Charles Michel dün Brüksel'de açıklamalarda bulundu (DPA)
Brüksel/Abdullah Mustafa
TT
TT
Charles Michel: Sorunlar büyük ama iyimserim
Charles Michel dün Brüksel'de açıklamalarda bulundu (DPA)
Avrupa Konseyi Başkanlığı görevini Donald Tusk’ın ardından Belçika'nın ekski Başbakanı Charles Michel devraldı. Pazartesi günü görevi resmi olarak devralan Michel'in başkanlığı 2024’te sona erecek. Devir teslim töreni cuma günü, Brüksel'deki Avrupa Konseyi'nde gerçekleşti.
2014’ten 2019’a kadar Belçika’da Başbakanlık görevini yürüten Michel, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda şunları söyledi:
“Bu çok önemli ve ilgi çekici bir an. Çünkü ilgi odağıma Avrupa'nın geleceğini yerleştirdim. İleride yapılacak çalışmalara hazırlık için bir grup aktif asistanla birlikte çalışmaktan dolayı mutluyum. Amacımız, Avrupalı vatandaşlar için olumlu sonuçlar elde etmektir. Önümüzde birçok sorun var. Çok çalışacağız. Oldukça iyimserim." Belçika Başbakanı Sophie Wilmes da açıklamasında şu ifadeleri kullandı;
“Charles Michel çok doğru bir isim. Kendisi doğru zamanda ve doğru yerde. Genç yaşına rağmen bir hayli tecrübeye sahip. 24 yaşındayken bakandı. Ciddi, akıllı ve uyumlu bir adam. Belçika'daki başarıları da bunu kanıtlıyor.”
Michel bugünden itibaren liderleri Avrupa Konseyi’nin olağan ya da olağanüstü oturumlarına davet edecek ve Uluslararası toplantılarda kurumu temsil etmekten sorumlu olacak. Toplantı gündemindeki konularda bakış açılarını birbirine yakınlaştırmak için liderler arasındaki koordinasyonu da sağlayacak. Michel, bazı başlıklarda devletlerin tutumlarının değişmesine dair süreçte de etkili olacak.
44 yaşındaki Michel, Belçika Başbakanı olarak görev yaptığı sürede oldukça iyi bir deneyim elde etti. Görev süresi boyunca çeşitli zorluklarla karşılaşacak olan Belçikalı siyasetçinin önünde radikal akımlar, Ortak Eylem Planı, iklim değişikliği ve Brexit sonrası süreçte ortaya çıkacak endişeler gibi başlıklar var.
Michel, Herman Van Rompuy'un ardından son 10 yılda Avrupa Konseyi Başkanlığı görevine getirilen ikinci Belçikalı isim oldu. İki haftadan kısa bir süre sonra gerçekleşecek Brüksel Zirvesi, Eski Belçika Başbakanı'nın liderlik edeceği ilk önemli oturuma sahne olacak.
Michel, son birkaç yıldır Belçika Başbakanı olarak görev yapıyordu. Michel, korumacı bir eğilime sahip, sağ kesim tarafından yönetilen bir koalisyon hükümeti kurmak zorunda kalmıştı. Söz konusu döneme dair yerel bir televizyona açıklamalarda bulunan Michel, “Şiddetli fırtınaların ortasında yelken açmak, suküneti ve aklıselimi koruyarak krizi idare etmek zorunda kaldım” demişti.
İran'daki güvenlik değişiklikleri... Askeri zorunluluk mu, diplomatik mesaj mı?https://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5171998-i%CC%87randaki-g%C3%BCvenlik-de%C4%9Fi%C5%9Fiklikleri-askeri-zorunluluk-mu-diplomatik-mesaj-m%C4%B1
İran'daki güvenlik değişiklikleri... Askeri zorunluluk mu, diplomatik mesaj mı?
Tahran'daki İran Radyo ve Televizyon Kurumu binasına düzenlenen İsrail saldırısının ardından yükselen dumanlar, 16 Haziran (Reuters)
İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'nin savunma konularıyla ilgilenecek bir alt komite kurulmasına ilişkin kararını onaylamasının ardından, güvenlik ve askeri kurumların kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesi çerçevesinde gerçekleşen bu gelişmeye ilişkin iç tepkiler farklılık gösterdi. İranlı bir milletvekili, ülkenin en üst düzey güvenlik kurumunda yapılan değişikliklerin ‘mevcut savaş koşullarında gerekli’ olduğunu söylerken, eski bir yetkili ise bunun ‘Batı'ya yönelik bir mesaj’ olduğunu belirtti.
Değişiklikler, kamuoyunun artan baskısı altında bekleniyordu. Zira haziran ayında İsrail ile yaşanan kısa süreli savaşın sonuçları, İran için 1980'lerde Irak ile savaşından bu yana en büyük askeri zorluktu.
Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreterliği, yeni savunma organının ‘savunma planlarını gözden geçireceğini ve İran Silahlı Kuvvetleri’nin kapasitesini merkezi bir şekilde güçlendireceğini’ bildirdi. İran devlet televizyonu, Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi üyelerinin komitenin oluşumunu onayladığını duyurdu.
Komitenin yapısı Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'nden çok farklı olmayacak. Komite, sembolik olarak İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan tarafından yönetilecek ve Meclis Başkanı, yargı yetkilileri, silahlı kuvvetlerin üst düzey komutanları, savunma, istihbarat ve dışişleri bakanları da komiteye dahil olacak.
