Nahda Barajı müzakerelerindeki Washington’ın konumu

Nahda Barajı müzakerelerindeki Washington’ın konumu
TT

Nahda Barajı müzakerelerindeki Washington’ın konumu

Nahda Barajı müzakerelerindeki Washington’ın konumu

Mısır Dışişleri Bakanlığı, Nahda Barajı krizi ile ilgili Washington’da gerçekleştirilen toplantının sonuçlarını “olumlu” olarak yorumlarken, ABD yönetimi ve Dünya Bankası tarafından desteklenen müzakerelerin seyrinin değişebileceği belirtildi.
Mısır, Etiyopya ve Sudan dışişleri bakanlarının, ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin’in ev sahipliğinde Washington’da bir araya gelerek yaptıkları toplantıda, barajın doldurulması, kullanım kuralları ve sürdürülebilir bir anlaşma konuları masaya yatırıldı.
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri konu ile ilgili yaptığı açıklamada, toplantının, müzakere sürecini belirleyecek, net bir zaman çizelgesi adına olumlu sonuçlar verdiğine değinerek, ABD ve Dünya Bankası temsilcilerinin katılımı ile gerçekleşen toplantıda üç ülkenin Su Kaynakları Bakanı’nın 15 Ocak 2020 tarihine kadar Nahda Barajı’nın doldurulması ve işletilmesine ilişkin görüşeceğini söyledi. Mısırlı Bakan açıklamasında, müzakerelerdeki ilerlemeyi değerlendirmek için ABD Hazine Bakanlığı’nın daveti üzerine Washington’da iki toplantı daha yapılacaklarını ifade etti.
Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin, ABD Başkanı Donald Trump’ın müzakerelere destek vererek üç bakanı kabul etmesinin önemli olduğunu belirttiği ve bu durumu “Mısır ile ABD arasındaki stratejik ilişkilerin derinliğini yansıtan yapıcı ve önemli bir rol olarak nitelendirdiği” aktarıldı. Açıklamada, müzakerelerin, Nahda Barajı’nın Afrika bölgesinde istikrar ve kalkınmayı teşvik edecek şekilde doldurulması ve işletilmesi konusunda anlaşmaya katkı sağladığı ifade edildi.
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Mısır, Sudan ve Etiyopya arasında, Addis Ababa’nın gelecekte Avrupa’ya elektrik ihracatı hususu ve Kahire ile Hartum arasındaki elektrik bağlantısı projelerini kapsayan bir işbirliği gerçekleştirme konusunda hazırlıklar yapıldığına işarette bulundu.
Toplantı sonrası yapılan ortak açıklamada, müzakerelerde kaydedilen ilerlemeyi değerlendirmek üzere Mısır, Etiyopya ve Sudanlı bakanların 9 Aralık ve 13 Ocak tarihlerinde Washington’da düzenlenecek olan diğer toplantılara katılacakları belirtildi.
Üç ülkenin Dışişleri Bakanı, Mnuchin ve Dünya Bankası Başkanı David Malpass tarafından yapılan açıklamada, bakanların, Nahda Barajı’nın doldurulması ve işletilmesi konusunda kapsamlı bir işbirliğine dayalı esnek ve sürdürülebilir bir anlaşmaya varmasının yanı sıra, 2015 yılında Sudan’ın başkenti Hartum’da imzalanan İlkeler Anlaşması’nda yer alan taahhütlerin yerine getirilmesi için net bir süreç oluşturma konusundaki ortak sözleri yinelediği aktarıldı.
Mısır, barajın doldurulması ile Nil’in su kaynaklarının biteceğinden endişe duyarken, Etiyopya, Afrika’nın en büyüğü olacak hidroelektrik barajın ekonomiye büyük katkı sağlayacağını belirtiyor.
Açıklamada, 15 Ocak 2020’ye kadar herhangi anlaşmaya varılmaması durumunda, Dışişleri Bakanları’nın 2015 yılında imzalanan İlkeler Anlaşması’nın uygulamaya konulması üzerinde duracağı ifade edildi. Böyle bir durumda, anlaşmazlığının çözümü için uluslararası bir arabulucuya ihtiyaç duyulabilir.
ABD Başkanı Donald Trump daha önce yaptığı açıklamada, Mısır, Etiyopya ve Sudanlı heyetlerle yapılan görüşmelerin iyi geçtiğini söyledi.
Üç ülke bakanlarının yaptığı ortak açıklamada, Nil’in, Mısır, Sudan ve Etiyopya’nın gelişiminde önemli bir rol oynadığı ve sınır ötesi işbirliğindeki ortak çıkarlara değinildiği ifade edildi. Mısır eski Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Dr. Muhammed Nasreddin, Washington’da gerçekleştirilen toplantıda baraj dolumu ve işletme politikalarına ulaşmak için iki ay bir süre olduğunu belirterek, Etiyopya tarafına çok fazla baskı uygulandığını söyledi.
Konu ile ilgili Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Nasreddin, ABD ve Dünya Bankası’nın gözlemci olarak bulunmasının, Etiyopya Nahda Barajı tartışmalarını çözebileceğini belirterek, bir sonraki müzakere aşamasının zor geçebileceğini ifade etti.



