Marie Yovanovitch: Trump-Zelenskiy görüşmesini inceleyince tehlikeyi hissettim

ABD’nin eski Ukrayna Büyükelçisi Marie Yovanovitch, İstihbarat Komitesi huzurunda ifade verdi (AFP)
ABD’nin eski Ukrayna Büyükelçisi Marie Yovanovitch, İstihbarat Komitesi huzurunda ifade verdi (AFP)
TT

Marie Yovanovitch: Trump-Zelenskiy görüşmesini inceleyince tehlikeyi hissettim

ABD’nin eski Ukrayna Büyükelçisi Marie Yovanovitch, İstihbarat Komitesi huzurunda ifade verdi (AFP)
ABD’nin eski Ukrayna Büyükelçisi Marie Yovanovitch, İstihbarat Komitesi huzurunda ifade verdi (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın Mayıs ayında görevden aldığı Ukrayna eski Büyükelçisi Marie Yovanovitch, Demokratlara göre Ukrayna meselesindeki ilk kurban. Yovanovitch, dün Trump’ın azli soruşturmasının ikinci duruşmasına katıldı. Konuşmasının başında, 33 yıl boyunca ABD Dışişleri Bakanlığında George Bush, Barack Obama ve Trump yönetimlerinde Kırgızistan, Ermenistan ve Ukrayna ülkelerinde görev yaptığından bahsetti. Trump'ın kişisel avukatı Rudy Giuliani’nin, kendi görevden alınmasındaki etkisini ayrıntılı olarak anlatan Yovanovitch, Giuliani’nin ona neden saldırdığını anlamadığını belirtti. Yovanovitch, “Beni bugüne kadar dehşete düşüren şey, Ukrayna'da yolsuzluk yapmakla suçlanan insanların, kendilerine katılmayı ve onlarla çalışmayı kabul eden Amerikalıları bulmayı başarmaları. Bir Amerikan büyükelçisini devirme planında da başarılı oldular. Peki, bu şekilde bizim sistemimiz nasıl başarısız oldu?” ifadelerinde bulundu.     
Yovanovitch, Giuliani ve ortaklarının ona zarar vermeye çalışacağı konusunda üst düzey bir Ukrayna yetkilisinden uyarı aldığını ifade etti. Aynı zamanda, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun, Yovanovitch’i Giuliani’nin suçlamalarından aklayan bir bildiri yazılmasına izin vermediğini belirtti. Neden kovulduğunu sorduğunda ise Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin Trump’ın kendisine olan inancını kaybettiğini ifade ettiklerini açıkladı.  
Demokratlar, ABD diplomasisinin nereye giderse gitsin yolsuzlukla savaştığını, tam da bu yüzden Giuliani’nin Yovanovitch’i Kiev’in ABD Başkan aday adayı Joe Biden hakkında soruşturma açması önünde bir engel olarak gördüğünü belirttiler.
ABD Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi Başkanı Adam Schiff, duruşma oturumundaki konuşmasında şunları söyledi:
“Giuliani, Biden ailesi hakkında soruşturma açılması için Ukrayna'ya baskı yapma arzusunu gizlemedi. Aynı zamanda 2016 ABD seçimlerinde Ukrayna'nın müdahalesine ilişkin yalanlar yayınladı. Tüm bunları ABD Başkanı’na hizmet için yaptığı gerçeğini de saklamadı.”
Cumhuriyetçiler ise Demokratların bu duruşmaların yapılmasındaki ısrarını eleştirerek bir kez daha muhbirin kimliğinin açıklanmasını istedi. İstihbarat Komitesi’nin kıdemli üyelerinden Demokratları Trump’a karşı bir darbe planlamakla suçlayan Cumhuriyetçi Devin Nunes ise Trump ile Ukraynalı mevkidaşı Vladimir Zelenskiy arasındaki konuşma metnini okudu. Söz konusu metinde şaşırtıcı bilgiler görülmedi; ABD Başkanı, Zelenskiy’nin zaferini kutladı ve Ukrayna’daki yemin törenine katılmak üzere temsilcilerini gönderme sözü verdi. Trump, 25 Temmuz'da Zelenskiy ile yaptığı konuşmada Marie Yovanovitch’den bahsederek onun birtakım konularda sıkıntı çekeceğini söylemişti. Bazıları bu durumu doğrudan Yovanovitch’i tehdit etmek olarak görüyor.
Trump, söz konusu duruşma sırasında Twitter hesabından Yovanovitch’e saldırarak “Marie Yovanovitch, nereye gittiyse orda işler kötüye gitti. Somali’deydi, orada ne oldu? Ukrayna’ya gidişinde ise Ukrayna Devlet Başkanı’yla ikinci telefon görüşmemde Yovanovitch hakkında olumsuz bir şekilde konuştu. ABD Başkanı’nın, idaresinde hizmet edecek büyükelçileri tayin etme hakkı vardır” ifadelerinde bulundu. Aynı zamanda Twitter hesabından yaptığı açıklamalarda ABD dış politikasının her zamankinden daha güçlü olduğunu yineleyerek kendisinin Ukrayna’ya eski Başkan Barack Obama’nın verdiği destekten daha fazlasını verdiğini belirtti. Açık oturum sırasında Twitter’daki bu açıklamaları okuyan Adam Schiff ise, “Görgü tanığını tehdit etmek kabul edilemez, biz bunu ciddiye alıyoruz” ifadelerinde bulundu.
Bu, Trump’ın tanıkları korkutmakla ilk suçlanışı değil. Demokratlar, daha önceden Dışişleri Bakan Yardımcısı John Sullivan’a bir mektup yollayarak tanıkların intikam tehditlerinden korunmalarını istemişti.
Söz konusu açık oturumla eş zamanlı olarak Cuma günü aynı zamanda Dışişleri Bakan Yardımcılarından biri olan David Holmes da kapalı bir oturumda ifade verdi. Ukrayna Büyükelçiliği'nde görevli diplomat William Taylor’ın ifadelerine göre Holmes, Trump’ın Avrupa Birliği (AB) Büyükelçisi Gordon Sundland ile yaptığı bir telefon görüşmesinde Biden soruşturması hakkında soru sorduğunu duydu. Sundland ise Ukrayna’nın soruşturma başladığında bildireceğini belirtti.
İstihbarat Komitesi, önümüzdeki hafta Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri düzenlenecek halka açık oturumlarda Sundland'ı dinleyecek. Söz konusu oturumlara Savunma ve Dışişleri Bakanlıklarından ve Ulusal Güvenlik Konseyi’nden eski ya da mevcut yetkililer de katılacak. Komite, aynı zamanda ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’i de dinleyecek.
Cuma günü bir ABD mahkemesi, Trump'ın eski danışmanı Roger Stone’u, tanıkları manipüle etme ve ‘WikiLeaks’ ile arasındaki bağlantısı gibi konularda Kongreye yalan söylemekle suçladı. Söz konusu suçlamalar, 2016 Başkanlık seçimlerinde Rusya ile gizli ilişkilerini ve bunların başkanlık seçimine etkisini araştıran Özel Yetkili Savcı Robert Mueller’in soruşturması sonucunda ortaya çıktı. Ancak Stone, suçlamaları reddetti.



