Batı Afrika ülkeleri, terörle mücadele finansmanında anlaştı

Fransa Devlet Başkanı Macron, Fildişi Sahili ve Nijer’e kısa bir ziyaret gerçekleştirdi (Reuters)
Fransa Devlet Başkanı Macron, Fildişi Sahili ve Nijer’e kısa bir ziyaret gerçekleştirdi (Reuters)
TT

Batı Afrika ülkeleri, terörle mücadele finansmanında anlaştı

Fransa Devlet Başkanı Macron, Fildişi Sahili ve Nijer’e kısa bir ziyaret gerçekleştirdi (Reuters)
Fransa Devlet Başkanı Macron, Fildişi Sahili ve Nijer’e kısa bir ziyaret gerçekleştirdi (Reuters)

15 Batı Afrika ülkesi, Nijerya'nın başkenti Abuja’da düzenlenen zirvede bir araya geldi. Ülkeler, Sahel bölgesi ve Çad Gölü havzasında hız kazanan terörle mücadele kapsamında bir milyar dolarlık bir eylem planı konusunda anlaştı.
Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) Komisyon Başkanı Jean-Claude Kassi Brou, zirve kapanışında yaptığı konuşmada “Bölgedeki terörizmi ortadan kaldırmak için önümüzdeki beş yıllık eylem planı, ajandası ve bütçesi kabul edildi” dedi. Söz konusu bütçenin ülkelerin iç kaynakları tarafından izleneceğini belirten Brou, 2,3 milyar dolar değerindeki toplam fondan 1,3 milyar doların uluslararası ortaklar tarafından karşılanacağını açıkladı. Kalan miktarı Batı Afrika ülkelerinin toplayacağını belirten Başkan, bu miktarın üye devletlerin donanımlarını geliştirmede, ilgili yapılardaki eğitim faaliyetlerini ve etkin istihbarat alışverişini desteklemede kullanılacağını belirtti.
ECOWAS’ın eylem planı kaynaklarını yönetecek kapsamlı ve şeffaf bir mekanizma geliştirmek için çalışmaya başlamasıyla beraber, bu mekanizmanın ayrıntılarının daha sonra belirlenmesi bekleniyor.
Diğer yandan Batı Afrika ülkeleri, beş Sahel devleti ortak askeri gücünü Birleşmiş Milletler Antlaşması'nın 7’inci maddesine dâhil etmek gerektiğini vurguladı. Böyle bir durumun BM’den fon alımını kolaylaştıracağı belirtildi. Aynı zamanda BM Mali Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonu’a (MINUSMA) terörist gruplarla daha iyi yüzleşmek için hücum yetkisinin verilmesi çağrısında da bulunuldu.
Başkan Brou, terörist saldırıların 2018'e kıyasla yaklaşık yüzde 80 arttığı, sivil ve ordu üyelerinden bin 800’den fazla insanın öldüğü, 2,8 milyon kişinin yer değiştirdiği ve binlerce okulun kapatıldığına değinerek acil harekete geçme çağrısından bulundu.
Moritanya, Mali, Nijer, Çad ve Burkina Faso’nun ortak sınırı olan Sahel bölgesinde BM’ye bağlı yaklaşık 15 bin asker, Fransa’nın da Barkhane Operasyonu çerçevesinde 4 bin 500 askeri bulunuyor. Ancak bu askeri güçler, son yıllarda terörist saldırıların artmasını engel olamıyor.
Cumartesi günü Fildişi Sahili’ni ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, dün de Nijer’e kısa bir ziyaret gerçekleştirdi. Macron’un Nijer ziyareti, Fransız askeri varlığı konusundaki artan tartışmaların ardından geldi.
Macron, Fildişi Sahili ziyaretinde beş Sahel ülkesi hükümetlerinin, bölgedeki Fransız askeri rolü ve terörle mücadele konusunda net bir tutum sergilemeleri gerekliliğini vurguladı.
Macron söz konusu konuşmasında şunları söyledi;
“Bu hükümetlerden beklentim sorumluluk almaları ve gerçekleri konuşmalarıdır. Şayet beklediğimiz bu net tutum gösterilmezse Fransa bundan gereken dersleri alır. Askeri yetkinliğimiz aynı zamanda her bir tarafın egemenliğini korurken üstlendiği siyasi eyleme ve buradaki kalkınma politikalarımıza bağlıdır. Askerlerimizden, haklarındaki yalanlara inanan bu ülkelerin güvenliğini sağlamalarını ve terörle mücadelede risk almalarını isteyemem. Bu tür tartışmalarla uğraşmalarına da izin vermeyeceğim.”
Nijer, bu ayın başlarında ciddi bir saldırı yaşamıştı. Mali sınırı yakınlarındaki askeri bir üsse gerçekleşen saldırıda 71 asker ölmüştü. Ardından Nijer Devlet Başkanı Mahamadou Issoufou, perşembe günü yaptığı açıklamada ülkesinin Sahel bölgesindeki Fransız askeri varlığına olan bağlılığını vurgulamıştı. Bu net tutumundan dolayı Issoufou’yu takdir eden Macron, Burkina Faso ve Mali liderlerinden de aynı net tutumu bekliyor.
Fransa’nın bölgedeki altı yıllık varlığına rağmen Kuzey Mali'deki terör eylemleri sürüyor.  Üstelik söz konusu eylemler ülkenin merkezine ve komşuları Burkina Faso ile Nijer'e de sıçramış durumda.



