Almanya, Berlin Duvarı'nın yıkılışının 30. yıldönümünü kutladı

Reuters
Reuters
TT

Almanya, Berlin Duvarı'nın yıkılışının 30. yıldönümünü kutladı

Reuters
Reuters

Berlin Duvarı'nın yıkılışının 30. yıl dönümü için Almanya'nın başkenti Berlin'de tören yapıldı. Almanya Başbakanı Angela Merkel, "Berlin Duvarı özgürlük ve demokrasi için payımıza düşenleri yapmamız gerektiğini hatırlatıyor" dedi
Almanya'da Berlin Duvarı'nın yıkılışının 30. yıl dönümü nedeniyle çeşitli etkinlikler düzenlendi.
Almanya, Polonya, Macaristan, Slovakya ve Çekya'dan devlet başkanları ve siyasi liderler, Berlin Duvarı'nın kalan parçalarının bulunduğu Bernauer Strasse'deki törene katıldı. 
Törenden önce liderler 28 yıl boyunca kenti ikiye bölen ve bir zamanlar yanına yaklaşılmaya korkulan duvarın boşluklarına ölenleri anmak adına güller koydu.
Merkel: Özgürlüğü kısıtlayan hiçbir duvar yıkılamayacak kadar yüksek değil
Bir zamanlar duvarın olduğu yerde inşa edilen küçük bir şapelde konuşan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Doğu Almanya'dan Batı Almanya'ya kaçmak isterken öldürülen ya da hapsedilenleri andı.
Merkel "Berlin Duvarı bir tarih ve bizi şunu öğretiyor: İnsanları dışarıda bırakan ve özgürlüğü kısıtlayan hiçbir duvar yıkılamayacak kadar geniş veya yüksek değil." dedi. 
Ağustos 1989'da Macar sınır muhafızları ilk kez Doğu Almanya'daki insanların Avusturya'ya serbest geçişine izin vermiş, bu 3 ay sonra Berlin Duvarı'nın yıkılmasına ve Demir Perde'nin sonlanmasına yol açacak olayların zeminini hazırlamıştı. 
13 Ağustos 1961'de yapımına başlanan ve Batı Berlin'i Doğu Almanya'da bir ada haline getiren duvar 9 Kasım 1989'da yıkıldı.
İkinci Dünya Savaşı'nın hemen ardından doğu ve batı olarak bölünen Almanya'da, Berlin kentini ikiye ayıran Berlin Duvarı, yıkılışının üzerinden 30 yıl geçse de 'utanç duvarı' olarak hafızalara kazındı.
Savaştan mağlup çıkan Almanya, ABD, İngiltere, Fransa ve Sovyetler Birliği tarafından 4'e bölündü. İkinci Dünya Savaşı'na kadar Almanya'nın başkenti olan Berlin'in de aynı şekilde bu ülkeler tarafından 4'e bölünmesi kararlaştırıldı.
1949'da ABD, İngiltere ve Fransa'nın kontrolündeki bölgelerin yönetimleri birleştirilerek Federal Almanya Cumhuriyeti (BRD) kurulurken, Sovyetler Birliği yönetimi altında bulunan bölgede de aynı yıl Demokratik Almanya Cumhuriyeti (DDR) ilan edildi.
Bu kaçışları engellemek isteyen Doğu Almanya yönetiminin 12 Ağustos 1961'de Berlin'de gizlilik içinde sınırı kapatma kararı almasının ardından ertesi gün askerler, Sovyet yönetiminin yer aldığı bölgeyi dikenli tellerle çevirdi. Bu teller de kaçışları engelleyemeyince 17 Ağustos 1961 gecesi, daha sonra 'Utanç Duvarı' olarak anılacak 3,6 metre yükseklikteki Berlin Duvarı tuğlalarla örülmeye başlandı.
Böylelikle 1949'da ikiye ayrılan Berlin, fiziki olarak da bir duvarla bölünmüş oldu. Berlin Duvarı aynı zamanda Almanya'yı, Avrupa'yı ve dünyayı iki blok şeklinde ayırdı ve 'Soğuk Savaş'ın sembolü oldu.
Berlin'in ortasından geçen ve kenti batı ve doğu olarak ayıran duvar, Berlin'in çevresinde de yaklaşık 155 kilometre uzunluğunda örüldü.
Daha sonraki yıllarda duvarın etrafında güvenlik önlemleri artırılarak gözetim kuleleri, ölüm şeridi ve iç duvar gibi başka unsurlar da eklenerek genişletildi. Süreç içinde bölgeye 302 gözetleme kulesi yerleştirildi ve toplam 11 binden fazla Doğu Almanya askeri Berlin sınırında görev yaptı.
Doğu ve Batı Berlin arasında 8 sınır kapısı kuruldu. Friedrichstrasse Caddesi üzerindeki 'Checkpoint Charlie' en tanınmış sınır geçiş noktası olarak biliniyor.
Dönemin Sovyetler Birliği'nin Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'un açıklık ve yeniden yapılanma (Glasnost ve Perestroyka) politikasıyla başlayan süreç 1989'da Doğu Almanya'yı da etkisi altına alınca insanlar özgürlük için sokaklara çıktı.
Binlerce eski Doğu Almanya vatandaşı 1989'un yaz aylarında Macaristan ve o dönem adı Çekoslovakya olan ülke üzerinden Batı Almanya'ya kaçmaya başladı.
Doğu Almanya'da ise ülke yönetimine protestolar artttı. Leipzig kentinde 'pazartesi gösterileri' adı altında her hafta toplanan on binlerce kişi 'Wir sind das Volk' (Biz Halkız) sloganıyla ülke siyasetinin değişmesini istedi.
Gösteriler Doğu Almanya'nın değişik kentlerine yayıldı. 4 Kasım 1989'da ise Doğu Berlin'de yer alan Alexander Meydanı'nda 100 binden fazla kişi toplandı ve Doğu Almanya tarihinin en büyük protesto gösterisi yapıldı.
Bu gösterilere kayıtsız kalmayan Doğu Almanya hükümeti bir seyahat düzenlemesi yapmak zorunda kaldı. Doğu Almanya'yı yöneten Almanya'nın Sosyalist Birlik Partisi (SED) Sözcüsü Günter Schabowski, 9 Kasım akşamı basının karşısına geçerek hükümetin seyahat düzenlemesine ilişkin kararını okudu.
Schabowski, bir gazetecinin bu düzenlemenin ne zamandan itibaren geçerli olacağını sorması üzerinde 'İvedilikle hemen' yanıtını verdi.
Bu sözlerin yayılması üzerine Doğu Alman halkı sınır geçiş noktalarına akın etti. İnsanlar üstlerine çıktıkları duvarı yıkmaya başladı. Sınır kapılarından veya duvarın üzerinden atlayarak kentin diğer tarafına geçen Doğu Berlinliler ile onları karşılayan Batı Berlinliler kucaklaştı.
Böylece 28 yıl, 2 ay, 28 gün ayakta kalan duvar 9 Kasım 1989 tarihinde yıkıldı ve Soğuk Savaş döneminin de sonu oldu.



