İsrail, İslami Cihad’la yaşanan çatışmaya dahil olmayan Hamas’ın tutumundan memnun

İsrail’in dün Han Yunus’ta hedef aldığı bir binanın kalıntılar (AFP)
İsrail’in dün Han Yunus’ta hedef aldığı bir binanın kalıntılar (AFP)
TT

İsrail, İslami Cihad’la yaşanan çatışmaya dahil olmayan Hamas’ın tutumundan memnun

İsrail’in dün Han Yunus’ta hedef aldığı bir binanın kalıntılar (AFP)
İsrail’in dün Han Yunus’ta hedef aldığı bir binanın kalıntılar (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapılan görüşmelerin ardından İsrailli üst düzey bakan, askeri ve istihbarat liderleri, Baha Ebu el-Ata’nın öldürülmesiyle İsrail’in amacına ulaştığını ifade etti. Netanyahu, Gazze’de ateşkesi desteklediklerini belirtirken, bazı İsrailli yetkililer ise İslami Cihad’la yaşanan çatışmalarda gerilimden uzak duran Hamas’ın tutumunu takdir etti.
Filistin İslami Cihad Hareketi Genel Sekreteri Ziyad en-Nahale, dün yaptığı açıklamada, ateşkesin gerçekleştirilmesi için belirlenen bazı şartları bildirdi. Bu şartlar arasında Gazze-İsrail sınırındaki Büyük Geri Dönüş Yürüyüşü protestocularının hedef alınmasının durdurulması ve Gazze kuşatmasının kaldırılması prosedürlerine başlanması da yer alıyor.
Kalabalık topçu kuvvetleri topluluğu ve tank konvoyu fotoğraflarını yayınlayan İsrail, vatandaşlarından sığınaklara yakın yerlerde durmalarını istedi. İsrailli komandolar ise İslami Cihad üyelerinin İsrail şehirlerine sızmasını engelleme görevini üstlendi.
Siyasi kaynakların belirttiğine göre, söz konusu görüşmelere katılan yetkililer, gerilimden uzak duran Hamas’ın tutumunu takdir etti. Bu durumun olağanüstü bir gelişme olduğu düşünülürken, İsrail İç İstihbarat Servisi Şin Bet (Şabak) temsilcilerine göre, Hamas liderlerinin bu konudaki görüşleri birbirinden ayrılıyor. Hamas içerisinde bir tarafta Cihad’ı yalnız bırakmayıp bombalamalara katılmak isteyenler; Hamas lideri Yahya es-Sinvar’ın öncülüğündeki diğer tarafta ise İsrail’in sert cevaplarıyla karşı karşıya kalmamak için tırmanışa katılmaktan uzak durup mevcut politikaya sadık kalan bir kesim bulunuyor. Hamas’ın Cihad’ı dizginlemesini isteyen İsrail, roket atışlarına ortak olmaktan kaçındığı takdirde Hamas ile ateşkes anlaşmasına dair çalışmalar gerçekleştireceğini vurguladı.  
Netanyahu ile birlikte yeni Savunma Bakanı Naftali Bennett, dün İsrail Ordusu Güney Tugayı merkezine gitti. Burada açıklama yapan Netanyahu, “Teröristlerin elebaşları, menzilimizde olduklarını, bize saldırmak isteyen herkes de aynı şekilde menzilimizde olduğunu biliyor. Şuan savaşın zirvesindeyiz, gelecek adımlar üzerinde de anlaştık” dedi.
Netanyahu, güvenlik istişarelerinin sonuçları hakkında şu açıklamalarda bulundu:
“Denklemde bir değişiklik oldu, zira terörist liderler saklandıkları yerlere adeta bir cerrah titizliğiyle ulaşacağımızın idrakindeler. Bu yüzden sivillerin arkasına gizlenerek bize karşı hareket edebileceklerini düşünüyorlar. Denklemdeki bu büyük değişiklik, İsrail’in caydırıcı gücünü ve teröristlerle savaşma kabiliyetini güçlendiriyor. Savaşın zirvesindeyiz ve bunun mümkün olan en kısa zamanda sona ermesini istiyoruz. Tırmanış istemiyoruz ancak İsrail vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için ne gerekiyorsa yapacağız. Doğru yolda olduğumuzu düşünüyorum.”
İsrail, Cihad liderlerinin peşinde
Askeri kaynakların açıklamalarına göre, İsrail Hava Kuvvetleri, dün Gazze’nin güneyindeki Ferah şehrinde İslami Cihad’ın bölgesel liderine suikast girişimde bulundu. Ancak söz konusu lider evde değildi. Başka bir kaynak ise tüm Cihad liderlerinin İsrail suikastı tehlikesi altında olduğunu bildirdi. 
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, Twitter hesabından yaptığı açıklamalarda, ordunun Gazze’nin güneyindeki füze için savaş başlığı üreten bir fabrikayı hedef aldığını belirtti. Adraee, aynı zamanda Cihad’ın Han Yunus tugayının komuta merkezinin ve Cihad’ın füze sisteminde çalışan Adem Ebu Hadayid’in evindeki bir cephanenin ve askeri bir biriminin de hedef alındığını açıkladı.
Adraee ayrıca, İslami Cihad’a ait bir askeri deniz üssüne saldırı düzenlediklerini ifade etti.
Netanyahu’ya yakın bir isim olan Enerji Bakanı Yuval Steinitz de, iki tarafın da uzun süreli bir savaşı devam ettiremeyeceğini ifade etti. Steinitz, “Guş Dan bölgesine daha fazla roket atılması ihtimalini göz ardı edemem ancak Kudüs’ü de hedefleyebilirler. Çok zor bir ikilem içerisindeyiz. Şayet Hamas kenara çekilmeye devam edip Cihad’a engel olmazsa büyük çapta bir saldırı başlatmak zorunda kalacağız” ifadelerini kullandı.
Netanyahu ise dün İsrailli bakanlara durum bilgisi verdiği kabine toplantısında yaptığı açıklamalarda şunları söyledi:
“Ülkemizi savunmaya son derece kararlıyız. Bu roketlerin bizi zayıflatacağına inanıyorlarsa yanılıyorlar. Önlerinde iki seçenek var: saldırıları durdurmak ya da daha çok saldırıyla karşı karşıya gelmek.”
Savunma Bakanı Naftali Bennett ise “Gündüzleri bizi hedef almayı planlayan tüm düşmanlarımıza şunu söyleyebiliriz, onlar için gece asla güvenli olmayacak. Menzilimizdesiniz” ifadelerini kullandı.
Söz konusu açıklamalarda Cihad Hareketi’nin İsrail’in sınıra yakın şehirlerine attığı yaklaşık 200 roketin vatandaşları korkuttuğuna, ancak ciddi yaralanmaların yaşanmadığına dikkat çekildi.



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.