Erdoğan: Bizi dertlendiren İslam ortak paydasıdır, ümmet olma şuurudur

Erdoğan: Bizi dertlendiren İslam ortak paydasıdır, ümmet olma şuurudur
TT

Erdoğan: Bizi dertlendiren İslam ortak paydasıdır, ümmet olma şuurudur

Erdoğan: Bizi dertlendiren İslam ortak paydasıdır, ümmet olma şuurudur

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mevlid-i Nebi Haftası Açılış programında konuştu. Erdoğan, '' Ülkemizden binlerce, on binlerce kilometre ötedeki insanların derdiyle bizi dertlendiren İslam ortak paydasıdır, ümmet olma şuurudur. Hani birileri diyor ya 'Suriyeliler gitsin.' Asla biz bunlara eyvallah edemeyiz. Onları bombaların altına gönderemeyiz. Bizim kardeşlik anlayışımız bu'' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Küçükçekmece Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'nde düzenlenen Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı'na katıldı. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ordumuza peygamber ocağız, burada yetişenlere Mehmetçik deriz. Dünyanın hiçbir yerinden bunun başka benzeri yoktur. Bu milletin hamuru İslam'la müşerref olduğundan bu yana peygamber efendimizin aşkıyla yorulmuştur. Asırlardır gök kubbemizi süsleyen ezanlar millet olarak bağımsızlığımız remzidir. Sultanahmet Meydanını dolduran ezanı Muhammedi, Diyarbakır'da da aynı ruhla okunur. Selimiye de edilen dualar, Şanlıurfa'da yapılanlarla kucaklaşarak arşa ulaşır. Günde 5 vakit yönümüzü Kabe'ye dönerken, ellerimizi semaya açarken, selam verirken, bir kez daha millet ve ümmet olmanın şuuruna ereriz. Biz dualarla buluşarak bir oluruz, kardeş oluruz” dedi.
“Cihanşümul İslam kardeşliğinin sınırı yoktur. Hiç kimse bizim aramıza ayrılık tohumu ekemez”
Müslümanların kardeş olduğunu söyleyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizden binlerce on binlerce kilometre ötede insanların derdiyle bizi dertlendiren İslam ortak paydasıdır. Ümmet olma şuurdur. Üzerinden 1400 sene geçse de Veda Hutbesindeki kutlu tavsiye bizim rehberimizdir. ‘Müminler sözümü iyi dinleyip iyi belleyiniz. Müslüman Müslümanın kardeştir. Böylece bütün Müslümanlar kardeştirler' Arakanlı, Suriyeli, Türkistanlı mazlumlar bizim kardeşimizdir. Birileri diyor ya Suriyeliler gitsin, asla biz bunlara eyvallah edemeyiz. Bizim peygamberimizi unutmayın muhacirdir. Medine Müslümanları ensardı. Şimdi Allah bizlere ensar olmayı nasip etti. Bombalardan kaçan Suriyeli kardeşlerimiz de muhacir olmayın nasip etti. Bunu birileri anlamayabilir. Ama biz bunun idraki içindeyiz. O kardeşlerimizi evlerine, topraklarına inşallah oradaki durumlar hal yoluna girdiği zaman kendileri de gidecektir. Ama biz kovamayız. Onları bombaların altına gönderemeyiz. Çünkü bizim kardeşlik anlayışımız bu. Afrikalı, Asyalı mağdurlar bizim öz ve öz kardeşimizdir. Cihanşümul İslam kardeşliğinin sınırı yoktur. Hiç kimse bizim aramıza ayrılık tohumu ekemez. Biz vahdete inanırsak fitne projeleri bu topraklarda boy veremez. Allah'ın ipine sıkıca sarılırsak, hiçbir güç bizi birbirimize düşüremez” diye konuştu.
“Günümüzün haçlıları olan Neonazi terör örgütleri Müslümanlara hayatı dar ediyor”
“Müslümanlar olarak gerçekten sancılı günler yaşıyoruz” diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mezhepçilik fitnesinin ırk, renk, dil kalplerimizi zihinlerimizi esir aldığı bir dönemden geçiyoruz. İnsanı insan yapan değerler tarihte belki hiç olmadığı kadar ağır saldırı altındadır. Toplumsal hastalıkların, adaletsizliklerin baskı ve şiddetin bütün insanlığın üzerine adeta karabasan gibi çöktüğü bunalım çağındayız. Yüzyıllardır barış ve esenlik diyarı olan İslam beldelerinden bu gün sadece yetimlerin, kadınların, evladını kör kurşuna kurban vermiş yüreği yanan anaların feryatları yükseliyor.
Medeniyetlere beşiklik etmiş kadim şehirlerimiz halkına zulüm eden diktatörlerin elinde enkaz yığınına dönüşüyor. İslam ülkelerinde palazlandırılan terör örgütleri camide namaz kılanları, pazarda bulunanları, okula gidenleri acımazca katlediyor. İslam medeniyeti DEAŞ, YPG; FETÖ, PKK gibi katil sürülerinin, diğer tarafta cehaletin mezhep ve meşrep cenderesinde adeta kültürel bir soykırıma maruz kalıyor. Günümüzün haçlıları olan Neonazi terör örgütleri dünyanın en gelişmiş, sözüm ona en demokratik ülkelerinde Müslümanlara hayatı dar ediyor. Rabbimin bizlere lütfu olan doğal kaynaklarımız, o topraklarda yaşayan Müslümanları değil, batılı sömürgecileri zenginleştiriyor.
Gün geçmiyor ki ibadethanelerimize saldırı haberleri almayalım, gün geçmiyor ki müminlerin onurunu ayak altına alanları görmeyelim. Gün geçmiyor ki Peygamber Efendimizin şahsına yönelik bir edepsizlik, ahlaksızlık şahit olmayalım. Müslüman olmanın öyle yaşamanın adeta avuçlarımızda kor ateş tutmak kadar zor olduğu dönemden geçiyoruz. Umut ışıklarının cılızlaştığı, zulmün alevinin göğe yükselttiği, cehaletin dört bir yanımızı kuşattığı bu günlerde bizi felaha erdirecek kurtuluş yolu, önümüzde duruyor. Bu yol Allah'ın kitabı Kur'an, onun alemlere rahmet olarak gönderdiği Resulünün rehberliğidir. Onun getirdiği din adalet, merhamet, nezaket, selam, barış dinidir” şeklinde konuştu.



