​İlham Ahmed: ABD, hem Suriye’de kaldı hem de bizi Rusya gözetiminde Şam'la pazarlığa cesaretlendirdi

Demokratik Suriye Meclisi (DSM) Yürütme Kurulu Eş Başkanı İlham Ahmed
Demokratik Suriye Meclisi (DSM) Yürütme Kurulu Eş Başkanı İlham Ahmed
TT

​İlham Ahmed: ABD, hem Suriye’de kaldı hem de bizi Rusya gözetiminde Şam'la pazarlığa cesaretlendirdi

Demokratik Suriye Meclisi (DSM) Yürütme Kurulu Eş Başkanı İlham Ahmed
Demokratik Suriye Meclisi (DSM) Yürütme Kurulu Eş Başkanı İlham Ahmed

Demokratik Suriye Meclisi (DSM) Yürütme Kurulu Eş Başkanı İlham Ahmed dün Londra’da Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, Kürtlerden ve Araplardan oluşan Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Washington tarafından ABD birliklerinin Suriye’nin kuzeydoğusundaki ve Irak sınırı yakınlarındaki ‘petrol sahalarının güvensiz ellere geçmesini önlemek amacıyla’ kalmaya devam edeceklerine dair bilgilendirildiğini söyledi. Ancak İlham Ahmed, ABD Başkanı Donald Trump'ın geçen ekim ayı başlarında aldığı Türkiye sınırından çekilme kararı sonrası bu ‘güçlendirilmiş’ birliklerin daha küçük bir coğrafyada ne kadar kalacağına dair bir zaman çizelgesinin olmadığına işaret etti.
DSM Yürütme Kurulu Eş Başkanı, Washington ile Avrupa ülkelerinin başkentlerine ilettiği talepler arasında Türkiye’nin operasyonuna son verilmesi ve Türkiye’ye yapılan silah satışlarının durdurulmasının yanı sıra ekonomik yaptırımlar uygulanmasının da yer aldığını belirtti. Ahmed ayrıca DEAŞ’lıların Avrupa ülkelerine geri dönüşlerini engellemek için sınıra uluslararası birlikler gönderilmesini istediklerini kaydetti.
Ahmed bir soruya verdiği yanıtta SDG’nin Rusya gözetiminde Şam’la Suriye hükümet güçlerinin Türkiye sınırında konuşlandırılmasına dair bir uzlaşıya vardığını söyledi. Şam’ın Kürt Öz Yönetimi’ni Suriye anayasası çerçevesinde tanıması için siyasi müzakereler talep ettiklerini belirten Ahmed, “Kürt Öz Yönetimi, Suriye ve Suriye anayasasının bir parçasıdır. Öz Yönetim bölgesi, belirli güçler tarafından yönetilmektedir” ifadelerini kullandı. Söz konusu müzakerelere kendilerini ABD’nin ‘cesaretlendirdiğini’ söyleyen Ahmed, “SDG, gelecekte imzalanacak bir anlaşma uyarınca Suriye ordusunda özel kuvvetler olarak yer almalı. Yani Öz Yönetim, bu güçlerin birincil yüzü olmalı ve Suriye Savunma Bakanlığı ile yasal bir ilişkisi bulunmalı” diye konuştu.



İsrail’in önemli isimleri alışılmışın dışına çıkarak İran'a yönelik saldırıların durdurulmasını istedi

Tel Aviv'in güneyindeki Bat Yam'da dün İran'ın füze saldırısı sonucu yıkılan konutların enkazı altında kayıp kişileri arayan İsrail askerleri (AP)
Tel Aviv'in güneyindeki Bat Yam'da dün İran'ın füze saldırısı sonucu yıkılan konutların enkazı altında kayıp kişileri arayan İsrail askerleri (AP)
TT

İsrail’in önemli isimleri alışılmışın dışına çıkarak İran'a yönelik saldırıların durdurulmasını istedi

Tel Aviv'in güneyindeki Bat Yam'da dün İran'ın füze saldırısı sonucu yıkılan konutların enkazı altında kayıp kişileri arayan İsrail askerleri (AP)
Tel Aviv'in güneyindeki Bat Yam'da dün İran'ın füze saldırısı sonucu yıkılan konutların enkazı altında kayıp kişileri arayan İsrail askerleri (AP)

İsrail toplumunda Başbakan Binyamin Netanyahu'nun İran'a karşı başlattığı savaşı destekleyenler arasında neredeyse tam bir fikir birliği olmasına ve muhalefet partilerinin de bu savaşı desteklemesine rağmen, savaşın devam etmemesi konusunda uyarıda bulunan farklı sesler de çıkmaya başladı. Bu sesler, ABD'den savaşa katılmasını talep etmek yerine, savaşı sona erdirmek için bir yol bulmasını istiyor.

Bu seslerin başında gelenlerden biri de eski Başbakan Ehud Barak oldu. İsrail’de savunma bakanlığı, içişleri bakanlığı ve dışişleri bakanlığı gibi birçok önemli görevde bulunan Barak, ordunun genelkurmay başkanlığı görevini de üstlenmişti.

