Radyofrekans radyasyonu çocukları 10 kat fazla etkileyebilir

(İHA)
(İHA)
TT

Radyofrekans radyasyonu çocukları 10 kat fazla etkileyebilir

(İHA)
(İHA)

Türk Nöroloji Derneği Başkanı ve Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, cep telefonu, wifi gibi radyofrekans kaynaklarının çocukları 10 kat daha fazla etkileyebildiğini ve kanserle radyasyon arasında ciddi ilişkiler olabileceğini söyledi.
Son 15 yılda gelişen ve değişen teknolojiyle birlikte tüm dünyada yoğun olarak kullanılmaya başlanan akıllı cihazlar, yediden yetmişe her yaştan insanın cebinde yer almaya başladı. Çevre kirliliğinin sağlıkla en fazla ilişkilendirilen faktörlerden birisi olduğunu ifade eden Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, çevre kirliliği ile ilgili ne kadar sağlıklı ortam oluşturulursa o kadar başarılı olunabileceğini söyledi. Radyasyonun önemli çevre kirliliği etmenlerinden birisi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Öztürk, radyofrekans radyasyonunun hayatı ve sağlığı etkilediğini kaydetti. Radyofrekansla ilgili ciddi çalışmalar ve gözlemler yapıldığını anlatan Prof. Dr. Öztürk, "Uluslararası Kanser Ajansı, 2011’de radyofrekans radyasyonu ile kanserlerin artışı arasında ciddi bir ilişki olabileceğini bildirmiş durumda. Yani bu konuda dünyayı uyarmış durumda. Daha çok etkilenenler ise gelişmekte olan beyin yapılarında yani çocuk gelişiminde son derece önemli. Diğer organlarımızın da ciddi bir şekilde etkilenmesi söz konusu ve bu etkilenmeler yaşa bağlı, kullanım süresi, şekli ve süresine ve araçtaki frekans şiddetine bağlı olarak değişebiliyor. Bu konuda daha da ciddi çalışmalara ve zamana ihtiyaç var ama şu ana kadarki veriler ciddi ilişkiler olabileceğini gösteriyor" dedi.
"Anne karnındaki bebekler bile etkileniyor"
Cep telefonunun en sık kullanılan araçlardan biri olduğunu dile getiren Öztürk, şunları kaydetti;

"Cep telefonları, evlerde radyofrekans yayan bütün eşyalar, wifi ve internet bağlantılarının hepsi radyofrekans kaynağı ve bunlar sağlığımızı ciddi bir şekilde etkiliyor. Beyin tümörlerinin bazılarının sıklığının artmasına neden oluyor. Yapılan hayvan çalışmaları bunu özellikle destekliyor ama gözlemsel insan çalışmaları ciddi bir ilişki gösteriyor. Özellikle uyku bozukluklarıyla ilgili ilişkiler, görme, işitme, anlama ve konsantre olmayla ilgili
bozukluklar, çocukların bebeklerin hatta doğmadan önce anne karnındaki bebeklerin bile radyofrekans ortamından çok ciddi bir şekilde etkilendiğini ortaya koyuyor."
"Radyofrekans çocukları 10 kata kadar fazla etkileyebilir"
Radyofrekans dalgalarına maruz kalmamak için dünyanın aldığı önlemler olduğunu kaydeden Öztürk, "Örneğin İngiltere ve Fransa’da anaokulu döneminde okulda telefon, internet gibi radyofrekans oluşturan ortamların olmamasına gayret ediliyor, hatta yasaklanmış durumda. Fransa’da 16 yaşından küçüklerin okullarda cep telefonu kullanmasına izin verilmiyor. Çocuklar bu konuda daha hassas, özellikle radyofrekans dalgalarına karşı. Çünkü onların kafa kemikleri daha ince ve derin beyin yapılarına kadar radyasyon etki edebiliyor. Yani etki 5-10 kat daha fazla oluyor ve daha ciddi etkilenmeler ortaya çıkabiliyor. Tabii bu aletleri 10-15 yıl gibi daha uzun süre kullanmışsanız, özellikle tek taraflı kullanıyorsanız etkiler daha belirgin olmaya başlıyor" şeklinde konuştu.
"İnterneti sadece kullanıldığı anda açın"
İletişim araçlarının hayatımızdaki yerinin büyük olduğunu söyleyen Prof. Dr. Öztürk şunları söyledi;

