2020 Seyahat Riski Haritası: Bu ülkelere gitmeden önce iki kez düşünün

Seyahat Riski Haritası'ndan gideceğiniz ülkenin sağlık, güvenlik ve yol emniyeti alanlarındaki karnesine bakabiliyorsunuz ( International SOS)
Seyahat Riski Haritası'ndan gideceğiniz ülkenin sağlık, güvenlik ve yol emniyeti alanlarındaki karnesine bakabiliyorsunuz ( International SOS)
TT

2020 Seyahat Riski Haritası: Bu ülkelere gitmeden önce iki kez düşünün

Seyahat Riski Haritası'ndan gideceğiniz ülkenin sağlık, güvenlik ve yol emniyeti alanlarındaki karnesine bakabiliyorsunuz ( International SOS)
Seyahat Riski Haritası'ndan gideceğiniz ülkenin sağlık, güvenlik ve yol emniyeti alanlarındaki karnesine bakabiliyorsunuz ( International SOS)

2020 için dünyadaki en tehlikeli ülkeler yeni bir interaktif haritayla açıklandı. Seyahat Riski Haritası'na göre hepsi Afrika'da bulunan Libya, Somali, Güney Sudan ve Orta Afrika Cumhuriyeti dünyanın en riskli ülkeleri.
International SOS şirketinden küresel risk uzmanlarının hazırladığı harita, ülkelerin güvenliliğini üç farklı kritere göre sıralıyor: sağlık, güvenlik, yol emniyeti.
İlk iki kategoride ülkeler 5 üzerinden değerlendirilirken yol emniyeti 100 bin kişideki ölüm oranına bakarak 4 seçenekle derecelendiriliyor.
Sadece bahsi geçen 4 ülke üç kategoride de en düşük notu aldı: seyahatte sağlık riski kategorisinde "çok yüksek", seyahatte güvenlik riskinde "aşırı" ve yol emniyeti riskinde (her 100 bin kişinin ölümünde) 25’ten fazla.
Yelpazenin öteki tarafındaysa İzlanda, Norveç, Finlandiya, Danimarka, İsviçre, Lüksemburg, Slovenya, Andora ve Svalbard üç kriterde de en yüksek güvenlilik notunu aldı.
Birleşik Krallık sağlık riskinde "düşük" ve yol emniyetinde en düşük ölüm oranına sahip ancak seyahat güvenliği riski kategorisinde "önemsiz" yerine "düşük" sayıldı.
Güvenlik riski "aşırı" olarak derecelendirilen diğer ülkeler arasında kuzeybatı Afrika'dan Mali ve Ortadoğu'dan Suriye, Irak, Yemen ve Afganistan bulunuyor.
Venezuela, Haiti, Kuzey Kore, Suriye, Irak, Afganistan, Yemen, Eritre, Burkina Faso, Nijer, Gine, Sierra Leone, Liberya, Gine-Bissau ve Burundi seyahatte sağlık riski kategorisinde "çok yüksek" notunu aldı.
International SOS seyahatte sağlık riski derecelendirmesini birçok sağlık riskini ölçerek belirlediğini belirtti: Bulaşıcı hastalıklar, çevresel faktörler, tıbbi tahliye verileri, trafik kazası verileri, acil sağlık hizmeti standardı, ayakta ve yatan hastalara tıbbi bakım, kaliteli ecza malzemelerine erişim ve kültür, dil ya da yönetim engelleri.
Seyahat güvenliği riski gezginlere tehlike teşkil eden siyasal şiddeti (terörizm, ayaklanma, siyasi motivasyonları olan isyan ve savaş gibi), toplumsal huzursuzluğu, şiddet suçu ve basit suçları değerlendiriyor.
Ulaşım altyapısının güvenliği, işçi-işveren ilişkilerinin durumu, güvenlik hizmetlerinin ve acil servisin etkililiği ve ülkenin doğal felaketlere karşı hassaslığı gibi başka faktörler de göz önünde bulunduruldu.
Seyahat Riski Haritası, bin 300'den fazla iş için seyahat eden kişinin katıldığı Ipsos MORI İş Esnekliği Eğilim İzleme anketiyle birlikte yayımlandı.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, katılımcıların yüzde 51'i sağlık ve güvenlik riskinin geçen yıl arttığını düşünüyor, yüzde 47'lik kısım da önümüzdeki yıl güvenlik tehdidi, iç huzursuzluk ve jeopolitik kargaşa gibi alanlarda riskin artmasını bekliyor.
Güvenlik riski en yüksek ülkeler
Libya
Somali
Güney Sudan
Orta Afrika Cumhuriyeti
Mali
Suriye
Irak
Yemen
Afganistan
Güvenlik riski en düşük ülkeler
İzlanda
Norveç
Finlandiya
Danimarka
İsviçre
Lüksemburg
Slovenya
Andora
Svalbard
Grönland



Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)

Bilim insanları meyve sineklerinin genetiğini değiştirerek kokaini sevmelerini sağladı. Çalışmanın insanlardaki kokain bağımlılığını daha iyi anlama ve tedavi etmeye katkı sunması bekleniyor. 

Meyve sinekleri ve insanlar birbirlerine sanılandan daha fazla benziyor. Örneğin bu iki türde çeşitli hastalıklardan sorumlu genlerin yaklaşık yüzde 75'inin aynı olması, bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Sinekler üzerindeki genetik incelemeler, bu hastalıkların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor.

Bu rahatsızlıklardan biri de kokain gibi maddelere karşı gelişen bağımlılıklar. Utah Üniversitesi'nden Dr. Adrian Rothenfluh, "Son yıllarda, sinekler ve insanların birçok açıdan sandığımızdan daha fazla birbirine benzediği ortaya çıktı" diyerek ekliyor: 

Örneğin sineklerin alkole verdiği tepkiyi düzenleyen genlerin, insanlardaki alkol bağımlılığında da rol oynadığını birçok kez gösterdik. Bu durumun kokain bağımlılığıyla bağlantılı genler için de geçerli olacağını ve bunların sineklerdeki etki mekanizmasını inceleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Ancak sineklerin kokaini sevmemesi bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyordu. Meyve sineklerinin bacaklarındaki tat reseptörleri, böceğin bir şeyi yemeden önce zararlı olup olmadığını algılamasını sağlıyor. 

Dr. Rothenfluh ve ekip arkadaşları yeni çalışmalarında kokainin acı tadı nedeniyle bu reseptörlere yakalandığını ve sineklerin maddeden bu yüzden uzak durduğunu doğruladı. Araştırmacılar daha sonra sineklerin genetiğini değiştirerek bu reseptörleri devre dışı bıraktı.

Bulguları hakemli dergi Journal of Neuroscience'ta 2 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilmiş sineklerin kokaini sevdiği gözlemlendi. Düşük seviyede kokain içeren şekerli su verilen sinekler 16 saat içinde bu içeceği tercih etmeye başladı.

Dr. Rothenfluh, "Düşük dozlarda, tıpkı insanlar gibi koşuşturmaya başlıyorlar" diyor: 

Çok yüksek dozlardaysa yine insanlar gibi hareket edemez hale geliyorlar.

Bilim insanları genetiğiyle oynanmış sinekleri üretmeyi artık öğrendiği için çalışmalarını daha kolay ve hızlı yürütmeyi umuyor. Meyve sineklerinin hızlı yaşam döngüsü ve nispeten basit genetik yapıları, üzerlerinde insanlara kıyasla daha kolay deney yapılmasına imkan tanıyor. 

Makalenin yazarlarından Travis Philyaw "Daha karmaşık organizmalarda ortaya çıkması zor olan riskli genleri tespit ederek bu bilgileri memeliler üzerinde çalışan araştırmacılara aktarabiliriz" diyor.

Ekip bu sayede insanlardaki kokain bağımlılığına yönelik yeni tedaviler geliştirmeyi umuyor. Dr. Rothenfluh şu ifadeleri kullanıyor:

Kokain tercihinin mekanizmalarını gerçekten anlamaya başlayabiliriz ve mekanizmayı ne kadar iyi anlarsak, o mekanizmaya etki edebilecek bir tedavi bulma şansımız o kadar artar.

Independent Türkçe, Popular Science, IFLScience, Journal of Neuroscience