Cezayir Ulu Cami'nin Tebbun ve Fransa ile ilişkisi ne?

Cezayir yeni Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (AFP)
Cezayir yeni Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (AFP)
TT

Cezayir Ulu Cami'nin Tebbun ve Fransa ile ilişkisi ne?

Cezayir yeni Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (AFP)
Cezayir yeni Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (AFP)

Ali Yahya
Dünyanın en büyük üçüncü camisi olan Cezayir Ulu Cami, maliyeti ve gerekliliği açısından geniş tartışmalara neden oldu. Bu cami, eski Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika rejiminin ve o zamanın İmar ve İskan Bakanı olan yeni Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un en önemli başarılardan biriydi.
Tebbun’un zaferi
İç ve dış kesimler, Tebbun’un 12 Aralık Cezayir cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki zaferiyle birlikte, Ulu Cami dosyası dâhil olmak üzere eski bakanın dosyalarını karıştırmaya ve “güven kokan” açıklamalarını sorgulamaya başladı.
Siyasi analist Enes Sabreyn, Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada Tebbun’un Ulu Cami projesindeki konumunun hem iç karışıklığa hem de Fransa’nın müdahalesine neden olduğunu belirtti.
Sabreyn’in açıklamalarına göre muhalifler, Tebbun’un Buteflika iktidarındaki söz konusu cami projesini bizzat denetlediğine değindi. Bu noktada, iki adam arasında halkın da dikkatini çeken özel bir ilişkinin olduğu, bunun da Tebbun’un önceki rejimin kalıntılarından biri olduğunu ispatladığı öne sürüldü.
Söz konusu açıklamalara göre, rakipleri Tebbun’a meydan okumak için bu projenin yaklaşık 2 milyar dolarlık muazzam maliyetini vurguladı. Muhaliflere göre bu maliyet, Tebbun’un yolsuzluğa ve kamu parasının yağmalanmasına karıştığını gözler önüne seriyor.
Sabreyn, Tebbun’un projeyi Fransa için özel olan bir yerde gerçekleştirmek istediği için de Fransa’nın tepkisini aldığını söylüyor.
Fransa’nın sömürgecilik zamanında Charles Lavigerie adını verdiği söz konusu yer, Cezayir bağımsızlığının ardından El-Muhammediyye adını almıştı.
Sabreyn, caminin bulunduğu mekan hakkında şöyle diyor: “Bu, öylesine bir yer seçimi değildi. Bölgenin tarihi, Haçlıların Cezayir seferleriyle ve Fransızların işgal sırasında diktiği Hristiyan anıtlarıyla ilgili gerçekleri anlatıyor”. Aynı zamanda caminin karşısındaki denizin, tarihteki en büyük işgallerden birine ve 1541’deki saldırıda İspanya Kralı V. Karl filosunun yenilgisine şahit olduğunu belirtiyor. Ayrıca Fransa’nın bu yeri Afrika Misyonerleri Cemiyeti Beyaz Babalar adına ve Charles Lavigerie gözetimde olacak bir ilkokul inşa etmek için edindiği biliniyor.
O zamanın İmar ve İskan Bakanı Tebbun ise “oranın adını Charles Lavigerie koyanlara izin vermeyeceğini ve inşa edilecek olan Ulu Cami’nin burayı tüm günahlardan temizleyeceğini” söyleyerek Fransız tarafına uyarıda bulunmuştu. Tebbun’un bu açıklamaları, “Le Figaro” gazetesinin "Firavun Buteflika, Ulu Cami inşa ediyor" başlıklı yazısı ve FR24 bu caminin gerekli olup olmadığı konusundaki haberi üzerine gelmişti. FR24, 2 milyar dolara bir cami inşa etmeyle vatandaşlara yarar sağlayacak hastaneler inşa etme karşılaştırmasını yapmıştı.
Tebbun’un tutumu, Fransa’yı endişelendiriyor
Şarku'l Avsat'ın aktardığı habere göre eski milletvekili Hoca El-Erkam, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, Fransa’nın Tebbun’a saldırmasının medeniyet ve “iş” hususlarından kaynaklandığını belirtti. Erkam, Fransızların Çinlileri geçerek “bu büyük pastayı parmaklamak” istediklerine de değindi.
Aynı zamanda Fransızların saldırısının ise içten içe Tebbun'un ülkedeki Fransız nüfuzunu sınırlandırmak istemesinden kaynaklandığını ifade etti.



