Hizbullah'tan Cumhurbaşkanı Avn'a Hariri baskısı

Cumhurbaşkanı Mişel Avn, 28 Kasım’da Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı ve beraberindeki heyetle bir araya geldi (Dalati ve Nahra)
Cumhurbaşkanı Mişel Avn, 28 Kasım’da Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı ve beraberindeki heyetle bir araya geldi (Dalati ve Nahra)
TT

Hizbullah'tan Cumhurbaşkanı Avn'a Hariri baskısı

Cumhurbaşkanı Mişel Avn, 28 Kasım’da Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı ve beraberindeki heyetle bir araya geldi (Dalati ve Nahra)
Cumhurbaşkanı Mişel Avn, 28 Kasım’da Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı ve beraberindeki heyetle bir araya geldi (Dalati ve Nahra)

(Şii) Hizbullah ve (Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareket'nin (ÖYH), Saad Hariri'nin Başbakan olması konusundaki ısrarı sebebiyle Lübnan’da yeni başbakan seçimine dair siyasi istişareler çıkmaza girdi.
Öte yandan ülkede ekonomik ve finansal kriz büyümeye devam ederken, krizin bankalar üzerindeki etkisi hususunda endişeler de arttı.
Lübnan’ın güneyindeki Sur şehrinde, 28 Kasım’da bankaların önünde yoğun kalabalıklar oluşurken, bu durum vatandaşlar arasında para endişesi yaşandığını da gözler önüne sermiş oldu.
Bloklar arasındaki siyasi istişareler, yeni başbakanı seçmek için gerekli meclis istişarelerinin hızlandırılması hususunda herhangi bir atılım ortaya koymadı. Ekonomistler, bu istişareleri “endişeleri yatıştırıcı bir reçete” olarak nitelerken, parasal ve ekonomik istikrarı da dengeleyeceği kanaati taşıyor.
Cumhurbaşkanı Mişel Avn tarafından çağrı yapılan meclis istişarelerinin, ÖYH ve Hizbullah’ın ‘eski Başbakan Hariri’yi yine aynı pozisyonda görevlendirme’ ısrarına bağlı olduğu görülüyor. Zira bu hafta yapılması planlanan istişareler, Hariri’yi ikna etmek amacıyla gelecek haftaya ertelendi.
Siyasi kaynaklar da Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Hizbullah’ın, Cumhurbaşkanı Avn ile istişareleri ertelemeye devam ettiğine dikkati çekti.
Kaynaklar, Hizbullah ve Özgür Yurtsever’in hala Hariri’nin kabulü üzerinde bahis oynadığını belirtirken, medya organları aracılığıyla Hariri’ye karşı yapılan bu hamlenin, “hükümeti kurma görevini kabul etmesi için yapılan baskı çerçevesinde” ortaya koyulduğunu söyledi.
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, 28 Kasım’da Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Hüsam Zeki ile yaptığı görüşmede, yeni hükümet hususunda anlayış sağlama çabalarının sürdüğünü belirtti. Avn, “Lübnan’daki mevcut durum, karşıt koşullara tolerans göstermiyor. Mevcut krizden, Lübnan’a fayda sağlayacak ve ülkenin yaşadığı zor ekonomik koşulların çözümüne katkı sunacak şekilde çıkmak için birlikte çalışmak zorundayız” dedi.
Mişel Avn, yolsuzlukla mücadele, reformların yapılması, israfın önlenmesi, ve dokunulmazlıkların kaldırılması başta olmak üzere halk hareketi tarafından gündeme getirilen taleplerin çoğunu desteklediğini söyleyerek, eylemcilere defalarca diyalog çağrısında bulunduğuna dikkati çekti. Avn ayrıca, krize uygun çözümler aramaya devam edeceklerini de vurguladı.
Öte yandan Hariri’nin isminde ısrar eden grup, Hariri onaylanıncaya ve gelecek hükümet kuruluncaya kadar iş çevirme hükümetinin etkinleştirilmesi gerektiğini ifade etti. Bu çerçevede Hizbullah, 28 Kasım’daki haftalık toplantısı sonrasında bu tavrını dile getirerek, “Devlet işlerinin yürütülmesi hususundaki görevlerini yerine getirmesi ve özellikle de fiyat artışları ve ulusal para biriminin düşüşü ışığında Lübnan halkına yönelik yasal sorumluluklarını yerine getirmesi için istifa eden hükümete anayasal yükümlülükler getirildi. Güvenlik kontrolü ve vatandaşların çeşitli alanlardaki haklarının korunmasının yanı sıra sömürücüleri dizginlemek, piyasalardaki temel ürünlerin mevcudiyeti amacıyla ihtiyaçları güvence altına almak üzere acil caydırıcı önlemler gerekiyor” ifadelerini kullandı. Hizbullah ayrıca, tüm adımların, faaliyet ve prosedürlerde yeni yaklaşımlarla uyumlu bir hükümetin kurulmasına bağlı olduğunu vurguladı.
“Bu tür bir başbakanlık, vatanın çıkarlarından uzak hesaplamalara yönelmeyecektir” diyen Hizbullah, “Herkesin, krizi şiddetlendiren ve tehlikelerini artıran durumlarda manevra yöntemlerinden uzaklaşarak, cesur, pratik ve özenli bir şekilde tüm tarafların etkileneceği karmaşıklık halinin üstesinden gelmek için çaba sarf etmesi gerekiyor” dedi.
Diğer taraftan krizin kötüleşmesi, 28 Kasım’da bankalarda panik halinin ortaya çıkmasına neden oldu. Sosyal medya organları aracılığıyla yayınlanan video görüntüleri de çok sayıda eylemcinin, Sur şehrindeki Bank Audi şubesi önüne yığılarak, bankayı paralarına el koymakla suçladığını gösterdi. Eylem, şehirde söz konusu bankanın iflas ettiği söylentilerinin yayılmasının ardından gerçekleşti. Ancak bankacılık kaynakları, söz konusu bankanın bu tür bir tıkanıklığa maruz kalmadığını vurguladı. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, bankanın hacminin, Lübnan bankacılık sektörünün toplam bütçesinin yüzde 21’ini oluşturduğunu söyledi. Kaynaklar ayrıca, birden fazla siyasi partinin söz konusu banka ve diğerleri hakkında yıldırma faaliyetleri gerçekleştirdiğini ve söylentiler yaydığını belirtti.
Kağıt para biriminin, şu an piyasada son derece az olduğunu söyleyen kaynaklar, “Bankaların, insanların ihtiyaçlarını karşılamak, çek ve kredi kartıyla bankacılık faaliyetleri yürütmek üzere aldığı olağanüstü tedbirler var” dedi. Bankacılık kaynakları, parasal istikrarın ve sakinliğin, hükümetin meclis istişareleri çağrısında bulunarak hükümetin kurulması aracılığıyla siyasi istikrarın sağlanmasıyla başlayacağını vurguladı.
(Dürzi) İlerici Sosyalist Parti (İSP) Genel Başkanı Velid Canbolat da Hariri'nin sorumluluk alması gerektiğini savunuyor.
Hizbullah, ÖYH ve İSP'nin ortak tutumu da Temsilciler Meclisi'nde yeni Başbakan adayının belirlenmesi sürecini ağırlaştırıyor.
Lübnan'da hükümetin iletişime ve özellikle sosyal iletişim ağı WhatsApp uygulamasına vergi getirme girişimine tepki olarak 17 Ekim'de başlayan protestolar kısa sürede ülkenin dört bir yanına yayılmıştı.
Gösterilere 13 gün direnen Başbakan Saad el-Hariri, 29 Ekim'de istifasını sunmak zorunda kalmıştı.
Ülke genelinde küçük eylemlerle protestolarını sürdüren göstericilerin, iç savaşın sona erdiği 1990'dan bu yana yönetimi paylaşan siyasi partilerin oluşturduğu kabine yerine teknokratlardan oluşan bağımsız ve küçültülmüş bir hükümet kurulması, erken seçime gidilmesi, yolsuzluğa bulaşan yöneticilerin yargılanması gibi talepleri bulunuyor.



