Baba Vanga’nın kehanetine göre 2020’de Putin ve Trump’ın ‘hayatı tehlikede’

Fotoğraf: Twitter
Fotoğraf: Twitter
TT

Baba Vanga’nın kehanetine göre 2020’de Putin ve Trump’ın ‘hayatı tehlikede’

Fotoğraf: Twitter
Fotoğraf: Twitter

Asıl adı Vangelina Pandeva olan “Baba Vanga” (Vanga Nine)1996 yılında 85 yaşında öldüğünde geride pek çok kehanetini de bıraktı. ABD Başkanı Barack Obama’nın ABD’nin 44. ve ilk siyah başkanı olacağını bilen Baba Vanga’nın kehanetleri, 2020 yılına girmeye yaklaşırken bir kez daha ilgi odağı.
"Balkanların Nostradamusu" olarak anılan ve 11 Eylül 2001 saldırılarını da tahmin ettiği ileri sürülen Baba Vanga’nın gelecek yıl için gerçekleştirdiği öngörüler The Mirror gazetesinde yayınlandı.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, Baba Vanga’nın kehanetlerine göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kremlin içinden gerçekleştirilecek bir suikast sonucu hayatını kaybedebilir. Azil süreciyle başı dertte olan ABD Başkanı Donald Trump da beyin tümörü nedeniyle sağır kalabilir, hatta belki hayatını kaybedebilir.
Baba Vanga’nın bazı kehanetleri şöyle:
2016 — Avrupa'nın nüfusu azalacak
2018 — Dünyanın yeni hakimi Çin olacak. Çin ekonomik olarak güçlenecek.
2043 — Müslüman bir devlet yeniden Avrupa'nın tek hükümdarı olacak.
2046 — Tedavi edilmeyecek organ kalmayacak. Hastalıklı organın yerine yenisi yapılacak.
2076 — Bütün dünyada sınıfsız komünizm sistemi yerleşecek.
2088 — Bütün hastalıklar bir kaç saniyede tedavi edilecek.
2097 — Çabuk yaşlanmanın önüne geçilecek.
2167 — Yeni bir din ortaya çıkacak.
2304 — Ay'ın sırrı, gizemi çözülecek.
3005 — Mars'ta savaş yaşanacak.
3797 — Dünyanın sonu gelecek. Başka bir gezegende insan yapımı yeni bir hayat başlayacak.



Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Diliniz kilo vermenizde anahtar olabilir mi? Yeni araştırma sayesinde bilim insanları bunun mümkün olabileceğini söylüyor.

Araştırmacılar ilk kez dilin ve şekerli tatları alan tat reseptörünün üç boyutlu yapısının haritasını çıkardı.

Bu reseptörler tatlı tadı veren çok sayıda farklı kimyasal maddeyi algılayabiliyor ve ekşi ya da acı tatlar için kullanılanlar gibi diğer reseptörlerin aksine çok hassas olmayacak şekilde evrimleşmiş. Bu da enerji ihtiyacımız nedeniyle şekerli gıdalara yönelmemize ve onları arzulamamıza neden oluyor.

Çarşamba günü yapılan açıklamaya göre, bu tatlı tat reseptörünün daha iyi anlaşılması, onu düzenleyecek ve şekere olan iştahımızı değiştirebilecek şeylerin keşfedilmesini sağlayabilir.

Columbia Üniversitesi ve Howard Hughes Tıp Enstitüsü'nde doktora sonrası araştırmacı olan Dr. Juen Zhang yaptığı açıklamada, "Şekerin obezitede oynadığı öncü rol göz ardı edilemez" dedi.

Bugün şekerin yerine kullandığımız yapay tatlandırıcılar, şeker yeme arzumuzu anlamlı şekilde değiştirmiyor. Artık reseptörün neye benzediğini bildiğimize göre, daha iyi bir şey tasarlayabiliriz.

Zhang, Cell adlı akademik dergide yayımlanan bulguların ortak baş yazarı.

Bu dönüm noktasına ulaşmak için Zhang ve ortak yazarları üç yıl çalıştı.

Reseptörü analiz etmek için kriyo-elektron mikroskopi adılı tekniği kullandılar. Dilin ve tatlı reseptörünün 3 boyutlu yapısının görüntülerini yakalamak için elektron ışınları ateşlediler.

İki ana yarıdan oluşan reseptör, sinekkapan bitkisine benzeyen bir bileşen içeriyor. Bağlanma cebi adı verilen bu parçanın yapısını bilmek, bazı insanların tatlılara karşı neden bu kadar hassas olduğunun daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir.

Columbia Zuckerman Enstitüsü'nde baş araştırmacı ve çalışmanın ortak yazarı Dr. Anthony Fitzpatrick, "Bu reseptörün bağlanma cebini kesin bir şekilde tanımlamak, işlevini anlamak için kesinlikle hayati önem taşıyor" dedi.

"Tam şeklini bilerek, tatlandırıcıların neden ona bağlandığını ve reseptörü aktive eden veya işlevini düzenleyen daha iyi molekülleri nasıl geliştirebileceğimizi veya keşfedebileceğimizi anlayabiliriz" diye ekledi.

Tatlı tat reseptörü ağızda bulunmasına rağmen, vücudun her yerinde mevcut. Dolayısıyla, haritalar metabolizmayı inceleyen ek araştırmaları destekleyebilir. Bu araştırma, obeziteye karşı süregelen mücadeleye inanılmaz derecede yardımcı olabilir.

Obezite, her 5 çocuktan birini ve her 5 yetişkinden ikisini etkilediği ABD'de üstesinden gelinmesi gereken büyük bir sorun. Dahası, çok fazla şeker tüketmek kalp çevresinde ve karın bölgesinde daha fazla yağ birikimiyle ilişkilendiriliyor ki bu da kişinin sağlığı açısından riskli bir durum.

Fitzpatrick laboratuvarında araştırma teknisyeni ve çalışmanın ortak yazarı Andrew Chang, "İnsanlara yardımcı olabilmek için bilim anlayışımızı ileriye taşımaya çalışıyoruz" dedi.

Independent Türkçe