​Avn’ın açıklamasının ardından gösterilerde tansiyon tekrar yükseldi

Protestocular, Beyrut'taki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na açılan El-Hazmiye bölgesindeki bir trafik tabelasına tırmandı (Reuters)
Protestocular, Beyrut'taki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na açılan El-Hazmiye bölgesindeki bir trafik tabelasına tırmandı (Reuters)
TT

​Avn’ın açıklamasının ardından gösterilerde tansiyon tekrar yükseldi

Protestocular, Beyrut'taki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na açılan El-Hazmiye bölgesindeki bir trafik tabelasına tırmandı (Reuters)
Protestocular, Beyrut'taki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na açılan El-Hazmiye bölgesindeki bir trafik tabelasına tırmandı (Reuters)

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn'ın televizyonda yaptığı açıklamalar, halk hareketlerini tekrar yaklaşık üç hafta önceki seviyesine döndürdü. Cumhurbaşkanlığı Sarayı, protestocular için önemli durak yerlerinden biri oldu. Protestocular, Avn ile müzakere etmeyi reddediyor. Avn'ın televizyondaki konuşmasının bitmesinin ardından sokaklara çıkan göstericiler taleplerinin görmezden gelinmesine ve Cumhurbaşkanı Avn'ın hükümetin kurulması için meclis istişareleri çağrısında bulunmamasına tepki gösterdi. Özellikle Sosyalist Partisi Belediye Meclis üyesi Ala Ebu Fahr'ın öldürülmesinin ardındangösterilerde tansiyon daha da yükseldi. Cumhurbaşkanlığı'nın Avn'ın açıklamalarına açıklık getirmesine rağmen aynı tablo gün boyunca devam etti. Cumhurbaşkanlığı ofisinden yapılan açıklamada Avn’ın “Eğer göstericiler arasından diyaloğa katılacak yoksa  beğenmeyenler çekip gitsinler çünkü bu şekilde iktidara gelemeyecekler” ifadelerine açıklık getirildi.
Eylemcilerin sabahın erken saatlerinde Cumhurbaşkanlığı Sarayı yolunda gösteri yapılması çağrısında bulunmalarının ardından bölgede çok sayıda asker konuşlandı ve yüksek güvenlik önlemleri alındı. Lübnan resmi haber ajansı, protestocuların Cumhurbaşkanlığı Sarayı yolundaki dikenli telleri ve demir bariyerleri sökerek geçmeye çalıştıklarını aktardı. Güvenlik güçleri zor da olsa eylemcileri durdurmayı başardı.
Lübnan Cumhuriyet Muhafızları’ndan bir tuğgeneralin Avn ile görüşmek üzere bir heyet kurulması talebine protestocular “Halk talepte bulunur, müzakere etmez” sloganları atarak cevap verdi. Göstericiler, Cumhurbaşkanı'na seslerini duyurmak için aydınlatma direklerine ve demir bağlantı noktalarına vurarak gürültü yapmaya çalıştı.
Göstericiler sabahtan başlayarak Beyrut’ta, kuzey ve güney illerinde ve Bekaa'da ana yolları kapattı. Güvenlik güçleri banka çalışanlarının grev yapması ve okulların tatil olması nedeniyle söz konusu yolları yeniden açmaya çalışıyordu. Akşam binlerce gösterici çeşitli alanlara ve meydanlara akın etti.
Gösterilere damgasını vuran ise Ala Ebu Fahr'ın öldürülmesi oldu. Gösterilerin düzenlendiği meydanlarda fotoğrafları götürülen Fahr “devrim şehidi” olarak anıldı. Bir asker tarafından öldürülen Ala Ebu Fahr'ın cenazesine yoğun katılım çağrıları yapıldı. Ordu komutanlığı olayla ilgili soruşturma başlatıldığını duyurdu. İlerici Sosyalist Partisi lideri Velid Canbolat destekçilerini sükunete davet ettiği açıklamasında “Bir tane devletimiz var” dedi.
Beyrut’un kuzeyindeki Jal El Dib bölgesinde bir kişinin rastgele etrafa ateş açması ile birlikte gerilim yaşandı. Daha sonra göstericiler söz konusu şahsı yakalayarak güvenlik güçlerine teslim etti.
Lübnan resmi haber ajansına göre Jal El Dib'e giden yolun kapatılmasına karşı çıkan vatandaşlar ile protestocular arasında sözlü tartışmalar yaşandı. Bir kişi, protestocuların önünden arabayla geçerken silahını çıkararak havaya ateş açtı. Protestocular söz konusu şahsın silahını elinden alarak arabasını parçaladı, ardından da silahı güvenlik güçlerine teslim etti. Daha sonra aynı yerde diğer bir şahsın da üzerinde silah olduğu ortaya çıktı. Söz konusu şahıs da aynı şekilde yakalandı.
Akşam, yaşanan olayların ardından Jal El Dib’deki protestoculara destek vermek için çeşitli bölgelerden göstericiler Jal El Dib karayoluna akın etti.
Eski Başbakan Saad Hariri, vatandaşlara barışçıl eylemlerini sürdürme ve kara propaganda yapanların olayları bulandırmasına izin vermeme çağrısı yaptı. Hariri açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Ülkenin korunmasında ve zorluklarla mücadelede omuz omuza vermek başta yöneticiler, lidereler, güvenlik güçleri, askeri kurumlar ve halk hareketleri olmak üzere herkesin sorumluluğundadır.”



İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı sektördeki faaliyetlerini sonlandırdığını duyurdu

Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)
Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)
TT

İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı sektördeki faaliyetlerini sonlandırdığını duyurdu

Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)
Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)

ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’ndeki yardım dağıtım operasyonlarını sonlandırdığını duyurdu.

Kuruluş, altı hafta önce Washington’un arabuluculuğunda yürürlüğe giren ateşkesin ardından dağıtım merkezlerini kapatmıştı. Vakıf, yayımladığı son açıklamada görevini “kalıcı olarak” durdurduğunu ve misyonunu tamamladığını belirtti.

Vakıf Direktörü John Acrey, yaptığı yazılı açıklamada, “Gazze halkına yardımların ulaştırılmasında daha iyi bir yöntem olduğunu kanıtlama görevimizi başarıyla yerine getirdik” dedi.

Kısa süre faaliyet gösteren vakfın operasyonları büyük ölçüde gizlilik içinde yürütülmüştü. ABD ve İsrail destekli alternatif bir yapı olarak BM’ye bağlı UNRWA’nın yerine kurulmuş, ancak finansman kaynakları ya da yardım noktalarını yöneten silahlı yüklenicilerin kimlikleri kamuoyuyla hiç paylaşılmamıştı. Vakıf, amacının yardımların Hamas’a aktarılmasını engellemek olduğunu savunuyordu.

Ancak Filistinliler, yardım çalışanları ve sağlık yetkilileri, bu sistemin yardım almak isteyen sivilleri, İsrail askerlerinin bulunduğu kontrol noktalarından geçmek zorunda bırakarak hayatlarını riske attığını belirtiyordu.

Kurumun görevlerini, Gazze’deki ateşkesi denetlemekle sorumlu İsrail’deki ABD merkezli Sivil-Askerî Koordinasyon Merkezine devredeceğini açıklayan Acrey, “Vakıf haftalardır Koordinasyon Merkezi ve uluslararası kuruluşlarla bir sonraki adımlar konusunda temas hâlinde. Açıkça görülüyor ki bizim uyguladığımız modeli benimseyip genişletecekler” dedi.

Gazze İnsani Yardım Vakfı Mayıs ayı sonunda, İsrail’in üç ay boyunca gıda girişini durdurmasının ardından Gazze’de kıtlık eşiğine gelinmesi üzerine faaliyete başlamıştı. İsrail, BM’nin gıda dağıtım sisteminin yerine geçmesi hedeflenen bu özel kuruluşu, Hamas’ın büyük miktarda yardıma el koyduğu iddiasıyla savunmuştu; ancak BM bu iddiaları reddetmişti.

BM, söz konusu vakfın kurulmasına karşı çıkarak sistemin İsrail’e gıda dağıtımı üzerinde tam kontrol sağlayabileceğini ve Filistinlilerin yerinden edilmesine yol açabileceğini belirtmişti. Savaş süresince BM ve insani yardım kuruluşları, yüzlerce merkez üzerinden Gazze’ye gıda, ilaç, yakıt ve diğer ihtiyaçların ulaştırılmasına öncülük etmişti.

Vakıf, açıklamasında Gazze’de 3 milyonun üzerinde gıda paketi dağıttığını, bunun 187 milyon öğüne denk geldiğini duyurdu.


Hamas, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının devam etmesi üzerine ‘etnik temizlik’ uygulamasını kınadı

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
TT

Hamas, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının devam etmesi üzerine ‘etnik temizlik’ uygulamasını kınadı

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)

Hamas Sözcüsü bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'nin doğu bölgelerinde ve orta kesiminde ‘etnik temizlik’ yaptığını söyledi.

