Galaksimizde yeni bir kara delik bulundu

Kara delikler öyle büyük bir çekim kuvvetine sahip ki ışık dahil hiçbir şey onlardan kaçamıyor (NASA)
Kara delikler öyle büyük bir çekim kuvvetine sahip ki ışık dahil hiçbir şey onlardan kaçamıyor (NASA)
TT

Galaksimizde yeni bir kara delik bulundu

Kara delikler öyle büyük bir çekim kuvvetine sahip ki ışık dahil hiçbir şey onlardan kaçamıyor (NASA)
Kara delikler öyle büyük bir çekim kuvvetine sahip ki ışık dahil hiçbir şey onlardan kaçamıyor (NASA)

Gökbilimciler galaksimizde mümkün olduğu düşünülenden kat be kat büyük, yıldız kaynaklı devasa bir kara delik keşfetti.
Bilim insanları bu tarz kara deliklerin Güneş'in kütlesinin sadece 20 katına kadar çıkabileceğini düşünüyordu. Ama Çin Bilimler Akademisi'nden gökbilimciler yeni keşfedilen cismin 70 kat büyük olduğunu söyledi.
Araştırmacılara göre keşif, bu muazzam ve gizemli cisimlerin nasıl oluştuğuna dair bildiklerimizi yeniden yazabilir. Yıldız kaynaklı kara delikler devasa bir yıldızın çökmesiyle ortaya çıkıyor. Bu cisimler o kadar yoğun ki ışık bile onlardan kaçamıyor.
Profesör Liu, “Yıldızların evrimine dair güncel modellerin çoğuna göre, galaksimizde bu kütlede kara delikler bulunmamalı" diye konuştu.
“Galaksimize özgü kimyasal bileşime sahip devasa yıldızların, ömrünün sonuna yaklaşırken, gazlarının çoğunu güçlü yıldız rüzgarlarına akıttığını düşünüyorduk. Bu sebeple de arkalarında bu büyüklükte bir kalıntı bırakmamalıydılar. LB-1 mümkün olduğunu düşündüğümüzden iki kat büyük" diyen Profesör Liu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Şimdi teorisyenler, bu oluşumu açıklama zorluğunun üstesinden gelmek zorunda.
Bu muazzam cisim, yıldız kaynaklı 100 milyon kara delik barındırdığı düşünülen Samanyolu galaksimizde yer alıyor. LB-1 olarak bilinen yeni kara delik Dünya'dan 15 bin ışık yılı uzaklıkta.
Yakın zamana kadar yıldız kaynaklı kara delikler, sadece yakındaki bir yıldızın gazını emerken tespit edilebilirdi. Kara delikler bunu yaparken galaksi boyunca hareket edip Dünya'mıza ulaşan bir X-ray emisyonu yayıyor. Çöken yıldızı işte tam bu noktada tespit edebiliyoruz.
Ancak galaksimizdeki yıldız kaynaklı birçok kara delik yıldızlardan beslenmiyor, dolayısıyla onları bu şekilde göremiyoruz. Yani Samanyolu'nda bulunduğu düşünülen çok sayıdaki kara deliğe rağmen sadece birkaçını uygun şekilde saptayıp anlayabiliyoruz.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre yeni çalışmanın araştırmacıları, daha fazla bilgi edinmek için, görünmez bir cismin yerçekimine kapıldığı görülen yıldızları araştırdı. Bu yöntem, ilk kez 18. yüzyılda, uzayı gözlemlemenin bir yolu olarak önerilmiş ancak yakın zamana kadar mümkün olmamıştı.
Bilim insanları bu tekniği kullandıktan sonra, tespit ettiğini düşündüğü yıldız kaynaklı kara deliğe dair bir şeyler öğrenmek için başka gözlemler yaptı. Bulguları onları şaşkınlığa uğrattı. Yörüngesini 79 günde tamamlayan ve Güneş'ten 8 kat ağır bir yıldız, çok büyük bir kara deliğin etrafında dönüyordu.
ABD'deki University of Florida'dan LIGO Direktörü Prof. David Reitze "Bu keşif, bizi yıldız kaynaklı büyük kara deliklerin oluşumuna dair modellerimizi yeniden düşünmeye zorluyor" dedi.



