Kenya polisi de Eş Şebab kurbanı

Mombasa’daki bir evde üç terör zanlısının öldürüldü (AFP)
Mombasa’daki bir evde üç terör zanlısının öldürüldü (AFP)
TT

Kenya polisi de Eş Şebab kurbanı

Mombasa’daki bir evde üç terör zanlısının öldürüldü (AFP)
Mombasa’daki bir evde üç terör zanlısının öldürüldü (AFP)

Kenya Cumhurbaşkanı Uhuru Kenyatta’nın ofisi, Somalili Eş-Şebab Hareketi’nin terörist saldırısında ölen 8 kişinin arasında Kenya polis memurlarının da bulunduğunu açıkladı. Cuma günü gerçekleştirilen saldırı, Somali ve Kenya sınırındaki bir bölgede seyir halindeki bir otobüsü hedef aldı.
Söz konusu otobüs, Kenya şehirleri Wajir ve Mandera arasındaki yolda seyir halindeyken teröristlerin saldırısına uğradı. Kenya Cumhurbaşkanlığı ofisinden konuyla ilgili yapılan açıklamada “İçlerinde polis memurlarının da bulunduğu 8 kişi vahşice öldürüldü” ifadeleri kullanıldı. Ancak kaç memurun öldürüldüğü belirtilmedi.
Saldırıyı sahiplenen Somalili Eş-Şebab Hareketi ise aralarında gizli güvenlik görevlileri ve hükümet çalışanları da olan 10 kişiyi öldürdüğünü bildirdi. Görgü tanıkları, teröristlerin otobüsün dışındakilere yakın mesafe ateş açtıklarını ifade etti.
Faillerin bu saldırıdan zararsız çıktığını açıklayan Kenya polisi, saldırının gerçekleştiği bölgenin sınır bölgesi olması sebebiyle çoğunlukla Somali kökenli Kenyalılardan oluştuğunu belirtti.
Polis sözcüsü Charles Ueno ise saldırganların ayrımcılık yaparak yerel Somalilileri değil de yerel olmayan 10 Somaliliyi öldürdüğünü açıkladı. Aynı zamanda güvenlik güçlerinin zanlıların peşine düştüğünü, otobüs şoförü ve muavinin ise gözaltında soruşturulduğunu belirtti.
El Kaide bağlantılı Eş-Şebab terör hareketi, Kenya'nın 2011'de Somali sınırına militanlarla savaşmaları için askeri güç göndermesinden bu yana, birkaç kez Kenya'yı hedef aldı. Son haftalarda ise Somali ve Kenya sınırında gerçekleştirdiği terörist operasyonları yoğunlaştırdı.
Bu ayın başında yayınlanan bir habere göre, söz konusu terörist hareket, Kenya’nın kuzeydoğusundaki Garça banliyösünü kontrol altına aldı. Buraya 30 km uzaklıkta Kenyalı güçlerle çatışarak Kenya kuvvetlerine ait bir merkezi de ele geçirdi.
Diğer yandan, Birleşmiş Milletler (BM), Kasım ayının sonlarında yayınlanan bir raporunda Eş-Şebab Hareketi’nin Somali’de ve özellikle Afrika Boynuzu’nda barış ve güvenliğin en büyük tehdidi olduğunu açıkladı. Söz konusu raporda; göçmen kamplarında, restoranlarda, çarşılarda, alışveriş merkezlerinde, devlet dairelerinde ve otellerdeki sivilleri yaralamak ya da öldürmek için giderek daha fazla ev yapımı patlayıcı kullanıldığı belirtildi.
BM’nin raporuna göre, Temmuz 2018 ve Temmuz 2019 tarihleri arasında bu hareketin gerçekleştirdiği saldırıların yüzde 39 oranında arttığı kaydedildi. Bununla birlikte, ABD'nin Eş-Şebab terör hareketi kalelerine karşı başlattığı hava saldırılarının dengesiz olduğu, hareketin gücünü azaltmadığı vurgulandı. Rapor, Eş-Şebab’ın Somali devlet kurumlarına sızmayı başardığı, gelirlerini arttırdığı ve çocukları kaçırarak ellerine silah vermeye devam ettiğini de ortaya çıkardı.



