ABD, İran üzerindeki yaptırımlarını sıkılaştırdı

ABD Dışişleri Bakanı dün Washington’da düzenlediği basın toplantısı sırasında (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı dün Washington’da düzenlediği basın toplantısı sırasında (AFP)
TT

ABD, İran üzerindeki yaptırımlarını sıkılaştırdı

ABD Dışişleri Bakanı dün Washington’da düzenlediği basın toplantısı sırasında (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı dün Washington’da düzenlediği basın toplantısı sırasında (AFP)

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo dün yaptığı açıklamada, ülkesinin, İran hükümetinin Yemen’e kitle imha silahları göndermesine ve büyük çapta silah kaçakçılığı ağı kurmasına yardım ettiklerinden dolayı üç İranlı ve yabancı şirkete yeni yaptırımlar uyguladığını bildirdi. Bakan Pompeo ayrıca, ABD’nin, İran’la ve ona bağlı olan şirketlerle ortak bir şekilde hareket eden herkesi cezalandıracağını vurguladı.
Bakan Pompeo, Washington'un, kitle imha silahlarının dağıtılmasında oynadığı rolden dolayı Mahan Havayolları’nın genel satış acentelerini ve İran hükümetine füze yapımında yardım eden Çinli bir nakliye şirketini hedef aldığını söyledi.
ABD Hazine Bakanlığı, İran Devrim Muhafızları adına İran’dan Yemen’e “ölümcül silah” kaçakçılığına yardım ettiği gerekçesiyle İranlı bir nakliye ağının kara listeye eklendiğini açıkladı. Yaptırımların 180 gün sonra yürürlüğe girmesi bekleniyor.
Yeni yaptırımlar, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’la yapılan nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından, iki ülke arasındaki gerginliğin artmasından bu yana nadir görülebilecek bir işbirliği çerçevesinde gerçekleşen mahkûm değişiminin ardından geldi.
ABD: Çin'den İran ham petrolü almamasını istedik
Tahran'a karşı azami yaptırım politikasının devam ettiğini vurgulayan Pompeo, tüm ülkeleri bu çabalara katılmaya davet etti. ABD Dışişleri Bakanı, Trump yönetiminin Çin'den, İran’a uygulanan yaptırımlara uymasını istediğine işaret ederek, geçtiğimiz hafta sonu Çinli mevkidaşıyla bu hususta görüşmeler yaptığını belirtti. Bakan Pompeo, “Çin Dışişleri Bakanı’na, İran’a bizim tarafımızdan azami bir baskı kampanyası uygulandığını söyledim. Her ülkenin uyguladığımız bu yaptırımlara uymalarını istiyoruz. Çin istisna değil. Çin'den İran ham petrolü almamasını istedik. Washington, yaptırımlarımızı ihlal eden ülkelere de yaptırım uygulamaya devam edecek” dedi.
Pompeo, ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarının, İsrail gibi bölgedeki müttefiklerinin yanı sıra dünya ve bölge ülkelerine yönelik İran tehditlerinin önüne geçmeyi hedeflediğini belirterek, Çin de dâhil olmak üzere tüm dünya ülkeleriyle İran’ı normal bir ülke olmaya zorlamaya devam edeceklerini söyledi. Ayrıca Pompeo, mahkûmlarla ilgili olarak İran’la diyaloğu genişletmeyi umduğunu dile getirdi. Geçtiğimiz hafta sonu İsviçre’nin arabuluculuğunda iki ülke arasında tutuklu takası gerçekleşti. ABD'de 2018'den beri tutuklu bulunan İranlı bilim adamı Mesut Süleymani ile 2016’dan bu yana İran’da tutuklu bulunan Çin asıllı Amerikan vatandaşı Xiyue Wang serbest bırakıldı.
AFP’nin haberine göre İranlı yetkililer daha fazla mahkûm değişimi için hazır olduklarını açıkladılar. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, “Bu değişimin konsolosluk işlerinde daha geniş bir diyaloga yol açmasını umuyorum. Hala İran’da tutuklu bulunan ABD vatandaşları var ve sayıları da oldukça fazla” açıklamasında bulundu. Bu bağlamdaki çabaları sürdürmek adına fırsat yakalamaya çalıştıklarını ifade eden Pompeo, mahkûm değişimine dair göstergelerin sevindirici haberler vermesine rağmen bu hususta sahte umutlar vermemek için temkinli davrandı. Bakan Pompeo, İran hükümetinin bu konudaki yapıcı yaklaşımından memnun olduğunu bildirdi ve “İran’da ya da dünyanın başka bir ülkesinde tutuklu bulunan her Amerikalı evlerine geri dönene kadar rahat etmeyeceğiz” dedi. Bu kapsamda ellerine geçen en ufak bir ihtimali değerlendireceklerini söyleyen Pompeo, gerekli adımlar neyse her zaman atmaya hazır olduklarını dile getirdi. Özellikle İran asıllı ABD vatandaşları için -en yüksek seyahat uyarısı olan- dördüncü seviye uyarısını hatırlatan Pompeo, “Her an keyfi olarak tutuklamalar gerçekleşebilir” dedi.
Tahran’dan Paris’e tepki
İran merkezli bir haber ajansı, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, Haziran ayından bu yana tutuklu bulunan iki Fransız vatandaşın serbest bırakılması çağrısının, bu durumu içişlerine bir müdahale olarak değerlendiren Tahran tarafından reddedildiğini bildirdi. Ajansın aktardığına göre İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi, “İran hükümeti ve yargısı, başkalarından tavsiye almıyor. Ülkemizin içişlerine müdahalede bulunulması kabul edilemez” açıklamasında bulundu.
Bunun yanı sıra İran Haberleşme ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Muhammed Cevad Azeri Cehromi, dün yaptığı açıklamada, ülkesinin, yabancı bir hükümet tarafından İran altyapısına yönelik büyük bir siber saldırıyı engellediğini bildirdi. Bu, İran’ın propagandasını hedef alan ABD siber operasyonuna ilişkin basında çıkan haberlerden iki ay sonra yaşandı. Reuters’in ABD yetkililerinden aktardığına göre ABD, 14 Eylül’de iki Suudi petrol tesisine yönelik gerçekleştirilen saldırıların ardından İran'a karşı gizli bir siber saldırı gerçekleştirdi.
İran merkezli haber ajansı Mehr'in aktardığına göre Cehromi, “Kısa bir süre önce hükümetin ağ altyapısı, devlet destekli ve organize bir saldırı ile karşı karşıya kaldı. Bu saldırı, Ulusal Bilgi Ağı'nın güvenlik kalkanı tarafından püskürtüldü” açıklamasında bulundu. Saldırının oldukça büyük olduğunu kaydeden Cehromi, ayrıntılara ilişkin ilerleyen günlerde daha fazla açıklama yapılacağını belirtti.
Azeri Cehromi’nin ABD yetkililerinin Eylül ayı sonunda gerçekleştiğini söylediği siber saldırıya atıfta bulunup bulunmadığı belli değil. Nitekim Azeri Cehromi bu saldırıya ilişkin çıkan haberleri yalanlamış ve “Görünüşe göre bir rüya gördüler” ifadesini kullanmıştı.



