İsrail'in Meşal'e suikast girişimi öncesinde Hamas 10 yıllık ateşkes teklif etti

Kral 2. Abdullah, 2013’te Amman’daki sarayında Halid Meşal’i ağırlıyor (Reuters)
Kral 2. Abdullah, 2013’te Amman’daki sarayında Halid Meşal’i ağırlıyor (Reuters)
TT

İsrail'in Meşal'e suikast girişimi öncesinde Hamas 10 yıllık ateşkes teklif etti

Kral 2. Abdullah, 2013’te Amman’daki sarayında Halid Meşal’i ağırlıyor (Reuters)
Kral 2. Abdullah, 2013’te Amman’daki sarayında Halid Meşal’i ağırlıyor (Reuters)

İsrail’deki istihbarat kaynakları, eski Hamas lideri Halid Meşal’e yönelik suikast girişimi hakkında yeni bilgiler paylaştı. Kaynaklar, Hamas’ın 10 yıllık ateşkes teklifinin yalnızca 4 gün sürdüğünü belirtti. Mossad’da üst düzey bir yetkili olan ve hala hizmette bulunması dolayısıyla isminin yayınlanmasını istemeyen D., 21 Eylül 1997 tarihinde Amman ile ilişkilerden sorumlu olduğu gerekçesiyle Kral Hüseyin ile görüşmek üzere Amman’daki Kraliyet Sarayı’na çağrıldığını söyledi. O dönem, İsrail açısından, Hamas aktivistlerinin onlarca İsraillinin ölmesine neden olan büyük saldırılar düzenlediği, zor günlerdi. Yetkiliye göre Kral Hüseyin, “Hamas’ın, kendisinden İsrail’e, siyasi arenada dikkate alınma karşılığında, 10 yıllık bir ateşkes anlaşması öneren bir mektup ulaştırmasını istediği” hususunda Tel Aviv’deki başkanını bilgilendirmesini talep etti.
Ancak bu mektup, adresine ulaşmadı. Söz konusu yetkili, kraldan dinlediklerinde ilişkin muhtıra hazırladı ve onu, dönemin Mossad başkanı Danny Yatom’un masasına koydu. Ama mektup, aynı gün okunmadı ve okunduğunda da ciddiye alınmadı. Bu bağlamda İsrailli yetkili, “Hamas, geçmişte de bize uzun süreli ateşkesler teklif etti. Bu yüzden bunu, özel bir teklif olarak görmedim” ifadelerini kullandı. Yatom, İsrail merkezli Kanal 13’te askeri işler yorumcusu Alon Ben David’e verdiği röportajda, Başbakan Binyamin Netanyahu ile konuşmaya çalıştığını, ona hasta olduğunu belirttiğini ve ertesi günkü görüşmelerinin iptal edilmesini istediğini belirtti. İsrailli D., ertesi gün onunla görüşme vaktinin hiç gelmediğini, çünkü Yatom’un suikast girişimiyle meşgul olduğunu söyledi.
Kral Hüseyin, İsrail’in “Hamas’ın ateşkes teklifine cevap vermesini” beklerken Mossad, Hamas’ın Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal’e ve Ürdün topraklarına suikast yapmakla uğraşıyordu. Böylece İsrail’in, ateşkes teklifine verdiği yanıt da anlaşılmış oldu.
Yatom, kanal tarafından yayınlanan suikast politikalarıyla ilgili özel bir programda, şahsen Meşal suikastını desteklemediğini söyledi. Danny Yatom, “Hamas’ın Tel Aviv ve Kudüs’teki operasyonları yoğunlaştığında, Başbakan Netanyahu beni çağırdı ve Hamas liderine tasfiye darbesi vurmak için pratikte bir öneride bulunmamızı istedi. Bir hafta sonra orta sınıf dereceye sahip ve dünyanın farklı bölgelerinde konuşlanan birkaç saha komutanının tasfiye önerisiyle Netanyahu’nun yanına geri döndüm. Onaylandıktan sonra operasyonlar için hazırlıklara başladık. Ansızın Netanyahu, benden bir kez daha talepte bulunarak, bana Hamas’ın birincil liderliğindeki bir isme suikast önerisinde bulundu” ifadelerini kullandı. Dönemin Savunma Bakanı İzak Mordehay ise sert operasyonlara verilen yanıtın, birincil lider Halid Meşal düzeyinde olması gerektiğini söyledi. Meşal’in Ürdün’de yaşadığı ortaya çıktığında ve Ürdün topraklarında suikastın diplomatik krize neden olacağı anlaşıldığında Netanyahu’nun emirleri geldi; “İz veya parmak izi olmayan bir darbe vurun”. Böylece akıllara Meşal’in kulağına ölümcül zehri olan bir madde damlatma fikri geldi.
Mossad Başkanı Yatom, başarısızlığa uğramamak için yürütme ekibine talimatlarını açıkça belirtti, “Onlara böyle bir operasyonun başarısız olacağı veya engelleneceği konusunda herhangi bir şüpheleri varsa operasyonun durdurulması gerektiğini söyledim. Aynı şekilde suikast mekanının yakınlarında yalnızca bir Ürdünlü sivil polis varsa bile operasyonun durdurulması gerektiğini belirttim. Eğer Meşal’in yanında başkaları varsa, operasyonun durması gerekiyordu. Maalesef emirlerime uymadılar. Bu nedenle bedeli çok yüksek oldu. Kral Hüseyin bize oldukça sinirlendi. Onu memnun etmek amacıyla, Meşal’in kurtulması için panzehiri enjekte etmek zorunda kaldık. Ayrıca Şeyh Ahmed Yasin’i serbest bırakmak zorunda kaldık” dedi.