Uluslararası Ceza Mahkemesi, ABD yaptırımları karşısında bağımsızlığını savunuyor

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başkanı Yargıç Tomoko Akane (Mahkeme web sitesi)
Uluslararası Ceza Mahkemesi Başkanı Yargıç Tomoko Akane (Mahkeme web sitesi)
TT

Uluslararası Ceza Mahkemesi, ABD yaptırımları karşısında bağımsızlığını savunuyor

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başkanı Yargıç Tomoko Akane (Mahkeme web sitesi)
Uluslararası Ceza Mahkemesi Başkanı Yargıç Tomoko Akane (Mahkeme web sitesi)

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başkanı ve birçok Avrupa ülkesi, dün, üst düzey yetkililerinden bazılarını hedef alan ABD yaptırımlarıyla karşı karşıya olan kurumun bağımsızlığını güçlü bir şekilde savundu.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başkanı Tomoko Akane, Lahey merkezli mahkemenin üye devletlerinin temsilcilerinin yıllık toplantısının açılışında, "Açıkça söyleyelim, hiçbir baskıyı kabul etmiyoruz" dedi.

"Bağımsızlığımız ve tarafsızlığımız temel ve dokunulmaz ilkelerimizdir. Bağlılığımız yalnızca Roma Statüsü'ne (mahkemenin kuruluş metni) ve uluslararası hukukadır."

Savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla yargılananları yargılayan Uluslararası Ceza Mahkemesi, 23 yıllık tarihindeki en zor dönemi yaşıyor.

dfr
Uluslararası Ceza Mahkemesi Genel Merkezi, (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında tutuklama emri çıkarılmasına öfkelenerek, mahkemedeki hakim ve savcılara yaptırım uyguladı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Kerim Han, kendisine yöneltilen cinsel saldırı iddialarını reddeden soruşturma tamamlanana kadar görevden uzaklaştırıldı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Kerim Han, kendisine yöneltilen cinsel saldırı iddialarını reddetti ve hakkında açılan soruşturma tamamlanana kadar görevden uzaklaştırıldı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Macaristan da dahil olmak üzere dört üye ülke Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden çekilme niyetlerini açıkladı.

Lahey'deki yıllık toplantıya katılan Fransa Adalet Bakanı Gerald Darmanin, Fransa'nın mahkemeye olan "sarsılmaz bağlılığını" vurguladı.  

Darmanin, "Mahkeme eşi benzeri görülmemiş bir dönemden geçiyor. Aralarında bir Fransız yargıcın da bulunduğu hâkim ve savcıları hedef alan yaptırımlar ve zorlayıcı tedbirlerle karşı karşıya" dedi ve "Bu tedbirler kabul edilemez" ifadesini kullandı.

Avrupa Birliği adına konuşan Danimarka temsilcisi Elisabeth Sondergaard Kroon, bloğun "mahkemeyi kendisine yönelik tehdit ve yaptırımlara karşı güçlü bir şekilde savunduğunu" söyledi.


