Dakar Forumu: Liderler ve uzmanlar Afrika'daki güvenlik tehdidini görüştü

Dakar Forumu: Liderler ve uzmanlar Afrika'daki güvenlik tehdidini görüştü
TT

Dakar Forumu: Liderler ve uzmanlar Afrika'daki güvenlik tehdidini görüştü

Dakar Forumu: Liderler ve uzmanlar Afrika'daki güvenlik tehdidini görüştü

Senegal'in başkenti Dakar'da ‘Çok taraflılığın güncel zorlukları’ temasıyla bu yıl 6'ncısı düzenlenen ‘Afrika’da Barış ve Güvenlik Forumu’ dün başladı.
Görüşmelerde, Sahel’deki güvenlik durumunun kötüleşmesine ve DEAŞ ile El Kaide’nin bölgede artan faaliyetlerine dikkat çekildi.
Senegal Cumhurbaşkanı Sall'in başkanlığında toplanan foruma, Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Veled el-Gazvani, Fransa Başbakanı Edouard Philippe, Japon Parlamentosu Başkan Yardımcısı Shinichi Nakatani’nin yanı sıra Afrika ülkelerinden 28’in üzerinde dışişleri bakanı, dini liderler ve kanaat önderleri temsilcileri katıldı.
İki gün sürecek toplantılarda Sahel ülkelerinde artan güvenlik endişeleri başta olmak üzere, iklim değişikliği, gıda güvensizliği, radikalizm ve şiddet gibi konular ele alınacak. Forum’un kapanış oturumunda gündeme alınan meselelerle ilgili tavsiyelerin yer aldığı bir sonuç bildirgesinin yayınlanması bekleniyor.
Dakar’daki foruma onur konuğu olarak katılan Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Veled el-Gazvani, açılış oturumunda yaptığı konuşmada, Almanya ve Fransa öncülüğünde daha önce ‘Sahel’de istikrar ve güvenlik için ortaklık’ adında başlatılan girişimi memnuiyetle karşıladığını ifade etti. Söz konusu girişim, terörle mücadele kapsamına Senegal, Fildişi Sahili ve Gana’nın yanı sıra beş Sahel ülkesi Moritanya, Burkina Faso, Nijer, Çad ve Mali’nin de dahil edilmesini öngörüyor.
Gazvani, açıklamasında, “Bugün Almanya ve Fransa öncülüğünde masada yeni bir girişim var. Bu girişimi, Beş Sahel devletlerinin çabalarını tamamlayacağı için memnuniyetle karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.
Bazı Sahel ülkeleri, G5 Sahel projesini riske atabileceği endişesiyle yeni girişime karşı çekince bildirmişti. Fakat Gazvani’nin girişimi memnuniyetle karşılaması, Sahel’de terörle mücadele vizyonunda yeni kapılar açabileceği yorumlarını da beraberinde getirdi. Foruma katılan uzmanlar, terör gruplarının kendi topraklarına da uzanmasından endişe eden Fildişi Sahili ve Senegal gibi G5 Sahel ülkelerinin girişime dahil olması fikrini tartıştılar.
Terörün genelde uluslararası toplumu özelde de Sahel ülkelerini tehdit ettiğini belirten Gazvani, konuşmasının devamında ayrıca bölgede iklim değişikliği, gıda yetersizliği ve uluslararası toplumun desteklerinin zayıflaması gibi zorluklara değindi.
Söz konusu zorlukların aşılmasında ortak işbirliğini önemli bulduklarını söyleyen Gazvani, ABD, Avrupa, Körfez ülkeleri, Rusya, Japonya ve Çin ile ortak stratejilere değer verdiklerini kaydetti.
Gazvani, ayrıca Libya’daki krizin son bulmasının Sahel ülkelerinin güvenliği açısında önemli olduğunu ifade etti.
Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall, forumda yaptığı açıklamada, “Dünyanın, barış, güvenlik ve istikrara ortak katkıda bulunan birçok kutba ihtiyacı var” diyerek, kutuplar arası yakınlaşma için daha olgun ve rasyonel yaklaşımlar gerektiğini vurguladı.
Fransa Başbakanı Edouard Philippe da buradaki konuşmasında, “Dakar Forumu, Afrika'da barış ve güvenlik konularını tartışmak için küresel bir platform haline geldi.  Bugün dünya, terörizm ve şiddet içeren radikalizmin yenilmesi, daha fazla istikrar ve gelişme sağlanması için birçok kutbun yapıcı ve olumlu işbirliğine ihtiyaç duyuyor” diye konuştu.
Dakar Forumu, 2013 başında Fransa’nın ‘Serval’ adıyla Mali’de terör gruplarına karşı başlattığı ve günümüzde ‘Barkhane’ adıyla devam eden askeri harekatla eşzamanlı olarak başladı. Uzmanların yıllık toplantısı haline gelen Dakar, forumda alınan kararların uygulanmaması hususunda eleştiriliyor.