Lübnan cephesindeki tırmanış hedefi İsrail'in içgüdülerini harekete geçirmek

Geçtiğimiz haziran ayında Lübnan-İsrail sınırı yakınlarındaki el-Hıyam köyüne İsrail tarafından düzenlenen hava saldırısının ardından yıkılan evlerin önünden geçen bir kişi (AFP)
Geçtiğimiz haziran ayında Lübnan-İsrail sınırı yakınlarındaki el-Hıyam köyüne İsrail tarafından düzenlenen hava saldırısının ardından yıkılan evlerin önünden geçen bir kişi (AFP)
TT

Lübnan cephesindeki tırmanış hedefi İsrail'in içgüdülerini harekete geçirmek

Geçtiğimiz haziran ayında Lübnan-İsrail sınırı yakınlarındaki el-Hıyam köyüne İsrail tarafından düzenlenen hava saldırısının ardından yıkılan evlerin önünden geçen bir kişi (AFP)
Geçtiğimiz haziran ayında Lübnan-İsrail sınırı yakınlarındaki el-Hıyam köyüne İsrail tarafından düzenlenen hava saldırısının ardından yıkılan evlerin önünden geçen bir kişi (AFP)

Bölgedeki İsrail-Lübnan cephesinde gerilimin tırmanması kabusu ve bunun bölgesel bir savaşa dönüşmesi korkusu yeniden hortlarken bu kez de nedenler değişmedi. Taraflar, topyekun bir savaş istemediklerini, ancak mecbur kalmaları halinde böyle bir savaşa hazır olduklarını vurguladılar. Tarafların her biri siyasi çözüm çabalarını bir kez daha başlatması için ABD Başkanı'nın Lübnan Özel Temsilcisi Amos Hochstein’ın gelmesini bekliyor.

Gazze Şeridi’ndeki savaşın başlamasından bu yana defalarca kez tekrarlanan bu senaryoların absürt yanı ise sınırın her iki tarafındaki insanların da korkuya ve endişeye kapılmaları. Tarafların liderleri ise “Gerilimin tırmanmasını istemiyoruz, ama tırmanması halinde de buna hazırız” diyerek tehditler savurmaya etmeye devam ediyor. Bu tehditlere gerilimi daha da tırmandıran askeri operasyonlar eşlik ediyor.

xcd
Tel Aviv'de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu maskesi takarak Netanyahu’nun Hamas’ın elindeki İsrailli rehinelerle ilgili politikasını kınayan bir protestocu (DPA)

İsrailli gözlemciler, tansiyonun yükselmesinin nedeninin, kuzey bölgelerinde evlerini terk etmek zorunda kalan yaklaşık 80 bin kişinin sokağa dökülmesi, geriye kalan 200 bin kişinin ise Hizbullah’ın füze ve insansız hava araçları (İHA) ile düzenlediği saldırıların kabusuyla yaşayıp her gün başlarına bir roket düşecekmiş gibi hissetmeleri olduğunu söylediler. Gözlemcilere göre yaklaşık bir milyon kişi füzelerle hedef alınmayı bekliyor.