İsrail: Hizbullah’ın deniz projesi İmad Emhez’in itiraflarıyla deşifre oldu

Lübnan’daki Telegram gruplarında dolaşıma giren kimlik kartının, İmad Amez Fadil’e ait olduğu öne sürülüyor.
Lübnan’daki Telegram gruplarında dolaşıma giren kimlik kartının, İmad Amez Fadil’e ait olduğu öne sürülüyor.
TT

İsrail: Hizbullah’ın deniz projesi İmad Emhez’in itiraflarıyla deşifre oldu

Lübnan’daki Telegram gruplarında dolaşıma giren kimlik kartının, İmad Amez Fadil’e ait olduğu öne sürülüyor.
Lübnan’daki Telegram gruplarında dolaşıma giren kimlik kartının, İmad Amez Fadil’e ait olduğu öne sürülüyor.

İsrail ordusu, Lübnan Hizbullahı’nın kıyı savunma füze birimi 7900’de kritik konumda yer alan ve yaklaşık bir yıl önce İsrail’e getirilerek sorgulanan İmad Emhez’in, soruşturma sırasında Hizbullah’ın gizli deniz dosyasına dair önemli bilgiler verdiğini açıkladı.

İsrail ordusunun Arapça medya sözcüsü Avichay Adraee’nin X platformunda yaptığı paylaşıma göre, “İsrail Deniz Komandoları Birliği 13’e bağlı askerler, yaklaşık bir yıl önce askeri istihbarat deniz biriminin yönlendirmesiyle, Lübnan’ın kuzeyindeki Batrun kasabasında, sınırın yaklaşık 140 kilometre uzağında gerçekleştiren operasyonla Emhez’i yakalayıp İsrail’e götürdü.”

Açıklamada, Emhez’in İran ve Lübnan’da askeri eğitim aldığı ve Hizbullah’ın kıyı füze biriminde yürüttüğü görev kapsamında geniş bir denizcilik tecrübesi edindiği belirtildi. Ayrıca, Lübnan’daki sivil denizcilik akademisi “Marasti”de eğitim aldığı, bunun da “Hizbullah’ın sivil kurumları terör faaliyetleri için kullanmasına” örnek teşkil ettiği ifade edildi.

Adraee, Emhez’in soruşturma sırasında Hizbullah’ın en gizli projelerinden biri olan deniz dosyasında merkezi bir görev yürüttüğünü kabul ettiğini belirtti. Emhez’in sunduğu bilgilerin, örgütün deniz faaliyetlerini sivil kisve altında örgütleyerek İsrail ve uluslararası hedeflere saldırı planlarını içerdiği aktarıldı.