Esad’ın kuzeni Rami Mahluf: Suriye'nin kıyı bölgelerinde 150 bin kişiden oluşan özel silahlı gruplar kurduk

Şam'daki 4. Tümen karargahında devrik Devlet Başkanı Beşar Esad ve kardeşi Mahir'in portresinin yanında yeni Suriye güçlerinin bir üyesi (Reuters)
Şam'daki 4. Tümen karargahında devrik Devlet Başkanı Beşar Esad ve kardeşi Mahir'in portresinin yanında yeni Suriye güçlerinin bir üyesi (Reuters)
TT

Esad’ın kuzeni Rami Mahluf: Suriye'nin kıyı bölgelerinde 150 bin kişiden oluşan özel silahlı gruplar kurduk

Şam'daki 4. Tümen karargahında devrik Devlet Başkanı Beşar Esad ve kardeşi Mahir'in portresinin yanında yeni Suriye güçlerinin bir üyesi (Reuters)
Şam'daki 4. Tümen karargahında devrik Devlet Başkanı Beşar Esad ve kardeşi Mahir'in portresinin yanında yeni Suriye güçlerinin bir üyesi (Reuters)

Devrik Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın kuzeni ve işadamı Rami Mahluf, Rusya'ya yakınlığıyla bilinen eski rejim özel kuvvetler komutanı “Kaplan” lakaplı Süheyl el-Hasan ile işbirliği içinde  özel kuvvetler kurduklarını açıkladı.

Mahluf, bu güçlerin amacının intikam almak olmadığını, kıyı bölgelerinde yaşayan halkı korumayı hedeflediğini söyledi. Suriye hükümetinden “ülkeyi korumak için işbirliği yapmasını” isteyen Mahluf, "Kıyı şeridinde yaşayan halkı katliam, öldürme, kaçırma ve esaretten koruyamadılar" dedi.

Mahluf'a atfedilen ve hala kırmızı, beyaz ve siyah renklerden oluşan eski bayrağın yer aldığı Facebook hesabından yapılan açıklamada Mahluf, “kıyı bölgesinin” korunması için destek çağrısında bulundu.

Mahluf, 150 bin kişilik bir özel kuvvetler tümeninin yanı sıra aynı sayıda bir yedek kuvvetin ve yaklaşık bir milyon kişilik halk komitelerinin kurulduğunu açıkladı ve bu oluşumlar üzerinde Süheyl el Hassan ile işbirliği içinde çalıştığını söyledi.

Kıyı bölgesi halkı onurlu ve barış içinde yaşayamayacağı herhangi bir çözümü reddettiğini açıklayan Mahluf, "Rusya'daki dostlarımız” olarak tanımladığı uluslararası topluma “Suriye kıyı bölgesini” desteklemeleri çağrısında bulundu.

Tüm ekonomik, askeri ve halk potansiyelimizi uluslararası toplumun gözetimi altına koyduklarını ifade eden Mahluf, Putin'den ortak bir çalışma mekanizması için formüller bulmak üzere Şam hükümetiyle temasa geçmelerini istedi.

Mahluf rejimin çöküşü ile ilgili olarak şunları söyledi: “Eğer Esad kukla olsaydı Suriye düşmezdi.” Kaplan'ın önderliğinde kendisinin ve adamlarının askeri, ekonomik, sosyal ve idari destek sağladığını ve eski rejimin ordusunun “savaş boyunca çökmesini” engellediğini belirten Mahluf, Beşar Esad ve adamlarını ülkeyi adaletsizliğe ve yolsuzluğa sürükleyen “çocuklar” olarak tanımladı.

9 Mart'ta kıyıdaki olayları değerlendiren Rami Makhlouf, 4. Tümen Tuğgenerali Gıyas Dalla ve askeri güvenlik şefini yaşanan katliamların sorumlusu olmakla, halkının kanının ticaretini yapmakla, sivilleri töhmet altında bırakmakla ve onların para ihtiyacını sömürmekle suçladı.