Lübnan ekonomisi çöküşün eşiğinde kıtlık kapıda

Lübnan’da toplumsal güvenlik ağı sisteminin tamamen çökmek üzere olduğunu gösteren işaretler netleşmeye başladı (AP)
Lübnan’da toplumsal güvenlik ağı sisteminin tamamen çökmek üzere olduğunu gösteren işaretler netleşmeye başladı (AP)
TT

Lübnan ekonomisi çöküşün eşiğinde kıtlık kapıda

Lübnan’da toplumsal güvenlik ağı sisteminin tamamen çökmek üzere olduğunu gösteren işaretler netleşmeye başladı (AP)
Lübnan’da toplumsal güvenlik ağı sisteminin tamamen çökmek üzere olduğunu gösteren işaretler netleşmeye başladı (AP)

Tony Boulos
Ekonomik çöküş, Lübnan para birimi LBP'nin değer kaybetmesiyle birlikte satın alma güçleri de azalan halkın başlarının üzerinde Demoklesin kılıcı gibi sallanıyor.
Bu hayalet, özel sektörde yaklaşık 160 bin kişinin işlerini kaybetmesiyle orta sınıf terimini ortadan kaldırmaya yaklaşırken, çoğu küçük ve orta ölçekli şirketi vuran kriz dolayısıyla da yine özel sektörde yaklaşık 600 bin pozisyon daha tehdit altında. 2020 yılı başlangıcıyla yoksulluk oranının, Lübnan halkının yüzde 50’sini aşması bekleniyor.
Canbolad uyardı: Kıtlığın eşiğindeyiz
Tüm ekonomik sektörlerin verimsiz ve nispeten çökmüş olduğunu ifade eden birçok uzmanın açıklamasına göre Lübnan ekonomisi, harap halde. Durum, çok sayıda Lübnanlı yetkiliyi, tüketim malzemesi krizine karşı uyarı yapmaya itti. Lübnan’daki geniş kesimler arasında da açlık riski baş göstermeye başladı. Bu çerçevede (Dürzi) İlerici Sosyalist Parti Genel Başkanı Velid Canbolad, ekonominin çökmek üzere olduğunu belirterek, kıtlığın eşiğine ulaştıklarını ifade etti. İSP'nin ekonomik projelerini değerlendiren Canbolad, “muhtaç aileleri desteklemek, gıda yardımları dağıtmak, tarım üretimini teşvik etmek, ilaç stoklamak ve sağlık koşullarına mümkün olduğunca dikkati etmek” için çabaların sarf edildiğini söyledi.
Canbolad öncesinde (Maruni Hristiyan) Bağımsızlık Hareketi Genel Başkanı ve Milletvekili Mişel Moavad da Lübnan’da Birinci Dünya Savaşı sırasında meydana gelen benzer bir kıtlığa karşı uyardı. Maliye Bakanı Ali Hasan Halil ise Lübnan’ın bütçe açığına bağlı karmaşık bir krizle karşı karşıya olduğuna dikkati çekti. Krizin, ekonomik ve finansal düzeyde bir krize dönüştüğünü belirten Hasan Halil, durumun bugünkü sorunun kritik bir parçası haline geldiğini söylerken, “Hızlı şekilde çözümler üretmezsek, kıtlık ve yoksulluk düzeyine ulaşacağız” ifadelerini kullandı.
'Yarım maaş', büyük bir çöküşün habercisidir
Toplumsal güvenlik ağı sisteminin tamamen çökmek üzere olduğuna dair işaretler, netleşmeye başladı. Özel kuruluşların yaklaşık yüzde 70’i, çalışanlarının maaşlarını yarıya indirdi. Geri kalan kısım ise, gelecek aylarda herhangi bir maaş ödemesi yapamayabilir. Hazine gelirlerinin yüzde 40 oranında azalma yaşadığını belirten Maliye Bakanlığı raporlarının yanı sıra Lübnan’daki iş gücünün yüzde 38’ini oluşturan kamu sektörü çalışanlarının maaşlarıyla ilgili de çeşitli soru işaretleri gündeme geldi.
Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan akradığı habere göre finansal kaynaklar, kamu çalışanlarının maaş fonlarının 3 ay için güvence altında olduğunu açıkladı. Ancak gümrük vergisi gelirlerindeki düşüş ve vatandaşların vergi ödeme isteksizliği nedeniyle hazine gelirlerinde düşüş yaşanmaya devam ediyor. Bu durum da maaşların, tehlike altında olduğunu ortaya koyuyor.
Kaynaklar, 2020 yılının, Lübnan vatandaşlarının yaşam tarzları açısından tamamen farklı bir yıl olacağını belirtirken, “Bugün yaşananların, en kötüsü olduğunu düşünenler, yanılıyor” dedi. Krizin, Şubat ayı sonundan itibaren zirveye ulaşmasının beklendiğini ifade eden kaynaklara göre, refah sayfası çevriliyor ve Lübnanlıların modern çağda alışkın olmadığı bir yaşam tarzına geçiş yapılıyor.
