​Avrupa, DEAŞ üyesi vatandaşlarıyla yüzleşmekle karşı karşıya

SDG’nin gözaltı merkezlerinde tutulan Avrupalı DEAŞ unsurları. (New York Times)
SDG’nin gözaltı merkezlerinde tutulan Avrupalı DEAŞ unsurları. (New York Times)
TT

​Avrupa, DEAŞ üyesi vatandaşlarıyla yüzleşmekle karşı karşıya

SDG’nin gözaltı merkezlerinde tutulan Avrupalı DEAŞ unsurları. (New York Times)
SDG’nin gözaltı merkezlerinde tutulan Avrupalı DEAŞ unsurları. (New York Times)

Türkiye’nin geçen hafta daha fazla tutuklu DEAŞ militanını göndermeye yönelik açıklamasının ardından Batı Avrupa ülkeleri uzun süredir kaçmaya çalıştıkları bir sorunla karşı karşıya kaldı. Batı Avrupa ülkeleri, çoğu savaş meydanlarında faaliyet gösteren radikal vatandaşlarının olası dönüşleri konusunda nasıl davranacakları ile ilgili sorunlar yaşıyor. Avrupa ülkeleri, DEAŞ’a katılan vatandaşlarının geri dönmesini kesinlikle istemiyor. Avrupalı ​​liderler, bu tür tutukluların Avrupa ülkelerine iade edilmesi ve getirebilecekleri uzun vadeli tehditlerden endişe etmeleri nedeniyle güçlü halk muhalefetiyle karşı karşıya kaldı. Ardından da yargılanmaları için alternatif yollar aramaya başladılar. Söz konusu yargılamaların Avrupa dışında Irak veya başka bir bölgede uluslararası bir mahkeme aracılığıyla yapılmasını önerdiler.
Ancak ABD politikasındaki ani dönüşümle daha da güçlenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, gözaltına alınan Avrupa vatandaşı DEAŞ savaşçıları sorununu geldikleri ülkelere iade ederek çözme konusunda kararlı görünüyor.
Türkiye geçen hafta çok sayıda DEAŞ üyesini ve yakınını İngiltere, Danimarka, Almanya ve ABD’ye iade etti. Erdoğan, daha yüzlerce kişinin daha bulunduğunu söyledi.
Brüksel’deki Egmont Enstitüsü’nde radikalizm uzmanı Rik Coolsaet,  duruma ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Özellikle de en fazla yabancı savaşçıya sahip bölge olması açısından tüm Avrupa ülkeleri geçtiğimiz yıl boyunca iade edilmeksizin onlarla başa çıkmanın bir yolunu aradılar. Ancak bugün Avrupa ülkelerinin DEAŞ savaşçısı vatandaşlarının iadesini değerlendirmekten başka çaresi kalmadı. Çünkü Türkiye onları uçaklarla ülkelerine geri gönderecek.”
Avrupa’nın karşı karşıya kaldığı bu ani sorun, ABD Başkanı Donald Trump’ın ülkesine ait birlikleri Suriye’nin kuzeyinden geri çekmeye yönelik kararının uzun vadeli etkilerinden biri. Bu, bölgeyi Türkiye’nin kontrol etmesine yol açtı. DEAŞ üyelerinden büyük bir çoğunluğu Kürt güçlerin kontrolü altında bulunan gözaltı merkezlerinde tutuluyor.
Sorun, söz konusu Batı Avrupalı ​​tutukluların üçte ikisinin veya birçoğunun ebeveynlerinden birini kaybeden yaklaşık 700 çocuk olması nedeniyle daha da karmaşıklaşıyor. Türkiye’nin elinde daha fazla DEAŞ militanı bulunduğu göz önüne alındığında şimdi Erdoğan’ı Suriye’deki operasyonu nedeniyle sert bir şekilde eleştiren Doğu Akdeniz’de Kıbrıs kıyılarındaki keşifleri nedeniyle durumun Türkiye’ye yaptırım tehdidinde bulunan Avrupa ülkeleri üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılabileceği öne sürülüyor.
Eski savaşçılar ve ailelerinin kaderi, sığınmacıların Irak, Suriye ve Afganistan'daki şiddetli çatışmalardan kaçarak Avrupa’ya iltica akınını durdurmaları için milyarlarca dolar ödeyen Avrupa ile Türkiye arasında yeni bir çekişme noktası haline geldi.
Türkiye’nin Suriye’deki çatışmalar nedeniyle 3 milyonun üzerinde mülteciye topraklarında baktığını ve Erdoğan’ın ülkedeki yükü hafifletmeye kararlı olduğunu belirtmekte fayda var. Fakat asıl amacı belirsizliğini koruyor: Tüm yabancı savaşçıları Avrupa'ya iade etmeyi mi planlıyor yoksa sadece Avrupa'yı taviz vermekle mi sınıyor?
Açıkçası Avrupa ülkeleri Suriye'deki sınırlı askeri etkisiyle, Erdoğan'ın dalgalanmalarına her zamankinden daha savunmasız görünüyor. Türk yetkililer, Ankara’nın elinde iade edilmek üzere 30 ülkeden 2 bin 280 DEAŞ üyesi bulunduğunu söylüyor.
Sorunun, Avrupa ile sınırlı olmadığı açık. Türkiye geçen cuma günü DEAŞ üyesi Muhammed Derviş Bessam isimli bir ABD vatandaşını da ülkesine iade etti. ABD’li bir federal hakim, ülkede doğan ve 2014’te DEAŞ’a katılan bir kadının ABD vatandaşı olmadığına karar verdi. Bu durum ABD’ye dönüşünü engelleyebilir. Ancak Avrupa’nın karşı karşıya olduğu rakamlar ve riskler ABD’den çok daha fazla. Egmont Enstitüsü tarafından yürütülen çalışmalara göre daha önce DEAŞ tarafından kontrol edilen bir bölgede, Suriye’nin kuzeyinde Batı Avrupa ülkelerinden bin 100’den fazla vatandaşın tutulduğu düşünülüyor.
Söz konusu kişilerin geri dönme ihtimali, Avrupa yargısının bir kısmının güvenlik, bir kısmının da sivil haklarla ilgili çelişen taleplerine neden oldu. Avrupa yargı sistemi, geri dönenlerin tutulması gerekip gerekmediğini belirlemeye çalışıyor.



