Lübnan: Cumhurbaşkanı ve eski başbakanlar arasında 'Yeni Başbakan' polemiği

Eski Başbakanlar Fuad Sinyora, Temmam Selam ve Necib Mikati açıklama yapıyor (Ulusal Ajans)
Eski Başbakanlar Fuad Sinyora, Temmam Selam ve Necib Mikati açıklama yapıyor (Ulusal Ajans)
TT

Lübnan: Cumhurbaşkanı ve eski başbakanlar arasında 'Yeni Başbakan' polemiği

Eski Başbakanlar Fuad Sinyora, Temmam Selam ve Necib Mikati açıklama yapıyor (Ulusal Ajans)
Eski Başbakanlar Fuad Sinyora, Temmam Selam ve Necib Mikati açıklama yapıyor (Ulusal Ajans)

Lübnan'da yeni hükümetin kurulması hakkında eski Başbakanlar Fuad Sinyora, Temmam Selam, Necib Mikati ile Cumhurbaşkanı Mişel Avn arasında sert bir tartışma yaşanıyor.
Başbakan'ın kim olacağına dair meclis istişareleri çağrısından önce Avn’ın danışma faaliyetlerine yönelmesi dolayısıyla tepkiler ortaya koyuldu.
Eski Başbakanlar, Cumhurbaşkanını anayasaya aykırı davranmakla suçladı.
Sinyora, Selam ve Mikati ortak basın açıklaması yayınladılar.  Açıklamada “Eski başbakanlar, Taif Anlaşması’na, anayasa metni ve ruhuna yönelik bu ciddi ihlalle dehşete düştü. Cumhurbaşkanının ‘düzenlemesi gereken meclis istişareleri aracılığıyla hükümeti kuracak kişiyi belirleme’ yolunda milletvekillerinin yetkilerine karşı yaptığı açık saldırıyla dehşete düştüler” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, "Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve Dışişleri Bakanı Cibran Basil’in herhangi bir başbakan adayı atanmadan önce yaptığı istişarelere" vurgu yapıldı.
Eski başbakanlar, “Hariri hükümetinin istifasının göz ardı edilmesi ve halkın yaklaşık 50 gündür devam eden talepleri reddedilerek hükümeti kuracak ismin belirlemesi için meclis istişarelerinin ihlal edilmesi, Lübnanlıların taleplerine aldırış edilmediği ve bu taleplerin Cumhurbaşkanı tarafından görmezden gelindiği anlamına geliyor. Ne Taif’ten önce ne de sonra başbakanlık pozisyonuna yönelik bu benzeri görülmemiş saldırı, Lübnan halkının birliğine ve anayasanın hükümlerine karşı ciddi bir suç teşkil ediyor” ifadeleri kullanıldı.
Eski Başbakanlar, herhangi bir başbakan adayının resmi olarak atanmadan önce hükümet oluşturulması hakkında istişarelerde bulunmasının anayasanın ihlal edilmesine katkıda bulunacağını ve Başbakanlık konumunu zayıflatacağını söylerken, “Bu nedenle bu rezalet, anayasaya saygı gösterilmesi yolunda gecikme yaşanmadan derhal durdurulmalıdır” dedi. Yetkililer, gelişmeleri takip etmeyi sürdüreceklerini de vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı medya ofisi de eski Başbakanlar Sinyora, Selam ve Mikati’nin açıklamasına yanıt vererek, “Eski Başbakanlar, meclis istişarelerinin hızlı şekilde yürütülmesinin, ülkedeki genel duruma ve milli mutabakata yönelik olumsuz yansımalara yol açacağının farkında olsaydı, bu açıklamada bulunmazlardı. Lübnan’ın kurulduğu ulusal esasları koruma yolunda Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın aldığı kararların doğruluğunu da kabul ederlerdi” ifadelerini kullandı.
Avn eski Başbakanlara cevap verdi
Baabda Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndan yapılan yazılı açıklamada ise söz konusu ortak basın açıklamasına şu ifadelerle cevap verildi: “Cumhurbaşkanı tarafından yürütülen istişare, anayasanın veya Taif Anlaşması’nın ne metninin ne de ruhunun ihlali anlamına gelmiyor. Anayasa, meclis istişareleri yürütmek için bir sınırlama koymuyor. Aynı şekilde görevli başbakanın Cumhurbaşkanıyla anlaşarak hükümeti kurması için bir mühlet de belirlemiyor. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı tarafından kimsenin yetkilerine karşı bir saldırı söz konusu değil" ifadeleri kullanıldı.  