'Gıda güvenliğini' sağlama
Lübnan’daki tarım sektörünün zayıflığı, ithalatın ülkenin gıda ihtiyacının yüzde 80’ini aşmış olması ortasında, kıtlık tehlikesinden kaçınmak amacıyla, “teşvik kampanyaları, Lübnan bölgelerinde kendi kendine yeterlilik için arazi yetiştirme ve yatırım yapma kampanyaları” yeniden ortaya koyulmaya başlandı. 1990 yılında iç savaşın sonlanmasından bu yana gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) da yüzde 23 oranında azalırken, şu an yüzde 4 olarak seyrediyor.
Cebel-i Lübnan bölgesindeki bazı belediyeler, yatırım yapılmayan arazilerin sahiplerini belediye meclisleriyle işbirliğine davet etmeye ve belediyelerin gözetiminde bu arazileri yatırım amacıyla çiftçilere kiralamaya başladı. Belediyeler, yüksek tahıl ve gıda fiyatlarıyla karşı karşıya kalan yoksullara yardımcı olmak amacıyla toprak işleme ve ekim yapma çağrısı yaptı. İlerici Sosyalist Parti Genel Başkanı Velid Canbolad da ekim için tohum sağladı.
Bekaa vilayetinde ise Litani Nehri Ulusal Otoritesi, Tarımsal Araştırma Kurumu’ndan, otoriteye bağlı 15 hektarlık araziler için 4 bin kg ekmeklik buğday tohumu sağladı. Aynı şekilde Bekaa’nın Bar Elias kasabasında 32 dönümlük bir arazide daha buğday yetiştiriciliğine başlandı. El-Karaun barajı yakınlarındaki bir arazi de buğday yetiştiriciliği yapmak üzere hazırlanıyor. Tüm bu girişimler ise, otoritenin araziden yararlanmak ve gıda güvenliğini sağlamak için başlattığı adımların bir parçası olarak gelişti.
Litani Nehri Ulusal Otoritesi, asıl görevi sulama, kurutma, içme suyu ve elektrik projesinin uygulanması olan bir kamu kurumudur.
'Felaket' yılı
Kriz çerçevesinde finansal kaynaklar, 2020 yılının Lübnan halkı açısından felaket yılı olacağını açıkladı. Kaynaklar, Merkez Bankası’nın yurt dışından ithalat ve 2020 yılı için Eurobond sağlamak için 18 milyar dolar nakit temin etmesi gerektiğini duyurdu. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Lübnan’ın, 2020 yılı başında GSYİH’nin yüzde 154’üne ulaşacağını belirtti. Bu oran da dünya da en yüksek dış borçlardan biri.
Kuruluş, Mart 2020’de 2,5 milyar dolarlık uluslararası tahvil değeri ile başlayan ana ödemelerin, mevduatlara yönelik baskıların devam etmesi dolayısıyla Lübnan açısından son derece yüksek olabileceğini ifade etti. Bu durumun, Lübnan’ın ödeme yapamama riskini artıracağını belirten kuruluş, Lübnan’ın 9 Mart 2020’de 1,21 milyar dolar ve 14 Nisan 2020’de 700 milyon dolar değerinde, önemli döviz yükümlülükleri ile karşı karşıya kalacağını vurguladı.
Yeni metot: Lükse hayır
Kaynaklar, ithal mobilyalar, birçok elektronik cihaz, uluslararası markalar, tanınmış parfümler, kozmetikler ve oyuncaklar gibi lüks yaşamla ilgili her şeyden uzaklaşılmasının yanı sıra otomobil şirketlerinin, büyük şirketlerle yapılan sözleşmelerin yaklaşık yüzde 90’ını iptal ettiğini açıkladı. Aynı şekilde vatandaşın yurt dışından sipariş etmesi ve dolar ya da nakit olarak ödemesi gereken yedek parçalar gibi bazı temel unsurlar da artık ülkeye sokulmayacak. Tüm bunlar ise tüketici tarafından talep edilmesi halinde de bazı ürünlerin kullanılamayacağı anlamına geliyor.
Kaynaklar, Lübnan pazarlarına ‘mevduat veya orta vadeli yatırım olarak yaklaşık 10 milyar dolar’ pompalayan bir dış yardımla sıkı bir reform planının yürürlüğe koyulması halinde, ekonominin 3 yıl içerisinde kademeli olarak toparlanabileceğini belirtti. Ancak kaynaklar, 2020 yılının yaşanan koşullar çerçevesinde çok zor geçeceğine dikkati çekti.



Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

TT

Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

İsrail ordusu bugün, aynı bölgede Hamas'a ait üç kilometreden uzun büyük bir tünelin imha edildiğini duyurduktan bir gün sonra, kuvvetlerinin “Majin Oz” adı verilen yeni bir eksenin açılışını tamamladığını açıklayarak Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri, özellikle de Han Yunus sakinlerini şaşırttı.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, “188. Tugay ve Golani Tugayı güçleri Han Yunus'un doğusu ve batısını ayıran Majin Oz ekseninin açılışını tamamladı. Eksen yaklaşık 15 kilometrelik bir mesafe boyunca uzanıyor.”

Yeni “Majin Oz” ekseni Han Yunus'un doğusunu batıdan ayıracak ve Han Yunus'un Refah'tan ayrılmasını “Morag” ekseniyle de devam ettirecek.

Resim  İsrail ordusu tarafından yayınlanan, soldan sağa çapraz olarak uzanan ve Morag ekseni ile bir noktada kesişen Magen Oz ekseninin görüntüsü

Han Yunus bölgesindeki son hamleler, İsrail'in “insani şehir” olduğunu iddia ettiği ve Refah'taki (Gazze Şeridi'nin güneyi ve Han Yunus) yüz binlerce Gazzeli’nin bir çadır alanına tıkıştırılmasına yol açacak planla aynı zamana denk geliyor.

İsrail ordusuna göre bu yeni eksen, Hamas üzerindeki “baskının” ve Han Yunus Tugayı'na karşı yürütülen savaşın çözümünün merkezi bir parçası.

Bir parçalama politikası

Ancak İsrail, Gazze'yi parçalamak ve Doha'da devam eden dolaylı müzakerelerde İsrail'in Şerit'ten tamamen çekilmesinde ısrar eden Hamas üzerinde baskı kurmak için tesadüfi coğrafi eksenler dayatma politikası izliyor.

Gazze'deki saha kaynakları Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, "Yeni eksen İsrail'in kontrolü altındaki birçok bölgeyi kapsıyor: Kizan en-Neccar, Curti el-Lut, Şeyh Nasır, Mean, Menara, Huza'a, Absan, al-Kara'a ve Beni Suheyla." Kaynaklar, “bu bölgenin, herhangi bir Filistinlinin sınıra yaklaşmasını önlemek için sınırdan 2 kilometreden daha uzağa ulaşan geniş tampon bölgeler oluşturmayı amaçladığını,

bunun da Han Yunus'un doğu bölgesinde yaşayan yüz binlerce kişinin İsrail güçlerinin orada kalması halinde, evlerine dönmesini engellemek anlamına geldiğini” belirtti.

İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre yeni “Magen Oz” ekseninin ilan edilmesiyle Hamas üzerinde daha fazla baskı kurulması amaçlanıyor.

İsrail, Refah'ı Han Yunus'tan ayıran Morag ekseninden çekilmemekte ısrar ederken, İbrani medyasının Refah'ın yaklaşık 2 kilometreye kadar olan bazı bölümlerinde askeri kontrolü sürdürmesi koşuluyla “eksenden çekilmek için müzakerelerde esneklik önerdiği” yönündeki haberleri Hamas reddediyor. Hamas, tamamen çekilene kadar kademeli bir çekilme için harita ve belirli tarihler konusunda ısrar ediyor.

Hamas, özellikle geçtiğimiz ocak ayında gerçekleşen ateşkes sırasında İsrail ordusu tarafından kurulan Netzarim ekseninin (Gazze Şehri'nin güneyinde, Gazze Şeridi'nin kuzeyini merkezinden ve güneyinden ayıran) büyük bir kısmı ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde geçici olarak kurulan eksenlerin bir kısmını ortadan kaldırmayı başardıktan sonra, kademeli geri çekilme ve bu yeni eksenlerin ortadan kaldırılması taleplerinde ısrarcı görünüyor.

Büyük Tünel Yıkıldı

Bu arada İsrail ordusu dün, iki aydan uzun bir süre önce Han Yunus'ta yapılan operasyonlar sırasında keşfedilen büyük bir Hamas tünelini yıktığını duyurdu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, güçlerinin "merkezi bir yeraltı yolunda bulunan tüneli keşfettiğini ve tamamen yok ettiğini" belirterek, tünelin "yaklaşık 3,5 kilometre uzunluğunda olduğunu ve içinde birkaç sığınak bulunduğu" kaydedildi.

Şarku'l Avsat'a konuşan Filistinli saha kaynaklarına göre “bu tünel Hamas'ın askeri kolu olan El Kassam Tugaylarına ait en uzun tünellerden biri ve tünelden birçok tünel ve açılım bulunuyor, savunma tünelleri, komuta ve kontrol için kullanılan tüneller var.”

“Tünelin Mean, Al-Menara ve Han Yunus'un güneydoğusundaki diğer bölgelerde yer aldığını” belirten kaynaklar, “tünelin Kassam Tugayları savaşçıları için savaş düğümleri içerdiğine ve bu tüneli gerek bu bölgelerde gerekse büyük tünelin açıldığı yakın bölgelerde İsrail güçleriyle savaşmak için kullandıklarına” işaret etti.

Kaynaklar, son birkaç haftalarda bu bölgelerde çok sayıda operasyon gerçekleştirildiğini ve İsrail araçlarının patlayıcı düzenekler ve tanksavar füzeleriyle hedef alındığını belirtti.

Kaynaklar, savaşın belirli bir döneminde, büyük tünelin içinde, saha komutanlarının İsrail güçlerine karşı muharebeleri yönettiği, bu güçlerin hareketlerinin izlendiği ve onlara karşı saldırı planlamak için hareketlerinin belgelendiği komuta ve kontrol için özel tüneller bulunduğuna dikkat çekti.

rtgy6u
Gazze tünelinin içindeki bir İsrail askeri, Kasım 2023 (Reuters)

İsrail güçleri, savaşın başlangıcında ve Netzarim ekseninin kontrolünde duyurulduğu gibi, bazıları 2 ve 3 kilometre uzunluğa ulaşan, bazıları Gazze Şeridi'nin kuzeyi ile merkezini birbirine bağlayan ve araçların geçtiği çeşitli büyüklükteki tünellerin imha edildiğini sık sık duyurdu.

İsrail güçleri Gazze Şeridi'nde 20 aydan fazla bir süredir faaliyet göstermelerine, Hamas'ın kabiliyetlerini önemli ölçüde yok etmeyi başardıklarını iddia etmelerine rağmen, Han Yunus örneğinde olduğu gibi girdikleri bölgelere her yeniden girişlerinde daha fazla tünel ortaya çıkarmakta ve bunları yok etmek için çalışmaktadırlar. Saha kaynakları İsrail ordusunun daha önce bu bölgede en az bir kez, bazı bölgelerde ise iki kez operasyon düzenlediğini vurguluyor.