Haluk Bilginer, 47. Uluslararası Emmy Ödülleri'nde "en iyi erkek oyuncu" seçildi

Haluk Bilginer, 47. Uluslararası Emmy Ödülleri'nde "en iyi erkek oyuncu" seçildi
TT

Haluk Bilginer, 47. Uluslararası Emmy Ödülleri'nde "en iyi erkek oyuncu" seçildi

Haluk Bilginer, 47. Uluslararası Emmy Ödülleri'nde "en iyi erkek oyuncu" seçildi

Oyuncu Haluk Bilginer, 47. Uluslararası Emmy Ödülleri'nde Şahsiyet dizisindeki performansıyla en iyi erkek oyuncu seçildi. 
Bu yıl 47'ncisi düzenlenen Uluslararası Emmy Ödülleri, New York'ta düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Sanatçı Bilginer, 47. Uluslararası Emmy Ödülleri'nde "en iyi erkek oyuncu" ödülüne layık görüldü.
Törende 2 özel ödül ve 11 Emmy ödülü verildi. En iyi kadın oyuncu ödülünü ise Macar oyuncu Marina Gera kazandı. 
Komedi dalında en iyi film, Brezilya'dan Especial de Natal Porta dos Fundos (The Last Hangover), en iyi belgesel filmi Hollanda'dan Bellingcat - Truth in a Post-Truth World, drama dalında en iyi dizi  İngiltere'den McMafia, en iyi mini dizi ise Avustralya'dan Safe Harbour seçildi. 
21 ülkeden 11 kategoride 44 adayın olduğu listede Haluk Bilginer, Şahsiyet dizisindeki Agâh Beyoğlu karakteriyle 'En İyi Erkek Oyuncu' kategorisinde aday gösterilmişti. Onur Saylak'ın yönetmenliğini yaptığı "Şahsiyet"te ayrıca Cansu Dere, Metin Akdülger, Şebnem Bozoklu, Hüseyin Avni Danyal, Necip Memili, Müjde Ar, Hümeyra gibi isimler rol almıştı.



Guatemala'daki "kan mağarası"nda vahşi Maya ritüelinin izleri ortaya çıktı

Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
TT

Guatemala'daki "kan mağarası"nda vahşi Maya ritüelinin izleri ortaya çıktı

Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)

Arkeologlar Guatemala'daki bir mağarada, yağmur tanrısını yatıştırmak için insanların kurban edildiği vahşi bir Maya ritüelinden kalan parçalanmış kafataslarını ortaya çıkardı.

Cueva de Sangre ya da "kan mağarası" ilk kez 1990'larda Petén'deki arkeolojik kazı alanında yapılan bir araştırma sırasında keşfedilmişti.

Travmatik yaralanma izleri taşıyan kemikler zemine dağılmış halde bulunsa da yakın zamana kadar iyice incelenmemişlerdi.

Araştırmacılar, Maya halkının yaklaşık iki bin yıl önce mağarayı insan kurban etme ritüelleri için kullandığını gösteren kanıtlar sundu.

Aralarında Kaliforniya Eyalet Üniversitesi'nden Michele Bleuze'in de bulunduğu araştırmacılar, kemiklerin ritüel amaçlı parçalara ayrıldığına dair izler buldu.

Örneğin bir kafatası parçasının bir tarafında balta gibi bir aletle vurulduğunu gösteren bir iz var. Bir bebeğin kalça kemiğindeki benzer bir iz de muhtemelen ölüm anına yakın vakitte meydana gelmiş.

Araştırmacılar kemiklerin gömülmeyip yere saçılmış olmasının ve bazılarının tuhaf bir şekilde dizilmesinin, ritüelde kullanıldıklarına işaret ettiğini söylüyor.

Dahası arkeologlar, mağarada obsidyen bıçaklar ve kırmızı aşıboyası gibi ritüellerde kullanıldığı bilinen şeyler buldu.

Mağara alanı toplamda "yetişkin ve çocuklara ait 100'den fazla insan kemiği parçası" içeriyordu.

Araştırmacılar şöyle yazıyor:

Amerikan Yerlileri kozmolojisinde kutsal, canlı Dünya'nın önemi nedeniyle, insan kalıntılarının yeraltı boşluklarında biriktirilmesi Mezoamerika'da özel bir kültürel öneme sahipti.

Kemiklerdeki yaraların vahşi doğasını ve mağaradaki yüksek yoğunluğunu göz önüne alan araştırmacılar, Cueva de Sangre'nin yaklaşık MÖ 400 ila MS 250'de Mayaların ritüel amaçlı insan kurban etme alanı olduğu sonucuna vardı.

Bilim insanları "Mevcut iskelet unsurlarının türleri, travma, kemiklerin dizilişi ve kemiklerdeki değişiklikler, mağaradaki kalıntıların kurban niteliği taşıdığını güçlü bir şekilde destekliyor" diye yazıyor.

Mağaraya, bir su birikintisine açılan bir geçide inen küçük bir açıklıktan ulaşılabiliyor. Antik Mayalar için mağara muhtemelen sadece marttan mayısa kadar süren kurak mevsimde açıktı, sonrasında yağmurlar mağarayı erişilemez hale getirmiş olmalı.

Araştırmacılar, insan kurban edilen vahşi ritüellerin muhtemelen Maya yağmur tanrısı Chaac'ı yatıştırmak için yapıldığını ancak bu tür uygulamaların doğasını daha iyi anlamak için kemiklerin DNA analizinin yapılması gibi daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.

Gelecekteki araştırmaların, İspanyolların fethinden önce Orta Amerika'daki yaşama da daha fazla ışık tutabileceğini belirtiyorlar.

Independent Türkçe