Robert Pattinson, Alacakaranlık’ı neden 'tuhaf' bulduğunu açıkladı

Pattinson, filmde başrolü Kristen Stewart ile paylaşmıştı (IMDb)
Pattinson, filmde başrolü Kristen Stewart ile paylaşmıştı (IMDb)
TT

Robert Pattinson, Alacakaranlık’ı neden 'tuhaf' bulduğunu açıkladı

Pattinson, filmde başrolü Kristen Stewart ile paylaşmıştı (IMDb)
Pattinson, filmde başrolü Kristen Stewart ile paylaşmıştı (IMDb)

Robert Pattinson'dan, Alacakaranlık (Twilight) hayranlarını hayal kırıklığına uğratacak bir açıklama geldi.
Harry Potter ve Ateş Kadehi’ndeki (Harry Potter and the Goblet Fire) ufak ama önemli rolünden sonra Alacakaranlık’ta başrolü kapan Robert Pattinson dünya çapında şöhrete kavuşmuştu.
Stephenie Meyer’ın, vampir Edward Cullen ve sıradan bir genç kız olan Bella Swan’ın aşkını anlatan 2005 tarihli romanından uyarlanan filmde Pattinson’ın rol arkadaşı ise Kristen Stewart’tı.
Meyer’in romanının hayranlarınının filmle güçlü bir bağ kurmasıyla yapım bir anda büyük bir popülerliğe ulaştı. Ancak öyle görünüyor ki Pattinson’ın filmle bağı hayranlarınki kadar güçlü değil.
Variety'nin “Actors on Actors” programı için Jennifer Lopez’le bir araya gelen Pattinson, Alacakanlık kitaplarının temel dayanağının “tuhaf” olduğunu düşündüğünü anlattı.
Pattinson, vampir aşkı hayalleri kuranların pek de hoşuna gitmeyecek şu sözleri söyledi:
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, Alacakaranlık tuhaf bir hikaye. İnsanların bu kadar çok tepki vermesi garip doğrusu. Sanırım kitaplar çok romantik ama bu aynı zamanda “The Notebook” romantizmi değil. “The Notebook” çok tatlı ve yürek parçalayıcı. Ama Alacakaranlık bir çocuğu anlatıyor. Hayatı boyunca birlikte olmak istediği kızı buluyor ama onu yemek de istiyor. Yani yemek de değil, kanını içmek istiyor. Birlikte olamayacaklarını başka kişiler değil, kendi vücudu söylüyor.
Catherine Hardwicke’in yönetmenliğini yaptığı Alacakaranlık, 2009’da Alacakaranlık Efsanesi: Yeni Ay (The Twilight Saga: New Moon), 2010’da Alacakaranlık Efsanesi: Tutulma (The Twilight Saga: Eclipse), 2011’de Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 1 (The Twilight Saga: Breaking Dawn – Part 1) ve 2012’de Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 2 (The Twilight Saga: Breaking Dawn – Part 2) ile devam etmişti.



Çevreye zarar vermeden tüketilebilecek et miktarı açıklandı

ABD'nin Virginia eyaletindeki McLean kentinde bir süpermarkette indirime giren sığır etleri (AFP)
ABD'nin Virginia eyaletindeki McLean kentinde bir süpermarkette indirime giren sığır etleri (AFP)
TT

Çevreye zarar vermeden tüketilebilecek et miktarı açıklandı

ABD'nin Virginia eyaletindeki McLean kentinde bir süpermarkette indirime giren sığır etleri (AFP)
ABD'nin Virginia eyaletindeki McLean kentinde bir süpermarkette indirime giren sığır etleri (AFP)

Yeni araştırmaya göre, haftada iki tavuk göğsü filetosundan daha azına denk gelen et tüketimi gezegen için sürdürülebilir kabul edilebiliyor.

Hayvancılığın küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 15'inden sorumlu olduğu tahmin edildiğinden, araştırmacılar yıllardır protein ihtiyacını karşılamak için et tüketiminin azaltılıp baklagil alımının artırılması çağrısında bulunuyor.

İnsanları, etin haftada bir kereden daha az yendiği bitki temelli "fleksitaryen" bir diyet benimsemeye çağırıyorlar.

Ancak haftada tam olarak ne kadar et tüketilmesinin tavsiye edildiği belirsizliğini koruyor. Danimarka Teknik Üniversitesi'nden sürdürülebilir kalkınma uzmanı Caroline Gebara, "Artık çoğu kişi hem çevrenin korunması hem de sağlıkla ilgili nedenlerle daha az et yememiz gerektiğinin farkında. Ancak 'daha az'ın ne kadar olduğunu ve büyük resimde gerçekten fark yaratıp yaratmadığını anlamak zor" diyor

Nature Food adlı akademik dergide yayımlanan bu son çalışma, bu miktarı haftada yaklaşık 255 gram olarak belirledi.

Dr. Gebara, "Süpermarketteyken gözünüzde canlandırabileceğiniz ve düşünebileceğiniz somut bir rakam hesapladık, haftada 255 gram kümes hayvanı veya domuz eti" dedi.

Bu, yaklaşık iki tavuk göğsü filetosuna eşdeğer ve bir kişinin gezegene zarar vermeden haftada tüketebileceği et sınırı.

Bu rakam sadece kümes hayvanları ve domuz eti için geçerli. Çalışma, "mütevazı bir sığır eti tüketiminin" bile gezegenin kaldırabileceği sınırı aştığı uyarısını yapıyor.

Dr. Gebara, "Hesaplamalarımız, bir kişinin diyetindeki mütevazı miktarda kırmızı etin bile, çalışmada incelediğimiz çevresel faktörlere dayanarak gezegenin kaynakları yeniden üretebileceği miktarla uyumsuz olduğunu gösteriyor" dedi.

Ancak et içeren diyetler de dahil hem sağlıklı hem de sürdürülebilir olan pek çok başka beslenme şekli var.

Çalışma, sürdürülebilir gıda tercihlerini desteklemek için daha iyi siyasi rehberlik ve kamusal çerçeveler oluşturulması çağrısında bulunuyor.

Araştırma, karbondioksit emisyonları, su ve arazi kullanımı gibi çevresel faktörlerin yanı sıra farklı diyetlerin sağlık üzerindeki etkilerini de göz önünde bulunduruyor.

11 çeşit diyetin 100 binden fazla varyasyonunun incelendiği çalışmada, bunların çevre ve sağlık üzerindeki etkileri hesaplandı. Orta düzeyde kırmızı et tüketiminin bile gezegenin sürdürülebilirlik sınırlarını aştığı sonucuna varıldı.

Öte yandan, pesketaryen, vejetaryen ya da vegan bir diyetin, gezegenin destekleyebileceği sınırlar içinde olma ihtimalinin çok daha yüksek olduğu belirtiliyor.

Süt ürünleri veya yumurta ilaveli vejetaryenlik gibi karışık diyetler de sürdürülebilir olabilir. Dr. Gebara, "Örneğin hesaplamalarımız, sizin için önemliyse, peynir yemenin ve aynı zamanda sağlıklı ve iklim dostu bir diyet benimsemenin mümkün olduğunu gösteriyor" dedi.

Aynı durum yumurta, balık ve beyaz et için de geçerli ancak tabii ki diyetinizin geri kalanının nispeten sağlıklı ve sürdürülebilir olması gerek. Fakat ya hep ya hiç olmak zorunda değil.

Independent Türkçe