​İran protestolarındaki ‘yabancılar’ kimler?

İran’ın Şehriyar şehrinde yanan bir hükümet binası (AP)
İran’ın Şehriyar şehrinde yanan bir hükümet binası (AP)
TT

​İran protestolarındaki ‘yabancılar’ kimler?

İran’ın Şehriyar şehrinde yanan bir hükümet binası (AP)
İran’ın Şehriyar şehrinde yanan bir hükümet binası (AP)

İranlı yetkililer, dış güçlerin protestolarda parmağı olduğunu iddia etti. Bu suçlamalar, içlerinde İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) haber ajansı da olmak üzere bazı resmi haber ajanslarının protestolarla ilgili haberler ve fotoğraflar yayınlamasıyla başladı.
Konuyla ilgili Pazar günü ilk açıklamayı yapan Yezd Başsavcısı Muhammed Haddadzade, güvenlik güçlerinin protestolarda 40 kişiyi tutukladığını ve bunlardan çoğunun yabancı ülkelerden ve Yezd dışından gelen kişiler olduğunu belirtti.
Ertesi gün DMO’ya bağlı Fars haber ajansı ise bir haberinde bir güvenlik ekibinin Tahran’daki durumları değerlendirdiği sırada yabancı kişilere rastladığını bildirdi. 7 kişilik bu grubun yarım saat içinde 5 bankayı yakıp yok ettiği belirtildi.
DMO Almanya, Türkiye ve Afganistan’ı suçladı
Fars haber ajansı Çarşamba günü yayınladığı başka bir haberde ise Tahran kuzeyindeki Elburz eyaletinde sabotaj eylemlerinde bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınan birkaç kişinin çifte uyruklu olduklarını bildirdi. Almanya, gibi Avrupa ülkelerinden ve Türkiye ile Afganistan komşu ülkelerden olduğu belirtilen kişilere ait sabotaj cihazlarına el konduğu öne sürüldü.
Gözaltındaki bu kişilerin yabancı istihbarat servisleriyle bağlantılarının doğrulandığını ileri süren haber ajansı, aynı zamanda bu kişilerin yurtdışında sivil itaatsizlik ve şehir altyapısı sabotajı eğitimi aldığını ve yine yurtdışından destek aldıklarını bildirdi.
Söz konusu haberde, aynı zamanda gözaltına alınan kişiler, son senelerde kadın hakları için İran rejimine meydan okuyan bir kampanya yürüten kadın aktivist Masih Alinejad ile ilişkilendirildi. İranlı yetkililer, Alinejad’ı ABD’deki faaliyetlerini durdurmaya zorlamak için aktivistin erkek kardeşini ve akrabalarının birçoğunu tutuklamıştı.
Tesnim haber ajansı ise, rejim lideri Ali Hamaney’in Kerec şehri temsilcisi Muhammed Mehdi Huseyni Hamdani, dün yaptığı açıklamada gözaltına alınan kimselerin itiraflarının eğitim almış olduklarını gösterdiğini ileri sürdü.
İran medyası da Tebriz’de yabancı uyruklu kişilerin tutuklandığına dair haberler yayınladı, ancak Doğu Azerbaycan eyaletindeki DMO komutanı Abidin Haram, bu iddiaları reddetti.
DMO’ya yakınlığıyla bilinen Cevan gazetesi de konuyla ilgili haberinde “Komşu ülkelerden İran’a sızan kişiler, Piruzi caddesi ve eyaletlerden biri gibi bazı bölgelerde bankaları yaktı” ifadelerini kullandı. Gazete bu ifadesiyle Afgan mültecilere gönderme yaptı.
Orta ve kuzeydoğu İran’daki büyükşehirlerin banliyölerinde ikamet eden Afgan mülteciler, ayrımcılıktan ve eğitim, sağlık, ikamet gibi sivil hizmetlerin eksikliğinden şikayet ediyor. İran sekiz yıl önce Suriye’ye askeri kuvvetler gönderdiğinde ülkedeki Afgan toplumu da gündeme gelmişti. DMO’ya bağlı Kudüs Gücü ise Suriye’de Esed rejimi saflarında savaştırılmak üzere Afgan mülteci milislerden oluşan Fatimiyyun Tugayı’nı kurmuştu.
Afganların İran vatandaşlığını elde etme istekleri, yoksulluk ve işsizlikten kurtulmak ve mezhepsel dürtüler gibi sebeplerden dolayı Fatimiyyun Tugayı’na katıldıkları hakkında haberler kamuoyunda konuşulmuştu. Suriye’de savaştırılan Afgan vatandaşlarının yaşadığı şehirlerdeki yüzlerce cenaze törenine rağmen İran, Fatimiyyun Tugayı’ndaki ölümlere dair bir istatistik sunmuyor.
İran, son 40 yılda Afgan mültecilerin Türkiye’ye ve Avrupa ve diğer ülkelere yönelmesinde bir koridor görevi gördü. Aynı zamanda Afganistan’dan Batı’ya giren uyuşturucu trafiğinde de köprü durumunda. Yaptırımların yeniden uygulanmasının ardından, İran mülteci kartını Avrupa ülkelerini baskı altına almak için tekrar tekrar kullandı.
Mayıs ayında İran Dışişleri Bakan Yardımcısı, ABD’nin İran petrolüne yönelik tehdidini uyguladığı takdirde İran’ın Afganlardan ülkeyi terk etmelerini isteyebileceğini ifade etmişti. Buna karşılık Afganistan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü ise mülteci meselesinin siyasallaştırılmaması çağrısında bulunmuştu. Ancak İran Mülteci Dairesi Başkanı, 2019 yılının ilk dört ayında İran’ın yaklaşık 29 bin Afgan vatandaşını ülkeden sınır dışı ettiğine değinmişti.



