Türkiye yabancı DEAŞ unsurlarını sınır dışı etmeye başladı

2016 yılında Menbiç’te SDG tarafından yakalanan yabancı DAEŞ unsurları (Reuters)
2016 yılında Menbiç’te SDG tarafından yakalanan yabancı DAEŞ unsurları (Reuters)
TT

Türkiye yabancı DEAŞ unsurlarını sınır dışı etmeye başladı

2016 yılında Menbiç’te SDG tarafından yakalanan yabancı DAEŞ unsurları (Reuters)
2016 yılında Menbiç’te SDG tarafından yakalanan yabancı DAEŞ unsurları (Reuters)

Türkiye, Suriye’de yakalanan DEAŞ unsurlarını dün sınır dışı etmeye başladı.
İçişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Çataklı, gerekli işlemlerin tamamlanmasının ardından ABD'li bir DEAŞ unsurunun sınır dışı edildiğini açıkladı.
Alman uyruklu 7 yabancı unsurun 14 Kasım'da sınır dışı edileceği bilgisini veren Çataklı, 11 Fransız DEAŞ unsuruna ilişkin işlemlerin ise devam ettiğini bildirdi.
Bakanı Süleyman Soylu ise geçtiğimiz Cuma günü, Suriye’de yakalanan DEAŞ unsurlarının sınır dışı edileceğini dile getirerek, “Biz kimsenin DEAŞ mensubunun oteli değiliz” ifadeleri ile vatandaşlarını geri almayan Avrupa ülkelerini eleştirmişti.
Hollanda ve İngiltere de dahil olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinin DEAŞ unsurlarını geri almamak için vatandaşlıktan çıkarmasına değinen Soylu, bu kişilerin vatandaşlıkları iptal edilse bile sınır dışı edileceğini vurgulamıştı.
Soylu, Barış Pınarı Harekatı esnasında Rasulayn ve Tel Abyad'da ele geçirilen DEAŞ unsurlarının bir süre Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde tutulduktan sonra ülkelerine gönderileceğini de açıklamıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da konuya ilişkin, “Hapishanelerimizde bin 201 militan var. Suriye'deki DEAŞ kamplarından kaçıp ülkemiz tarafından (Barış Pınarı Harekatı esnasında) yakalanan ve tekrar hapishaneye konulanların sayısı 287” açıklamasında bulunmuştu.
TRT, Türkiye’nin çoğu Avrupalı 2 bin 500 DEAŞ unsurunu sınır dışı ederek ülkelerine göndermek istediğini öne sürdü. Ülkedeki 12 sınır dışı merkezinde şu anda 813 unsurun olduğunu da bildirdi.
Batı ülkeleri, Suriye’de DEAŞ katılmak için ülkeden ayrılan vatandaşlarının iadesini kabul etmeyi birçok kez reddetti ve birçoğu vatandaşlıklarını da ellerinden aldı.
Bir kişiyi vatandaşlığı olmadan bırakmanın yasal olmadığına vurgu yapan 1961’deki New York Sözleşmesi’ne rağmen, İngiltere ve Fransa da dahil olmak üzere birçok ülke buna uymadı.
İngiltere, yurtdışındaki radikal gruplara katıldığı iddia edilen 100'den fazla kişinin vatandaşlığını elinden aldı.
DEAŞ’a katılan İngiliz Şamima Begüm ve Jack Letts’in vatandaşlıktan çıkarılması İngiltere’de yoğun siyasi tartışmalara neden oldu.
Hollanda, Türkiye'nin DAEŞ unsurlarını sınır dışı etme hakkına sahip olduğunu ve bu unsurlar arasında Hollandalı olup olmadığını tespit etmek için Ankara ile yoğun temaslar yapıldığını açıkladı.
Almanya Dışişleri Bakanlığı ise Türkiye’nin çocuklar ve kadınlar da dahil olmak üzere Alman vatandaşı olan DAEŞ şüphelilerini bu hafta ülkelerine sınır dışı edeceğini bildirdi.
Bakanlık sözcüsü, bu kişilerin 7’sinin Perşembe, 2’sinin ise Cuma günü Almanya’da olacağını söyledi.
Sözcü, Türkiye'nin önceki gün DEAŞ ile ilgisi olmayan bir Alman vatandaşı da sınır dışı ettiği bilgisini de verdi.
Öte yandan, Adana Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından Adana'da düzenlenen operasyonda DEAŞ üyesi oldukları iddiasıyla gözaltına alınan Suriyeli 8 şüpheli sınır dışı edildi.



Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
TT

İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)

Lübnanlı Esirler ve Serbest Bırakılan Tutukluların Temsilciler Komitesi, İsrail tarafından tutulan Lübnanlı esirler dosyasını aktif hale getirilmesi, siyasi ve diplomatik önceliklerin en başına yerleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, aralarında on yıllardır tutuklu bulunan 3 kişi de olmak üzere 23 Lübnanlı esirin yanı sıra son savaş sırasında ve sonrasında tutuklanan yeni esirler ve akıbeti hala bilinmeyen 42 kayıp kişi dikkate alınarak yapıldı.

Bu, ilgili makam tarafından Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Avn'a gönderilen resmi bir muhtıra ile dile getirildi. Bu konuda diplomatik, hukuki ve insani yardım da dahil olmak üzere kapsamlı bir ulusal yaklaşımın benimsenmesi ve yetkili uluslararası kurumlar aracılığıyla uluslararasılaştırılması çağrısında bulunuldu.

On yıllardır tutsaklar

Muhtıraya göre, üç Lübnanlı tutsak savaş öncesinden beri İsrail tarafından tutuluyor; biri 1978'den beri, ikincisi 1981'den beri ve üçüncüsü 2005'ten beri. Buna karşılık, son aşamada belgelenen tutsak sayısı 20 yeni tutsağa yükseldi; bunların 11'i Ekim 2024'teki askeri çatışma sırasında, 9'u ise Kasım 2024'teki büyük savaşın sona ermesinden sonra yakalanan sivillerdi.

Komisyon, yeni tutsakların, askeri operasyonlar bağlamı dışında ve bazı durumlarda doğrudan yaralanmaların ardından, balıkçılar, çobanlar, işçiler ve bir belediye polis memurunun dahil olduğu ayrı olaylarda kaçırıldığını belirtti.

d
Beyrut şehir merkezindeki ESCWA binasının önünde İsrail tarafından gözaltına alınan Lübnanlı tutukluların fotoğrafları sergileniyor (EPA)

Muhtırada ayrıca, aralarında öldürülenlerin de bulunduğu 42 kişinin kayıp olduğu ve İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile herhangi bir iş birliği yapmaması nedeniyle cesetlerinin İsrail tarafından tutulup tutulmadığının bugüne kadar bilinmediği ifade edildi.

İhlal iddiaları ve harekete geçme talepleri

Komisyon, İsrail'i Uluslararası Kızılhaç ile iş birliği yapmayı reddetmeye devam etmekle, mahkumları ziyaret etmeyi engellemekle veya durumları hakkında bilgi vermeyi önlemekle suçladı. Son zamanlarda serbest bırakılan Filistinli mahkumların ifadelerine dayanarak, Lübnanlı mahkumların fiziksel ve psikolojik işkenceye, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya, kasıtlı tıbbi ihmale ve özellikle yaralı olanlar için aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıklarını vurguladı.

sdgt
İsrail tarafından esir tutulan Lübnanlı mahkumların akrabaları ve aileleri, Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenleyerek fotoğraflarını sergilediler (EPA)

Komisyon, Cumhurbaşkanlığı ve hükümete, yemin konuşmasında ve bakanlar açıklamasında belirtilen, tutuklular meselesinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması yönündeki hususun, Dışişleri Bakanlığı tarafından Arap ve uluslararası düzeylerde, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile koordinasyon içinde, ilgili Birleşmiş Milletler mekanizmalarından yararlanılarak ve dosyayı takip edecek bağımsız bir ulusal komite kurularak derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.


Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
TT

Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)

Hizbullah, uluslararası ve yerel yaptırımlardan ve kapatılması yönündeki baskılardan kaçmak için, Karz-ı Hasen Vakfı adlı mali kolunu parçalara ayırmaya başladı. Bu amaçla, Karz-ı Hasen’in eskiden güvendiği altın teminatına alternatif olarak, taksitler halinde altın satışı yapan bir kurum kurdu; bu girişim "yasal konumlandırma politikası" olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan finans kaynakları, bu önlemin ABD Hazine Bakanlığı'nı tatmin etmesinin pek olası olmadığını, Bakanlığın Lübnan'dan kurumu kapatmasını ve para sektöründeki kontrolsüz faaliyetlere son vermesini talep ettiğini belirtti. Kaynaklar, "Temel sorun devam ettiği sürece, şekli değiştirmek Amerikalıları tatmin etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sırada, Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinde, Lübnan ve İsrail orduları arasında dolaylı bir çatışma yaşandı. İsrail, Lübnan ordusunun sabah saatlerinde arama yaptığı bir bina için tahliye uyarısı verdi. İletişim sayesinde bombardıman "geçici olarak" durduruldu, ancak ordu binayı tekrar aradı ve içinde herhangi bir silah bulamadı.