Trump: Netanyahu ile Florida'da büyük olasılıkla görüşeceğim

Temmuz 2025'te Beyaz Saray'da Trump ve Netanyahu arasında gerçekleşen görüşmeden (AFP)
Temmuz 2025'te Beyaz Saray'da Trump ve Netanyahu arasında gerçekleşen görüşmeden (AFP)
TT

Trump: Netanyahu ile Florida'da büyük olasılıkla görüşeceğim

Temmuz 2025'te Beyaz Saray'da Trump ve Netanyahu arasında gerçekleşen görüşmeden (AFP)
Temmuz 2025'te Beyaz Saray'da Trump ve Netanyahu arasında gerçekleşen görüşmeden (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir görüşme ayarlamadığını, ancak Netanyahu'nun kendisiyle görüşmek istediğini söyledi.

Beyaz Saray'daki Oval Ofis'ten konuşan Trump, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasının uygulanması için baskı yaparken, Noel tatili sırasında Florida'da Netanyahu ile "büyük olasılıkla" görüşeceğini ifade etti.

Bugün Mar-a-Lago tatil beldesine giderken gazetecilere konuşan Trump, "Evet, büyük olasılıkla Florida'da beni ziyaret edecek," dedi. "Benimle görüşmek istiyor. Henüz resmiyet kazanmadı ama benimle görüşmek istiyor."

Wittkoff, Miami'de arabulucularla görüşecek

İlgili bir gelişmede, Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Beyaz Saray'dan bir yetkili dün yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff'un, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin bir sonraki aşamasını görüşmek üzere bugün Florida, Miami'de Katar, Mısır ve Türk yetkililerle bir araya geleceğini söyledi.

Son zamanlarda, iki yıldır süren savaşla harap olmuş Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin arabulucuları ve garantörleri olan Katar ve Mısır, özellikle İsrail güçlerinin çekilmesini ve uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılmasını içeren ABD Başkanı Donald Trump'ın planına dayalı olarak anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmesi çağrısında bulundu.

Plan ayrıca, uluslararası "barış konseyi" tarafından denetlenen ve çok uluslu bir güvenlik gücü tarafından desteklenen, Gazze Şeridi'nde geçici bir Filistin teknokrat yönetiminin kurulmasını öngörüyor.

İsrail ve Hamas arasında Gazze'deki ateşkes kırılganlığını koruyor; her iki taraf da birbirini ihlallerle suçlarken, harap olmuş bölgedeki insani durum kötüleşmeye devam ediyor.


Trump, göçmenler için düzenlenen Yeşil Kart çekiliş programını askıya aldı

İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
TT

Trump, göçmenler için düzenlenen Yeşil Kart çekiliş programını askıya aldı

İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)

ABD Başkanı Donald Trump dün, Brown Üniversitesi ve MIT saldırılarının şüphelisinin ABD'ye girişine olanak sağlayan "yeşil kart" çekiliş programını askıya aldı.

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, X sosyal medya platformunda yaptığı bir paylaşımda, Trump'ın talimatıyla ABD Vatandaşlık ve Göçmenlik Hizmetleri'ne Çeşitlilik Vizesi programını geçici olarak durdurma emri verdiğini duyurdu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Çeşitlilik Vizesi programı, her yıl çekiliş sistemiyle ABD'de yeterince temsil edilmeyen ülkelerden, çoğunluğu Afrika'dan olan kişilere 50 bine kadar "yeşil kart" sağlıyor.

Noem, X platformundaki bir paylaşımında, "Bu iğrenç şahsın ülkemize girmesine asla izin verilmemeliydi" ifadelerini kullandı.


ABD ordusu: Uyuşturucu kaçakçılığından şüphelenilen iki gemiye düzenlenen saldırılarda 5 kişi öldü

ABD Başkanı Donald Trump'ın paylaştığı bir videodan alınan, ABD hava saldırısının ardından Venezuela kıyılarında yanan bir tekne, (Arşiv- Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın paylaştığı bir videodan alınan, ABD hava saldırısının ardından Venezuela kıyılarında yanan bir tekne, (Arşiv- Reuters)
TT

ABD ordusu: Uyuşturucu kaçakçılığından şüphelenilen iki gemiye düzenlenen saldırılarda 5 kişi öldü

ABD Başkanı Donald Trump'ın paylaştığı bir videodan alınan, ABD hava saldırısının ardından Venezuela kıyılarında yanan bir tekne, (Arşiv- Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın paylaştığı bir videodan alınan, ABD hava saldırısının ardından Venezuela kıyılarında yanan bir tekne, (Arşiv- Reuters)

ABD ordusu yaptığı açıklamada, Doğu Pasifik Okyanusu'nda uyuşturucu kaçakçılığı yaptığından şüphelenilen iki gemiyi hedef alan hava saldırıları düzenlediğini bildirdi.

ABD Güney Komutanlığı X aracılığıyla dün şu açıklamayı yaptı: "Bu operasyonlar sırasında, üçü ilk gemide, ikisi ikinci gemide olmak üzere toplam 5vuyuşturucu kaçakçısı terörist öldürüldü. Hiçbir ABD askeri personeli zarar görmedi."