İsrail ordusu sözcüsü, söz konusu gizli deniz projesinin, öldürüldükleri belirtilen Hizbullah lideri Hasan Nasrallah tarafından doğrudan yönetildiğini, askeri lider Fuat Şükr ile deniz dosyasının sorumlusu Ali Abdülhasan Nuriddin’in de süreçte yer aldığını iddia etti.

Açıklamada, Emhez’in verdiği bilgiler ve söz konusu lider kadronun etkisiz hâle getirilmesi sayesinde gizli deniz dosyasının ilerlemesinin kritik bir aşamada durdurulduğu bildirildi.

İsrail ordusu, Hizbullah’ın deniz yapılanması ile diğer deniz birimlerinin İran’ın maddi ve ideolojik desteğiyle geliştirildiğini öne sürerek, “Bu devasa kaynaklar Lübnan’ın kalkınması için kullanılmak yerine Hizbullah’ın terör faaliyetlerine aktarılıyor” ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu, vatandaşlarına yöneldiğini belirttiği tehditleri ortadan kaldırmak için “tüm cephelerde gerekli adımların atılmaya devam edeceğini” duyurdu.


Trump: Netanyahu ile Florida'da büyük olasılıkla görüşeceğim

Temmuz 2025'te Beyaz Saray'da Trump ve Netanyahu arasında gerçekleşen görüşmeden (AFP)
Temmuz 2025'te Beyaz Saray'da Trump ve Netanyahu arasında gerçekleşen görüşmeden (AFP)
TT

Trump: Netanyahu ile Florida'da büyük olasılıkla görüşeceğim

Temmuz 2025'te Beyaz Saray'da Trump ve Netanyahu arasında gerçekleşen görüşmeden (AFP)
Temmuz 2025'te Beyaz Saray'da Trump ve Netanyahu arasında gerçekleşen görüşmeden (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir görüşme ayarlamadığını, ancak Netanyahu'nun kendisiyle görüşmek istediğini söyledi.

Beyaz Saray'daki Oval Ofis'ten konuşan Trump, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasının uygulanması için baskı yaparken, Noel tatili sırasında Florida'da Netanyahu ile "büyük olasılıkla" görüşeceğini ifade etti.

Bugün Mar-a-Lago tatil beldesine giderken gazetecilere konuşan Trump, "Evet, büyük olasılıkla Florida'da beni ziyaret edecek," dedi. "Benimle görüşmek istiyor. Henüz resmiyet kazanmadı ama benimle görüşmek istiyor."

Wittkoff, Miami'de arabulucularla görüşecek

İlgili bir gelişmede, Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Beyaz Saray'dan bir yetkili dün yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff'un, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin bir sonraki aşamasını görüşmek üzere bugün Florida, Miami'de Katar, Mısır ve Türk yetkililerle bir araya geleceğini söyledi.

Son zamanlarda, iki yıldır süren savaşla harap olmuş Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin arabulucuları ve garantörleri olan Katar ve Mısır, özellikle İsrail güçlerinin çekilmesini ve uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılmasını içeren ABD Başkanı Donald Trump'ın planına dayalı olarak anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmesi çağrısında bulundu.

Plan ayrıca, uluslararası "barış konseyi" tarafından denetlenen ve çok uluslu bir güvenlik gücü tarafından desteklenen, Gazze Şeridi'nde geçici bir Filistin teknokrat yönetiminin kurulmasını öngörüyor.

İsrail ve Hamas arasında Gazze'deki ateşkes kırılganlığını koruyor; her iki taraf da birbirini ihlallerle suçlarken, harap olmuş bölgedeki insani durum kötüleşmeye devam ediyor.


Trump, göçmenler için düzenlenen Yeşil Kart çekiliş programını askıya aldı

İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
TT

Trump, göçmenler için düzenlenen Yeşil Kart çekiliş programını askıya aldı

İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)

ABD Başkanı Donald Trump dün, Brown Üniversitesi ve MIT saldırılarının şüphelisinin ABD'ye girişine olanak sağlayan "yeşil kart" çekiliş programını askıya aldı.

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, X sosyal medya platformunda yaptığı bir paylaşımda, Trump'ın talimatıyla ABD Vatandaşlık ve Göçmenlik Hizmetleri'ne Çeşitlilik Vizesi programını geçici olarak durdurma emri verdiğini duyurdu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Çeşitlilik Vizesi programı, her yıl çekiliş sistemiyle ABD'de yeterince temsil edilmeyen ülkelerden, çoğunluğu Afrika'dan olan kişilere 50 bine kadar "yeşil kart" sağlıyor.

Noem, X platformundaki bir paylaşımında, "Bu iğrenç şahsın ülkemize girmesine asla izin verilmemeliydi" ifadelerini kullandı.