Gazze'de Filistinli 3 kadın “bir dilim ekmek” için öldürüldü

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kampında bir parça ekmek yiyen yerinden edilmiş Filistinli bir kız çocuğu (DPA)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kampında bir parça ekmek yiyen yerinden edilmiş Filistinli bir kız çocuğu (DPA)
TT

Gazze'de Filistinli 3 kadın “bir dilim ekmek” için öldürüldü

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kampında bir parça ekmek yiyen yerinden edilmiş Filistinli bir kız çocuğu (DPA)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kampında bir parça ekmek yiyen yerinden edilmiş Filistinli bir kız çocuğu (DPA)

Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde yer alan Deyr el-Belah şehrinde dün sabah bir fırının önünde bekleyenlerin üzerine açılan ateş sonucu 3 Filistinli kadının hayatını kaybetmesi, Gazzelilerin kötüleşen insani ve hayati koşullar karşısında içinde bulundukları trajedinin boyutlarını gözler önüne seren sahnelere bir yenisini daha ekledi. Deyr el-Belah'taki el-Beraket Caddesi üzerinde bulunan ‘Zadna 2’ adlı fırınının önünde meydana gelen olayda, ateşin hangi koşullarda açıldığı ve doğrudan mı yoksa bir hata sonucu mu açıldığı konusunda çelişkili açıklamalar yapıldı.

xsvdfd
Deyr el-Belah'ta ekmek almak için uzun kuyruklarda bekleyen Filistinliler (Arşiv - Reuters)

Filistinliler her gün saatlerce fırınların önünde yaklaşık 22 ekmekten oluşan tek bir ‘torba’ ekmek alabilmek için uzun kuyruklar oluşturuyor. Olayın yaşandığı fırın, bölgenin en bilinen fırınlardan biri. Bu fırın aynı zamanda İsrail’in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşın başlamasından çalışmayı hiç durdurmayan tek fırın, ancak trajik olaydan sonra kapılarını kapatmak zorunda kaldı.

