Mısır, 'Afrikalı Kadınların Liderliği' programını başlatıyor

Bu program için eğitim alan 100 kadının yaşı 35 ila 50 arasında değişiyor (Mısır Planlama Bakanlığı Resmi Sitesi)
Bu program için eğitim alan 100 kadının yaşı 35 ila 50 arasında değişiyor (Mısır Planlama Bakanlığı Resmi Sitesi)
TT

Mısır, 'Afrikalı Kadınların Liderliği' programını başlatıyor

Bu program için eğitim alan 100 kadının yaşı 35 ila 50 arasında değişiyor (Mısır Planlama Bakanlığı Resmi Sitesi)
Bu program için eğitim alan 100 kadının yaşı 35 ila 50 arasında değişiyor (Mısır Planlama Bakanlığı Resmi Sitesi)

Mahmud Abdu
Mısır hükümeti, Afrika kıtasındaki kadınları ön plana çıkarmak amacıyla bu ay “Afrikalı Kadınların Liderliği” programını başlatıyor.
Programa katılan, aralarında engellilerin de olduğu 100 Afrikalı kadının, yönetim, liderlik ve girişimcilik alanlarında başarılı bir geçmişi bulunuyor. Mısır’ın bu girişimi, kursiyerlerin yeteneklerini geliştirmesini sağlayarak bu kişilere hükümet, özel sektör, sivil toplum ve medya liderlerinden veya karar verici kişilerden biri olma imkânı sağlıyor.
100 kursiyer, 50 ülke
Mısır Planlama, İzleme ve İdari Reform Bakanı Dr. Hala es-Said, Mısır ve Afrika ülkeleri işbirliği çerçevesinde gerçekleşen bu girişimin, kadınları desteklemek ve ülkenin şimdiki idari reform sürecinin olumlu sonuçlarını yaymak amacı taşıdığını belirtti. Bakan es-Said ayrıca, “Program; insan kapasitesinin geliştirilmesi, kadın ve gençlerin ön plana çıkarılması yoluyla Afrika’nın sürdürülebilir kalkınma konusundaki 2063 ajandasını gerçekleştirmeyi hedefliyor” ifadelerini kullandı.
Ulusal Planlama Enstitüsü CEO’su Şerife Şerif ise “Mısır hükümeti, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla, kursiyerler için programın içeriğini 50 Afrika ülkesiyle paylaştı. Aynı zamanda elçiliklerle iletişim kuruldu. Program, Aralık ayında başlayıp bir hafta sürecek” dedi.
Independent Arabia’dan Mahmud Abdu’ya konuşan Şerif, programın eğitim aşaması ve çeşitli bakanlıklarla beraber ulusal projelerle düzenlenecek olan saha ziyaretleri olmak üzere iki kısımdan oluşacağını açıkladı.
Kadınların parlamentodaki temsili
Bu adım, 2015 yılında Addis Ababa’da düzenlenen 24. Afrika Zirvesi’ndeki “Afrika kadınını ön plana çıkarmak” sloganıyla ilk kez ortaya atılmıştı. Bu zirvede, “Afrikalı kadın ve kızların zincire vurulmuş enerjileri açığa çıkarılarak” güçlü ekonominin inşa edilebileceği belirtilmişti.
Mısır Enformasyon Servisi’nin Afrika kıtası ülkelerine dair verilerine göre, Etiyopya ve Ruanda parlamentolarındaki sandalyelerin yarısında kadınlar bulunuyor. Diğer 4 ülkede kadınlar parlamentonun yüzde 40’ını, 8 ülkede ise yüzde 30 ile 39’unu kaplıyor. Bu oranlar Mısır dâhil olmak üzere 20 ülkede yüzde 10 ila 19,9 arasında değişirken yüzde 10’dan düşük olduğu yalnızca iki ülke bulunuyor.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre Ruanda, dünya çapında, kadınların parlamentodaki varlıklarının en belirgin olduğu ülke sayılıyor. Sahra Çölü’nün güneyinde bulunan Afrika ülkelerinde ise kadının liderlik faaliyetleri oldukça yüksek. Öyle ki, şirketlerin neredeyse üçte biri kadınlara ait.
Hükümetlerdeki Afrikalı kadınlar
Afrikalı kadınların hükümet düzeyindeki temsilinin ise nispeten düşük olduğu gözlemleniyor. Bakanlıkların yarısının kadınlara ait olduğu Etiyopya bu hususta da öne çıkıyor. 8 ülke kabinesinde yüzde 30 ila 39 oranında kadın bakanların olduğu belirtilirken, yüzde 20 ila 29 olduğu Mısır dâhil yaklaşık 15 ülke bulunuyor. Kadınların hükümet dâhilindeki temsilini gösteren bu oranın yüzde 10 ila 19 arasında değiştiği 20 ülke varken, yüzde 10’dan düşük olduğu yine iki ülke bulunuyor.
Söz konusu verilere göre, Afrikalı kadınların büyük bir çoğunluğunun hala özel sektörde çalıştığı görülüyor. Buda, kadınların çabalarının arka planda kaldığı, aldıkları ücretlerin ise emeklerini karşılamadığı anlamına geldiği ifade edildi. Afrika’nın bel kemiğini oluşturan tarım sektöründe ise işgücünün yarısını kadınlar oluşturuyor. Bu kadınların tarımdan alışverişe ve ev işlerine kadar birçok konudan sorumlu oldukları biliniyor.
Ancak kadınlar; toprağa sahip olma, fon elde etme ve karar verme gibi konularda ayrımcı yasalar ve uygulamalar nedeniyle birçok engelle karşı karşıya kalıyor. Öyle ki, bazı Afrika ülkelerinde kadınlar miras hakkına dahi sahip değil.



