Charlie Hebdo'nun ölen Fransız askerleri ile ilgili karikatürü tepkiye neden oldu

Mali’de ölen arkadaşlarının tabutunu taşıyan Fransız askerleri (AFP)
Mali’de ölen arkadaşlarının tabutunu taşıyan Fransız askerleri (AFP)
TT

Charlie Hebdo'nun ölen Fransız askerleri ile ilgili karikatürü tepkiye neden oldu

Mali’de ölen arkadaşlarının tabutunu taşıyan Fransız askerleri (AFP)
Mali’de ölen arkadaşlarının tabutunu taşıyan Fransız askerleri (AFP)

Fransa’da yayın yapan mizah dergisi Charlie Hebdo, Mali’de yaşanan helikopter kazasında 13 askerin ölümüyle ilgili yayınladığı ve büyük öfkeye sebep olan karikatürlerin ardından kendisini savundu.
İnternet sitesi üzerinden karikatürler yayınlayan Charlie Hebdo, Ocak 2015’te radikal grupların hedefi olmuştu.
Fransa Genelkurmay Başkanlığı Sözcüsü Albay Thierry Burkhard, ölü askerlere atıfta bulunan resimlere duyduğunu ‘öfkeyi’ dile getirdi.
Riss ismiyle bilinen dergi editörlerinde Laurent Riss Sourisseau, Fransız ordusunun çalışmalarının önemini kabul ettiği açıklamasında derginin ‘mizah ruhunu’ savundu.
Mali’de militanları hedef alan bir operasyon sırasından helikopterlerin çarpışması sonucu yaşanan kazada 13 Fransız askeri ölmüştü. Yaşanan bu facia, Fransa ordusunun yakın tarihte yaşadığını en büyük kazalardan biri olarak kayıtlara geçti. En son 1983 yılında Beyrut’ta yaşanan bir saldırıda ölü sayısı 58 olarak duyurulmuştu.
Charlie Hebdo’nun internet sitesinde yayınlanan beş karikatürden birinde, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Fransız bayrağına sarılı bir tabutun önünde resmedilmiş ve ‘diğerlerinden farklı olmak için orduya katıldım’ sloganı yer almıştı. Bu slogan, mevcut askeri kampanyalarda kullanılıyor.
Genelkurmay Başkanı geçen cuma günü Twitter’dan yaptığı açıklamada, Charlie Hebdo’nun karikatürlerinin derin bir öfke yarattığını söyledi.
Açıklamada özgürlüklerini savunmak için görev esnasında öldürülen askerlerin ailelerine öncelik verildi.
Riss’e gönderilen bir mektupta, derginin ailelerin yas tutma dönemini küçüksemekle suçlandığı aktarıldı.
Riss, dün yaptığı açıklamada derginin bazı zamanlarda mizah ruhuna sadık kalması gerektiğini söyledi.
Yayınladığı karikatürle tartışmalara yol açan Charlie Hebdo mizah dergisinin binasına Ocak 2015’te düzenlenen saldırıda aralarında önemli çizerlerin de olduğu 12 kişiyi ölmüştü.
Sosyal medya kullanıcıları saldırının ardından ‘Ben Charlie’ hashtagi ile dergiye destek olmuşlardı.



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”