Beyaz Saray: İran, ABD saldırıları öncesinde zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadı

Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
TT

Beyaz Saray: İran, ABD saldırıları öncesinde zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadı

Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)

Beyaz Saray’dan dün yapılan açıklamada ABD'nin İran'daki üç nükleer tesise düzenlediği bombardıman öncesinde Tahran’ın yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadığı vurgulandı.

ABD Başkanı Donald Trump, Amerikan basınında ABD istihbaratının gizli bir raporunun sızdırılmasını sert bir dille eleştirmişti. Söz konusu raporda ABD'nin İsrail'i desteklemek için İran'ın başkent Tahran'ın güneyindeki Fordo ve ülkenin orta kesimlerindeki Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine düzenlediği askeri saldırının işe yarayıp yaramadığını sorguluyordu.

Bu özel saldırıların gerçekleştirilmesinden bu yana Trump, saldırıların üç nükleer tesisi tamamen yok ettiğini sürekli olarak vurguladı.

Ancak uzmanlar, İran'ın bu nükleer tesislerdeki yaklaşık 400 kilogramlık yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum stokunu boşaltarak saldırıyı önlemiş olabileceği ihtimalini ortaya attılar.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt dün, Fox News haber ağına yaptığı açıklamada, “Size temin ederim ki, ABD, saldırılardan önce yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyumun taşındığına dair herhangi bir kanıta rastlamadı” dedi. Leavitt, bunun aksini iddia eden haberlerin ‘yanlış bilgi içerdiğini’ vurguladı.

Beyaz Saray Sözücüs, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Şu anda nükleer tesis sahalarında bulunanlar, cumartesi gecesi yapılan başarılı saldırılar sonucunda devasa enkaz altında gömülü durumda.”

Öte yandan ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü John Ratcliffe dün yaptığı açıklamada, ‘güvenilir bilgilere’ göre Tahran'ın nükleer programının ‘son saldırılardan ciddi şekilde zarar gördüğünü’ söyledi.

Ratcliffe, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada bu kararın, tarihi olarak güvenilir ve doğru bir kaynaktan/yöntemden elde edilen yeni bilgilere dayandığını, bu bilgilere göre İran'ın birçok önemli nükleer tesisinin tahrip edildiğini ve yeniden inşasının yıllar alabileceği belirtti.

Tahran dün, 12 gün süren savaş sırasında İsrail ve ABD'nin bombardımanları sonucunda nükleer tesislerinin büyük hasar gördüğünü kabul etti.

Öte yandan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi, Fransa merkezli televizyon kanalı France 2'ye verdiği demeçte, UAEA’nın çatışmaların başlamasından itibaren zenginleştirilmiş uranyumu artık denetleyemediğini, ancak bu maddenin kaybolduğu veya saklandığı izlenimi vermek de istemediğini söyledi.

ABD merkezli televizyon ağı CNN'in salı günü yayınladığı gizli bir belgeye göre ABD'nin İran’a düzenlediği saldırılar, Trump'ın sürekli söylediğinin aksine, İran'ın nükleer programını tamamen yok etmek yerine sadece birkaç ay geriye götürdü.

Belgenin yayınlanması Trump'ı öfkelendirdi. Trump, Savunma Bakanı Pete Hagerty'nin perşembe sabahı saat 8.00’da (dünya saatiyle 12.00) ‘ABD’li büyük savaş pilotlarının şerefini savunmak için’ bir basın toplantısı düzenleyeceğini açıkladı.