"Yurt dışı ülkelerinde de önerilenin interneti sadece kullanıldığı anda açmak, diğer zamanlarda kapalı tutmak. Telefonları bebeklerden belli mesafelerde uzak tutmak, özellikle bebeklerin yanında telefon ve internetin açık olmamasını sağlamak. Okullarda başka iletişim yolları bulunabilir, her çocuğun yanında telefonu olması şart olmayabilir. Bunun için okul idareleri önlemler alabilir. Bunların kısıtlanması gerekir. Tabii ki teknoloji gelişiyor, radyofrekans radyasyon oranı daha düşük ürünler de üretilmeye çalışılıyor ya da bağlantılar yapılmaya çalışılıyor. Bunların da gelecek yıllarındaki gelişimlerini, sağlığa olan etkilerini uzun zamanda değerlendirebileceğiz."
Özellikle beyin tümörlerinin Avrupa’da gözle görünür oranda arttığını aktaran Öztürk, "Biz direkt olarak bu durumu telefon kullanımına bağlıdır ve direkt bir etki eder diyemiyoruz. Ama endirekt etkiler olabilir mi hayvan çalışmalarında evet görülüyor ama insanlarda bu süreci anında değerlendirmek deneysel anlamda imkansız. Ama deneysel anlamda bu artışın radyofrekansa bağlı olarak mı artıyor gelecek yıllarda yapılan araştırmalar gösterecektir. Ama bizler hekimler olarak hastalık olmadan önce engellemeye çalışmalıyız ve hayatımızda olabildiğince radyofrekans radyasyonundan uzak kalacak düzenlemeler yapmalıyız" ifadelerini kullandı.



Netflix'in iptallerine tepki yağıyor: İzleyiciler öfkeli

The Residence; Grey's Anatomy, Scandal ve Bridgerton gibi popüler dizilere imza atan yapım şirketi Shondaland'in en son projesiydi (Netflix)
The Residence; Grey's Anatomy, Scandal ve Bridgerton gibi popüler dizilere imza atan yapım şirketi Shondaland'in en son projesiydi (Netflix)
TT

Netflix'in iptallerine tepki yağıyor: İzleyiciler öfkeli

The Residence; Grey's Anatomy, Scandal ve Bridgerton gibi popüler dizilere imza atan yapım şirketi Shondaland'in en son projesiydi (Netflix)
The Residence; Grey's Anatomy, Scandal ve Bridgerton gibi popüler dizilere imza atan yapım şirketi Shondaland'in en son projesiydi (Netflix)

Netflix'in yılın en büyük çıkış yapan dizilerinden Pulse ve The Residence'ı iptal etmesi tepkiyle karşılandı. Her iki yapım da bu yılın başlarında gösterime girmişti.

What's On Netflix tarafından yılın en başarılı 5 yeni dizisi arasında gösterilmelerine rağmen bu övgüler dizileri kurtarmaya yetmedi.

Öte yandan, Bad Thoughts ve Bet gibi daha az izlenen bazı diziler ikinci sezon onayını almayı başardı.

Beyaz Saray'da geçen polisiye The Residence, Bıçaklar Çekildi (Knives Out) serisine benzetiliyordu. Uzo Aduba'nın, "dünyanın en iyi dedektifi" diye anılan Cordelia Cupp'ı canlandırdığı dizi, yayına girdikten sonraki iki hafta içinde yaklaşık 15 milyon izlenmeye ulaşmıştı.

Platformun ilk İngilizce medikal dizisi Pulse ise "Netflix'in Grey's Anatomy'si" diye anılmaya başlamıştı. Miami'deki hareketli Maguire Hastanesi'nde geçen dizi, acil servis ve cerrahi asistanlarının hem profesyonel hem kişisel mücadelelerini konu alıyordu. Pulse da ilk iki haftasında yaklaşık 15 milyon izlenmeye ulaşmıştı.

Ancak etkileyici final sahnesine rağmen dizi sessiz sedasız iptal edildi. 

Lisa Kudrow'un dizisine ne olacak?

Seyirciler için esas şok dalgasıysa, Aralık 2024'te yayın hayatına başlayan No Good Deed'in de geleceğinin belirsizliğe sürüklenmesiydi. Ray Romano ve Friends yıldızı Lisa Kudrow'un başrollerinde yer aldığı dizinin de akıbeti henüz netlik kazanmadı.

Yüksek profilli oyuncu kadrolarına ve olumlu eleştirilere rağmen The Residence'ın iptal edilmesi, No Good Deed'in de tehlikede olması Netflix'in kararlarını sorgulatan tepkilere neden oldu.

Birçok izleyici sosyal medyada tepkisini dile getirirken, özellikle The Residence'a yoğun destek verildi. Reddit'te bir kullanıcı, "Karakterin geçmişine dair geri dönüşleri çok beğenmiştim. İkinci sezonda karakteri daha da derinleştirebilirlerdi" dedi. 

Bir diğeriyse "Düşündüğümden çok daha fazla keyif aldım. İptal edilmesi çok üzücü" yorumunu yaptı.

"Sıcacık bir diziydi"

Yayın devinin "kaliteli dizileri iptal edip zayıf yapımları sürdürme" alışkanlığına vurgu yapan yorumlar da dikkat çekti. Bir başka kullanıcıysa "Bu sıcacık bir diziydi. Devamını izlemeyi gerçekten çok isterdim" diyerek üzüntüsünü paylaştı.

X'te de benzer yorumlar geldi: 

The Residence, şimdiye dek izlediğim en iyi dizilerden biriydi. O sezon ne yapması gerekiyorsa yaptı.

Bir hayran ise "Bu iptale çok sinirlendim" diyerek tepkisini ortaya koydu.

Bazı kullanıcılar The Residence'ı kurtarması için yapımcı Shonda Rhimes'a çağrıda bulundu: 

Çözülecek cinayetler furyası devam etmeli!

Independent Türkçe, Express, Metro