​FBI: ‘Yalnız Kurt’ sayısı artıyor

FBI’ın Yalnız Kurt raporu (Şarku’l Avsat)
FBI’ın Yalnız Kurt raporu (Şarku’l Avsat)
TT

​FBI: ‘Yalnız Kurt’ sayısı artıyor

FBI’ın Yalnız Kurt raporu (Şarku’l Avsat)
FBI’ın Yalnız Kurt raporu (Şarku’l Avsat)

ABD’de Demokratların Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu kazanması ve sadece yurt dışından gelen terör tehdidine değil iç teröre de odaklanılması konusunda bastırmasının ardından Federal Soruşturma Bürosu (FBI) geçtiğimiz Perşembe günü ‘Yalnız Kurt-Bireysel Terörizm’ isimli yeni bir rapor yayımladı.
80 sayfalık raporda, 1972'den bu yana ülkede meydana gelen 52 saldırının arka planındaki koşulların yanı sıra Yalnız Kurt olarak adlandırılan saldırganlar ve etrafındaki kişilerin davranış özellikleri de incelendi.
Rapora göre 1972’de sadece bir saldırı düzenlenirken, geçtiğimiz yıl bazı lise öğrencilerinin sınıf arkadaşlarına veya bazı kişilerin ibadet yerlerine yönelik saldırılarıyla bu sayı dörde çıktı.
Yalnız Kurt olarak adlandırılan saldırganların ruh halini analiz eden rapora göre;
-Suçluların yüzde 83'ü daha önce düşmanca ya da saldırgan davranışlara sahipti.
-Suçluların yüzde 96'sı saldırıdan önce yapacağı eylemle ilgili herkes tarafından görülmesi amaçlanan yazı veya videolar yayınladı.
-Vakaların yüzde 25'inde en az bir kişi suçlunun saldırıya dair araştırması, planlaması veya hazırlanmasının farkındaydı.
-Her durumda faili tanıyanlar, failin saldırı öncesi aşamadaki davranışları hakkında endişelerini dile getirdi.
-Suçlular tarafından saldırıya uğrayan yerlerin çoğu okullar gibi minimum güvenlik seviyesine  sahip mekanlardı.
-Suçluların yüzde 25'ine daha önce bir veya daha fazla psikiyatrik hastalık tanısı konulmuştu. Saldırganların yüzde 13'üne ise saldırı sonrası bu tanı konuldu.
-Vakaların yüzde 92'sinde suçlunun akıl durumu veya ideolojisinin farkında olan en az bir kişi vardı ve bu kişilerin yaklaşık dörtte biri kaygılarını kolluk kuvvetlerine bildirdi.
FBI raporunda, “Raporun bulguları, bu saldırıların gerçekleşmesini tespit etmek ve önlemek için kolluk kuvvetleri ile toplum arasında daha iyi koordinasyon ve işbirliği sağlanması gerektiğini savunuyor. Erken keşifler büyük önem taşıyor ve herhangi bir olası saldırı öncesi bunu önleme çabalarına yardımcı oluyor” denildi.
FBI Direktörü Christopher Wray, raporda vatandaşların Yalnız Kurt’a karşı korunmadaki rolü üzerinde durulduğunu dile getirerek,  İç Güvenlik Bakanlığı’nın yaptığı ‘Bir şey görürseniz, bir şey söyleyin’ sloganını hatırlattı.
Wray, “Ama bir yerlerde sırt çantasını bırakan kişinin ötesindeki şeyleri aramamız gerekiyor. Sırt çantasını bıraktıklarında onları yakalarsak çok geç oluyor. Bunları daha önce yakalamamız gerekiyor” dedi.



İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
TT

İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)

İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı dün İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yurtdışı operasyonlarını yürüten Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral İsmail Kaani'nin hayatta olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Mehr’den aktardığı habere göre, 12 gün önce İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıların başında diğer üst düzey askeri komutanlarla birlikte öldürüldüğü bildirilen Kaani, dün öğleden sonra İran Silahlı Kuvvetleri’ne destek amacıyla başkent Tahran’ın merkezindeki İnkılap Meydanı’nda düzenlenen halk mitingine katıldı.

İsrail ordusu, 13 Haziran Cuma günü şafak vakti İran'a düzenlediği saldırılarda 20'den fazla üst düzey askeri komutanı öldürdüğünü açıklamıştı.

Ardından ABD Başkanı Donald Trump, dün sabah İsrail ile İran arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girdiğini duyurdu.

İsrail, askeri operasyonların hedef aldığı İranlı yetkililerin listesini yayınladı. DMO'nun dış operasyonlardan sorumlu Kudüs Gücü Komutanı Kaani'nin akıbeti merak konusu oldu.

New York Times gazetesinin İran muhabiri, geçtiğimiz cuma günü İranlı kaynaklardan, Kaani'nin İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıda öldürüldüğünü aktarmıştı.

New York Times gazetesinin İsrail muhabiri Ronen Bergman pazar günü yayınlanan makalesinde şöyle yazdı:

“İsrail'in İran'a saldırısından bir ay önce, istihbarat ve savunma kurumlarının en üst düzeylerinde, Mossad'ın “Tebş'in listesinde kimler yer alacak?” şeklindeki sorusuna ilişkin yoğun tartışmalar yaşandı.”

Mossad'ın pasif ooperasyonlar için kullandığı bir terim olan ‘tebş’ ifadesi, Bergman'ın X platformunda yayınladığı yazıya göre suikast, tasfiye veya hedefli engelleme için kullanılan kod ad.

‘Mutluluk’ olarak nitelendirilen listeye dikkati çeken Bergman, bu toplantılara katılanlardan biri tarafından da bu şekilde adlandırılan listeye İranlı liderlerin dahil edilmesinin ‘rütbeleri ve uygun bir fırsatın ortaya çıkması’ şeklindeki iki faktöre bağlı olduğunu belirtti.

Bergman, yazısını şöyle sürdürdü:

“Tartışma tek bir isim üzerine yapılmıyordu. Aksine, listeyi okuduğu takdirde en çok rahatsız olacak kişinin o olduğu kesindi, çünkü listeye alınmaması konusunda tam bir fikir birliği vardı, o kadar zahmete değmeyeceği düşünülüyordu.”

Bergman, Kaani’nin bilinmeyen akıbeti ve hava saldırılarında öldürülmüş olabileceği ihtimaliyle ilgili olarak “İsrail, onun yüksek konumuna rağmen etkisinin hissedilmediğini ve bu nedenle ölümünün önemli bir etkisi olmayacağını değerlendirdi” ifadelerini kullandı.