Türk kadınlarının işgücüne katılım oranı arttı

Türk kadınlarının işgücüne katılım oranı arttı
TT

Türk kadınlarının işgücüne katılım oranı arttı

Türk kadınlarının işgücüne katılım oranı arttı

Ülkelere göre kadınların işgücüne katılma oranları belli olurken, Türkiye’deki kadınlarda bu oranın yüzde 34’e çıktığı saptandı. 18 yıl öncesiyle kıyaslandığında, kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 27 olarak görüldü. 2019 yılında işgücünün basında konuşulma sayısı ise 13 bin 60 olarak kayıtlara geçti.
Medya takibi kurumu Ajans Press, işgücü ile alakalı basına yansıyan haber adetlerini inceledi. Ajans Press ve ITS Medya’nın dijital basın arşivinden derlediği bilgilere göre bu yıl içerisinde işgücü ile alakalı basına 13 bin 60 haber yansıdığı tespit edildi. Kadın işgücü de basında farklı bir başlık oluştururken, çıkan haber sayısının bin 891 olduğu görüntülendi. Haber içerikleri incelendiğinde de kadınların işgücüne katılımını arttırmak amacıyla düzenlenen kurs ve eğitim haberlerinin ön planda yer aldığı saptandı.
Ajans Press’in, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) verilerinden elde ettiği bilgilere göre, ülkelere göre kadınların işgücüne katılma oranları belli oldu. Böylelikle Türkiye’deki kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 34 olarak saptandı. 18 yıl öncesi ile kıyaslandığında da kadınların işgücüne katılma oranı 2001 yılında yüzde 27 olarak görüldü. 2019 yılı itibarıyla dünya genelinde kadınların işgücüne katılma oranı ise yüzde 47 olarak gözlendi. En yüksek kadın işgücü ise Doğu Asya ve Pasifik ülkelerinde görülürken, burada oran yüzde 59 olarak kaydedildi.

 


İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe