Diş apsesi beyin ve kalpte ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor

Diş apsesi beyin ve kalpte ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor
TT

Diş apsesi beyin ve kalpte ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor

Diş apsesi beyin ve kalpte ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor

Diş Hekimi Dr. Nezihi Bayık, diş apsesinin çok ciddi yan etkileri olan bir problem olduğunu, tedavi edilmemesi durumunda ise beyin ve kalpte ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceğini bildirdi.
Memorial Antalya Hastanesi Diş Hekimlerinden Dr. Nezihi Bayık, ağız ve diş sağlığı konusunda açıklama yaptı. Özellikle dişteki apse konusunda vatandaşlara uyarılarda bulunan Dr. Bayık, apsenin beyin ve kalpte ciddi sağlık sorunu oluşturabileceğini söyledi.
Ağzın dış ortama açık olmasından dolayı bakteri yönünden çok zengin olduğuna işaret eden Bayık, kötü ağız bakımı, kalmış diş kökleri, derin çürükler ve tam çıkamamış 20 yaş dişlerinin apseye neden olduğunu belirtti. Bayık, bu gibi durumlarda kalp problemleri olan hastaların, kalp kapakçığı, Bypass ya da ortopedik operasyon öncesi mutlaka iyi bir ağız taramasından geçmesi gerektiğini söyledi.
“Ölümlü vakalara neden olabilir”
Dişteki olumsuzlukların ilk olarak sindirim sistemini etkilediğine dikkat çeken Bayık, müdahale edilmemiş apsenin büyüyerek kemiğe, kan yoluyla da başka organlara yayılabileceğine vurgu yaptı. Bayık, “Sık rastlanan bir durum değil. Fakat çok nadir de olsa böyle bir risk var. Diş apseleri genellikle ağız sağlığı kötü insanlarımızın göz ardı ettiği bir problem olsa da, çok ciddi yan etkileri olabiliyor. Ağız beyne yakın olduğu için beynimizde çok nadir de olsa ciddi nedenlere olabilir. İltihabın kana karışması nedeniyle direk kalbe gidebilir, eğer kardiyakta problemi varsa ölümlü vakalara neden olabilir” dedi.
“Ağrı kesici iltihap ağrısını kesmez”
Vatandaşlara ağız ve diş sağlığı konusunda uyarılarda da bulunan Bayık, diş apsesi konusunda vatandaşların sadece ağrı kesicilere yönelmelerinin doğru olmadığının altını çizdi. Ağrı kesicinin iltihap ağrısını kesmeyeceğini ifade eden Bayık, iltihabın üç safhası olduğunu ve bu gibi durumlarda uygun antibiyotik ile ağrı kesici kombinasyonunun tercih edilmesi gerektiğini vurguladı.
Bayık, apsenin oluşturduğu şişlik ve basıncı azaltmak için, söz konusu apseyi yabancı cisimlerle patlamalarının sakıncalı olduğunu da sözlerine ekledi.



NASA teleskobu, evreni dönüştürmüş olabilecek minik galaksiler buldu

James Webb Uzay Teleskobu'nun tespit ettiği küçük galaksiler (beyaz kutular), evrenin aydınlanmasında kilit rol oynamış olabilir (NASA/ESA/CSA)
James Webb Uzay Teleskobu'nun tespit ettiği küçük galaksiler (beyaz kutular), evrenin aydınlanmasında kilit rol oynamış olabilir (NASA/ESA/CSA)
TT

NASA teleskobu, evreni dönüştürmüş olabilecek minik galaksiler buldu

James Webb Uzay Teleskobu'nun tespit ettiği küçük galaksiler (beyaz kutular), evrenin aydınlanmasında kilit rol oynamış olabilir (NASA/ESA/CSA)
James Webb Uzay Teleskobu'nun tespit ettiği küçük galaksiler (beyaz kutular), evrenin aydınlanmasında kilit rol oynamış olabilir (NASA/ESA/CSA)

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu (James Webb Space Telescope /JWST), milyarlarca yıl önce evrenin aydınlanmasını sağladığı düşünülen minik galaksiler buldu. 

Yaklaşık 13,8 milyar yaşında olduğu tahmin edilen evren ilk 1 milyar yılında nötr hidrojen gazıyla doluydu. Yoğun bir sisin hakim olduğu bu dönemde ışık uzaklara gidemiyordu. 

Ancak daha sonra bu gaz iyonize hale geldi, yani elektronlarından arındırıldı ve Reiyonizasyon Çağı'nın başlamasıyla evrenin ışıkları yandı. 

İlk yıldız ve galaksilerin bu süreci başlattığı düşünülürken, bilim insanları hangi türden gökcisimlerinin sorumlu olduğundan emin değildi. Araştırmacılar hızlı bir şekilde yıldız oluşturan, yani "yıldız patlamaları" yaşayan küçük galaksilerin bu hidrojen sisinin iyonize olmasında rol oynadığından şüpheleniyordu.

Bulguları Amerikan Astronomi Topluluğu'nun 11 Haziran'da Alaska'da düzenlenen 246. toplantısında sunulan çalışmada bu düşünceyi destekleyen güçlü kanıtlar bulundu.

Bilim insanları JWST'yi kullanarak Dünya'dan yaklaşık 4 milyar ışık yılı uzaklıkta, Pandora'nın Kümesi diye bilinen Abell 2744 adlı galaksi kümesine odaklandı. Kütleçekimsel merceklenme denen bir olgu sayesinde küme, etrafındaki ışığı bükerek daha uzaktaki cisimlerin ışığının JWST'ye ulaşmasını sağladı.

Araştırmacılar bu görüntülerde iki elektronunu kaybetmiş oksijen atomlarının yaydığı yeşil ışığı aradı. Bu tür bir ışık, elektronların kopmasını sağlayan güçlü bir ultraviyole ışığın işareti olabilir. Bilim insanları aynı ışık kaynağının evreni kaplayan hidrojen gazı sisini iyonize etmiş olabileceğini söylüyor.

Ekip böylece evrenin yaklaşık 800 milyon yaşında olduğu dönemde yıldız patlaması yaşayan 83 küçük galaksi tespit etti ve 20'sini detaylıca inceledi. 

Çalışmanın bulgularına göre bu eski galaksiler, ultraviyole ışığın yaklaşık yüzde 25'ini uzaya saldıysa, evreni kaplayan sisi temizlemek için gereken tüm enerjiyi sağlamış olmalı. Araştırmacılar bugünkü benzer galaksilerin bu oranda ultraviyole ışık yaydığını söylüyor.

NASA'nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi'nden ve makalenin yazarlarından Isak Wold, "Ultraviyole ışık üretme konusunda bu küçük galaksiler ağırlıklarının çok üzerinde bir performans sergiliyor" diyor.

Bilim insanları bu galaksilerin 2 bin ila 200 bin tanesinin birleşimiyle Samanyolu'ndaki yıldız kütlesine ulaşılabileceğini belirtiyor. Ancak kütlelerinin düşük olması, evrenin aydınlanmasını sağlayan süreci başlatmalarına engel değil gibi görünüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı James Rhoads, "Düşük kütleli galaksiler etraflarında daha az nötr hidrojen gazı toplar ve böylece iyonlaştırıcı ultraviyole ışığın kaçması kolaylaşır" diyerek ekliyor:

Aynı şekilde yıldız patlamaları sadece bol miktarda ultraviyole ışık üretmekle kalmaz, aynı zamanda galaksinin yıldızlararası maddesinde bu ışığın dışarı çıkmasına yardım eden kanallar açar.

Independent Türkçe, Live Science, Universe Today, NASA