Trump yönetimi, Nikaragua ve Honduras vatandaşları için Geçici Koruma Statüsü'nü kaldırdı

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
TT

Trump yönetimi, Nikaragua ve Honduras vatandaşları için Geçici Koruma Statüsü'nü kaldırdı

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetimi dün, Honduras ve Nikaragua vatandaşları için Geçici Koruma Statüsü'nün iptal edildiğini duyurdu; bu karar 70 binden fazla kişiyi önümüzdeki aylarda ABD'den sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya bırakıyor.

İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem yaptığı açıklamada, “Ülkedeki genel koşullar Honduraslıların güvenli bir şekilde evlerine dönmelerine yetecek kadar iyileşti” dedi. Şu anda tahminen 72 bin Honduraslı ve 4 bin Nikaragualıya verilen Geçici Koruma Statüsü, 1998 yılında her iki Orta Amerika ülkesinde de geniş çaplı yıkıma neden olan Mitch Kasırgasının ardından 1999 yılında verilmişti.

İç Güvenlik Bakanlığı yaptığı ayrı bir açıklamada Bakan Noem'in, Nikaragualılar konusunda da benzer bir sonuca vardığını belirterek “Geçici Koruma Statüsü’nün (TPS) çeyrek asır sürmemesi gerektiğini” vurguladı. Washington merkezli bir Latin Amerika insan hakları araştırma ve savunma merkezi olan Washington Office on Latin American Affairs, bakanlığı Honduras ve Nikaragua vatandaşlarının yanı sıra benzer eylemlerden etkilenen diğer ülkelerden gelenler için TPS'yi iptal etme kararını geri almaya çağırdı.

“STK'dan yapılan açıklamada, “Honduras ve Nikaragua, çok sayıda doğal afetin yanı sıra, onlarca yıldır yapısal cezasızlık, şiddet, yoksulluk ve temel kamu hizmetlerine erişim eksikliğinden muzdariptir. Nikaragualılar ise ifade özgürlüğü, örgütlenme ve insan hakları da dâhil olmak üzere sivil özgürlüklerini reddeden otoriter bir hükümet altında yaşamaktadır" denildi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre hak sahiplerini sınır dışı edilmekten koruyan ve onlara ABD'de çalışma hakkı veren TPS, çatışma, doğal afet veya diğer “olağanüstü” koşullar nedeniyle ülkelerinde güvenlikleri risk altında olan göçmenlere geçici olarak verilmektedir.

Trump yönetimi daha önce de Haitililer, Venezuelalılar, Afganlar, Nepalliler ve Kamerunlular için Geçici Korumalı Statü'yü iptal etmişti. Başkan Donald Trump, ABD'nin “yabancı suçlular” tarafından “istila” edildiğini düşündüğü yasadışı göçle mücadeleyi en önemli önceliklerinden biri haline getirdi.