​Iraklı protestocular Direniş Cuması’na hazırlanıyor

Iraklı göstericiler güvenlik güçleriyle çatıştığı esnada kurdukları barikatların arkasına sığındı (AFP)
Iraklı göstericiler güvenlik güçleriyle çatıştığı esnada kurdukları barikatların arkasına sığındı (AFP)
TT

​Iraklı protestocular Direniş Cuması’na hazırlanıyor

Iraklı göstericiler güvenlik güçleriyle çatıştığı esnada kurdukları barikatların arkasına sığındı (AFP)
Iraklı göstericiler güvenlik güçleriyle çatıştığı esnada kurdukları barikatların arkasına sığındı (AFP)

Irak’ın başkenti Bağdat ile güney ve orta kesimlerdeki kentlerde sayıları yüz binleri aşan göstericiler, Başbakan Adil Abdulmehdi’nin görevinden istifa etmemesini protesto etmek için dün de sahadaydı. Ülke genelinde okul ve üniversite öğrencilerinin de protestolara katılması gösterici sayısını ikiye katlarken, çoğu okul ve üniversitede genel greve gidildi.
Iraklı Şiilerin en büyük dini mercii Ali es-Sistani’nin ‘göstericiler bütün talepleri karşılanmadan evlerine dönmeyecek’ açıklamasının yankıları halen devam ederken, Başbakan Abdulmehdi’nin Salı günü anayasadaki gösteri kanununa ilişkin ifadeleri eylemcilerin öfkesine neden oldu. Abdulmehdi, söz konusu açıklamasında, 2004’te ABD'nin Irak'taki sivil yöneticisi Paul Bremer döneminde kabul edilen gösteri kanununda ‘belli bir bölgede 4 saatten fazla gösteri yapılmaması ve eylemcilerin gösteriler sırasında kask veya maske takmasının yasaklanmasını’ öngördüğünü belirtti.
“Hakkımı almak için indim” adlı grubun önde gelen aktivistlerinden Muhammed Mudil, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Bugün (dün) çıkan göstericilerin sayısı beklentileri aştı ve 25 Ekim’de çıkanların sayılarıyla eşitti. Cuma günü göstericilerin sayısının iktidardakileri ürküteceğini umuyorum” dedi.
Mudil, gösterileri yöneten bir liderliğin olmamasının eylemlerin başarısızlıkla sonuçlanmasına sebep olup olmayacağı sorusuna, “Göstericiler şu an 5 temel talebin karşılanmasına odaklanmışlar ve liderlik meselesiyle ilgilenmiyorlar. Bu talepler ise, hükümetin düşmesi, parlamentonun feshedilmesi, uluslararası toplumun ve siyasi partilerin müdahalesinden uzak bir Seçim Komisyonun gözetiminde erken seçimlerin yapılması, son olarak yeni ve adil bir seçim yasasının kabul edilmesidir” diye yanıt verdi.
Bağdat’taki Tahrir Meydanı’nda oturma eylemi düzenleyen göstericilerin önceki gün Cuma günü için milyonluk gösteri çağrısında bulunduğu açıklamada, “Vatan dönmedikçe eve dönmek yok” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi;
“Şehit kardeşlerimizin zaferi için, keskin nişancı hükümetin düşürülmesi hususundaki ilk talebimizi defalarca vurgulamıştık. Bu hükümet, Sinek Köprüsü’nde, Reşid Caddesi’nde ve Hıllani Meydanı’nda onlarca göstericinin şehit olmasına, yüzlercesinin yaralanmasına neden olan baskıcı önlemleriyle, protestocuları bastırmak ve halkın sesini susturmak için şiddet ve suç işleme seçeneğinde ısrar ettiğini doğruluyor.”
Açıklamanın devamında, hükümetin söz konusu ısrarının, devleti yönetme ve masum vatandaşları korumadaki başarısızlığının bir kanıtı olduğu, Ekim ayının başından bu yana yaptıklarıyla güvene ve Irak halkını yönetmeye layık olmadığını gösterdiği ifade edildi. Göstericileri hedef alan keskin nişancıların kimliklerinin henüz tespit edilememesinin de eleştirildiği açıklamada, hükümet tarafından sunulan çözümleri reddetmek ve adına tüm fedakârlıkların verildiği talepleri vurgulamak için Cuma günü (yarın) milyonluk gösterilere çağrı yapılıyor.