Bilim insanları Güneş'i karartmaya hazırlanıyor

Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)
Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)
TT

Bilim insanları Güneş'i karartmaya hazırlanıyor

Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)
Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)

Rebecca Whittaker 

Britanyalı bilim insanları, hükümetin 50 milyon sterlinlik (yaklaşık 2,5 milyar TL) bir fonla desteklediği program kapsamında küresel ısınmayla mücadelede güneş ışığını engelleme tekniklerini deneyebilir.

Birkaç hafta içinde onaylanacak jeomühendislik projesinde bilim insanları, ışığı yansıtan parçacık bulutlarını atmosfere fırlatmak veya deniz suyu spreyleri kullanarak bulutları daha parlak hale getirmek gibi teknikleri inceleyebilir.

Başka bir yöntemse, ısıyı hapseden bir battaniye görevi gören doğal sirüs bulutlarını inceltmeyi içeriyor.

Projenin başarılı olması halinde Dünya yüzeyine daha az güneş ışığı ulaşacak ve böylece yeryüzü geçici olarak soğuyacak.

Bu, gezegeni soğutmanın nispeten ucuz bir yolu olarak düşünülse de yöntemi eleştirenler, hava örüntülerinde felaketlere yol açabileceği ve hatta yağmurları, gıda üretiminde hayati önem taşıyan bölgelerden başka yerlere kaydırabileceği uyarısında bulunuyor.

Diğer bilim insanlarıysa jeomühendisliğin, iklim değişikliğinin temel nedeni olan fosil yakıtların kullanımını durdurma çabalarını azaltabileceğini söylüyor.

Proje, ARIA diye bilinen İleri Araştırma ve Buluş Ajansı tarafından finanse ediliyor.

Birleşik Krallık hükümeti tartışmalı deneye 50 milyon sterlin ayırdı ancak gelecek 4 yıl boyunca kullanmak üzere, vergi mükelleflerinin parasından verilen toplam miktar 800 milyon sterlin (yaklaşık 41 milyar TL).

Jeomühendislik projesini yöneten ARIA Program Direktörü Profesör Mark Symes "Karbonsuzlaşma hayati önem taşıyor ancak mevcut gidişatımız, sıcaklık kaynaklı çok sayıda iklim devrilme noktasını tetikleme riski taşıyor" diyor.

Bu program, iklim felaketini önlemek için gereken zaman diliminde Dünya'yı güvenli ve sorumlu bir şekilde nasıl soğutabileceğimiz (veya soğutup soğutmamamız gerektiği) konusunda kritik ve cevapsız soruları araştıracak.

ARIA'nın geçen yıl yayımladığı bir belgede Symes bu tür devrilme noktalarına örnek vermişti. Bunlar arasında Arktik kış deniz buzlarının erimesi, Amazon yağmur ormanlarının yok olması ve bunun sonucunda ekosistem kaybı, karadaki büyük buz örtülerinin çökmesi ve bunun küresel deniz seviyesinin kayda değer derecede yükselmesine yol açması yer alıyordu.

Symes, çözümün fosil yakıtların yakılmasının durdurulması ve sera gazlarındaki fazlalıkların ortadan kaldırılması olduğunu ancak bunun, devrilme noktalarının başlangıcını önleyecek kadar hızlı gerçekleşmeyebileceğini söylüyor.

Bunun yerine bu projenin "karbonsuzlaşma için zaman kazanmamıza" katkı sağlayacağını umuyor.

Profesör Symes, projede zehirli maddeler kullanılmayacağını, açık hava deneyleri öncesinde çevresel etki değerlendirmesi yayımlanacağını ve bölgedeki topluluklara danışılacağını ifade ediyor.

Projelerin detaylarının gelecek haftalarda yayımlanması bekleniyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news