sakinleri rahatlatmak için kontrol noktalarını güçlendiriyor

Şam'ın doğu kırsalındaki Ceramana’nın kuzey girişi (Şarku'l Avsat)
Şam'ın doğu kırsalındaki Ceramana’nın kuzey girişi (Şarku'l Avsat)
TT

Ceramana sakin... Güvenlik güçleri, Dürzi sakinleri rahatlatmak için kontrol noktalarını güçlendiriyor

Şam'ın doğu kırsalındaki Ceramana’nın kuzey girişi (Şarku'l Avsat)
Şam'ın doğu kırsalındaki Ceramana’nın kuzey girişi (Şarku'l Avsat)

Şam'ın güneydoğusundaki Ceramana’nın nüfusunun bir kısmını Dürzi mezhebine mensup vatandaşlar oluşturuyor. Şarku'l Avsat dün şehre yaptığı gezide, bölgenin normal ve sakin bir hayat sürdüğüne tanık oldu.

Bu sakinliğe, Suveyda vilayetinde Dürzi militanlar ile Bedevi aşiretler arasında meydana gelen olaylar nedeniyle Sünni nüfusun çoğunlukta olduğu komşu kasaba ve köylerde yaşayanların tepkisinden çekinen bölge sakinlerinin girişlerdeki kontrol noktalarının ve gözetimin arttırılması yönündeki taleplerine Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'nin verdiği yanıt eşlik ediyor.

Ceramana'nın kuzey girişinde, semt merkezine giden araçların hareketi dün öğleden sonra normal görünürken, giriş kontrol noktasında duran bir İç Güvenlik Güçleri görevlisi bölgedeki durumun ‘istikrarlı ve tamamen sakin’ olduğunu doğruladı. Şarku'l Avsat muhabiri Ceramana'nın merkezine giden yolu takip etmekte tereddüt ederken, görevli şöyle dedi: “Bir şeyden mi korkuyorsunuz? İçeride hiçbir gerginlik yok. İçeri girin.”

İç Güvenlik Güçleri görevlisi, geçtiğimiz pazar günü Suriye'nin güneyinde Dürzilerin çoğunlukta olduğu Suveyda vilayetinde kanlı olayların patlak vermesinden bu yana Ceramana'da ‘bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda Dürzi gencin Suveyda'daki gelişmeleri protesto etmek için gösteri yapması ve hemen dağıtılması’ dışında kayda değer bir olay yaşanmadığını bildirdi.

) Şam'ın doğu kırsalında yer alan Ceramana’nın el-Cemiyat bölgesindeki ana cadde (Şarku'l Avsat)Şam'ın doğu kırsalında yer alan Ceramana’nın el-Cemiyat bölgesindeki ana cadde (Şarku'l Avsat)

Dört ana yolun tali bulvarlara açıldığı şehir merkezindeki el-Kerame Meydanı'na ulaştığımızda dükkanların çoğu açıktı, ancak araç ve yaya hareketliliği oldukça zayıf görünüyordu. Kuruyemiş ve şekerleme satan bir dükkânın sahibi bu durumu bugünün cuma ve resmî tatil olmasına bağladı ve ‘normal günlerde daha fazla yoğunluk olduğunu’ vurguladı.

Bölgedeki güvenlik durumuyla ilgili resmi bir güvence işareti olarak, mağaza ve kafelerin iş yaptığı tüm ana yollarda İç Güvenlik Güçleri personeli konuşlandırılmadı. Ancak Ceramana'nın girişlerindeki kontrol noktalarında konuşlanan güvenlik personeli, hem giriş hem de çıkış yollarındaki araçları kapsamlı bir şekilde denetliyor.

Bölgedeki Dürzi toplumundan bir aktivist, Ceramana'daki durumun ‘Suveyda'daki olaylar başladığından beri sakin olduğunu ve herhangi bir değişiklik olmadığını’ doğruladı. Aktivist, “Hükümet birimleri her zamanki gibi çalışmalarına devam ediyor. İç Güvenlik Güçleri, güvenlik, istikrar ve sivil barışı koruma görevlerini yerine getiriyor” ifadelerini kullandı.