Şarku’l Avsat’ın Haaretz gazetesinden aktardığına göre Barak açıklamasında, “Bu savaş, ABD katılsa bile İran'ın nükleer programını ortadan kaldıramayacak, aksine Tahran'ı bu konuda çabalarını ikiye katlamaya itecek” değerlendirmesinde bulundu.

Sokaklarda, televizyon programlarında ve Netanyahu'nun İran'ın nükleer tehdidini ortadan kaldıracağına dair açıklamasında ‘coşkulu bir hava’ olmasını eleştiren Barak, “Bu kutlama zamansız ve gerçeklerden uzak” dedi.

fgtyuı
Dün Tel Aviv'in merkezinde sirenlerin çalmasının ardından otoyolda beton parçalarının arkasına sığınan İsrailliler (Reuters)

Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in ‘kibirden kaçınılması ve gerçeklerin gerektirdiği alçakgönüllülüğün korunması gerektiği’ şeklindeki sözlerine övgüde bulunan Barak, “Biz gerçekten ağır, uzun ve acı verici bir sınavla karşı karşıyayız ve hepimiz bunu göğüslemeliyiz” ifadelerini kullandı.

Barak, İsrailli liderlerden ‘bu sınavı yönetirken mantıklı davranmalarını ve sorumluluklarını üstlenmelerini’ istedi.

ABD Başkanı Donald Trump, 2018 yılında, İsrail'in etkisiyle önceki nükleer anlaşmadan çekildiğinde, İran’ın nükleer silah geliştirmesine yaklaşık 18 ay kalmıştı.

Barak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İran’ın nükleer tesislerini hedef aldık ve diğer tesisleri ve üsleri de hedef alacağız. Ancak İran'ın nükleer silaha ulaşma kapasitesini birkaç haftadan fazla ertelemedik ve ertelemeyeceğiz. Çünkü ellerinde yaklaşık on bomba yapmak için gerekli ayrışmış madde var ve bunları nasıl kullanacaklarını biliyorlar. Yeni nesil tesisler yerin 800 metre derinliğinde inşa edildi.

‘Yıpratma savaşı’ uyarısı

Haaretz gazetesi, başyazısında savaşın devam etmesi ve bir yıpratma savaşına dönüşmesi, hedeflerinin değiştirilmesi ve rejimin devrilmesi düşüncesinin ortaya çıkması konusunda uyardı.

Söz konusu yazıda şu ifadeler yer aldı:

“İsrail, siyasi kazançlarının ne olduğunu kendisi belirlemeli. Stratejik hedef, Tahran'daki rejimi devirmek değil, İsrail sınırlarını korumaktır. Gazze'de acı verici bir savaşın devam ettiğini, Gazze'deki rehinelerin kaybolduğunu ve insani durumun kötüye gittiğini unutmamalıyız. Savaşlar bir amaç değildir ve daha geniş çaplı bir savaşa ya da uzun süreli bir yıpratma savaşına sürüklenmemeliyiz. İran halen askeri güce sahip ve savaşı bölgesel bir boyuta taşıyabilir.”

o90
Kudüs'te sirenlerin çalmasının ardından dün yer altı otoparkına sığınan İsrailliler (AP)

Öte yandan Hamas tarafından alıkonulan İsrailli rehinelerin aileleri de yakınlarının davasını gölgeleyen İran ile savaşın devam etmemesini istedi.

Cumartesi akşamı yaklaşık bin kişinin katıldığı, internet üzerinden yapılan toplantıda, geçtiğimiz hafta cenazeleri geri getirilen iki rehinenin anısına meşaleler yakıldı.

İç Cephe Komutanlığı'nın güvenlik talimatları nedeniyle haftalık toplantılarını bu kez video konferans şeklinde gerçekleştiren katılımcılar, rehineler arasındaki yakınlarının genel gündemden dışlanmasını reddettiklerini açıkladı.

Rehineler ve Kayıp Aileler Forumu'nun 7 Ekim saldırılarında öldürüldüğünü ve cesedinin Gazze'ye götürüldüğünü duyurduğu Lior Rudaeff’in kızı Noam Katz Rudaeff, “Sadece biz rehine ve kayıp aileleri değil, tüm ülke 617 gündür bilinmezlik karşısında korku içindeyiz” dedi.

Noam Katz Rudaeff, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Rehineleri kamuoyunun gündeminde tutmak şimdi her zamankinden daha zor. Ekranlar manşetlerle dolu, ancak onların yüzleri neredeyse hiç görünmüyor.”

Rehinelerden biri olan Omri Miran'ın eşi Lishay Miran, ‘en cesur kararı alarak tüm rehineleri geri getirecek bir anlaşma imzalama’ çağrısında bulundu. Lishay Miran, “Başka cepheler olsa bile, dramatik ve belki de tarihi savaşlar olsa bile, kalplerimiz (sevdiklerimiz için) endişelenmekten vazgeçmiyor” ifadelerini kullandı.