Filistin’i tanıma kararları: Avrupa, ABD’nin diplomatik çizgisinden ayrılıyor

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini geçti (AFP)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini geçti (AFP)
TT

Filistin’i tanıma kararları: Avrupa, ABD’nin diplomatik çizgisinden ayrılıyor

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini geçti (AFP)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini geçti (AFP)

Fransa ve Britanya'nın ardından Kanada da eylülde Filistin devletini tanıyacağını duyurdu.

BBC'nin analizinde, ABD'nin müttefiklerinin Gazze meselesinde "diplomatik bir değişiklik" yaratmak için Başkan Donald Trump'ın çizgisinden uzaklaştığı yazılıyor. 

Analizde, Trump yönetiminin Gazze'nin geleceğine dair istikrarlı bir vizyonu olmadığı, bunun da stratejik bir boşluk yarattığı belirtiliyor. Avrupa ve Körfez ülkelerinin bu boşluğu doldurmak için devreye girdiği ifade ediliyor. 

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu başından beri iki devletli çözüme karşı çıkıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Birleşik Krallık (BK) Başbakanı Keir Starmer'ın Filistin devletini tanıma kararını eleştiren Trump, Kanada'yı da benzer bir hamle yaptığı için tehdit etti.

Kanada Başbakanı Mark Carney, İsrail'in işgal ettiği Gazze'deki uygulamalarını kınamış ve eylülde yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (BMGK) Filistin'i devlet olarak tanıyacaklarını duyurmuştu.

Trump, gümrük vergisiyle ilgili müzakerelerin sürdüğünü hatırlatarak Kanada'nın Filistin'i tanıma kararının "ticaret anlaşmasına varmalarını çok zorlaştıracağını" söylemişti. 

Kanada'ya ek olarak Malta da eylüldeki BMGK toplantısında Filistin devletini tanıyacaklarını duyurmuştu. 

Avrupa ülkelerinin, Filistin devletini tanıma hamlesiyle ABD'yle diplomatik çizgilerini ayırdığına dikkat çekilen analizde, İsrail ablukası yüzünden Gazze'de patlak veren kıtlığın bir "kırılma noktası" yarattığı belirtiliyor. 

2012'de BMGK, Filistin'e "gözlemci devlet" statüsü tanıdığında, 138 ülke Filistin devletini tanıyordu. 2024 ve 2025'te gelen yeni tanımalarla bu sayı en az 143'e çıktı.

BK ve Fransa'nın BMGK daimi üyesi olarak veto yetkisini elinde bulundurması önemli. Londra ve Paris yönetimlerinin adım atması durumunda ABD, BMGK'de Filistin'in tanınmasına karşı çıkan veto hakkına sahip tek ülke durumuna düşecek. BMGK daimi üyeleri Çin ve Rusya da halihazırda Filistin devletini tanıyor.

Independent Türkçe, BBC, Times of Israel