Çin’in kömür merkezi yeşil bir gelecek istiyor

Şansi, Çin'de hava kirliliğinin en yoğun olduğu bölgelerden (AFP)
Şansi, Çin'de hava kirliliğinin en yoğun olduğu bölgelerden (AFP)
TT

Çin’in kömür merkezi yeşil bir gelecek istiyor

Şansi, Çin'de hava kirliliğinin en yoğun olduğu bölgelerden (AFP)
Şansi, Çin'de hava kirliliğinin en yoğun olduğu bölgelerden (AFP)

Hindistan'dann daha fazla kömür üretilen Çin'in Şansi bölgesi, yeşil bir gelecek istiyor.

Guardian’ın haberinde, “Çin’in kömür merkezi” diye nitelenen bölgenin geçen yıl toplamda çıkarılan 1,27 milyar ton kömürle Hindistan’ı geride bıraktığı belirtiliyor.

Çin’in elektrik ihtiyacını karşılamada önemli rol oynayan Şansi, ülkedeki karbon salımının da merkezi konumunda.

Pekin yönetimi 2060’a kadar net sıfır karbon hedefine ulaşmayı amaçlıyor. Bu kapsamda Şansi’de kömür sektöründeki yaklaşık 1,7 milyon işin 2030’a kadar yok olması bekleniyor. Bu durumun da bölge açısından “ekonomik bir saatli bomba” olduğu ifade ediliyor. 

Şansi’nin buna karşı çözüm stratejilerinden biri yeşil enerjiye geçişi hızlandırmak. LONGi şirketi, Datong’da güneş paneli fabrikası açtı, burada çalışanların yarısı eski kömür işçileri.

Meijin Energy de kömürün yan ürünü olan kok gazından hidrojen yakıtı üretmeye başladı. Şirketin hidrojen üretim bölümünden Ma Kai şunları söylüyor: 

Kok işlemi sırasında çıkan gazı eskiden doğrudan yakardık ya da salardık. Bu hem çevreye zararlıydı hem de kaynak israfıydı. Artık bunu değerlendiriyoruz.

Ancak Helsinki merkezli düşünce kuruluşu Enerji ve Hava Temizliği Araştırma Merkezi’nden Lauri Myllyvirta, “Kömürden kimyasal üretimiyle temiz enerji olur mu?” diyerek yönteme karşı çıkıyor. 

Bölgede kültürel turizmin canlandırılması da talep ediliyor. 2024’te Linfen’deki Şiaoşitian ve Guangşeng tapınaklarını ziyaret eden turist sayısı yüzde 335 arttı. Haberde, bu artışta ünlü video oyunu Black Myth: Wukong’un da katkısı olduğuna dikkat çekiliyor. 

Bunlara ek olarak Çin yenilenebilir enerji üretimini hızlandırıyor. Nisan itibarıyla ülkedeki rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesi 1,500 gigawatt’a ulaştı. Ancak ülke hâlâ enerji ihtiyacının yüzde 60’ını kömürden karşılıyor. 

Independent Türkçe, Guardian, New York Times