Sözcü Hazım Kasım, “İşgal güçleri, sarı hattın dışındaki sivilleri hedef alıyor. Bu sabahtan itibaren dört vatandaş öldürüldü, yıkım operasyonları yoğunlaştı ve doğu bölgelerinden vatandaşlar yerlerinden edildi” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre, bu sabah İsrail'in Gazze ve Han Yunus şehirlerini hedef alan bombardımanında dört Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.

dcgtrhy
Gazze şehrinde İsrail ateşiyle öldürülen Filistinli genç Ahmed el-Hevari'nin cenazesine katılan Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Bu sabah üç kişinin cenazesi hastanelere getirildi; ikisi Han Yunus’un doğusundaki Beni Suheyle kasabasında İsrail’e ait bir insansız hava aracı (İHA) tarafından, bir diğeri ise Gazze kentinin doğusundaki et-Tuffah mahallesinde İsrail tankının açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti” dedi.

Han Yunus’taki Nasır Hastanesi, iki ölü ve biri ağır olmak üzere üç yaralıyı kabul ettiğini duyurdu. Gazze kentindeki Şifa Hastanesi’nin Müdürü Dr. Muhammed Ebu Selmiye de et-Tuffah mahallesinde sivillere yönelik tank ateşi nedeniyle bir ölü ve çok sayıda yaralının hastaneye ulaştığını doğruladı.

Gazze'deki bir güvenlik kaynağı AFP'ye, ‘işgal uçaklarının bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ve Refah'ın güneydoğusundaki bölgelere birkaç hava saldırısı düzenlediğini’ söyledi. Kaynak, İsrail ordusunun ‘ez-Zeytun, Şucaiyye ve et-Tuffah (Gazze şehrinin doğusu) mahallelerinde ve Han Yunus ile Refah'ta savaş sırasında hasar gören onlarca binayı ve evi yıkmaya devam ettiğini’ belirtti.

İsrail güçleri, Refah şehrinin büyük bir kısmını ve Han Yunus'un doğu bölgelerini kontrol altında tutuyor. İsrail, 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından Gazze Şeridi'ne savaş açtı. O günden bu yana, Birleşmiş Milletler'in (BM) güvenilir bulduğu Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşında en az 69 bin 756 kişi hayatını kaybetti.


Mısır Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy verme işlemi başladı

Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
TT

Mısır Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy verme işlemi başladı

Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)

Mısırlılar bugün, 2025 Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy kullanmaya başladı.

İki gün sürecek seçimler, 73 seçim bölgesi ve 5 bin 287 alt komiteden oluşan 13 vilayette gerçekleştiriliyor. Şarku’l Avsat’ın Kahire el-İhbariyye televizyonundan aktardığına göre, bu aşamada bin 316 aday bireysel sistem altında yarışıyor ve Kahire ile Kuzey, Orta ve Güney Delta ve Doğu Delta'nın iki seçim bölgesinde bir liste yer alıyor.

Mısır Ulusal Seçim Komisyonu, vatandaşlara seçimlere katılım çağrısında bulunarak, sürecin bütünlüğünü sağlama ve seçmenlerin iradesini tam şeffaflık içinde sandığa yansıtma konusundaki kararlılığını vurguladı.

Seçimlerin ikinci aşamasına dahil olan vilayetler, Ulusal Seçim Komisyonu’nun verilerine göre Kahire, Kalubiyye, Dakahliye, Garbiye, Menufiye, Kafr eş-Şeyh, Şarkiye, Dimyat, Port Said, İsmailiye, Süveyş, Güney Sina ve Kuzey Sina’dan oluşuyor.

gju
Parlamento seçimlerinin ilk turunda oy verme merkezlerinin önünde bekleyen Mısırlı kadınlar (Gençlik Partisi Koordinasyon Komitesi)

Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşaması, ilk turda 19 seçim bölgesindeki sonuçların ‘önemli ihlaller’ gerekçesiyle iptal edilmesinin ardından geliyor. Bu ihlaller arasında sandıkların önünde yapılan usulsüz propaganda ile adaylara oy sayım tutanaklarının nüshalarının verilmemesi gibi durumlar yer aldı. Gözlemciler bu adımı ‘emsalsiz’ olarak nitelendirdi.

Bu seçim bölgelerindeki sonuçların iptal edilmesi, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin ‘azami şeffaflık’ sağlanması için yaptığı doğrudan çağrının ardından gerçekleşti.