Tayvan’ın Çin stratejisi: Merkeziyetsiz komuta sistemi

Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
TT

Tayvan’ın Çin stratejisi: Merkeziyetsiz komuta sistemi

Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)

Tayvan ordusu, Çin'in olası saldırılarına "merkeziyetsiz komuta sistemiyle" hızlı yanıt vermeyi planlıyor.

Reuters'ın aktardığına göre Tayvan Savunma Bakanlığı, Meclis'e bu hafta sunduğu raporda, ordunun "üst kademeden emir beklemeden merkezi olmayan bir komuta yapısıyla" hareket etmesi için çalışmalar yürütüldüğünü bildirdi.

Raporda, Çin'in adayı hazırlıksız yakalamak için askeri tatbikatları aniden Tayvan'a yönelik bir işgal operasyonuna dönüştürebileceği uyarısında bulunuluyor.

Savunma yetkilileri, Çin ordusunun neredeyse her gün ada çevresinde çeşitli tatbikatlar düzenlediğini, Tayvan Silahlı Kuvvetleri'ni "sürekli tetikte tutarak yıpratmayı amaçladığını" savunuyor.

Raporda, Tayvan ordusunun Çin'den gelebilecek ani bir saldırıya karşı hazırladığı acil durum planı hakkında şu bilgiler paylaşılıyor:

Düşman aniden bir saldırı başlatırsa, tüm birimler emir beklemeden 'dağıtılmış kontrol' uygulayacak ve 'merkezi olmayan' bir komuta sistemi altında savaş görevlerini yerine getirecek.

Diğer yandan bu prosedürün nasıl koordine edileceğine dair detay verilmiyor.