Irak basınına bilgi veren avukatlar, Uluslararası Ceza Mahkemesi Ön Dava Dairesi’nin, 100 Iraklı yetkili hakkında ‘insan hakları ihlali ve soykırım’ suçlamasıyla yapılan şikâyeti kabul ettiğini açıkladı. Söz konusu yetkililerin gösterilerin güç kullanılarak bastırılmasında rol aldıkları belirtilirken, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.
Yerel ve uluslararası örgütlerin verilerine göre, 1 Ekim’den bu yana gösterilerde, aralarında az sayıda güvenlik güçlerinin de bulunduğu yaklaşık 350 kişi hayatını kaybetti, 15 bin kişi yaralandı.
Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, dünkü açıklamasında, memurlara bir günlüğüne de olsa greve katılmaları çağrısında bulundu. Sadr, Bakanlar Kurulu’nun açıkladığı reformları ‘yalan ve hayali’ diye niteleyerek, bu adımın ‘devrimcileri’ susturmayı hedeflediğini söyledi.
Sadr, açıklamasında, Devrimciler, işgalci olmayan ülkelerin temsilciliklerine sloganlarla dahi olsa dokunmasın. Bunun bizim ahlakımızda yeri yoktur”            ifadelerini kullandı.
Sadr’ın desteklediği Sairun Koalisyonu ise Salı günü bakanlar kurulunun onayladığı yeni seçim yasasıyla ilgili kanun tasarısını reddetti. Sairun Koalisyonu Meclis Grup Başkanı Nebil Tarfi, önceki gün parlamentoda düzenlenen basın toplantısında, “Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan Parlamento seçimine ilişkin yasa tasarısını reddettiğimizi açıkça ilan ediyoruz. Önerilen yasa taslağı, halkın iradesine aykırı olarak güçlü partilerin egemenliğini ve diğerlerinin dışlanmasını kalıcılaştıran eski seçim sistemini (kota sistemi) korunmasını öngörüyor.
Irak Hükümeti tarafından yapılan açıklamada, yetkililerin mal varlıklarının sorgulanması amacıyla ‘Bunu nereden getirdin?’ isimli yasa taslağını hazırlamak için çalışmaların başladığı aktarıldı. Irak Hükümet Sözcüsü Sad el-Hadisi, açıklamasında, Bakanlar Kurulu’nun ‘Bunu nereden getirdin?’ yasa taslağını onaylamak için çabaladığını ve bu tasarının hükümetin son olarak ilan ettiği reform paketi kapsamında yer aldığını söyledi.
Öte yandan Irak Yüksek Yargı Konseyi, 377 üst düzey yetkili hakkında mahkeme kararı çıkarıldığını bildirdi. Açıklamaya göre, karar kapsamında 83 yetkili için tutuklama emri verildi.
Açıklamada, 2003’ten bu yana İstinaf Mahkemesi’nde üst düzey yetkililerle ilgili 377 davanın karara bağlandığı, 627 dava ile ilgili karar verilmediği ve 83 kişi hakkındaki tutuklama emrinin henüz uygulanmadığı belirtildi.
Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi önceki gün Irak'taki Avrupa Birliği Misyonu temsilcileri ile bir araya geldi.
Başbakanlık Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre Abdulmehdi, görüşme sırasında ‘hükümetin barış gösteri hakkına saygı duyduğunu, göstericilerin ve kamu düzenin korunması gerektiğini, güvenlik güçlerine göstericilere karşı aşırı şiddet kullanmamaları yönünde sıkı talimatlar verdiğini, gösterilerde yaşanan olayları incelemek amacıyla bir komite kuracaklarını, komitenin hazırladığı dosyaların yargıya taşınacağını ve olayları şeffaf bir şekilde halka, Meclis’e ve tüm taraflara sunacağını’ söyledi.
Açıklamanın devamında, Avrupa Birliği Misyonu temsilcilerinin, gösterilerle ilgili görüş alışverişinde bulunduğu, protestoların Irak Anayasası ve uluslararası anlaşmalarca meşru bir hak olarak kabul edildiğini anımsattıklarını, gösterilere karşı barışçıl yollarla yanıt verilmesi ve ülkenin istikrarı ile Iraklıların çıkarlarını koruyacak reformların hayata geçmesinin önemine vurgu yaptıkları aktarıldı.



