İsrail'den gaz ithalatına Ürdün vekillerden tepki

İsrail'den gaz ithalatına Ürdün vekillerden tepki
TT

İsrail'den gaz ithalatına Ürdün vekillerden tepki

İsrail'den gaz ithalatına Ürdün vekillerden tepki

İsrail gazının Amman'a ulaşma tarihi yaklaşırken Ürdün parlamentosu dün (pazar) acil kodlu bir nota yayınladı. Acil koduyla yayınlanan nota İsrail'den gaz ithal edilmesini engelleyen bir yasa çıkarılmasını öngörüyor. Bu adım hükümetin, parlamentoya başvurmadan gaz anlaşmasını imzalamasına cevap niteliğinde geldi.
Anlaşmayı protesto etmek için düzenlenen halk protestoları hükümet üzerinde baskı oluşturuyor. Son olarak birtakım eylemciler anlaşmaya karşı Ürdün Meclisi önünde protesto gösterisi düzenlediler. İsrail'den gaz ithal edilmesini engelleyen tasarının mecliste onaylanması halinde anlaşma iptal olacak. Gözlemciler ise bu ihtimali uzak görüyor.
Bazı milletvekilleri tarafından hazırlanan bu nota, gaz anlaşması sorumluluğunu önceki hükümetin üzerine atan mevcut hükümeti zor durumda bırakıyor. Çünkü parlamento aracılığıyla yeni mevzuat çıkarılması nihai bir anayasal çıkış noktasıdır. Acil kodu ile hazırlanan nota bugüne kadar 60'tan fazla milletvekili tarafından imzalandı. Bu sayının hükümet için anayasal açıdan bağlayıcılığı yoktur. Bir önceki Hani el-Mulki hükümeti Ürdünlü bir elektrik şirketi aracılığıyla İsrail gazının ithal edilmesi için bir Amerikan şirketi ile anlaşma yapmıştı. Bu durum tartışma kapısının aralanmasına ve halk protestolarına neden olmuştu. Protestocular düşman gazı alımını bir darbe olarak niteleyerek, gösterilerde hükümeti devirme tehdidinde bulundular.
İki yıldan uzun bir süredir bu meseldeki tıkanıklığı artıran şey, Hani el-Mulki ve ardından göreve gelen Ömer Razzaz hükümetlerinin, anlaşmanın gizliliği ve ayrıntıların ortaya çıkması halinde mali yaptırımlarla karşılaşılabileceği bahanesine sığınarak anlaşma maddelerini açıklamamalarıdır. Ömer Razzaz hükümeti anlaşmanın sorumluluğunu 2016 yılında görevde bulunan Hani el-Mulki hükümetinin üzerine atmaya çalışarak, sözleşmedeki cezai hükmü ihlal etmemek için anlaşmaya uyulması gerektiğini belirtti. Sözleşmeye göre anlaşmayı fesheden taraf, bir milyar Ürdün dinarı (bir milyar 400 milyon ABD Doları) ile cezalandırılır. Ürdün parlamentosu seçildiği ilk günden bu yana milletvekillerinin anlaşmanın ekonomik yönden geçerli olmadığı yönündeki iddiaları üzerine maddeleri tartışmaya açmak için birçok manevra yaptı. Öte yandan Ürdün, son zamanlarda benimsediği tutumlar sebebiyle İsrail ile ilişkilerinin siyasi açıdan gergin olmasına rağmen enerji anlaşmasını uygulamaya devam ediyor.
Ürdün Anayasa Mahkemesi’nin “istişari görüş” belirtmesine rağmen Ürdünlü milletvekilleri İsrail gazının ithaline başlanması için son günlerde manevra yapmaya devam ediyorlar. Anayasa Mahkemesi temmuz ayında bu anlaşmanın meclise sunulmasına gerek kalmadan uygulanabileceği yönünde karar vermişti.
Bilgi sahibi kaynakların daha önce Şarku’l Avsat’a aktardıkları bilgilere göre Ürdün Ulusal Elektrik Enerjisi Şirketi ile Amerikalı Noble Energy şirketi arasında imzalanan ve Ürdün toprakları üzerinden İsrail'e doğalgaz boru hattı uzatılmasını hedefleyen anlaşma kararı meclisin onayına sunulmadan kabul edildi. Bu anlaşma ABD'nin eski Amman Büyükelçisi Alice Wells’in önderliğindeki Amerikan baskısının ardından geldi. Alice Wells anlaşma lehine bir kampanya başlatarak, bu durum Ürdün hükümeti üzerinde bir baskı oluşturdu. Bunun üzerine Ürdün hükümeti anlaşma için yasa hazırlanması ve meclisin onayına sunulması dışında bir formül arama yoluna gitti. Ürdün Meclisi İsrail tarafıyla özellikle ekonomik sahada olmak üzere genel olarak her türlü normalleşmeye karşı çıkıyor. Ürdün Meclisi aynı zamanda anlaşma kanunun iki özel şirket arasında bir sözleşme şeklinde hazırlanmasına karşı çıkıyor.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.