Emirates konforu: Bulutların üstünde lüks uçakta duş keyfi

Emirates internet sitesi
Emirates internet sitesi
TT

Emirates konforu: Bulutların üstünde lüks uçakta duş keyfi

Emirates internet sitesi
Emirates internet sitesi

Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) ait Emirates Havayolları, uçaklarına duş koyan ilk ticari hava yolu şirketi. 
Lüks uçak filolarına sahip şirketin Airbus A380 modelinde yolcular, 20 bin fitte duş keyfi yaşayabiliyor. 
Bu uçakları tercih edenlerin uçuş başına bir defa duş yapma hakkı var. Duşu kullanmak için de uçuş görevlilerinden randevu almak gerekiyor.

Fotoğraf: Jasper Juinen/Bloomberg
Uçak dolu değilse veya çok uzun mesafeli bir uçuşsa, önceden rezervasyon yapma zorunluluğu bulunmuyor. Ancak, birinci sınıf dolu olduğunda veya kısa uçuşsa, önceden rezervasyon yaptırmak zorunlu. 
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, duş odaları, Avustralya, Yeni Zelanda ve Amerika Birleşik Devletleri'nden Dubai'ye yapılan uzun mesafeli uçuşların tamamında var.
Dubai’den Avrupa’ya, Sydney, İstanbul ve Bangkok’a kadar pek çok noktadaki kısa mesafelerde de bu hizmet sunuluyor. Bu lüks hizmetin bedeli, 15 bin doları buluyor.
Duş almak için en fazla tercih edilen zaman dilimi, uçuşun son iki saati. 

Fotoğraf: Emirates
Ünlü markaların banyo malzemeleri ve güzellik ürünleri ile dolu olan duş odaları zeminden ısıtılıyor. 
Duşta iken uçak türbülansa girerse… 
Uçak saatte 450 kilometre hızla yol alırken, emniyet kemeri işareti her an yanabilir.
Yolcuların alanında uzakta bir bölümde yer alan duşları kullanan kişiler için ayrı bir koltuk ve ray bulunuyor. 
Uçağın türbülansa girdiğine dair ışık yandığına müşteriler, buralara tutunup güvenli şekilde oturarak tehlikenin geçmesini bekleyebiliyorlar. Ayrıca acil durumlar için duş içinde kabin ekibini çağıracak zil ve oksijen maskesi ışığı var. 
Meyve tabağı hizmeti
Hizmet sadece duşla sınırlı değil. Duştan çıkan müşteriler yerlerine döndüklerinde taze meyve ve bal tabaklarıyla karşılaşıyorlar.



Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?
TT

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorların asteroit çarpmasından önce çöküşe geçtiği teorisinin doğru olmadığı öne sürüldü.

Milyonlarca yıl boyunca yeryüzüne hükmeden dinozorların soyu, 66 milyon yıl önce Dünya'ya çarpan bir göktaşının etkisiyle tükenmişti. 

Bugüne kadar bulunan bazı fosiller, dinozorların bu olaydan önce sayı ve çeşitlilik açısından gerilediğine işaret ediyordu. Özellikle göktaşından önceki yıllarda fosil sayısının azalması bu teoriyi destekliyordu. Bazı bilim insanları, asteroit gezegene çarpmasa bile bu sürüngelerin yok olma sürecine girdiğine inanıyordu. 

University College London'dan paleontolog Chris Dean "Dinozorların asteroit çarpmadan önce de yok olmaya mahkum olup olmadığı 30 yılı aşkın süredir tartışılan bir konu" diyor.

Dean ve ekip arkadaşları bu soruya yanıt bulmak için 66 milyon ila 84 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da yaşamış 4 dinozor türüne ait 8 binden fazla fosili inceledi. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de dün (8 Nisan) yayımlanan çalışmada dinozor çeşitliliğinin yaklaşık 76 milyon yıl önce zirveye ulaştığı ve ardından kitlesel yok oluşa kadar azaldığı bulundu. Bu eğilim, dinozorların soyu tükenmeden önceki 6 milyon yılda daha belirgindi. 

Ancak araştırmacılar, paleontologların asteroit çarpmasından önceki yıllarda ne kadar araziye erişebildiğini ve bu bölgelerde kaç kazı çalışması yapıldığını hesaplayınca, bilim insanlarının elinde pek örnek olmadığını tespit etti. Ekip, bu döneme ait jeolojik kayıtların açığa çıkmadığını veya üstünün bitki örtüsüyle kaplı olduğunu buldu.

Ayrıca çevresel koşullar veya diğer faktörlerin bu düşüşü açıklayamadığını söylüyorlar. Geliştirdikleri modellere göre dinozorların sayısı, göktaşı çarpmasına kadar stabildi. 

Bilim insanlarına göre dinozorlar kitlesel yok oluştan önce muhtemelen çökmeye başlamamıştı. Bu izlenimin, döneme ait fosillerin iyi korunmamış ya da bulunmasının zor olmasından kaynaklandığını düşünüyorlar. 

Makalenin bir diğer yazarı Alfio Alessandro Chiarenza, "Dinozorlar muhtemelen kaçınılmaz bir yok oluşa mahkum değildi" diyerek ekliyor: 

Eğer o asteroit olmasaydı, hâlâ bu gezegeni memeliler, kertenkeleler ve hayatta kalan torunları olan kuşlarla paylaşıyor olabilirlerdi.

Diğer yandan bazı bilim insanları yeni çalışmanın, dinozorların türlerinin azalmaya başladığı teorisini çürütmediğini savunuyor.

Reading Üniversitesi'nden Manabu Sakamoto'nun araştırmasına göre dinozorların yaşadığı 175 milyon yıl boyunca, yeni dinozor türlerinin ortaya çıkma hızı genel olarak yavaşlamıştı ve yeni türlerinin gelişmesinden çok daha fazla sayıda türün nesli tükeniyordu. 

Sakamoto, yeni araştırma mevcut fosillerde sapma olduğunu öne sürmesine karşın dinozor çeşitliliğindeki bu uzun vadeli düşüşün geçerliliğini koruduğunu söylüyor: 

Bu iki durum aynı anda geçerli olabilir.

Independent Türkçe, Live Science, New Scientist, Current Biology