Netanyahu, nükleer tehdit geri dönerse İran'a karşı harekete geçmek için ABD'den ‘yeşil ışık’ istiyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump Beyaz Saray'da (İsrail Başbakanlık Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump Beyaz Saray'da (İsrail Başbakanlık Ofisi)
TT

Netanyahu, nükleer tehdit geri dönerse İran'a karşı harekete geçmek için ABD'den ‘yeşil ışık’ istiyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump Beyaz Saray'da (İsrail Başbakanlık Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump Beyaz Saray'da (İsrail Başbakanlık Ofisi)

İsrailli bir yetkili, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ABD Başkanı Donald Trump ile bugün yapacağı görüşmede, Tahran'ın nükleer programını yeniden inşa etmesiyle ilgili her türlü faaliyete karşı harekete geçmek için ‘yeşil ışık’ isteyeceğini söyledi.

Yetkili İsrail'in Jerusalem Post gazetesine verdiği demeçte, “Amaç Lübnan'dakine benzer bir yetki almak; yani nükleer tesislerde şüpheli faaliyetler tespit edilirse ya da ABD ve İsrail savaş uçakları tarafından bombalanan bölgelerden uranyum transfer edildiğine dair kanıtlar bulunursa, bunlara karşı harekete geçmek için önceden ABD onayı alınmış olacak” dedi.

İsrail, İran'ın nükleer programını yeniden inşa etmesini engellemek için ABD öncülüğünde bir mekanizma kurmayı hedefliyor.

“Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile iş birliği yapmaması nedeniyle Snapback mekanizmasını (İran'a yeniden yaptırım uygulama mekanizması) da harekete geçirmek istiyoruz” diyen yetkili, İsrail'in Tahran üzerindeki baskıyı arttırmak istediğini belirtti.

Yetkili, UAEA müfettişlerinin geçen hafta ‘güvenlik gerekçesiyle İran'dan ayrıldığını, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın da UAEA ile iş birliğini askıya alan yasayı imzaladığını’ bildirdi.

Netanyahu dün Washington'a hareket etmeden önce gazetecilere yaptığı açıklamada, “İran'ın bizi yok etmeyi amaçlayan nükleer silah arayışını yenileme girişimlerine karşı uyanık kalmalıyız” dedi.

İsrail ordusu, haziran ayında sona eren İsrail-İran savaşının ardından odağını yeniden Hizbullah'ın altyapısını hedef almaya devam ettiği Güney Lübnan'a kaydırdı.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi CBS News'e verdiği demeçte, ABD'nin İran'ın Fordo Nükleer Tesisi’ni bombalamasının tesiste ‘ciddi ve ağır hasara yol açtığını’ ifade etti.

Arakçi, “Fordo'da tam olarak ne olduğunu kimse bilmiyor. Ancak şu ana kadar bildiğimiz şey tesislerin ciddi ve ağır hasar gördüğü” ifadelerini kullandı.