​ABD askerleri Suriye’nin kuzeydoğusunda yeniden konuşlanıyor

​ABD askerleri Suriye’nin kuzeydoğusunda yeniden konuşlanıyor
TT

​ABD askerleri Suriye’nin kuzeydoğusunda yeniden konuşlanıyor

​ABD askerleri Suriye’nin kuzeydoğusunda yeniden konuşlanıyor

ABD askerleri Suriye’nin kuzeydoğusunda yeniden konuşlandırılıyor. ABD, Suriye'nin kuzeyindeki Kobani (Ayn el-Arab) yakınlarında bulunan bir üssünü boşaltırken Kuzey Irak'tan Suriye'nin kuzeydoğusuna takviye güç gönderdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) ABD ait askeri bir konvoyun salıyı çarşambaya bağlayan gece Kuzey Irak'tan Suriye topraklarına girdiğini bildirdi.
SOHR, askeri konvoyun Irak'taki ismi el-Velid olan et-Tanf Sınır Kapısı’ndan girdiğini ve girişi sırasında konvoya savaş uçaklarının eşlik ettiğini aktardı. SOHR ayrıca, konvoyun zırhlı ve çeşitli askeri araçlardan oluştuğunu, Suriye'nin kuzeyindeki ve kuzeydoğusundaki ABD üslerine doğru gittiğini açıkladı.
ABD tüm birliklerini Suriye'nin kuzeyinden çekmeye karar vermişti. Ancak çekilmeyle birlikte petrol tesislerini korumak için Suriye'de ‘sınırlı güçler’ bırakmaya karar verdi. Dün de Ayn el-Arab'ın güneyinde bulunan Sirin Hava Üssü’nden birliklerinin büyük bir bölümünü çekti.
Yerel basında çıkan haberlere göre DEAŞ'la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) güçlerine ait mühimmat, zırhlı araç ve lojistik malzemelerle yüklü yaklaşık 120 tırdan oluşan büyük bir konvoy, DMUK’un Suriye’deki en büyük üslerinden biri olan Sirin Hava Üssü’nden Çarşamba sabahı erken saatlerde çıkış yaptı.
Konvoyun çıkışına üsteki yüksek patlama sesleri eşlik etti. Patlamalara, terk edilmiş üste bırakılan mühimmatların imha edilmesi için koalisyona ait bir uçağın gerçekleştirdiği bombardımanın neden olduğu belirtiliyor.
Ağır araçlar, silahlar, mühimmat ve lojistik malzeme taşıyan onlarca tır, Tel Temir ve Tel Beyder bölgeleri arasındaki M4 karayolu üzerindeki ‘Kaserki Üssü’ne ulaştı.
Öte yandan SOHR, el-Azbe petrol tesisi ve el-Cefra petrol sahası arasında yer alan bölgede bulunan bir petrol kuyusunun kimliği belirsiz kişilerce ateşe verildiğini aktardı. Kuyuda çalışmaların başlatılmasına 2 gün kala ateşe verildiğini bildiren SOHR, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve ABD güçlerinin, geçtiğimiz Nisan ayında el-Cefra petrol sahası yakınlarındaki Hamada Petrol Kuyusu ile ilgili daha önce yapılan bir anlaşmayı iptal ettiklerini aktardı.
Bu yılın başlarında aşiret üyesi silahlı saldırganlar tarafından ele geçirilen petrol kuyusuyla ilgili anlaşmazlık nedeniyle 14 Nisan’da patlak veren bir aşiret çatışmasında Mahmud Hicab adlı Cedide Akidat ilçesinden bir genç ölmüştü.
O dönem SOHR’a açıklamalarda bulunan kaynaklar, SDG’nin söz konusu kuyudan 10 gün boyunca Cedide Akidatlılara varil başına 10 dolardan, 10 gün boyunca Cedide Bakkaralılara ve yine 10 gün boyunca Deyr ez-Zor Askeri Konseyi’ne varil başına 20 dolardan petrol satması şeklindeki uzlaşıyla anlaşmazlığın sonuçlandığını söylediler.
Diğer yandan ABD Dışişleri Bakanlığı, DMUK’ta yer alan ülkelerin ilgili bakanlarının, Rusya, Türkiye ve Suriye rejiminin ülkenin kuzeydoğusundaki eylemlerini tartışacağını açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili telefon aracılığıyla gazetecilere yaptığı açıklamada, Suriye ve Irak'taki operasyonlara katılmak veya sivil operasyonları finanse etmek ya da yürütmek gibi farklı şekillerde koalisyonu destekleyen 35’ten fazla üye devlet ve kuruluşun 14 Kasım’da Washington’da toplayacaklarını söyledi. Yetkili açıklamasına şöyle devam etti;
“Toplantıda, Türkiye'nin Suriye’nin kuzeydoğusunu işgali, Rusya ve rejimin bu bölgedeki müdahaleleri, DEAŞ’la mücadele ortağımız SDG’nin tutumu ve ABD’nin Suriye’nin kuzeyindeki varlığının geleceğine dair adımlar dahil olmak üzere son birkaç aydır yaşanan gelişmelerin masaya yatırılması hedefleniyor”
Ancak bu toplantı öncesinde, İngiltere, Almanya, Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan, ABD ve Fransa’nın yer aldığı Suriye ile ilgili ‘Küçük Grup’un bir toplantı yapacağını belirten yetkili, bu toplantıda da Suriye'deki son gelişmeler, siyasi süreç, askeri durum ve güvenlik konularının tartışılacağını söyledi.
Toplantının özellikle Suriye Anayasa Komisyonu’nun Ekim ayı sonlarında Cenevre'de başlayan çalışmalarına odaklanacağını kaydeden ABD’li yetkili, bunun Suriye’nin kuzeydoğusundaki durumun geleceğine doğru atılan önemli bir adım olduğunun altını çizdi. Yetkili, bu çalışmaların Suriye'deki istikrar ve güvenliği sağlamayı amaçlayan ilgili hedefler üzerinde ne gibi etkileri olabileceğinin inceleneceğini sözlerine ekledi.