Açıklamada, “Cumhurbaşkanı, parlamento blokları arasında istişarelerde bulunarak, bugün açıklama yapan devlet sahiplerinin dönemlerinde yaşanan acı tecrübeler ışığında hükümeti kurmakla görevli yetkiliye süreci kolaylaştırıcı bir destek sağlamayı amaçlamaktadır. Herhangi bir hükümet kurulmadan önce istişare yürütme meselesinin normal olduğu ve daima normal koşullarda yapıldığı bilinmektedir. Ülke, birliğini, milli mutabakatın gerekliliklerini, Cumhurbaşkanının her yaptığı işte ve attığı adımda saygı duyduğu anayasanın içeriğini koruyan istisnai adımlar gerektiren koşulları nasıl atlayabilir?” ifadelerine yer verildi.
Öte yandan eski Başbakanlar, başbakan adayının resmi olarak atanmadan önce özellikle de bazıları anayasa uyarınca yetkili olmayanlar tarafından karanlık odalarda yürütülen, hükümetin şekli ve bileşenlerini belirlemek üzere devam eden temaslara dikkati çekerek Cumhurbaşkanlığı bildirisini kınadı. Başbakanlar, bu durumun anayasaya ve Lübnan’daki anlaşmalara aykırı olduğunu savundu.
Eski Başbakanlar, Cumhurbaşkanlığı Sarayı tarafından yapılan açıklamaya yanıt vererek “Anayasanın, meclis istişarelerini yürütmek için bir tarih belirtmediği doğrudur. Ancak anayasanın ruhu, zorlu ve hassas ulusal, parasal ve yaşamsal koşullar altında, ülkedeki birincil yetkili olan Cumhurbaşkanının, hükümeti kurmak için meclis istişarelerini hızlandırmasını gerektirmektedir. Bu ruh ayrıca, Cumhurbaşkanının engellerin üstesinden gelmesini ve hükümetin kurulmasının hızlandırılması için gerekli kolaylıkları sağlamaya yönelmesini zorunlu kılmaktadır. Bunlar, bir yandan vatandaşların taleplerini karşılamak, diğer yandan da kötüleşen ekonomik, parasal ve yaşam koşullarını ele almak için gereklidir” ifadelerini kullandı.
Başbakanlar, Lübnan halkının birliğine, dayanışmasına, istikrarlı şekilde bir arada yaşamasına ve anayasaya saygıya bağlı olduklarını söylerken, herkesi de “ülkenin tanık olduğu bu hassas ve zorlu şartları iyi şekilde ölçmeye, dolayısıyla da gereksiz tartışmaları derhal sonlandırmaya, Lübnan’ı kurtarmak, ortasına düşülen sıkıntılardan kurtulmak için ciddi ve üretken çalışmalara yönelmeye” çağırdı.
Öte yandan eski Başbakan Fuad Sinyora, Cumhurbaşkanının anayasaya aykırı davrandığına dikkati çekti. LBCI TV kanalına açıklamada bulunan Sinyora, anayasaya saygı gösterilmesi ve anlaşmazlıkların durdurulması gerektiğini belirtti. Sinyora, “Herkes, Lübnan’da bir şeylerin değiştiğini fark etmelidir. Lübnan’da demokratik sistem mekanizmalarını öldüren bir ulusal birlik hükümeti şeklinin devam etmesi artık mümkün değil” dedi.
Lübnan Cumhurbaşkanlığı İşleri Devlet Bakanı Selim Cerisati de eski başbakanlara hitaben, “Bilginiz ve çağrınız eksik. Bu çağrı, içgüdüleri ve popülizmi savunan şüpheli bir çağrıdır. Neyse ki bizim siyasi sistemimizde böyle bir örnek yok” dedi.
Cerissati, “Cumhurbaşkanının anayasayı ihlal ettiği yönündeki suçlamanız, boştur ve statü eksikliğinizi kabul edememişliktir” açıklamasında bulundu. Selim Cerissati ayrıca, Cumhurbaşkanının, müddet kısıtlanmış veya kısıtlanmamış olsun, hiçbir şekilde anayasal yetkileri ihlal eden bir harekette bulunmayacağını vurguladı.



İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanında son 24 saat içinde 100'den fazla kişi hayatını kaybetti

 Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından dağıtılan gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından dağıtılan gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanında son 24 saat içinde 100'den fazla kişi hayatını kaybetti

 Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından dağıtılan gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından dağıtılan gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanı devam ederken ve son 24 saat içinde 100'den fazla kişi hayatını kaybederken, Gazze İnsani Yardım Vakfı bugün Gazze Şeridi'ndeki yardım dağıtım merkezlerinden birini yeniden açtı.

Vakıf, Hamas'ın kendisine yönelik tehditler savurduğunu iddia ederek dün yardım dağıtım merkezlerini kapatmıştı. Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre vakıf cuma günü de güvenlik gerekçesiyle yardım dağıtım merkezlerini kapatmış ve halka bu merkezlerden uzak durmaları çağrısında bulunmuştu.

Vakıf, Facebook sayfasında Arapça olarak yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bulunan merkezlerinden birinin bugün öğlen 12'de yeniden açılacağını duyurdu.

Diğer yandan vakıf, bölge sakinlerinden çalışma saatlerinden önce merkeze yaklaşmamalarını, aksi takdirde gıda paketlerinin dağıtılamayabileceğini belirtti.

İsrail yaklaşık iki hafta önce Gazze Şeridi'ne yardım girişi üzerindeki ablukasını hafifletti. Vakıf, Birleşmiş Milletler (BM) yardım kuruluşlarını ve diğer girişimleri atlayarak yardımın dağıtılması sorumluluğunu üstlendi.

Vakıf, mevcut yardım ağlarını bypass etmenin yanı sıra sivilleri tehlikeye attığı ve tarafsız insani yardım için yaygın olarak kabul edilen standartları ihlal ettiği iddiasıyla eleştiriliyor.

Bu arada Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında 7 Ekim 2023'ten bu yana hayatını kaybedenlerin sayısının 54 bin 880'e yükseldiğini açıkladı. Bakanlık günlük istatistik raporunda, İsrail bombardımanı sonucunda son 24 saat içinde hastanelere 108 ölü ve 393 yaralının ulaştığını bildirdi.

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü bugün, İsrail bombardımanı sonucu on Filistinlinin yaşamını yitirdiğini, bunlardan beşinin Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bulunan bir yardım merkezine gıda maddesi almak için gitmekte olduğunu duyurdu.

İsrail ordusu, bölgede askerlerine yaklaşan ‘şüphelilere’ uyarı ateşi açtığını söyledi.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal AFP'ye yaptığı açıklamada, ekiplerinin ‘Refah'ın batısındaki el-Alem kavşağı bölgesinde beş şehit ve onlarca yaralıyı’ hastaneye naklettiğini söyledi. Basal, hayatını kaybedenlerin ‘Refah'ın batısındaki yardım dağıtım merkezine gitmeye hazırlanan binlerce yerinden edilmiş Filistinli’ arasında olduğunu açıkladı.

Basal, İsrail güçlerinin dağıtım merkezine ulaşmalarına yüzlerce metre kala sivillere ateş açtığını bildirdi.

AFP'nin bir sorusuna yanıt olarak İsrail ordusu şu cevabı verdi: “Dün gece bölgenin aktif bir çatışma bölgesi olduğuna dair yapılan uyarılara rağmen, bazı şüpheliler Refah bölgesinde faaliyet gösteren İsrail ordusu güçlerine tehditkâr bir şekilde yaklaşmaya çalıştı.”

Bu bölgede yardım için toplanan insanlara ilk kez ateş açılmıyor. Sivil Savunma Müdürlüğü son günlerde bölgede bu türden en az üç olayda onlarca kişinin öldüğünü duyurdu.

Daha önceki en az iki olayda İsrail ordusu ‘şüphelilere’ ateş açtığını kabul etmişti.

Bugün de Han Yunus'un batısındaki el-Mevasi bölgesinde yerlerinden edilmiş insanların kaldığı bir çadırın İsrail tarafından bombalanması sonucu aralarında iki çocuğun da bulunduğu beş Filistinli hayatını kaybetti.