Savunma Bakanlığı'nın çalışmasında, Çin'in tatbikatlar aracılığıyla muhtemel işgal senaryolarına hazırlık yaptığı iddia ediliyor. Çin'e ait savaş gemilerinin Pasifik'teki alışıldık pozisyonlarının değiştirildiği, bunların Avustralya ve Yeni Zelanda'ya doğru konuşlandırıldığı aktarılıyor.

Çin Savunma Bakanlığı'ndan pazartesi günü yapılan açıklamadaysa Tayvan'ın "savaş çığırtkanlığı" yaptığı savunuldu. Tayvan Devlet Başkanı Lai Ching-te'nin "bağımsızlık için savaş" vurgusuyla halkı paniğe sürüklediği görüşü paylaşıldı.

Pekin, "tek Çin" politikası kapsamında Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor. Son yıllarda askeri baskıyı artıran Çin, adanın anakarayla yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanabileceğini vurguluyor.

Taipei yönetimiyse Çin tehdidine karşı ABD'nin askeri ve siyasi desteğine güveniyor. ABD'de 1979'da yürürlüğe konan Tayvan İlişkileri Yasası kapsamında Washington, olası bir Çin saldırısına karşı Tayvan'a kendini koruyacak askeri teçhizatı sağlamak zorunda.

Ancak ABD Başkanı Donald Trump, Tayvan'ın kendilerine ödeme yapması gerektiğini savunarak Taipei yönetiminde soru işaretleri yaratmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Taipei Times


Ukraynalıların çoğu Rusya’ya verilecek büyük tavizlere karşı

Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)
Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)
TT

Ukraynalıların çoğu Rusya’ya verilecek büyük tavizlere karşı

Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)
Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)

Ukraynalıların çoğu barış anlaşması kapsamında Rusya'ya büyük tavizler verilmesine karşı.

Kiev Uluslararası Sosyoloji Enstitüsü'nün (KIIS) 547 kişinin katılımıyla yaptığı ankette, Ukraynalıların yüzde 75'inin Kiev yönetiminin büyük toprak tavizleri vermesine karşı çıktığı belirlendi.

Katılımcılar, ABD ve Avrupa Birliği'nden (AB) net güvenlik garantileri alınmadan anlaşma yapılmaması gerektiğini savunuyor. Ayrıca Rusya'nın Ukrayna ordusunun büyüklüğünün sınırlandırılması talebine de karşı çıkıyorlar.

Diğer yandan yüzde 72'lik kesim, cephedeki mevcut durumun korunduğu bazı tavizler içeren bir anlaşmaya sıcak bakıyor.

Kasım sonuyla aralık ortası arasında gerçekleştirilen ankette, Ukraynalıların yüzde 63'ünün savaşı sürdürmeye hazır olduğu aktarılıyor. Katılımcıların sadece yüzde 9'u savaşın 2026'nın başlarında sona ereceğine inanıyor.

ABD arabuluculuğunda gerçekleştirilen görüşmelerde ateşkese dair somut bir adım henüz atılmadı. Ankete göre Ukraynalıların sadece yüzde 21'i ABD'ye güveniyor. Bu oran geçen yıl aralıkta yüzde 41'di.

NATO'ya duyulan güven de aynı dönemde yüzde 43'ten yüzde 34'e düştü.

KIIS direktörü Anton Hruşetski, sonuçlar hakkında şunları söylüyor:

Güvenlik garantileri net ve bağlayıcı olmazsa Ukraynalılar bunlara güven duymaz. Bu da barış planının onaylanmasına yönelik genel istekliliği etkiler.

Hafta sonu Berlin'de düzenlenen toplantıda ABD'li ve Avrupalı yetkililer, Ukraynalı heyetle bir araya gelmişti.

Almanya, Fransa, Birleşik Krallık, İtalya, Polonya, İskandinav ülkeleriyle AB yönetimi tarafından dün yapılan ortak açıklamada, Avrupa liderliğindeki Gönüllü Ülkeler Koalisyonu çerçevesinde oluşturulacak ve ABD tarafından desteklenen "çok uluslu bir Ukrayna gücü" kurulacağı duyurulmuştu.

Bu güç, Ukrayna savunma kuvvetlerinin yeniden yapılandırılmasına, hava sahasının güvenliğinin sağlanmasına ve denizlerin daha güvenli hale getirilmesine destek verecek.

Ayrıca Ukrayna için NATO'nun 5. maddesine benzer güçlü güvenlik garantileri içeren bir "barış paketi" üzerinde önemli ilerleme sağlandığı bildirilmişi.

