Dünyanın en eski sanat eseri belirlendi

Bulunan çizimlerin bir kısmı (AFP)
Bulunan çizimlerin bir kısmı (AFP)
TT

Dünyanın en eski sanat eseri belirlendi

Bulunan çizimlerin bir kısmı (AFP)
Bulunan çizimlerin bir kısmı (AFP)

Tarih öncesi bir av sahnesini betimleyen yaklaşık 44 bin yıllık mağara resmi, dünyanın en eski figüratif sanat eseri olabilir. Arkeologlara göre bu resim, gelişmiş bir sanatsal kültüre işaret ediyor.
İki yıl önce Endonezya’nın Sulawesi adasında keşfedilen, 4,5 metre genişliğindeki eserde, mızrak ve ip gibi görünen nesneleri kullanan avcıların yabani hayvanları kovalayışı resmediliyor.
CNN’de yer alan haberde yarı insan ve yarı hayvan olan bu melez avcıların kovaladığı hayvanların yaban domuzuyla küçük bir manda olduğu ifade edildi.
Saygın bilim dergisi Nature’da yayımlanan makaleye göre  Avustralya'daki Griffith Üniversitesi'nden araştırmacılar, kireçtaşıyla çizilen mağara resminin, en az 43 bin 900 yıl öncesine (Paleolitik Dönem) ait olduğunu keşfetti.
Araştırmacılar, “Bildiğimiz kadarıyla bu av sahnesi hikaye anlatıcılığının şimdilik en eski resimsel kaydı ve dünyadaki en eski figüratif sanat eseri” ifadelerini kullandı.
AFP’de yer alan habere göre yakın zamanda Borneo’da bulunan ve bir hayvanı betimleyen mağara resmi de 40 bin yıl öncesine tarihlenmişti.
Bilim insanları uzun süredir, mağara sanatının Avrupa’da ortaya çıktığını düşünüyordu. Ancak Endonezya’da keşfedilen bu son bulgular, bu teoriyle uyuşmuyor.
Sadece Sulawesi'de en az 242 mağara veya sığınak resmi bulunuyor ve ekip, her yıl yeni kazı alanları keşfettiklerini söylüyor.
Söz konusu eserde yer alan, insan vücudu üzerinde kuş veya sürüngen başı taşıyan melez avcılar, koyu kırmızı renklerle tasvir ediliyor.
Araştırma ekibi buradan yola çıkarak, 44 bin yıl önce insanlığın gelişmiş bir sanatsal kültüre, mitlere ve sipiritüel inançlara sahip olduğunu söylüyor:
"Kurmaca hikayeler üretme yeteneği, insan dilinin evrimsel gelişiminde ve moderne yakın bilişsel kalıpların gelişiminde son ve en önemli aşama olarak görülebilir. Bu açıdan (söz konusu bulgular) dikkate değer."



Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)

Bilim insanları meyve sineklerinin genetiğini değiştirerek kokaini sevmelerini sağladı. Çalışmanın insanlardaki kokain bağımlılığını daha iyi anlama ve tedavi etmeye katkı sunması bekleniyor. 

Meyve sinekleri ve insanlar birbirlerine sanılandan daha fazla benziyor. Örneğin bu iki türde çeşitli hastalıklardan sorumlu genlerin yaklaşık yüzde 75'inin aynı olması, bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Sinekler üzerindeki genetik incelemeler, bu hastalıkların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor.

Bu rahatsızlıklardan biri de kokain gibi maddelere karşı gelişen bağımlılıklar. Utah Üniversitesi'nden Dr. Adrian Rothenfluh, "Son yıllarda, sinekler ve insanların birçok açıdan sandığımızdan daha fazla birbirine benzediği ortaya çıktı" diyerek ekliyor: 

Örneğin sineklerin alkole verdiği tepkiyi düzenleyen genlerin, insanlardaki alkol bağımlılığında da rol oynadığını birçok kez gösterdik. Bu durumun kokain bağımlılığıyla bağlantılı genler için de geçerli olacağını ve bunların sineklerdeki etki mekanizmasını inceleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Ancak sineklerin kokaini sevmemesi bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyordu. Meyve sineklerinin bacaklarındaki tat reseptörleri, böceğin bir şeyi yemeden önce zararlı olup olmadığını algılamasını sağlıyor. 

Dr. Rothenfluh ve ekip arkadaşları yeni çalışmalarında kokainin acı tadı nedeniyle bu reseptörlere yakalandığını ve sineklerin maddeden bu yüzden uzak durduğunu doğruladı. Araştırmacılar daha sonra sineklerin genetiğini değiştirerek bu reseptörleri devre dışı bıraktı.

Bulguları hakemli dergi Journal of Neuroscience'ta 2 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilmiş sineklerin kokaini sevdiği gözlemlendi. Düşük seviyede kokain içeren şekerli su verilen sinekler 16 saat içinde bu içeceği tercih etmeye başladı.

Dr. Rothenfluh, "Düşük dozlarda, tıpkı insanlar gibi koşuşturmaya başlıyorlar" diyor: 

Çok yüksek dozlardaysa yine insanlar gibi hareket edemez hale geliyorlar.

Bilim insanları genetiğiyle oynanmış sinekleri üretmeyi artık öğrendiği için çalışmalarını daha kolay ve hızlı yürütmeyi umuyor. Meyve sineklerinin hızlı yaşam döngüsü ve nispeten basit genetik yapıları, üzerlerinde insanlara kıyasla daha kolay deney yapılmasına imkan tanıyor. 

Makalenin yazarlarından Travis Philyaw "Daha karmaşık organizmalarda ortaya çıkması zor olan riskli genleri tespit ederek bu bilgileri memeliler üzerinde çalışan araştırmacılara aktarabiliriz" diyor.

Ekip bu sayede insanlardaki kokain bağımlılığına yönelik yeni tedaviler geliştirmeyi umuyor. Dr. Rothenfluh şu ifadeleri kullanıyor:

Kokain tercihinin mekanizmalarını gerçekten anlamaya başlayabiliriz ve mekanizmayı ne kadar iyi anlarsak, o mekanizmaya etki edebilecek bir tedavi bulma şansımız o kadar artar.

Independent Türkçe, Popular Science, IFLScience, Journal of Neuroscience