​Hill: Rusya değil Ukrayna ABD seçimlerine müdahale etti demek hayalcilik

Ulusal Güvenlik Konseyi Avrupa ve Rusya eski Direktörü Fiona Hill (Reuters)
Ulusal Güvenlik Konseyi Avrupa ve Rusya eski Direktörü Fiona Hill (Reuters)
TT

​Hill: Rusya değil Ukrayna ABD seçimlerine müdahale etti demek hayalcilik

Ulusal Güvenlik Konseyi Avrupa ve Rusya eski Direktörü Fiona Hill (Reuters)
Ulusal Güvenlik Konseyi Avrupa ve Rusya eski Direktörü Fiona Hill (Reuters)

Eski ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Avrupa ve Rusya Direktörü Fiona Hill, ABD Başkanı Donald Trump’ın azli dosyasında bazı Cumhuriyetçileri eleştirdi. Hill, Temsilciler Meclisi’nin İstihbarat Komitesindeki duruşmada verdiği ifadesinde şu açıklamalarda bulundu: “Komitenin bazı üyeleri, herhangi bir nedenden dolayı Rusya’nın ülkemize karşı kampanya başlatmadığını ancak Ukrayna’nın seçimlerimize müdahale edebileceğini düşünüyor. İşte bu, Rusya’nın yaydığı hayali bir teoridir.”
Hill, komite üyelerinden bu iddiaları destekleyip Rusya’yı güçlendirmemelerini istedi. Trump’ın şahsi avukatı Rudy Giuliani’nin Ukrayna’nın ABD seçimlerindeki müdahale olasılığına yönelik soruşturmaları Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile Trump arasında Beyaz Saray’da toplantıya şart koştuğu da Hill’in ifadelerinden biriydi.
Hill, eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’ın kendisini Rudy Giuliani’nin, “herkesi havaya uçuracak bir el bombası” olduğu konusunda uyardığına da değindi. Yine Hill’in açıklamalarına göre, Avrupa Birliği (AB) Büyükelçisi Gordon Sundland, Bolton’a Trump’ın Ukrayna’yı baskı altına alma konusunda özel avukatı Giuliani’yle birlikte çalıştığını ifade etti. Bolton ise bundan rahatsız olup görüşmeyi kısa kesti ve Hill’den Güvenlik Konseyinin avukatlarına haber vermesini istedi. Yine Hill’in ifadelerine göre, Bolton kendisine Beyaz Saray Genel Sekreteri Mick Mulvaney ile Sundland’ın yaptığı herhangi bir ‘uyuşturucu anlaşmasının’ bir parçası olmak istemediğini söyledi. Bolton ve Mulvaney de tanıklık etmeleri için Demokratlar tarafından çağrıldı, ancak uzman komitenin huzuruna çıkmayı reddetti.
ABD’nin Ukrayna Büyükelçiliği’nde görevli David Holmes da İstihbarat Komitesi’ne ifade verdi. Holmes, Giuliani ve Beyaz Saray’a yakın bazı yetkililerin ABD’nin Ukrayna’daki önceliklerine gölge düşürdüğünü açıkladı. Holmes, Sundland’ın Trump’a “Zelenskiy senin için her şeyi yapacak” dediğini duyduğunu ifade etti. Holmes aynı zamanda Sundland’ın Trump için, Biden ailesiyle Ukrayna’dan çok ilgilendiğini söylediğini de aktardı. Trump ise Holmes’un duruşması sırasında Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Telefon konuşması yapan birçok insan izledim ancak işitme duyumun çok iyi olmasına rağmen diğer tarafın ne konuştuğunu anladığım hiç olmadı” ifadelerini kullandı.
