Taliban'ın serbest bıraktığı Avustralyalı: ABD kuvvetleri altı kez bizi kurtarmaya çalıştı

Avustralyalı akademisyen Timothy Weeks Sidney'deki basın toplantısında (EPA)
Avustralyalı akademisyen Timothy Weeks Sidney'deki basın toplantısında (EPA)
TT

Taliban'ın serbest bıraktığı Avustralyalı: ABD kuvvetleri altı kez bizi kurtarmaya çalıştı

Avustralyalı akademisyen Timothy Weeks Sidney'deki basın toplantısında (EPA)
Avustralyalı akademisyen Timothy Weeks Sidney'deki basın toplantısında (EPA)

Taliban, Afganistan hükümetiyle varılan takas anlaşması uyarınca 2016'dan beri rehin tuttuğu Avustralyalı akademisyen Timothy Weeks ve ABD vatandaşı Kevin King’i 20 Kasım’da serbest bırakmıştı.
Weeks, ABD Donanması’nın kendisi ve Taliban tarafından 3 yıl önce kaçırılan ABD’li King’i kurtarmak için altı girişimde bulunduğuna inandığını söyledi.
Serbest bırakılmasının ardından Sidney’de düzenlenen basın toplantısında ilk kez konuşan Weeks (50), umudunu asla kaybetmediğini, ancak uzun ve zorlu üç senelik esaretin ailelerin üzerinde derin etki bıraktığını belirtti.
AFP’ye göre Weeks, Afganistan ve Pakistan arasında bir hücreden diğerine transfer edilerek geçen 3 yıllık cehennem hayatına değinerek, “Çektiğimiz çile yaklaşık bin 200 gün sonra başladığı gibi ani bir şekilde bitti” dedi.
Kabil’deki Amerikan Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapan Weeks ve King, 2016 Ağustos ayında Taliban tarafından kaçırılmıştı.
Weeks yaşadığı hisleri şu ifadelerle anlattı;
“Bu olayın beni ne kadar değiştirdiğini ifade edecek kelimeler bulmakta zorlanıyorum. Bazen ölümü çok yakın hissettim ve bir daha geri dönüp sevdiklerimi göremeyeceğimi düşündüm. Ancak Tanrı’nın iradesiyle buradayım. Hayatta ve güvendeyim.”
Avustralyalı akademisyen, Nisan ayı içerisinde bir gece saat 02.00 gibi aniden uyandığını anlatarak şöyle dedi;
“Bizi tünellere götürdüler. DEAŞ’a bağlı bir grubun yakında olduğu söylendi. Ancak sanırım onlar ABD Özel Deniz Kuvvetleri’ydi. Bizi kurtarmaya geldiler. Tünellere girdiğimiz an yerin bir ya da iki metre altında kaldık. Önümüzdeki kapıda büyük bir patlama oldu. Yanımızdakiler ise ağır makineli tüfekler ile ateş açtı. Bence ABD Özel Deniz Kuvvetleri bizi kurtarmaya çalışmak için altı kez geldi ve çoğu zaman sadece bir saatlik farkla bizi kaybettiler. Blackhawk helikopterini gördüğüm andan itibaren uzun ve zorlu sürecin bittiğini anladım.”
Afgan hükümeti tarafından tutulan üç Taliban esirinin serbest bırakılması karşılığında Weeks ve King serbest bırakılmıştı.
Taliban tarafından geçtiğimiz ay yapılan açıklamada, iki akademisyene ek olarak esir tutulan 10 Afgan askerinin de serbest bırakıldığı belirtilmişti.
Taliban, söz konusu takasın güven ve iyi niyetin artmasının yanı sıra barış sürecine yardımcı olacak verimli bir gelişme olduğunu söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump, Kabil'de bir ABD askerinin ölümüne neden olan patlamanın ardından Taliban ile barış müzakareleri durdurmuştu. Ancak görüşmelere devam etmek için bu hafta Afganistan'a sürpriz bir ziyarette bulundu.
Trump, ziyareti sırasında ABD ile Taliban arasındaki müzakerelerinin tekrar başladığını dile getirerek, Taliban'ın ateşkes istediğine inandığını söyledi.
Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid ise “Konu hakkında konuşmak için çok erken” yorumunda bulundu.



Beyaz Saray: İran, ABD saldırıları öncesinde zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadı

Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
TT

Beyaz Saray: İran, ABD saldırıları öncesinde zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadı

Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)

Beyaz Saray’dan dün yapılan açıklamada ABD'nin İran'daki üç nükleer tesise düzenlediği bombardıman öncesinde Tahran’ın yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadığı vurgulandı.

ABD Başkanı Donald Trump, Amerikan basınında ABD istihbaratının gizli bir raporunun sızdırılmasını sert bir dille eleştirmişti. Söz konusu raporda ABD'nin İsrail'i desteklemek için İran'ın başkent Tahran'ın güneyindeki Fordo ve ülkenin orta kesimlerindeki Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine düzenlediği askeri saldırının işe yarayıp yaramadığını sorguluyordu.

Bu özel saldırıların gerçekleştirilmesinden bu yana Trump, saldırıların üç nükleer tesisi tamamen yok ettiğini sürekli olarak vurguladı.

Ancak uzmanlar, İran'ın bu nükleer tesislerdeki yaklaşık 400 kilogramlık yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum stokunu boşaltarak saldırıyı önlemiş olabileceği ihtimalini ortaya attılar.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt dün, Fox News haber ağına yaptığı açıklamada, “Size temin ederim ki, ABD, saldırılardan önce yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyumun taşındığına dair herhangi bir kanıta rastlamadı” dedi. Leavitt, bunun aksini iddia eden haberlerin ‘yanlış bilgi içerdiğini’ vurguladı.

Beyaz Saray Sözücüs, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Şu anda nükleer tesis sahalarında bulunanlar, cumartesi gecesi yapılan başarılı saldırılar sonucunda devasa enkaz altında gömülü durumda.”

Öte yandan ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü John Ratcliffe dün yaptığı açıklamada, ‘güvenilir bilgilere’ göre Tahran'ın nükleer programının ‘son saldırılardan ciddi şekilde zarar gördüğünü’ söyledi.

Ratcliffe, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada bu kararın, tarihi olarak güvenilir ve doğru bir kaynaktan/yöntemden elde edilen yeni bilgilere dayandığını, bu bilgilere göre İran'ın birçok önemli nükleer tesisinin tahrip edildiğini ve yeniden inşasının yıllar alabileceği belirtti.

Tahran dün, 12 gün süren savaş sırasında İsrail ve ABD'nin bombardımanları sonucunda nükleer tesislerinin büyük hasar gördüğünü kabul etti.

Öte yandan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi, Fransa merkezli televizyon kanalı France 2'ye verdiği demeçte, UAEA’nın çatışmaların başlamasından itibaren zenginleştirilmiş uranyumu artık denetleyemediğini, ancak bu maddenin kaybolduğu veya saklandığı izlenimi vermek de istemediğini söyledi.

ABD merkezli televizyon ağı CNN'in salı günü yayınladığı gizli bir belgeye göre ABD'nin İran’a düzenlediği saldırılar, Trump'ın sürekli söylediğinin aksine, İran'ın nükleer programını tamamen yok etmek yerine sadece birkaç ay geriye götürdü.

Belgenin yayınlanması Trump'ı öfkelendirdi. Trump, Savunma Bakanı Pete Hagerty'nin perşembe sabahı saat 8.00’da (dünya saatiyle 12.00) ‘ABD’li büyük savaş pilotlarının şerefini savunmak için’ bir basın toplantısı düzenleyeceğini açıkladı.