Trump, Netanyahu'yu Washington'da toplantıya davet etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog arasında (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog arasında (AP)
TT

Trump, Netanyahu'yu Washington'da toplantıya davet etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog arasında (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog arasında (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın dün Netanyahu'yu "yakın gelecekte" Beyaz Saray'da yapılacak bir toplantıya davet ettiği belirtildi.

Netanyahu'nun ofisinden daha önce yapılan açıklamada, Trump'ın sosyal medyada İsrail'in Suriye ile diyaloğunu sürdürmesi gerektiğini yazmasının hemen ardından, başbakanın ABD başkanıyla telefonda görüştüğü belirtilmişti.

Ofisin açıklamasında görüşmede, Hamas'ın ve Gazze Şeridi'nin silahsızlandırılması konularının ele alındığı, ayrıca İsrail'in kendisini tanımayan ülkelerle ilişki kurma olasılığının değerlendirildiği belirtildi.

İsrail Başbakanlık Ofisi, Trump'ın Netanyahu'yu "yakın gelecekte" Beyaz Saray'da bir toplantıya davet ettiğini ancak bir tarih belirtmediğini ifade etti.

Times of Israel gazetesi, söz konusu çağrının Trump'ın İsrail'i Suriye'yi ve yeni yönetimi istikrarsızlaştırmaması konusunda uyarmasının ardından geldiğini bildirdi.

Trump, Truth Social platformunda yaptığı açıklamada, "İsrail'in Suriye ile güçlü ve gerçek bir diyalog sürdürmesi ve Suriye'nin müreffeh bir ulusa dönüşmesine engel olacak hiçbir şeyin yapılmaması çok önemli" ifadesini kullandı.

Geçtiğimiz cuma günü Şam kırsalındaki Beyt Cin kasabasına giren İsrail güçleri, kasabanın içinde ateş altına alınmış, ardından kasaba İsrail uçakları tarafından bombalanmış ve 13 kişi hayatını kaybetmişti.


Macron, Avrupa'nın Pekin'le rekabet ve bağımlılık dengesini sağlamaya çalıştığı bir dönemde Çin'i ziyaret ediyor

Macron, Şi'yi Elysee Sarayı'nda kabul ediyor (Arşiv- AP)
Macron, Şi'yi Elysee Sarayı'nda kabul ediyor (Arşiv- AP)
TT

Macron, Avrupa'nın Pekin'le rekabet ve bağımlılık dengesini sağlamaya çalıştığı bir dönemde Çin'i ziyaret ediyor

Macron, Şi'yi Elysee Sarayı'nda kabul ediyor (Arşiv- AP)
Macron, Şi'yi Elysee Sarayı'nda kabul ediyor (Arşiv- AP)

Avrupa, küresel ticaret çalkantılarının yaşandığı bir dönemde, Pekin'den gelen ekonomik ve güvenlik tehditleriyle dünyanın ikinci büyük ekonomisine bağımlılığı dengelemeye çalışırken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bu hafta dördüncü resmi ziyaretini gerçekleştirmek üzere Çin'e gidiyor.

Macron, seyahatine yarın Pekin'deki Yasak Şehir'i ziyaret ederek başlayacak ve perşembe günü Çin'in başkentinde Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya gelecek. İkili, cuma günü Çin'in güneybatısındaki Sichuan eyaletine bağlı Chengdu'yu ziyaret ederek tekrar bir araya gelecek.

Bu ziyaret, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in temmuz ayında yaptığı ve AB-Çin ilişkilerinin "dönüm noktasında" olduğunu söylediği gergin bir gezinin ardından geliyor. İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in de gelecek yılın başlarında Çin'i ziyaret etmesi planlanıyor.

Çin ve Avrupa arasındaki ticaret gerginlikleri, özellikle çelik sektöründeki ucuz Çin ihracatının Avrupa sanayisinin büyük bir bölümüne aksetmesiyle tırmandı. Ayrıca, Avrupa'da Çin'in elektrikli araç sektöründeki artan teknolojik üstünlüğü ve nadir toprak elementi işleme alanındaki hakimiyeti konusunda artan endişeler var; bu durum, hayati önem taşıyan Avrupa sanayilerinin tedarik zincirlerini tehdit edebilir.

Washington'un uyguladığı tarifeler nedeniyle küresel ticaretin giderek baskı altına girmesiyle Pekin, Avrupa'nın, Çin'in Rusya'ya ve devlet destekli sanayi modeline verdiği destek konusundaki endişelerini yatıştırma umuduyla kendisini bir ticaret ortağı olarak sunma fırsatını değerlendiriyor.

Macron'un danışmanları, ziyaret öncesinde Çin'in iç tüketimini artırmak için ticaret dinamiklerinin yeniden dengelenmesi yönünde çaba göstereceğini belirterek, Avrupa'nın Çin teknolojisine erişebilmesi için "inovasyondan elde edilen kazanımların paylaşılması" yönünde umutlarını dile getirdiler.