Salih Müslim: Dünya Türkiye’nin operasyonlarına için yeşil ışık yakmayacak

Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim (Şarku’l Avsat)
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim (Şarku’l Avsat)
TT

Salih Müslim: Dünya Türkiye’nin operasyonlarına için yeşil ışık yakmayacak

Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim (Şarku’l Avsat)
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim (Şarku’l Avsat)

Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim, Türkiye'nin İsveç'in NATO'ya üyeliğini kabul etmesi karşılığında Kürtlere yönelik operasyonlarının desteklenmesinin de aralarında bulunduğu şartlarını, Kürtlerin bekasına yönelik bir savaş ilanı olarak değerlendirdi. Müslim, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Türkiye, tarafların tarafsızlık politikasını reddetmelerinden ötürü Kürt halkının çektiği sıkıntıları anlayan uluslararası güçlere her türlü baskıyı uyguluyor. Öyle ki Ankara, Kürtlerin bekasına karşı yürüttüğü savaşta, başta NATO olmak üzere tüm güçleri kendi tarafına çekmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.

PYD ile başta İsveç olmak üzere Avrupa ülkeleri arasında herhangi bir düşmanlık olmadığını vurgulayan Müslim, Ankara'nın, Suriye'nin kuzeydoğusunda Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve PYD liderliğindeki askeri güçlerin kontrolü altındaki bölgelere yönelik operasyonlarına yeşil ışık yakılması ihtimalini dışladı.

Müslim, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye'nin Kürtlere yönelik saldırılarının karşılığında müzakerelerden bir şey kazanabileceğini düşünmüyorum. Çünkü Erdoğan, tüm dünyanın onun bombardımanlarına razı olacağına inanıyor, ama beklediğini alamayacak.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg arasında 11 Temmuz’da Litvanya'nın Vilnius kentinde gerçekleşen üçlü görüşme sırasında, Türkiye’nin İsveç'in NATO'ya katılımını onayladığını duyurdu. Müslim, bu kararın Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerine ilişkin beklenen sonuçları hakkında yaptığı değerlendirmede, Özerk Yönetim tecrübesi ve bu bölgelerin 10 yıl önce Suriye yönetiminin kontrolü dışında örgütlenmesi sayesinde Rojava'da (Suriye Kürdistanı) başarılı bir model oluşturduklarını belirterek, “Güçlerimizin disiplini sonucunda, ABD ve Uluslararası Koalisyon güçlerini bizimle askeri ortaklık yapmaya iten halkımızın kazanımlarını savunacağız” dedi.

Kürt halkını hedef alan saldırılara karşı Kürtlerin ulusal birliğinin sağlanmasını isteyen ve tüm Kürt tarafları, Kürt birliğinin önündeki en büyük engel olan partizanlık ve tek taraflı çıkarlardan uzak durmaya çağıran Müslim, “Ulusal birliği sağlamak isteyen Kürt partileri çıkarlarını bir kenara bırakmalı” şeklinde konuştu. Suriyeli siyasetçi, ulusal birliği sağlamaya ve muhalefetteki Kürt Ulusal Konseyi de dahil olmak üzere tüm Kürt taraflarla diyalog kurmaya hazır olduğunu da sözlerine ekledi.

Müslim, Özerk Yönetimin ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki bölgeleri yönetmek için Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ile birlikte çalışmak istediklerini, ancak ENKS’nin Türkiye destekli Suriyeli muhalefet koalisyonundaki varlığının buna engel olduğunu söyledi. Müslim, diyalog kapısının bir şeyler yapmak ve bu cesareti göstermek isteyen tüm siyasi güçlere açık olduğunun da altını çizdi.

Türk siyasetine ve Kürtlerle savaş politikasına karşı uyarıda bulunan PYD Eş Başkanı, “Türkiye, Türkiye'deki Kürt şehirlerini ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) topraklarındaki Kürt şehirlerini yakıp yıkıyor. Bunun DEAŞ'ın Rojava bölgelerine yaptıklarından hiçbir farkı yok. Bu politikalar, bir iç ekonomik krizin yansımasıdır” şeklinde konuştu.

PYD’nin resmi internet sitesi üzerinden pazar günü konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Suriye sorununun çözümüne yönelik arabuluculuk çalışmalarında önemli rol oynayan İsveç halkına ve kurumlarına saygı ve takdir ifade edildi. Açıklamada, “Partimiz (PYD), İsveç'in ve halkının çıkarlarına zarar verecek herhangi bir eylemde bulunmamıştır. Türkiye'nin, İsveç'in tüm dünyada demokrasiye destek veren insani duruşunu etkilemek için uyguladığı baskıyı kınıyoruz” denildi.

Türkiye’nin artan operasyonları

Türkiye, geçtiğimiz haziran ayı başlarından bu yana DEAŞ'e karşı savaşında ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon güçleri tarafından desteklenen Özerk Yönetim ve Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki bölgeleri hedef alan hava saldırılarını artırdı.

Geçtiğimiz haziran ayının sonlarında silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile Özerk Yönetimin önde gelen isimlerinin bulunduğu bir araç hedef alındı. Araçta Kamışlı Kantonu Eş Başkanı Yusra Derviş ile yardımcısı Liman Şiveş ve aracı kullanan Fırat Tuma öldü, Kamışlı Kanton Eş Başkanı Gabi Şamun ise ağır yaralandı.