Tunus’ta adaletsizliğe karşı ve özgürlükler talebiyle protesto yürüyüşleri düzenlendi

Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
TT

Tunus’ta adaletsizliğe karşı ve özgürlükler talebiyle protesto yürüyüşleri düzenlendi

Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)

Tunus’ta çoğunluğu gençlerden oluşan protestocular, sivil toplum örgütleri, aktivistler ve bağımsız siyasetçiler dün, ‘adaletsizliğe karşı’ ve özgürlük talepleriyle bir yürüyüşe katıldı. Yürüyüş, İnsan Hakları Meydanı’ndan başlayarak başkentin merkezindeki 5. Muhammed Caddesi’ni geçerek devam etti.

Protesto yürüyüşü, Tunus’un güneyindeki Gabes'te çevre kirliliğine karşı geniş kapsamlı protestoların, sektörel grevlerin ve ‘devlet güvenliğine karşı komplo kurmak’ suçlamasıyla hapiste tutulan politikacılar için uzaktan yapılan duruşmalara tepki olarak düzenlendi.

Bu durum, gazetecilerin yargılanması, sivil toplum kuruluşlarının ve basın kuruluşlarının faaliyetlerinin dondurulmasına ilişkin mahkeme kararları, vergi denetim kampanyası ve siyasi partilerin faaliyetlerinde önemli bir düşüşün yaşandığı bir dönemde ortaya çıktı.

Protesto yürüyüşü organizatörlerinden oluşan komisyonun sözcüsü gazetecilere yaptığı açıklamada, “Amacımız safları birleştirmek. Bildiğiniz gibi, bugün iklim zorlu. Adaletsizliği durdurmayı ve ülkenin uçuruma sürüklenmesini önlemeyi amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Protestolar sırasında göstericiler “Özgürlük, özgürlük, polis devleti bitti” ve “İş, özgürlük, ulusal onur” sloganları attılar. Göstericiler ayrıca üzerinde ‘Sadece adaletsizlik ve tehditleri bilen bir başkan! Halkın ve halkın isteklerinden uzaklaşan yolun nereye gidiyor?’ yazan büyük bir pankart açtılar.

Muhalefet kanadından Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Riyad Şuaybi, Alman Basın Ajansı DPA’ya yaptığı açıklamada, “Ulusal sahnede yaşanan çok yönlü siyasi, sosyal ve çevresel gelişmeler çerçevesinde, bu yürüyüş, beş yıldan fazla bir süredir durmuş olan demokrasi ve kalkınma sürecinin yeniden başlatılması hedefine ilişkin gerçek bir ulusal konsensüsü ifade ediyor” dedi.

Bu hareket, sokakta yetkililer ile Tunus'un en büyük sendikası olan Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT) da dahil olmak üzere çeşitli parti ve örgütlerden muhalefet kanadındaki gruplar arasındaki gerginliğin bir göstergesi olarak görülüyor.

Paris'te yaşayan Tunuslu muhalif siyasetçi ve Fransa'daki Tunuslular Demokratik Derneği Başkanı Tarık Tukabri, “Siyasi partilerin genel sekreterlerinin çoğu bugün hapiste. Siyasi görüşleri ne olursa olsun, kamu özgürlüklerini savunmak ve onların serbest bırakılmasını talep etmek önemli” ifadelerini kullandı. Tukabri, “Siyasi ve demokratik hayata dönmemiz, partilerin ve sivil toplumun rolünü yeniden tesis etmemiz ve uzaktan yargılamalara son vermemiz gerekiyor” diye ekledi.

2019 yılında iktidara gelen Cumhurbaşkanı Kays Said, muhaliflerini devleti içeriden parçalamaya çalışmakla, yabancı güçlerle bağlantıları olmakla ve devlet kurumlarında yaygın şekilde yolsuzluğa neden olmakla suçluyor.