İsrail'in siyasi ve askeri yetkilileri, Lübnan'ı ‘yok etmekle ve Ortaçağ'a geri döndürmekle’ tehdit ettiklerinde İsrailliler buna inanarak ordunun savaşa girmesini talep etmeye başladılar. Bugün ise İsrail ordusu, bu kabadayılığının bedelini ödüyor. İsrail ordusu komutanları, Lübnan'ı tehdit etmeye devam ederken bir yandan da “Beyrut'u ikinci bir Gazze'ye dönüştürebiliriz, ama bedeli ağır olur. Tel Aviv ve Hayfa'daki mahalleler yerle bir olabilir” diyerek Lübnan’a karşı savaş isteyen İsraillileri de uyarıyorlar.

xscdvf
Hizbullah'ın geçtiğimiz temmuz ayında İsrail'in kuzeyindeki Kiryat Shmona'ya düzenlediği saldırının ardından olay yerinden yükselen dumanlar (Arşiv - Reuters)

Ancak bir yandan da ordu, Lübnan'a karadan girmek için hazırlıklarını sürdürüyor. Çünkü askeri kararlılık havadan saldırılar düzenleyerek değil, karadan girerek elde edilir. Öte yandan Hizbullah, aynı tehdidi savururken topyekun bir savaş istemediğini vurguluyor. Lübnanlılar ise savaştan bıkmış durumda. İsrail’in Lübnan'a gerçekleştirdiği saldırılarda şimdiye kadar yaklaşık 700 kişi öldü, çok sayıda kişi de yaralandı. Birçok mahalle yerle bir oldu. Hizbullah’ın önde gelen isimleri suikastlara kurban gitti.

Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Naim Kasım, Hizbullah destekçilerine güvence vermek için “Savaş istemiyoruz, ama saldırganlığa karşılık veriyoruz. Eğer savaş patlak verirse her iki taraf da önemli kayıplar verecek” ifadelerini kullandı.

Diğer yandan Hochstein, her iki tarafta da sıcak karşılanıyor ve bazı girişimlerle savaşı yatıştırabileceği umuluyor. Netanyahu, İsrail'in Güvenlik İşleri için Küçültülmüş Bakanlar Kurulu’nu (Kabinet) toplayıp ‘Hizbullah'ın saldırılarına müsamaha göstermeyecekleri için kuzeye daha fazla odaklanılması meselesini masaya yatıracağını’ söyleyerek gerilimi tırmandıran ilk kişi oldu.

xdc
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz haziran ayında İsrail'i ziyaret eden ABD Başkanı’nın Özel Temsilcisi Amos Hochstein'ı ağırlarken (DPA)

Ancak Hochstein ile görüşene kadar toplantıyı ertelemeyi kabul eden Netanyahu’nun yakın çevresine göre İsrail Başbakanı topyekun bir savaş istemese de başbakan olarak kalabilmek için savaşı kısık ateşte tutmayı yeğliyor. Washington'daki Big Brother’a güveniyor ve eğer savaşın kapsamı genişlerse ABD’lilerin yardımına koşacağına inanıyor. Yine de siyasi bir çözüm istediğini vurgulamaya devam ediyor.

Mesele, sınırlı da olsa askeri bir gerilimle birlikte sözlü bir gerilimin, bir hatanın ya da belirli bir davranışın yanlış yorumlanmasının bölgede durumu kötüleştirmek için yeterli olduğunun hesaba katılmayarak topyekun bir savaşa yol açabilecek olması.

xc
İsrail'in Gazze Şeridi'nin merkezindeki bir UNRWA okuluna düzenlediği saldırının ardından meydana gelen hasar (EPA)

Çözüm orada, bariz ve basit bir şekilde ortada. Herkes eğer Gazze'deki savaş biterse kuzeydeki gerilimin de sona ereceğini ve herkese hesaplarını gözden geçirmeleri için bir nefes alma alanı sağlayacağını biliyor. Hamas'ın elindeki İsrailli rehinelerin aileleri kuzeyde gerilimin tırmanmasının rehin tutulan yakınlarının sağ salim geri dönme umudunu yok edeceğini haykırırken ABD’li arabulucu Hochstein da bunun için çalışıyor.