Şarku'l Avsat'a konuşan aktivist, aşılmaması gereken kırmızı çizgiler olduğunu, Ceramana'nın Doğu Guta'nın komşusu olduğunu, Şam ile ilişkilerin iyi ve etkili olması gerektiğini, ayrıca kent ve çevresinde iç barışın korunmasına bağlı kalınması gerektiğini belirtti.

Ceramana'nın kuzey girişinde kurulan kontrol noktasının önünde toplanan yerel Dürzi militanlar, 29 Nisan 2025 (Arşiv – Şarku'l Avsat)Ceramana'nın kuzey girişinde kurulan kontrol noktasının önünde toplanan yerel Dürzi militanlar, 29 Nisan 2025 (Arşiv – Şarku'l Avsat)

Aktivist, ‘Suveyda'daki ihlallerin faillerinin sorumlu tutulması ve vilayetteki sivillere yardım ulaştırmak için insani yardım geçişlerinin açılması talepleri’ olduğunu belirtti. Aktivist, ‘bölgenin komşu kasaba ve köylerden herhangi bir tacize maruz kalmadığını ve Suveyda'daki olayların patlak vermesinden bu yana herhangi bir iç sorun yaşanmadığını’ vurguladı.

Bir başka yerel kaynak ise ‘semt sakinlerinin herhangi bir çatışma ya da anlaşmazlıktan uzak durmak istediklerini, çünkü Ceramana'nın devletin bir parçası olduğunu’ vurgulayarak, “Bu bölgeyi korumak devletin sorumluluğudur ve semt sakinleri de bu konuda devlete yardımcı olmaktadır” dedi.

Ancak kaynak Şarku’l Avsat'a ‘bazı sakinlerin Suveyda'da yaşananlar ışığında banliyönün komşu kasabalardan taciz ya da saldırılara maruz kalacağına dair korkuları olduğunu’ gizlemedi. Kaynak, “Bu korkulara yanıt veren, bölgenin girişlerine ek kontrol noktaları kuran ve kontrol noktaları ile banliyö çevresinde gözetimi artıran İç Güvenlik Güçleri ile iletişim halindeyiz” şeklinde konuştu.

İdari olarak Rif Şam'ın bir parçası olan ve Şam'ın merkezine yaklaşık beş kilometre uzaklıkta bulunan Ceramana, 1990'ların sonunda kentsel bir rönesansa tanıklık etti.

Yerel tahminlere göre 2011 başlarında Beşşar Esed rejimine karşı Suriye devriminin patlak vermesinden önce nüfusu 600 bin civarındaydı ve çoğunluğu Dürzi ve Hıristiyanlardan oluşuyordu.

Savaş yıllarında çatışmalara sahne olan tüm Suriye vilayetlerinden yüz binlerce yerinden edilmiş insana sığınak görevi gören bölgenin nüfusu, 14 yıl süren iç savaş boyunca önemli ölçüde arttı. Bazı sakinlerinin tahminlerine göre şu anda Ceramana’nın nüfusu yaklaşık iki milyon.

Ceramana'ya yönelik büyük göç dalgalarından sonra, nüfus tüm vilayetlerin, milliyetlerin, dinlerin ve mezheplerin bir karışımı haline geldi.

Silahlı muhalif gruplar Kasım 2024'ün sonlarında ülkenin kuzeybatısında Saldırganlığı Caydırma Operasyonu'nu başlatıp Şam'a yaklaşırken, Ceramana halkı eski başkan Hafız Esed'in heykelini devirdi ve Beşşar Esed rejimi 8 Aralık'ta düştü.

Ancak Ceramana, 28 Nisan'da İslam'a hakaret içeren bir ses kaydının dolaşıma girmesinin ardından çok sayıda kişinin ölümüne yol açan şiddet olaylarına sahne oldu.

Suriyeli yetkililer o dönem, yerel aktörler ve ileri gelenlerle yaptıkları anlaşmalar çerçevesinde Ceramana'da kontrollerini genişletmeyi ve güvenlik ve istikrarı yeniden sağlamayı başardılar.