Trump, milletvekilleri meclisindeki oylamadan sonra azil sürecinin yakında Senato’ya taşınacağına değindiği açıklamalarında şunları söyledi: “Yozlaşmış siyasetçi Adam Schiff’in yalanları gün geçtikçe artıyor. Savaşmaya devam edin Cumhuriyetçiler. Amerika tarihindeki en haksız duruşmalarda Cumhuriyeçi Parti’nin haklarını ellerinden alan insan pisliği ile uğraşıyorsunuz. Ama çok büyük kazanıyoruz. Yakında bizim tarafımızda oynayacaklar”.
Başkan Trump, Cumhuriyetçi Senatörleri Perşembe günü Beyaz Saray'da bir öğle yemeğine davet etti. Böylece nihai azil oylamasında tuzağa düşebilecek bazı milletvekillerine yakınlaşmaya çalıştı.
Ukrayna ve Avrasya'dan Sorumlu ABD Savunma Bakan Yardımcısı Laura Cooper da Çarşamba günü İstihbarat Komitesi’ne yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın askeri yardım ile ilgili sorunların farkında olduğunu belirtti. Cooper, kendisine bağlı memurların 25 Temmuz’da Dışişleri Bakanlığından, Ukrayna Büyükelçiliği’nin söz konusu yardım hakkında sormaya başladığı yazan bir e-posta aldıklarını açıkladı.
Ancak Cooper'ın açıklaması, Ukrayna’nın baskıdan haberi olmadığını söyleyen Cumhuriyetçilerin açıklamalarıyla çelişti. Bugüne kadarki en çarpıcı ifade ise Gordon Sundland’ın Giuliani’nin Trump ile Zelenskiy arasında anlaşmaya varılması için uğraştığını yönündeki açıklamalarıydı. Sundland, açıklamalarında şunları söylemişti “Giuliani, Trump’ın Ukrayna’nın yolsuzlukla mücadele davalarını soruşturması gerektiğine dair Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'den bir açıklama istediğini doğruladı. Giuliani, Trump için özellikle 2016 seçimleri ve Borisma davalarının yolsuzlukla mücadele soruşturmalarında önemli olduğunu zikretti”. Sundland, askeri yardımlarla soruşturmalarını Trump’ın doğrudan ifadesiyle değil, kendi kendine ilişkilendirdiğini vurguladı. Bu konuda ise şu açıklamaları yaptı: “2019 Temmuz ve Ağustos aylarında, Beyaz Saray'ın Ukrayna'ya yapacağı askeri yardımı dondurduğunu öğrendik. Bunun sebebini araştırdım ama bulamadım. Daha sonra ise bunun Giuliani'nin talebi üzerine 2016 seçimlerine ilişkin soruşturmaların duyurulmasıyla bağlantılı olduğu sonucuna vardım”.
Sundland, Giuliani ile Ukrayna dosyası üzerinde çalışmak istemediğini, ancak cumhurbaşkanının talebi üzerine bunu yaptığını söyledi. Sundland’ın en önemli ifadelerinden biri de, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Ukrayna’yla ilgili tüm ayrıntıların ve soruşturmanın farkında olduğu iddiasıydı. Zirâ Sundland, Pompeo ve Ulusal Güvenlik Konseyi'ni tüm bu detaylardan haberdar etmişti. Sundland aynı zamanda askeri yardımın ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile bir bağlantısı olduğundan şüphelendiğini de açıklamış, ancak Pence buna cevap vermemişti.
Sundland ile Trump arasındaki yakın ilişkiye rağmen Trump bunu reddetmiş ve Sundland hakkında şu açıklamaları yapmıştı: “Onu çok iyi tanımıyorum ve onunla pek konuşmadım. Yani iyi tanıdığım bir adam değil ancak iyi bir adam gibi görünüyor”



