Singapur’da 'Halkalı Güneş Tutulması' görsel şölen oluşturdu

Singapur’da 'Halkalı Güneş Tutulması' görsel şölen oluşturdu
TT

Singapur’da 'Halkalı Güneş Tutulması' görsel şölen oluşturdu

Singapur’da 'Halkalı Güneş Tutulması' görsel şölen oluşturdu

Singapur’da izlenen ve ateşten bir halkaya sahip olan “Halkalı Güneş Tutulması” görsel şölen oluşturdu.
Singapur’da 2019 yılının son güneş tutulması gerçekleşti. Ay, Güneş'in önünden geçtiği sırada güneş ayın etrafında ateşten bir halka oluşturdu. “Halkalı Güneş Tutulması” olarak adlandırılan bu görsel şölen, Singapur dışında Suudi Arabistan, Hindistan, Malezya, Sri Lanka, Umman, Katar, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya'nın Sumatra ve Riau Adaları, Filipinler, Tayland ve Guam’da gözlemlendi.

Singapur'daki güneş tutulması Sentosa, Jurong, Bukit Timah ve Changi bölgelerinde yerel saatle 11.27 ile 03.18 arasında gerçekleşti.
Ay Güneş'ten daha küçük ancak Dünya’ya Güneş'ten daha yakın olduğu için ikisi de aynı büyüklükte görülüyor. Ay şu anki konumunun normalden biraz daha uzak olması nedeniyle Güneş'ten daha küçük görünüyor.

Ay’ın tutulmanın gerçekleştiği sırada dünyadan bakıldığında Güneş’ten daha küçük görünmesi nedeniyle, Ay Güneş'i tam kaplamıyor ve çevresinde ateşten bir halka oluşuyor.
Bir sonraki Halkalı Güneş Tutulması'nın ise 2063 yılının Şubat ayında yani 44 yıl sonra gerçekleşmesi bekleniyor.



Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Diliniz kilo vermenizde anahtar olabilir mi? Yeni araştırma sayesinde bilim insanları bunun mümkün olabileceğini söylüyor.

Araştırmacılar ilk kez dilin ve şekerli tatları alan tat reseptörünün üç boyutlu yapısının haritasını çıkardı.

Bu reseptörler tatlı tadı veren çok sayıda farklı kimyasal maddeyi algılayabiliyor ve ekşi ya da acı tatlar için kullanılanlar gibi diğer reseptörlerin aksine çok hassas olmayacak şekilde evrimleşmiş. Bu da enerji ihtiyacımız nedeniyle şekerli gıdalara yönelmemize ve onları arzulamamıza neden oluyor.

Çarşamba günü yapılan açıklamaya göre, bu tatlı tat reseptörünün daha iyi anlaşılması, onu düzenleyecek ve şekere olan iştahımızı değiştirebilecek şeylerin keşfedilmesini sağlayabilir.

Columbia Üniversitesi ve Howard Hughes Tıp Enstitüsü'nde doktora sonrası araştırmacı olan Dr. Juen Zhang yaptığı açıklamada, "Şekerin obezitede oynadığı öncü rol göz ardı edilemez" dedi.

Bugün şekerin yerine kullandığımız yapay tatlandırıcılar, şeker yeme arzumuzu anlamlı şekilde değiştirmiyor. Artık reseptörün neye benzediğini bildiğimize göre, daha iyi bir şey tasarlayabiliriz.

Zhang, Cell adlı akademik dergide yayımlanan bulguların ortak baş yazarı.

Bu dönüm noktasına ulaşmak için Zhang ve ortak yazarları üç yıl çalıştı.

Reseptörü analiz etmek için kriyo-elektron mikroskopi adılı tekniği kullandılar. Dilin ve tatlı reseptörünün 3 boyutlu yapısının görüntülerini yakalamak için elektron ışınları ateşlediler.

İki ana yarıdan oluşan reseptör, sinekkapan bitkisine benzeyen bir bileşen içeriyor. Bağlanma cebi adı verilen bu parçanın yapısını bilmek, bazı insanların tatlılara karşı neden bu kadar hassas olduğunun daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir.

Columbia Zuckerman Enstitüsü'nde baş araştırmacı ve çalışmanın ortak yazarı Dr. Anthony Fitzpatrick, "Bu reseptörün bağlanma cebini kesin bir şekilde tanımlamak, işlevini anlamak için kesinlikle hayati önem taşıyor" dedi.

"Tam şeklini bilerek, tatlandırıcıların neden ona bağlandığını ve reseptörü aktive eden veya işlevini düzenleyen daha iyi molekülleri nasıl geliştirebileceğimizi veya keşfedebileceğimizi anlayabiliriz" diye ekledi.

Tatlı tat reseptörü ağızda bulunmasına rağmen, vücudun her yerinde mevcut. Dolayısıyla, haritalar metabolizmayı inceleyen ek araştırmaları destekleyebilir. Bu araştırma, obeziteye karşı süregelen mücadeleye inanılmaz derecede yardımcı olabilir.

Obezite, her 5 çocuktan birini ve her 5 yetişkinden ikisini etkilediği ABD'de üstesinden gelinmesi gereken büyük bir sorun. Dahası, çok fazla şeker tüketmek kalp çevresinde ve karın bölgesinde daha fazla yağ birikimiyle ilişkilendiriliyor ki bu da kişinin sağlığı açısından riskli bir durum.

Fitzpatrick laboratuvarında araştırma teknisyeni ve çalışmanın ortak yazarı Andrew Chang, "İnsanlara yardımcı olabilmek için bilim anlayışımızı ileriye taşımaya çalışıyoruz" dedi.

Independent Türkçe