Fırının sahipleri ise kadınların fırının dışında yaşanan izdihamın ardından fırının dışından açılan ateş sonucu öldürüldüklerini söylediler. Bir kaynak, ateşin fırın önünde düzeni sağlamak ve fırını hırsızlığa karşı korumak için orada bulunan korumalar tarafından açılmadığını, fırın dışında iki ailenin üyeleri arasındaki bir mesele olduğunu belirtti. Görgü tanıkları, ateşin korumalardan biri tarafından açıldığını, ancak korumanın doğrudan insanarın üzerine ateş açmadığını, havaya ateş ettikten sonra silahının boşalması sonucu olayın yaşandığını anlattılar.

scv
Gazze'nin orta kesimlerinde kapalı bir fırının önünde duran Filistinliler (Arşiv - AP)

Şarku’l Avsat’a konuşan Deyr el-Belah'tan bir kaynak, ateş açan kişinin ailesinin misilleme korkusuyla evlerini terk etmek zorunda kaldığını söyledi. Öldürülen kadınların Gazze şehrinden yerinden edilmiş kişiler olduğuna dikkati çeken kaynak, ateş açan kişinin, Gazze Şeridi'nin orta ve güney bölgelerinde giderek zorlaşan büyük kıtlık karşısında vatandaşların ekmek temin edebilmeleri için fırın sahipleri ile Deyr el-Belahlı aileler arasında yapılan anlaşmanın bir parçası olarak, fırının korunmasına katkıda bulunmak amacıyla fırının önünde durduğunu açıkladı. Deyr el-Belah'ta 300 binden fazla kent sakininin yanı sıra yaklaşık 850 bin yerinden edilmiş kişi bulunuyor.

srfg
Gazze'de bir torba ekmek aldıktan sonra el sallayan bir Filistinli (Arşiv - AFP)

Olay üzerine şehrin muhtarları ve ileri gelenleri duruma müdahale ederek durumun daha da kötüleşmesini ve herkesin kontrolü dışında bir misillemenin ortaya çıkmasını önlemeye çalıştı. Sosyal medyada bazı vatandaşlar, Deyr el-Belah'a giren un miktarını fırınlara paylaştırmaya ve diğer ailelerin de benzer bir pay almasını sağlamak için aile başına sadece bir torba ekmek satmaya karar vermelerinin ardından yaşanan olaydan muhtarları, bölgenin önde gelenlerini ve yetkili kişileri sorumlu tuttu. Bazıları, fırınlardaki yoğunluğu arttırmak ve vatandaşları bir öğün için yeterli olmayan bir torba ekmek almak için uzun saatler kuyruklarda bekleterek aşırı yük altına sokmak yerine her aileye bir çuval un dağıtılabileceğini düşünüyor.

k7ıı8
Gazze'deki bir fırından ekmek aldıktan sonra sevinç içindeki bir Filistinli (Arşiv - AFP)

Saatlerce kuyrukta bekledikten sonra fırının içinde bir torba ekmeğin fiyatı 3 şekel (1 doların biraz altında) iken, fırının dışındaki fiyat 30 ile 40 şekel (yaklaşık 11 dolar) arasında değişiyor. Gazze Şeridi'nin orta ve güney kesimlerinde bir çuval unun fiyatı bin şekel ve üzerinde (yaklaşık 255 dolar) bir fiyata ulaşmış durumda.

Gazze Şeridi’nin merkezi ve güneyi, İsrail'in uygulamaları ve hırsız çetelerinin insani yardımları çalması nedeniyle ciddi bir un sıkıntısı çekiyor. Ancak kuzeydeki durum, bölge sakinlerinin açlıklarını gidermek için hayvan yemi öğütmek zorunda kaldıkları aylarca süren kıtlıktan sonra şu an daha iyi.

Gazze Şeridi'nin merkezinde ve güneyinde yaşanan acılar yaklaşık bir ay önce başlamış, gıda yardımları durdurulmuş ve girişine izin verilen yardımların büyük bir kısmı çalınması nedeniyle insani durum daha da kötüleşmişti.

Birleşmiş Milletler (BM) sözcüsü Stephane Dujarric'e göre İsrail güçleri geçtiğimiz hafta 129 farklı insani yardımın üçte ikisinin Gazze Şeridi'ne ulaşmasını engelledi. Mevcut durum, fırın sahiplerini unlarını korumak ve hırsız çeteleri tarafından çalınmasını önlemek için silahlı korumalar tutmaya itti. Bazı fırınlar bu silahlı adamları güvenlik görevlisi olarak tutarken, bölgenin önde gelenleri, muhtarlar ve yetkili kuruluşlar da yaşadıkları bölgelerdeki fırınları korumaları için ailelerden silahlı adamlarla anlaştı. Bölge sakinleri İsrail'in yeterli miktarda yardımın girişini manipüle etmeye devam edeceğinden korkuyor. Çünkü bu durum, Gazze Şeridi'nin orta ve güney kesimlerinde, aynı koşulları birkaç aydır daha ağır bir şekilde yaşayan kuzeye kıyasla daha fazla artmakta olan kıtlığı daha da kötüleştirecek.