Hektor Rusya'ya silah gönderiyor

Hüseyin Şemhani (İran haber ajansları)
Hüseyin Şemhani (İran haber ajansları)
TT

Hektor Rusya'ya silah gönderiyor

Hüseyin Şemhani (İran haber ajansları)
Hüseyin Şemhani (İran haber ajansları)

Bloomberg'in haberine göre Batılı yetkililer ve bilgi sahibi kaynaklar, İran Liderinin danışmanlarından Ali Şemhani'nin oğlu tarafından yönetilen bir şirketin İran'dan Rusya'ya Hazar Denizi üzerinden füze, insansız hava aracı (İHA) parçaları ve çift kullanımlı malzemelerin taşınmasındaki rolünü ortaya çıkardı.

Kaynaklara göre ‘İran petrolünün Hektoru’ lakaplı Hüseyin Şamhani'nin operasyonu, geçen yıl en az iki gemi ile Rusya'yı Ukrayna ile olan büyük savaşında desteklemek için gerçekleştirildi.

Moskova, Batı'nın yaptırımları nedeniyle artan takas ticaretinin parçası olarak İran'a petrol sevkiyatıyla ödeme yapıyor. Bu işlemler Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşında İran silahlarını daha fazla kullanmasıyla aynı döneme denk geldi.

Şarku’l Avsat’ın Bloomberg'den aktardığına göre, İran'ın Rusya'ya silah sevkiyatının dörtte birinden fazlasını denetleyen şirketler ağının sahibi olan Hüseyin Şemhani, Londra, Cenevre ve Singapur'da bir hedge fonu ve büyük Batılı petrol şirketleriyle iş yapan Dubai merkezli bir şirketi içeren imparatorluğu yönetiyor.

İran ve Rusya, ayrıntılarını açıklamadan savunma iş birliklerini güçlendirdiklerini kabul ettiler. ABD'nin eski ulusal güvenlik danışmanı John Bolton, Şemhani'nin ağının Ukrayna'da kullanılacak İHA’larla ilgili sözleşmelerle bağlantılı olduğunu söyledi. İran, Rusya ve Crios şirketinin temsilcileri yorum yapmazken, Şemhani'nin avukatı da raporun detayları hakkında yorum yapmayı reddetti.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, ABD'nin Ukrayna işgalinin başlangıcından bu yana Rusya ve İran arasında derinleşen güvenlik ortaklığı konusunda uyarıda bulunduğunu belirterek, “Bu ortaklık Avrupa'nın güvenliğini tehdit ediyor ve İran'ın küresel çapta istikrarsızlaştırıcı etkisini arttırıyor” dedi.

2023 yılının ortalarından bu yana birkaç Crios gemisi rotalarını Akdeniz ve Karadeniz'den Hazar Denizi'ne çevirerek İran ve Rusya arasında silah taşımaya başladı. Bloomberg verilerine göre, gemiler bu yıl İran limanlarından Rusya'nın Astrahan kentine silah taşımak için en az beş sefer yaptı.

Petrol karşılığı silah ticareti, Hüseyin Şemhani'nin ticari faaliyetlerine ilişkin bir yıl süren Bloomberg soruşturmasındaki en son ayrıntı. Bu soruşturma, faaliyetlerini bilen 50'den fazla kişiyle yapılan görüşmelerin yanı sıra, gizli belgeler ve şirket kayıtlarının incelenmesini de içeriyor.

Şemhani'nin ağına ait gemiler aracılığıyla kaç silah teslim edildiği ya da bunların nasıl konuşlandırıldığı belirsiz. Şemhani, petrol tankerleri ve ticari gemiler de dahil olmak üzere onlarca gemiden oluşan bir filoyu kontrol ediyor ve Crios şirketi Hazar Denizi sevkiyatlarını denetliyor. Şirket, İran Savunma Bakanlığı için sevkiyatları yöneten Oceanlink Maritime ve Kuban Shipping ile birlikte çalışıyor. Nisan ayında ABD, Şemhani ile bir bağlantıdan bahsetmeksizin Oceanlink Maritime'a yaptırım uyguladı. Hazar'daki anlaşmaları sınırlama çabaları Rusya'nın bölgedeki hakimiyeti karşısında zorlanıyor ve uzmanlar ‘kısa vadeli hedefin bu ağları kamuoyuna ifşa etmek olması gerektiği’ konusunda hemfikir.