Türkiye'nin en hızlı akan nehriydi şimdi ise göle döndü

Türkiye'nin en hızlı akan nehriydi şimdi ise göle döndü
TT

Türkiye'nin en hızlı akan nehriydi şimdi ise göle döndü

Türkiye'nin en hızlı akan nehriydi şimdi ise göle döndü

Türkiye’nin en hızlı akan nehri olma özelliğine sahip Çoruh Nehri Artvin'de üzerine yapılan barajlar nedeniyle bu ünvanını kaybederken, nehrin büyük bir bölümü ise göle döndü.
Bayburt'taki Mescit Dağları'ndan doğan ve Gürcistan'ın Batum ilinden Karadeniz'e dökülen, Güney Amerika'daki Amazon Nehri'nden sonra ikinci, Türkiye'nin ise en hızlı akan nehri olan Çoruh'un bu özelliği sona erdi. 431 kilometre uzunluğundaki Çoruh nehri üzerine kurulan barajların set oluşturması nedeniyle hızlı akma özelliği kaybederek göle döndü.

Türkiye sınırlarını terk etmeden önceki ortalama debisi saniyede 192 metreküp, yılda ise 6,3 milyar metreküp olan, 431 kilometre uzunluğundaki nehir üzerine kurulan barajların oluşturduğu set nedeniyle Çoruh'un hızlı akma özelliği son buldu.
Çoruh Nehri üzerinde işletmeye alınan 7 barajla birlikte 71 köyün yerleşim yerleri ve tarım arazileri kısmen su altında kaldı.

Bir dönem taşkınlarda debisi saniyede 500 metreküpe kadar çıkan nehirdeki akıntının yaydığı sesin yankılandığı Artvin, oluşan göllerle sessizliğe büründü. Nehirdeki akıntının yaydığı sesin yankılandığı Artvin, oluşan göllerle sessizliğe bürünürken, yöre sakinleri ise Çoruh'un eski ihtişamlı akışını özlediklerini söyledi.

Nehir üzerindeki barajlarla birlikte kurulan 2 bin 632 megawatt kapasiteli santrallerle yılda 8 bin 631 gigawatt elektrik üretiliyor. Yöre sakinleri, nehirle ülke ekonomisine katkı sağlanmasından memnun olduklarını; ancak Çoruh'un eski ihtişamlı akışını özlediklerini söyledi.
Deriner Barajı nedeniyle köyleri sular altında kalan Zeytinlik Köyü Muhtarı Mustafa Alpek "Çocukluğumuz Çoruh nehri kıyısında geçti, yüzerdik, balık tutardık. Bazen öğlen girer akşama kadar sudan çıkmazdık. Eskiden boşa akan suydu şimdi ülke ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Kim derdi ki Çoruh nehri böyle göl olacak, önü kapanacak. İnsan oğlu azgın Çoruh nehrini bile dizginledi” diye konuştu.

“Suyun altında bir tarih kaldı”
"Suyun altında bir tarih kaldı" diyen Zeytinlik köyü sakinlerinden Seher Demirel ise “Annem babam buralı bede bu köydenim. Ömrümüz Çoruh nehri kıyısında geçti. O günler özlüyorum, suyun altında tarih kaldı" derken, yöre sakinlerinden Yusuf Demirel ise ”Biz Çoruh nehriyle birlikte büyüdük. 6 yaşında Çoruh nehrinde yüzmeyi öğrendim. Köyün her insanı yüzmeyi bilir. Çoruh’un acı tatlı hatıraları anıları vardır. Birçok yakınlarımızı aldı götürdü ama iyi hatıralar da bıraktı. Zaman zaman köprüleri aldığı, binaları bastığı olmuştur, ama yine de bizim için farklı bir yaşamdı. Çoruh nehri Türkiye’nin en hızlı akan nehriydi. Üzerinde rafting sporu yapılırdı. Eskiden derlerdi Çoruh akar Türkler bakar derdi, ama bu yapılan barajlarla büyür bir enerji kaynağı olduğunu öğrendik. Bu enerjide bugünkü şartlarda Türkiye’nin şu anki ekonomisiyle ihtiyacı olan elektrik enerji üretebiliyorsa buda bizim teselli kaynağımız oluyor” ifadelerini kullandı.