Komite, mevcut Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Ekber Ahmediyan tarafından savunma planlarının hazırlanması ve İran Silahlı Kuvvetleri’nin kapasitesinin güçlendirilmesi için yönetilecek. Komitenin üyeleri arasında Meclis Başkanı, Yargı Erki Başkanı, silahlı kuvvetlerin komutanları ve ilgili bakanlıklar yer alacak.
Birçok haberde, İran Dini Lideri Ali Hamaney'in Danışmanı Ali Laricani'nin, komite genel sekreterliği görevine getirileceği, Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) üst düzey generali olan Ahmediyan'ın rolünün ise savunma konularıyla sınırlı kalacağı belirtildi.
Laricani geçen yıl, İran Dini Lideri Ali Hamaney'in Danışmanı olarak aktif bir rol oynadı ve Beşşar Esed'in devrilmesinden önce Lübnan ve Suriye'ye gitti. Son olarak Hamaney'den Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e bir mesaj iletti. Daha önce Pezeşkiyan'ın Laricani'yi eski görevine geri getirmeye çalıştığına dair haberler çıkmıştı. İkili, Pezeşkiyan'ın 3 yıl boyunca Meclis Başkan Yardımcısı olduğu dönemde parlamentoda birlikte çalışmıştı.
İran Dini Lideri Ali Hamaney'in Danışmanı Ali Laricani'nin internet sitesinde yayınlanan arşiv fotoğrafı
Yetkililer, Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'ne bağlı Nur News Ajansı ve Tesnim ve Fars gibi DMO’ya yakın önde gelen medya kuruluşları tarafından sızdırılan haberlere rağmen, Laricani'nin atanmasını henüz resmi olarak açıklamadı. Resmî açıklamanın bu ayın ilerleyen günlerinde yapılması bekleniyor.
Laricani, iki yıl boyunca Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreterliği görevini yürüttükten sonra 12 yıl boyunca Meclis Başkanı olarak görev yaptı. Şarku’l Avsat’ın reformist çizgide yayın yapan Ham Mihan gazetesinden aktardığına göre Laricani, toplamda 25 yıl boyunca Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi üyesi olarak görev yaptı.
İran, 1980'lerde İran-Irak savaşı sırasında benzer bir komite kurmuştu. O dönemde komiteye, savaş sırasında Meclis Başkanı olan eski Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani başkanlık etmişti.
İran Meclisi İçişleri Komisyonu üyesi milletvekili Kamran Gazanferi, komitenin kurulmasının ‘mevcut savaş koşullarında gerekli’ olduğunu söyledi. Değişikliği temel olarak ‘Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi ve genel sekreterliğinin zayıflığına’ bağladı.
Parlamento çevrelerine yakın olan Iran Observer haber sitesine konuşan Gazanferi, Ali Laricani'nin ‘özel yeteneklere sahip olduğunu, ancak zayıf yönleri de bulunduğunu’ vurguladı. Gazanferi, “Yetkililer, onun Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreterliği’nde bulunmasından yararlanmaya karar verirlerse, bazı yönlerden faydalı olabilir, ancak konseyin tüm zayıflıklarını ortadan kaldırmayacaktır” dedi.
2015 yılındaki nükleer müzakereler sırasında Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu'nun başkanlığını yürüten eski milletvekili Haşmetullah Felahatpişe, “Saha gerçekleri, savaşın yeniden başlaması ihtimalinin yüzde 90 olduğunu gösteriyor. Çünkü Siyonist varlık savaştan başka bir şey istemiyor” ifadelerini kullandı.
İran iç politikası konusunda uzmanlaşmış Fararu internet sitesine konuşan Felahatpişe, “Laricani'nin atanmasının İranlıların gerilimi azaltma çabalarının bir parçası olduğunu düşünüyorum. Bu, ülkenin siyasi yönetim sistemindeki pahalı bir hatanın düzeltilmesi olarak görülebilir” dedi. Felahatpişe, son yıllarda askerlerin bu pozisyondaki hakimiyetini ve politikacıların geri çekilmesini eleştirdi.
Felahatpişe sözlerini şöyle sürdürdü: “Pezeşkiyan hükümetinin dışişleri bakanı bile parlamentonun güvenini kazanmak için mecliste askeri sicilini sergiledi. İran'ın bazı diplomatik seçeneklerini kaybetmesine neden olan boşluklardan biri, savaş öncesinde Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'nin diplomasi alanında hiçbir rol oynamamış olmasıdır. Ne yazık ki, Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreterliği mevcut gelişmeler ve tehditler hakkında siyasi analiz yapmaktan yoksundu.”
Laricani'nin atanmasının ilk sonucunun ‘İran'ın ulusal güvenliğini diplomasi çerçevesinde gördüğü mesajını Batı'ya vermek’ olacağını öngören Felahatpişe şu ifadeleri kullandı: “Geçmişteki savaş önlenebilirdi, olası bir savaş da önlenebilir. Diplomatlar müzakere masasının mimarlarıdır. Dostlar ve düşmanlar dahil tüm tarafların ulusal çıkarlarını ortaya koymakla yükümlüdürler ve buna dayanarak müzakere masasını düzenlerler.”
Felahatpişe, Trump'ın ‘Kongre'deki çoğunluğunu kaybetmeden önce 4 trilyon dolarlık anlaşmayı gerçekleştirme şansının sınırlı olduğunu’ ve ‘şirketlerin bölgedeki güvensizlikten endişe duyduğunu’ belirtti. Felahatpişe, İran'ın ‘istikrar peşinde olduğunu’ ve Netanyahu'nun ‘kendi siyasi çıkarları için savaşı uzatmaya çalıştığını’ iddia etti.