İran'ın Riyad Büyükelçisi Şarkul’l Avsat’a: Suudi Arabistan'ın tutumu onur verici

Alirıza İnayeti, İran'ın Suudi Arabistan Büyükelçisi
Alirıza İnayeti, İran'ın Suudi Arabistan Büyükelçisi
TT

İran'ın Riyad Büyükelçisi Şarkul’l Avsat’a: Suudi Arabistan'ın tutumu onur verici

Alirıza İnayeti, İran'ın Suudi Arabistan Büyükelçisi
Alirıza İnayeti, İran'ın Suudi Arabistan Büyükelçisi

İran'ın Riyad Büyükelçisi Alirıza İnayeti, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'ye İsrail'in saldırılarını kınayan ilk telefonun Suudi Arabistan'dan geldiğini söyledi. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, İran'daki mevkidaşını arayarak “açık saldırıyı” kınadı ve ardından Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaptı.

Büyükelçi, Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda, "Bu onurlu duruş, Veliaht Prens ve Başbakan Prens Muhammed bin Selman'ın, Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan'ı telefonla arayarak, saldırıları kınaması ve telin etmesiyle sonuçlandı” dedi.

İnayeti, İsrail saldırılarına karşı bölgesel tepkilerin açık bir uyumu yansıttığını değerlendirdi ve Suudi Arabistan'ın durumu yatıştırmak ve saldırıları durdurmak için son dönemde gösterdiği çabaları överek, "Bunlar bizim memnuniyetle karşıladığımız mübarek çabalar ve Krallığın durumu yatıştırma ve saldırıları önlemek için baskı yapma konusunda bir rolü olduğuna inanıyoruz" ifadelerini kullandı.

İnayeti, iki ülke arasındaki ilişkiler konusunda ise yeniden başlamasından beri büyük ilerlemelere tanık olduklarını belirterek, iki yılda elde edilenlerin uzun yılların kazanımlarına eşdeğer olduğunu ifade etti.