Öte yandan Adalet Bakanı Leyla Ceffal, ifade özgürlüğüne karşı davalar veya kovuşturmalar ya da hapishanelerde muhaliflere işkence uygulandığı iddialarını reddediyor. Ancak Tunus İnsan Hakları Birliği ve Tunus Gazeteciler Sendikası gibi insan hakları örgütleri, kamusal özgürlüklerde ciddi bir gerileme olduğuna işaret ederken hapishanelerde tutuklu bulunan politikacıların sağlık durumunun kötüleştiğini vurguluyor.

Yetkililer, özgürlük kısıtlamalarını kaldırmak, kamu hizmetlerini ve yaşam koşullarını iyileştirmek ve artan fiyatlarla mücadele etmek konusunda çifte baskı altında bulunuyor.

Tukabri, yaptığı açıklamada ayrıca “Bu boşluk bir an önce kapatılmalı ve vatandaşların sağlık, çevre kirliliği, barınma ve diğer alanlardaki gerçek sorunlarına çözüm bulmaya özen gösterilmeli” diye vurguladı.


Sudan’da çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne sıçradı

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
TT

Sudan’da çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne sıçradı

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Sudan’da Kordofan'ın kuzey bölgelerinde, özellikle stratejik öneme sahip Babnusa şehrinde şiddetli çatışmalar devam ederken çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne de sıçradı. Kuzey Eyaleti’nin yönetim şehri Dongola, Sudan ordusu ile ‘Evlad Kamari’ adıyla bilinen yerel milisler arasında patlak veren ilk çatışmaya tanık oldu. Bu olay, yerel halk arasında terör ve korku dalgasına yol açarken, çok sayıda milis öldürüldü ve liderleri ağır yaralı halde hastaneye kaldırıldı.

Öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), ABD Başkanı Donald Trump'ın Sudan'daki savaşı sona erdirme isteğini memnuniyetle karşıladı. Cumartesi günü, BAE Devlet Başkanı Diplomasi Danışmanı Enver Karkaş, ‘Sudan’daki kanlı iç savaşın acilen sona erdirilmesi ve acil ateşkes’ çağrısında bulundu.

Karkaş, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, Sudan'ın birliğine vurgu yaparken Müslüman Kardeşler'in (İhvan-ı Müslimin) etkisinin geri dönüşünün ciddi endişe kaynağı olduğunu söyledi. Karkaş, Sudan’da çatışan her iki tarafta da ihlallere karışanların hesap vermesi gerektiğinin altını çizdi.


Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi “başbakanın görevlerini” belirledi

KDP lideri Mesud Barzani ile Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki dün Erbil'de bir araya geldi
KDP lideri Mesud Barzani ile Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki dün Erbil'de bir araya geldi
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi “başbakanın görevlerini” belirledi

KDP lideri Mesud Barzani ile Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki dün Erbil'de bir araya geldi
KDP lideri Mesud Barzani ile Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki dün Erbil'de bir araya geldi

Irak’ta Şii siyasi güçlerin ittifakı olan Koordinasyon Çerçevesi’nin başbakanlık için potansiyel adaylara ön koşullar getirmeyi kabul ettiği bildirildi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Koordinasyon Çerçevesi, Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki’ye cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve meclis başkanlığı (üç başkanlık) makamlarına atanacak isimlerle ilgili müzakereleri yürütmek üzere ‘tam yetki’ verdi.

Kaynaklara göre başbakanlık adayı Sünni ve Kürt güçler tarafından kabul edilebilir olacak ve ne Washington’ın ne de Tahran'ın hassasiyetlerini tetikleyecek. Bu da onu uzlaşı adayı haline getirecek.

Kaynaklar, adayın kimliğinin, yürütme kararlarının parlamentoda çoğunluğu elinde bulunduran Şii güçlerde kalmasını sağlayan önceden belirlenmiş bir siyasi programı uyguladığı sürece Koordinasyon Çerçevesi için ‘artık bir önem teşkil etmediğini’ belirttiler.

Kaynaklar ayrıca Koordinasyon Çerçevesi komisyonunun, adaylardan Şii partilerle nüfuz mücadelesine girmemelerini ve mali kriz ile artan kamu borcunu çözmek için çalışmasını istediğini aktardı.