Rusya, Esed'in Erdoğan açıklamasından rahatsız

Rusya, Esed'in Erdoğan açıklamasından rahatsız
TT

Rusya, Esed'in Erdoğan açıklamasından rahatsız

Rusya, Esed'in Erdoğan açıklamasından rahatsız

Suriye rejim lideri Beşşar Esed’in Türkiye-Rusya arasında imzalanan mutabakat sonrası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ‘hırsız’ diye nitelediği ve Anayasa Komitesi’nin çalışmalarına ilişkin şüphelerini dile getirdiği röportaj, Rusya’nın rahatsızlığına neden oldu. Moskova, Esed’in açıklamalarına tepkili mesajlar verdi.
Rus resmi makamlarından Esed’in ifadelerini doğrudan hedef alan açıklamalar yapılmasa da Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın birçok beyanatında Türkiye ile imzalanan Soçi Mutabakatı ile Anayasa Komitesi çalışmalarının ilerletilmesine bağlı kalındığı vurgusu dikkat çekti.
Esed’in son dönemde art arda yaptığı açıklamalar, Rusya hükümet medyasındaki uzman isimler tarafından, kimi zaman doğrudan kimi zaman dolaylı yollardan eleştiriliyor. Bu eleştirilerin merkezinde, Suriye hükümetinin ‘alışılagelmiş açıklamalarından’ vazgeçmesi ve Suriye’deki savaştan ‘zafer’ edasıyla çıkmış gibi böbürlenmek yerine Rusya’nın siyasi çözüm yolunda verdiği uğraşları desteklemesi gerektiği ifade ediliyor. Bazı uzmanlar da kaleme aldığı makalelerde, Esed’e 2015’te düşmenin eşiğinde bulunan hükümetin yeniden konumunu güçlendirmesinde Rusya ve İran’ın etkisini hatırlatıyor.
Rus yorumcuların, eleştirilerinde sadece Esed’in son yaptığı açıklamayla sınırlı kalmayarak, Suriye hükümetinin idare etmekte başarısız olduğu birtakım mevzuları dile getirmesi, Moskova’nın rejime dolaylı mesajlar gönderdiği izlenimini uyandırıyor.
Rusya merkezli Nezavisimaya Gazetesi, birkaç gün önce yayınladığı haberde, ‘Suriye hükümetinin yerel aşiretlerin sorunlarına karşı baskıcı bir yöntem benimsemesi ve Sünni nüfusun çoğunlukta olduğu bölgelerde İran destekli demografik değişim girişimlerini görmezden gelmesinin, ülkedeki iç savaşı körüklediğini’ yazdı. Haberde, Şam yönetiminin bunlardan ders çıkararak, ‘Sünni aşiretlere yönelik tavrında bir strateji değişikliği’ yapıp yapmayacağı sorusu dile getiriliyor. ‘Rusya’nın Suriye’deki istikrarın garantörü olduğunun unutulmaması gerektiği’ belirtilen yazıda, Rusya’nın çıkarlarının görmezden gelinmesi halinde Suriye krizinde yeni bir sayfa açılacağı uyarısı yapılıyor.
Rus Haber Ajansı TASS’ta yer alan yazıda, Suriye rejiminin, başkanlık seçimlerinin kazanımlarının önünü kesmek için Anayasa Komitesi çalışmalarını yavaşlatmaya çalıştığını ve bu durumun Esed’in son olarak komitenin Cenevre sürecine ilişkin açıklamalarıyla birinci dereceden bağlantılı olduğuna işaret ediliyor. Ayrıca komitenin ileriye dönük atacağı her adımda bu yöndeki açıklamaların şiddetinin artacağı uyarısında bulunuldu.
“Esed’in açıklamalarının kabul edilmesi mümkün değil”
Rusya Dışişleri Bakanlığı’nda Filistin ve Suriye dosyalarında danışmanlık yapan eski Büyükelçi Rami el-Şair’in ‘Esed’in ses getiren açıklamaları’ adlı makalesinde, “Suriye’nin bugün karşılaştığı köklü sorunların çözümünde, Rusya ve İran’ın ortağı ve Astana sürecinin katılımcı üyesi bir ülkenin devlet başkanına (Erdoğan) saldıran bu türden açıklamaların (Esed’in açıklaması) hiçbir şekilde kabul edilmesi mümkün değildir” ifadeleri yer aldı.
Rus milliyetçilere bağlı Zavtra Gazetesi’nde yer alan ve Rusya'nın resmi kanalı Russia Today (RT) tarafından tercüme edilen söz konusu makalede Şair, Esed’in sadece Ortadoğu’da değil tüm dünyada büyük bir tepkiyle karşılanan Erdoğan’la ilgili ifadelerinin, diplomasi geleneğinde yeri olmadığını ve ülkeler arası siyasi ilişkiler açısından büyük bir hata olduğunu belirtti. Şair, Esed’in açıklamalarının Suriye’deki çözüm alanlarını genişletmek için Erdoğan ile yakın çalışan Rusya’ya zarar verdiğini ifade etti.
Makalede, bu türden açıklamaların, Moskova ile ortakları Türkiye ve İran’ın Suriye’de başlattığı siyasi çözümü baltalamaya çalışan tarafların ekmeğine yağ sürdüğü belirtildi.
Esed’in koltuğunu ve hakimiyetini korumasında Rusya’nın temel rol üstlendiğini hatırlatan Şair, Suriye’de gelecek başkanlık seçiminde Esed dahil hiçbir adayın seçimi yüksek oranlarla kazanamayacağını belirterek, mevcut rejimin Suriye halkının yüzde 20’sinin desteğini aldığını, çoğunluğu oluşturan yüzde 50’nin ülkede köklü bir değişim talep ettiğini ve geriye kalan yüzde 30’un siyasete dair umutlarını keserek geçim sıkıntısı ile uğraşan kesimlerden oluştuğunu aktardı.
Daha önce de Suriye rejimine yönelik eleştirel makaleler kaleme alan Şair, birkaç gün önce yayınlanan yazısında, “Suriye yönetimi, halkın durumunun bu şekilde sürmesini istemediğini ve geleneksel söylem ile tutumların miadını tamamladığını, içerde ve dışarda bir karşılığının olmadığını idrak etmesinin zamanı gelmedi mi?” ifadelerini kullanmıştı.
Şair, söz konusu makalesinde, Suriye yönetimindekilerin, sanki başka bir dünyada yaşadığını, ülkede her şey normal ve rejim tehdit altında değilmiş gibi davrandığını, yıkım ve iç sorunlar yokmuş gibi bir tavır sergilediklerini belirtti.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.