Netanyahu Washington'a gidiyor: Trump Gazze'de bir anlaşmaya varılmasına yardımcı olabilir

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

Netanyahu Washington'a gidiyor: Trump Gazze'de bir anlaşmaya varılmasına yardımcı olabilir

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump ile yarın (Pazartesi) yapacağı görüşmelerin, İsrailli müzakerecilerin Pazar günü Katar'da yeniden başlattığı rehine serbest bırakma ve Gazze'de ateşkes görüşmelerinin ilerlemesine yardımcı olacağına inandığını ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre Netanyahu bugün Washington'a gitmek üzere uçağına binmeden önce yaptığı açıklamada, ateşkes görüşmelerine katılan İsrailli müzakerecilerin İsrail tarafından kabul edilen şartlar üzerinde bir anlaşmaya varmak için açık talimatları olduğunu söyledi.

“Başkan Trump ile yapacağım görüşmenin bu sonuçların elde edilmesine kesinlikle katkıda bulunacağına inanıyorum” diyen Netanyahu, Gazze'de tutulan rehinelerin geri dönmesini sağlamaya ve Filistin İslami Direniş Hareketi'nin (Hamas) İsrail'e yönelik tehdidini ortadan kaldırmaya kararlı olduğunu vurguladı.

Bu, Trump'ın yaklaşık altı ay önce iktidara gelmesinden bu yana Netanyahu'nun Beyaz Saray'a yaptığı üçüncü ziyaret olacak.

Netanyahu'nun kalıcı bir ateşkesi kabul etmesi ve Gazze'deki savaşı sona erdirmesi için kamuoyu baskısı artarken, iktidardaki sağcı koalisyonun bazı sertlik yanlısı üyeleri buna karşı çıkıyor, Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar da dahil olmak üzere bir kesimde kalıcı atşkesi destekliyor.

Hamas Cuma günü yaptığı açıklamada, Trump'ın İsrail'in 60 günlük bir ateşkesi sonuçlandırmak için gerekli koşulları kabul ettiğini söylemesinden birkaç gün sonra, ABD destekli Gazze ateşkes önerisine verdiği yanıtın olumlu olduğunu söyledi.

Hamas resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Hamas, arabulucuların Gazze'deki halkımıza yönelik saldırganlığı durdurmaya yönelik son önerisi üzerine Filistinli gruplar ve güçlerle iç istişarelerini tamamladı ve hareket, arabuluculara olumlu olan yanıtı iletti ve hareket, bu çerçeveyi uygulama mekanizması üzerinde derhal bir müzakere turuna girmeye tüm ciddiyetiyle hazırdır.”

Ancak Hamas'ın müttefiki olan silahlı bir gruptan Filistinli bir yetkili, iki tarafın hala karşı karşıya olduğu potansiyel zorlukların bir işareti olarak, insani yardım, Mısır sınırındaki Refah sınır kapısından geçiş ve İsrail güçlerinin geri çekilme takviminin netleştirilmesi konularında endişelerin devam ettiğini söyledi.

Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada Hamas'ın ateşkes önerisinde yapmak istediği değişikliklerin “İsrail için kabul edilemez” olduğu belirtildi. Bununla birlikte ofis, heyetin İsrail'in kabul ettiği Katar önerisi temelinde rehinelerimizin geri dönüşünü güvence altına alma çabalarını sürdürmek üzere Katar'a gideceğini söyledi.

Netanyahu defalarca Hamas'ın silahsızlandırılması gerektiğini ifade etmiş, Hamas ise bu talebi tartışmayı reddetmişti.

Trump ile birlikte geçen ay İran'a karşı 12 gün süren hava savaşının sonuçlarını geliştireceklerine ve Tahran'ın nükleer silah edinmemesini sağlamaya çalışacaklarına inandığını ifade eden  Netanyahu Ortadoğu'daki son gelişmelerin barış çemberini genişletmek için bir fırsat sunduğunu da sözlerine ekledi.

Rehineler

Cumartesi akşamı Tel Aviv'de Savunma Bakanlığı merkezinin yakınındaki meydanda toplanan kalabalık ateşkes ve Gazze'de halen alıkonulan 50 kadar rehinenin iadesini talep etti.  İsrail bayrakları sallayan protestocular sloganlar attarak rehinelerin resimlerinin bulunduğu pankartlar taşıdı.

Savaş, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'in güneyine düzenlediği ve İsrail istatistiklerine göre yaklaşık bin 200 kişinin öldüğü ve 251 kişinin rehin alındığı saldırıyla patlak vermişti.

Gazze Sağlık Bakanlığı, İsrail'in o tarihten bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik askeri harekâtının 57 binden fazla Filistinlinin ölümüne, açlık krizine, Gazze nüfusunun tamamının yerinden edilmesine ve Şerit genelinde yıkıma yol açtığını söylüyor.

Kalan rehinelerden yaklaşık 20'sinin hala hayatta olduğuna inanılıyor. Rehinelerin çoğu diplomatik müzakereler yoluyla serbest bırakıldı ve İsrail ordusu da bazılarını Gazze'den çıkarmayı başardı.