ABD Başkanı Donald Trump da dünkü açıklamasında Ukrayna'nın talep ettiği güvenlik garantilerinin Avrupa'yla işbirliği içinde şekillendirildiğini vurgulayarak, "Savaşın yeniden başlamaması için güvenlik garantileri üzerinde çalışıyoruz" demişti.

Cumhuriyetçi lider, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'ye seçim çağrısı da yapmıştı. ABD Başkanı, Kiev'in "seçim düzenlememek için savaşı bahane ettiğini" öne sürmüştü.

Görev süresi geçen yıl sona eren Zelenski ise Batılı müttefiklerin güvenliği sağlaması halinde 90 gün içinde seçime gitmeye hazır olduğunu söylemişti.

Ancak KIIS anketine göre, Ukraynalıların sadece yüzde 9'u çatışmalar sona ermeden seçim yapılmasını istiyor.

Independent Türkçe, Reuters, NBC


Sırbistan'daki protestoların ardından Trump'ın damadı geri adım attı

Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)
Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)
TT

Sırbistan'daki protestoların ardından Trump'ın damadı geri adım attı

Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)
Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)

Sırbistan yönetimi, ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner'ın otel yapmasına yeşil ışık yaksa da ardından gelen protestolar ve bir bakana açılan dava, Belgrad'daki projenin iptaline neden oldu.

Pazartesi günü bir özel savcı, aralarında Kültür Bakanı Nikola Selaković'in de olduğu 4 kişi hakkında, Kushner'ın projesiyle bağlantılı olarak düzenlediği iddianameyi açıkladı. 

Organize Suçlardan Sorumlu Kamu Başsavcılığı'nın sitesinde yayımlanan açıklamada bu 4 kişinin görevin kötüye kullanılması ve belgede sahtecilikle suçlandığı bildirildi. 

Bunun üzerine Kushner'ın firması Affinity Partners hızlıca bir açıklama yayımlayarak Belgrad'ın merkezindeki otel ve apartman kompleksi projesinin iptal edildiğini duyurdu:

Anlamlı projeler ayrışmaya değil, birleşmeye neden olmalı. Sırbistan ve Belgrad halkına saygı göstererek başvurumuzu geri çekiyoruz.

Kushner'ın iki yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığı projenin 1999'daki Kosova Savaşı sırasında NATO'nun bombaladığı bir bölgede yapılması öngörülüyordu.

Lüks otel Trump markasını taşıyacağı için projede Cumhuriyetçi liderin oğulları Eric ve Donald Jr. tarafından yönetilen Trump Organization da yer alıyordu.

Ancak yarım milyar dolarlık proje, bombalanan Yugoslav Halk Ordusu karargahının yer aldığı anıt bölgesinde inşa edileceğinden ülkede büyük tartışma yaratmıştı. 

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, bölgenin kültürel koruma statüsünü geçen yıl kaldırmıştı. Ayrıca Kushner'ın firması Affinity Partners'la 99 yıllığına kira sözleşmesi imzalanmıştı. Bunun ardından ülkede büyük protestolar patlak vermişti. 

Vucic'in liderliğindeki Sırp İlerleme Partisi, çoğunluğu elinde bulundurduğu Parlamento'da geçen ay geçirdiği yasayla inşaatın önünü açmıştı. 

Muhalefetten hükümetin kararına sert tepkiler gelmişti. Merkez sol Özgür ve Adalet Parti'den parlamenter Marinika Tepic, Belgrad'ın "Donald Trump'ı memnun etmek uğruna ülkenin tarihini yok ettiğini" söylemişti. 

44 yaşındaki damat, ilk Trump döneminin aksine ABD yönetiminde yer almayacağını açıklasa da Gazze ve Ukrayna savaşlarındaki müzakerelerde önemli roller üstleniyor. 

Diğer yandan da çoğunlukla Ortadoğu yönetimlerinin fonladığı bir özel sermaye şirketi olan Affinity'nin başında. 

Şirket, dünyanın en büyük oyun şirketlerinden Electronic Arts'ın (EA) satışında da gündem oldu. 

Önceki aylarda sağlanan 55 milyar dolarlık anlaşmayla EA'i satın alan konsorsiyumda Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu'yla birlikte Affinity Partners ve bir başka özel sermaye şirketi olan Silver Lake de yer alıyor.

Netflix'in satın alması beklenen Warner Bros. için Paramount'un verdiği teklifte de Affinity'nin adı geçiyor. 

Independent Türkçe, New York Times, Wall Street Journal, AP