İran vazgeçmiyor: Husiler ve Hizbullah yeniden silahlandırılıyor

Husi militanlar, Yunan şirkete ait Magic Seas gemisinin batma anını paylaşmıştı (Reuters)
Husi militanlar, Yunan şirkete ait Magic Seas gemisinin batma anını paylaşmıştı (Reuters)
TT

İran vazgeçmiyor: Husiler ve Hizbullah yeniden silahlandırılıyor

Husi militanlar, Yunan şirkete ait Magic Seas gemisinin batma anını paylaşmıştı (Reuters)
Husi militanlar, Yunan şirkete ait Magic Seas gemisinin batma anını paylaşmıştı (Reuters)

İran'ın Lübnan’daki Hizbullah ve Yemen’deki Husilere yeniden silah gönderdiği iddia ediliyor.

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde, Yemen yönetiminin, Kızıldeniz kıyısında Husilere gönderilen büyük bir silah sevkiyatını durdurduğu yazılıyor. 

Yemen hükümetinden çarşamba günü yapılan açıklamada, yönetime bağlı Ulusal Direniş Güçleri’nin 750 tonluk seyir füzesi, gemi ve hava savunma füzesi, savaş başlığı ve drone motoruna el koyduğu bildirildi. 

Yemen hükümeti, Birleşmiş Milletler (BM), Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) ve başta Suudi Arabistan’la ABD olmak üzere birçok ülke tarafından meşru yönetim olarak tanınıyor.

ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM), bunun İran’dan gönderilen ve Ulusal Direniş Güçleri’nin el koyduğu en büyük silah sevkıyatı olduğunu aktarıyor. 

Yetkililere göre klima kutularına saklanan silahlar arasında, İran tarafından geliştirilen Kader gemisavar füzeleri ve Husi milislerinin ABD'nin MQ-9 Reaper drone’larını düşürmek için kullandığı SA-67 füzeleri de bulunuyordu. 

ABD merkezli güvenlik danışmanlık şirketi Basha Report’un kurucusu Mohammed al-Basha, Tahran’ın ABD’nin Husilere martta düzenlediği hava saldırılarıyla imha edilen silah stokunu yenilemek için hamle yaptığını savunuyor. 

Husiler geçen hafta Kızıldeniz’de iki ticari gemiyi roketatar, füze ve drone saldırısıyla batırmıştı. En az üç mürettebat ölmüş, bazı kişiler de rehin alınmıştı. 

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, Yemen’e silah gönderildiği yönündeki iddiaları reddetti. 

WSJ, İran’dan Hizbullah’a gönderildiği iddia edilen silah sevkıyatının da Suriye’de durdurulduğunu yazıyor. 

Şam yönetimine bağlı güvenlik güçlerinin, aralarında Rus yapımı Grad roket ve Kornet tanksavar füzeleriyle İran menşeli hava savunma füzelerinin yer aldığı silah sevkıyatına, Irak ve Lübnan sınırında el koyduğu aktarılıyor. Mayıs ve haziranda düzenlenen operasyonlarda, sebze kolilerine saklanmış silahların bulunduğu ifade ediliyor. 

Haberde, Tahran’ın Suriye üzerinden Hizbullah’a silah sevkıyatı yaptığı ancak Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından İran’ın rotayı kullanmakta güçlük çektiği yazılıyor. 

ABD merkezli düşünce kuruluşu Washington Enstitüsü’nden Michael Knights, şunları söylüyor:

İran, Levant bölgesindeki varlığını yeniden inşa ediyor. Hizbullah’a füze gönderiyor ve Irak’tan Suriye’ye silah taşıyor.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Telegraph