Rusya, DEAŞ militanlarına operasyonlarını yoğunlaştırdı

Rusya, DEAŞ militanlarına operasyonlarını yoğunlaştırdı
TT

Rusya, DEAŞ militanlarına operasyonlarını yoğunlaştırdı

Rusya, DEAŞ militanlarına operasyonlarını yoğunlaştırdı

ABD kuvvetlerince öldürülen DEAŞ lideri Ebu Bekir el Bağdadi’nin ölümünden ardından örgütün tekrar toparlanma sürecine girmemesi için Rusya’da operasyonlar arttırıldı.
DEAŞ lideri Ebu Bekir el Bağdadi’nin ölümünden sonra Rus istihbaratı, örgütün Rusya içerisinde tekrar toparlanma çalışmaları ve Suriye’deki militanlara yardım göndermesiyle ilgili toplandı. Rusya Ulusal Terörle Mücadele Komitesine bağlı ekiplerce geçtiğimiz hafta yapılan operasyonun ardından yeni bir operasyon gerçekleştirildi. Başkent Moskova’da gerçekleştirilen operasyonda örgüte maddi yardım ve militan toplamak için faaliyet yürüttüğü öne sürülen 3 kişi gerçekleşen operasyonla yakalandı.
Tuvalete kaçarken yakalandı
Operasyon 3 ayrı hücre evine gerçekleşirken ilk operasyonda DEAŞ militanı, Rus istihbaratı tarafından basıldığını anlayınca evin içerisindeki tuvalete kaçarken yakalandı. Diğer 2 kişi ise yine yapılan operasyonla alındı. Evlerde örgüte dair birçok doküman, cep telefonu, sim kartlar ve propaganda araçları ele geçirildi. Yakalanan 3 kişi sorguya alındı. Yapılan açıklamada örgüte dair operasyonların devam edeceği ifade edildi.
Özellikle Orta Asya uyruklu olan kişilerin örgütle bağlantısına dikkat çekilirken Rusya’da yakalanan DEAŞ militanlarının büyük bir oranı yine Orta Asya uyruklu olduğu ifade edildi.
Öte yandan Türkiye'de bu ayın sonuna kadar sınır dışı edilen 99 DEAŞ militanının da Rusya’ya gönderildiği açıklandı. Türkiye ayrıca Özbekistan’dan 82, Kırgızistan’dan 23, Azerbaycan’dan 29, Kazakistan’dan 10, Türkmenistan’dan 6 teröristi ülkelerine iade edecek.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP